Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/475 E. 2019/602 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/475 Esas
KARAR NO : 2019/602

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 14/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan ve diğer davalı şirket adına kayıtlı bulunan —- plakalı araç ile müvekkili adına kayıtlı —- plakalı aracın 06.09.2013 tarihinde —— yakınlarında ölümlü ve yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştirdiklerini söz konusu kazada trafik tespit tutanağına göre davalıya ait araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu müvekkili aracında mevcut kaza sebebiyle ağır hasar meydana geldiğini kaza akabinde müvekkilin kasko sigortası — tarafından görevlendirilen eksper marifetiyle hasar tespit işlemlerinin gerçekleştirildiğini aracın mevcut kaza sebebiyle onarımının ekonomik olmadığı ve bu sebeple pert total işlemine tabi tutulması gerektiği yönünde görüş belirtildiğini sigorta şirketince aracın Perte ayrılmış olması sebebiyle müvekkilinin 04/10/2013 tarihinde aracın kaza anındaki rayiç değerine göre ödeme yapıldığını, müvekkilin — öğretim üyeleri ve öğrencilerinin servis taşımacılığı işini taşeron olarak ben —- adına yürüttüğünü ayrıca müvekkilin aracının tamiri için serviste kaldığı süre boyunca kullanılmadığını, —– işlemlerinin tamamlanması ve hesabına ödeme yapılacağı tarihe kadar ticari olarak kazanç kaybına uğradığını ekteki ödeme dekontunden de anlaşılacağı üzere müvekkilin 06/09/2013-04/10/2013 tarihine kadar kasko sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alamadığı gibi ilgili sigorta şirketince hasara ilişkin ödemenin gerçekleştirildiği tarihe kadar müvekkile herhangi bir ikame araçta tahsis edilmediğini müvekkilin bu sebeple iş ve gücünden yoksun kalarak ticari yönden de zarara uğradığını söz konusu kaza sebebiyle davalıların sorumluluğunun karayolları trafik kanunu 85. maddesine dayandığını işleten ve sürücü sıfatı ile davalıların sorumlu olduğunu belirterek öncelikle davalıların işleten ve sürücüsü olduğu —- plaka sayılı araca araç üzerine tedbir konulmasını ve müvekkilin aracından mahrum kaldığı günlere ilişkin ticari kazanç kaybına dair hesaplamanın bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek haksız fiilin gerçekleştiği kaza tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalılardan dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kusurun davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası sebebiyle davacı aracının pert olduğu ve kullanılamadığı iddiası kapsamında uğranılan kazanç kaybının davalı karşı taraf aracı işleten ve sürücüsünden tazminine ilişkin açılan belirsiz alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının davalı aracı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebi, HMK 389/1 maddesi uyarınca sadece uyuşmazlık konusu hakkında karar verileceğine ilişkin yasal düzenleme gereğince davanın kazanç kaybına ilişkin belirsiz alacak davası olması ve dava konusu edilmeyen araç üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı değerlendirilerek reddedilmiştir.
Kazaya karışan araçların malik kayıtları, hasar dosyası ve onarıma ilişkin kayıtlar celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, 06/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle davacının aracı kullanamamasına bağlı olarak kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı, uğradıysa miktarı, kazada tarafların kusur oranları, davalıların söz konusu kazanç kaybından sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler miktarı hususlarında toplanmaktadır.
HMK.’nın 190. Maddesinde; “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendine hak çıkaran tarafa aittir.”; Medeni Kanun 6. Maddesi ise “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine haizdir. Davacı yanın iddiaları salt sunulan delil ve belgeler üzerinden değerlendirilebilecek hususları içermemekte, kusur oranının tespiti, kazanç kaybı miktarı ile zararın belirlenmesi açısından teknik bilirkişilere başvurulması gerekmektedir.
Yargılamanın 3 nolu celsesinde yapılan ön inceleme duruşmasında davacı vekiline bilirkişi ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde eksik avansın tamamlanmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edildiği, davacı vekilince duruşmada hazır olunduğu, HMK 73 maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlemlerde vekile yapılan ihtaratın yeterli olacağı, verilen süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı sonraki celse de davanın takipsiz bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı, davacı vekilinin süresi içerisinde yenileme talebinde bulunması sebebiyle mahkememizce oluşturulan yenileme tensip tutanağının taraflara tebliğ edildiği ve davacı vekilince belirlenen duruşma gününde ama eksik bilirkişi ücreti yatırıldığı görülmüştür. Davacı vekilince dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi talep edilmiş ise de davalı …’in duruşmada verdiği beyanda dava konusu edilen hususlar yönünden davanın ispat edilememiş sayılmasına karar verilmesini talep etmiş; yine diğer davalıya bu hususta muvafakati olup olmadığı, verilen süre içesinde beyanda bulunmaz ise muvafakati olmadığının kabul edileceği yönünde ihtaratlı tebligat yapılmış, ihtar ile verilen süre içerisinde davalı şirketin de yanıt vermemesi sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına muvafakat vermediği kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ispat yükü kendisine ait olan davacı tarafça dosyaya sunulan belge ve bilgilerin davacının dava konusu ettiği zararın varlığının kanıtlamaya yeterli olmadığı, bilirkişi incelemesi için gerekli olan ücretin süresi içerisinde yatırılmadığı ve celse kaybına sebep olacak şekilde ve sonradan eksik yatırıldığı, davalıların bilirkişi incelemesi yapılmasına muvafakat vermediği ve davacı yanca sunulan belgelerin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, somut olayda zararını ispat etmesi gerekenin davacı taraf olduğu ancak mevcut deliller ile davasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla kanıtlanamayan davanın reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 44,40-TL’nin başlangıçta yatırılan 27,70-TL’den mahsubu ile bakiye 16,70-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad olarak kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacı vekili ile davalı —— yokluğunda, davalı — yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.