Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/440 E. 2020/517 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/440 Esas
KARAR NO : 2020/517
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı müteveffa—– davalı —- dava dışı eşi—- —- ile kayıtlı —– ortakları olduklarını, müvekkili davacı —–şirket ortaklarından müteveffa —- tek mirasçısı olduğunu, davalı ———— finansman ve muhasebe işleri başta olmak üzere mali tablosunu müteveffa ortağın mirasçılarının bilgisine ya da muvafakitine başvurmadan yönettiğini, davacı müvekkil şirketin yönetimi hakkında ne bilgi ne de söz sahibi olamadığını, Müteveffa ortağın vefatı sonrasında davalı —- ve dava dışı eşinin——– aktif malvarlığını müvekkilinin bilgisi olmaksızın boşalttığını, başta —– olmak üzere hiçbir mali yükümlülüğünü yerine getirmediğini, —– müteveffa —— taşınmazları üzerine haciz tatbik ettiğini, vefat sonrasında şirketten ve borçlarından haberdar olan müvekkilinin, üzerindeki haciz tehdidi ile şirketin —– şirket ortağı mirasçısı sıfatı ile tek başına ödemek zorunda bırakıldığını, davalı—– ait işyerindeki muhtemel rizikoları güvence altına alan davalı——- düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin oğlu müteveffanın vefatını müteakip davalı —–mezkur sigorta poliçesinin lehdarını haksız ve dayanaksız biçimde değiştirmiş olduğu, sigorta poliçesinde lehdar ——— müvekkilinin rızası ve bilgisi olmadan davalı —–olarak gösterilmiş bulunduğunu, bu değişikliği müteakip, işyerinde —— tarihinde vuku bulan bir şüpheli yangın sonrasında şirkete ait malların hasar gördüğünü, yangından kaynaklı sigorta tazminatını da davalı —– tek başına tahsil ettiğinin öğrenildiğini, sigorta poliçesinin lehdarı değiştirilirken —- tanziminde davalı ——- gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulduğunu, sahte imzalı sahte belgeler sunulduğunu, davalı sigorta şirketi de üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek, gerekli incelemeyi yapmadan, müteveffa ortağın vefatını dahi bilebilecek konumda iken incelemeden ve tespit etmeden kusurlu olarak bu sahte belgeler doğrultusunda usulsüz biçimde —- düzenlediğini ve sigorta lehdarını usulsüz biçimde değiştirdiğini, davalı sigorta şirketince yangın hasarını müteakip, asıl lehdar davalı———-dolayısı ile mirasçılık nedeni ile şirket ortağı sıfatını kazanan müvekkili olması gerekirken usulsüz biçimde davalı —— ödenen tazminat miktarlarını ise davalı sigorta şirketinden ısrarla talep etmiş olmamıza rağmen bugüne değin haksız yere ödenen toplam sigorta tazminat mikarı öğrenilemediğini iddia ederek;
Bu sebeple kısmen müvekkiline intikal etmesi gerekecekken haksız ve dayanaksız biçimde davalı —- ödenen sigorta tazminatlarının, şimdilik —–sigorta hasar tazminatı alacağının hasar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın meydana geldiği iş yerinin müvekkili şirkete davaya konu olay tarihi itibariyle ——vadeli——-olduğunu, yangının meydana geldiği ihbarında bulunulması üzerine müvekkili sigorta şirketi tarafından eksper görevlendirildiğini, ekspertiz incelemesi sonucu yapılan değerlendirmelerde hak sahibi—-tespit edilen gerçek zararı olan —— hasar tazminatının ödendiğini, şirket ile davacı arasında düzenlenmiş herhangi bir poliçe olmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafın iddialarının muhatabı olmadığını, davacı tarafın afaki olarak gerçeğe aykırı beyanları ve sahte belgelerden bahsetmekteyse de bu idilaranı ispat edecek resmi bir belge sunamadığını ve taraflarına tebliğ ettirilmediğini, davadan önce de kendisinin hak sahibi olduğuna yönelik olarak müvekkili şirkete herhangi bir başvurusunun olduğuna dair belge de sunmadığını, iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, araştırmalar sonucu ve tespit edilen belgeler nedeniyle poliçe teminatı kapsamındaki hasar tazminatının hak sahibinin ——— şahıs şirketi olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin poliçe kapsamındaki hasar tazminatının hak sahibi sigortalısına ödeyerek sorumluluğunu tamamen yerine getirdiğini, müvekkili şirketin davaya konu hasar ile ilgili olarak davacıya ve sigortalıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, temerrüt oluşmadığı için faiz talebinin de yerinde olmadığını savunarak ,
Mesnetsiz olduğunu iddia ettiği taleplerin ve davanın reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı firma ve yetkilisi ortaklarından müteveffa ————-firmasının kurucu ve ortaklarından olduklarını, davalının eski ortağı olan müteveffanın çok yakın hukuklarının olması münasebetiyle müteveffanın çalıştığı iş yerinden ayrılması ile elinde biraz sermayesi olduğu fakat bu sektörden anlamadığı otomotiv sektöründe tecrübesi ve çevresi olmadığından arkadaşı —- ortak iş yapma teklifine binaen—— eşi ile iştiaşare sonucunda eşi ortaklık yapmayı kabul ettiğini ve ortak şirket kurduklarını, işlerinin bozulması ile iş ortağı olan mütevvafa ile hukuklarının iş ortaklığının üstünde olması nedeniyle aralarında çıkar ilişkisi gözetilmediğini, —– iflasın eşiğine geldiğini, buna rağmen taraflar arasında hiçbir sorun yaşanmadığını, müvekkilinin ortağı olduğu —iflasın eşiğine gelirken —– ait çekleri ve senetleri ödeyememe başladığını, mükerrem —– mütevefanın ölmeden önce bir araya geldiklerini, iflastan daha fazla etkilenmemek için başka firma kuracağını beyan eden davalı müvekkilimin eşi —- taraflar arasında rıza gösterdiğini, —- tarihinde davalının eşi —- kendisine ait firmayı kurduğunu, davalı müvekkilinin eşi —- kendisine ait iş yerini açtıktan yaklaşık —– olan ——– vefat ettiğini, müvekkilinin ortağı rahmetli olduğunu piyasada bu durumun öğrenilmesinden sonra —–piyasaya, şahıslara ve müşterilerine kadar borç batağında olan firmaya müşteriden çok alacaklılar taarruz etmeye başlamış iflasın eşiğinde olan firmanın alacaklıları firmanın batak olduğunu ve ortağının rahmetli olduğunu öğrenmesi üzerine şirket resmiyette görünür ancak fiiliyatta ayakta duramadığını, müvekkilinin eşinin bu sektörü ve çevreye sahip olması nedeniyle rahmetlinin bu piyasayı bilmemesi ve sektördeki kişileri tanımadığından ve tanınmadığından piyasaya karşı müvekkilimin eşi şirketin ne başından beri sözlü yada yazılı kefil olduğunu, müvekkile ait firma ——- rahmetli olmadan yaklaşık —- kendisine açtığı iş yerinden işlerini takip ederken bu olaym meydana gelmesi ile şirketten daha çok müvekkilin eşini tanıdıkları ve bu tüm borçlardan sorumlu tuttukları, müvekkilin ve eşi ortaklarının vefatından sonra davacı ile görüştüklerini, ———– Müşterilerine kadar borç toplamı ——- yakın olduğunu bu borcu kendi aralarında bölüşerek piyasaya olan borçlarını ödemek zorunda olduğunu davacılara iyi niyet göstererek rahmetli ile ortaktan öte arkadaş,dost olmasından sebep rahmetli olmasının verdiği elem ile kendi üzerine vazife olmayan borçlan da üsteleneceğini taahhüt ettiğini ve davacıdan sadece şirkete ait —- borcunu üstlenmesini talep etmiş olmasına rağmen davacı eşi tarafından bu durum kabul edilmediğini, iflas eden firmanın ——– üstlenmesi ile şirketin devrini almak isteyen müvekkilim davacı taraftan olumsuz cevap alması üzerine taraflar bir araya gelemediğini ve yıllar sonra dava açtıklarını, davacının iddialarının mesnetsiz ve yersiz olduğunu, müvekkilinin—– yaptığı işler ile tüm eline geçen ödemeleri piyasaya dağıttığını ve hala borç ödediğini, davacı—–durumda olduğundan bihaber ilgilenme söz konusu dahi olmadığı halde şirketin yandığını ve bu yangından sebep sigortanın ödeme yaptığını duyması üzerine bunu fırsat bilen davacının huzurdaki davayı açtığını, davanın reddine, davacının hissesi oranında —– borcun davacıdan alınarak davalıya verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalı sigorta şirketi tarafından iş yerinde meydana gelen yangın sonucu poliçe kapsamında diğer davalı ——– ödenen tazminatın davalılardan tahsili ve davacıya ödenmesine ilişkin açılan alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde, davacının vefat eden ve davalılardan —- birlikte diğer davalı ———–annesi ve tek mirasçısı olup,davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen davalı şirkete ait iş yeri sigorta poliçesinde lehtarın davacının bilgisi olmadan ——- olarak değiştirildiğini ve meydana gelen yangın sonucunda davalı sigorta tarafından poliçe kapsamında tazminatın bir kısmının davacıya ödenmesi gerekirken, davalı ——ödenmesi sebebi ile hasar tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ettiği görülmüştür. Bu talepler yönünden inceleme yapıldığında ,esasen davanın niteliğinin şirketin ortağı olan müteveffa——mirasçısı sıfatıyla annesi tarafından, zarara uğradığı iddiasına dayalı olarak açılan bir davadır.
Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca anonim şirketlerde —– ortakların dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Bu tür davalarda, hükmolunacak tazminatın da şirkete verilmek üzere istenmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir. (Türk Ticaret Kanunu 555) İkinci durum ise, doğrudan zarar halidir. Bu ihtimalde eylemler sonucunda ortakların ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur.
Uyuşmazlık konusu olayda, iddia edilen zararlandırıcı eylemler, davalı şirketin doğrudan, davacı murisinin ise, dolaylı zararı kapsamındadır. Davacının davasını öncelikle şirket hesabına ödenmek üzere talep etmesi, talebi haklı görülürse , akabinde tasfiye işlemleri tamamlandıktan sonra kendi hissesine düşen kısmını talep etmesi gerekirdi. Açıklanan bu durum karşısında davacı murisi ortağın dolaylı zarar talebi nedeniyle hükmolunacak tazminatın davalı şirket hesabına verilmesini istenmesi gerektiği halde davacının kendisine verilmesini istemesi sebebiyle aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aktif dava ehliyeti yokluğunda davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94-TL’den mahsubu ile artan 372,54-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —– tarafından yapılan 40,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
5-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; diğer davalılar vekillerinin yokluğunda, davacı ile davalı —- vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2020