Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/320 E. 2021/51 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/320 Esas
KARAR NO: 2021/51
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2015
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalılar arasında öncelikle —- tarihinde proforma fatura düzenlendiğini, bunun davalılarca kabul edilmesi üzerine —- imzalandığını, bu sözleşme hükümlerine göre müvekkilinin, proforma faturanın açıklama kısmında özellikleri detaylı olarak yazan —- —-götürecek ve orada montajını yapacak olduğunu, ayrıca —- müstakil birer adet konut yapılması ve bunun karşılığında ise —- yapılacağı hususunda anlaşıldığını, ödemenin şekli ve zamanına ilişkin tarafların imza ettikleri sözleşmenin — — atıf yapıldığını ve ödemelerin ilk nakliyat anında —– vadeli şirket çeki olarak verilecek sözleşme anında Davalı – alıcı yalnızca teminat senetlerini alacak ve nakliyat anında teminat senetleri ile çekler değiştirilecektir”—– tarihinde ilk teslimatın yapıldığını ve fakat sözleşmede kararlaştırılan şekilde —- vadeli çekin müvekkile verilmediğini yine de işin devamı hususunda bir aksaklık olmamış olup; işin yapılmasına müvekkil tarafından devam edildiğini ve tamamlandığını, müvekkil şirketçe bu işin tamamlanması için toplamda davalı şirkete —- edildiğini, aslında normal şartlarda işin tamamlanması için — harcama yapıldığını ancak tarafların anlaşmalarında ödenecek tutann — olduğunu, son olarak kesilen —– bedelli fatura ile—— götürülüp teslim edilen malların gönderilme sebebi davalı şirket çalışanlarınca daha önce kendilerince gönderilen malzemelerin özensiz bir şekilde kepçeyle indirilmesi dolayısıyla kırılması ve kullanılamayacak hale gelmesi olduğunu, bu hususun müvekkil şirket çalışanınca tutulan rapor ile belgelendiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2. Maddesi u bendi gereği alıcı – davalının yükümlülüğünde olan bu husus dolayısıyla ortaya çıkan zararın sözleşmeye uygun olarak davalı şirkete yansıtıldığını, bu sebeple alıcı- davalının ödemesi gereken rakamın —olduğunu, daha sonra — tarihinde yapılan banka havalesi ile davalı tarafından — karşılığı o günkü kur üzerinden —- karşılığı — ödeme yapıldığını, bunun neticesinde davalı şirketin ödediği rakamın —-olduğunu, müvekkil ile davalı şirketin kalan bakiye borç miktarı üzerinde anlaştıklarını ve bu hususun —- tarihinde müvekkili tarafından tutulan cari hesabın açıklama kısmında düzeltme/ kapatma olarak belirtildiğini ve davalı şirketin borcunun —-olduğu konusunda mutabakata varıldığını, bu carî hesap özetinin —- tarihinde davalı şirket yetkilisi tarafından teslim alındığını ve bu hesap özetine de herhangi bir itirazda bulunulmadığını, buna rağmen davalı şirket tarafından bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine kendileri tarafından — tarihinde taraflar arasında akdedilen sözleşme ve bunun neticesinde tutulan cari hesapta belirtilen ücretin temini için —— numaralı dosyası ile takibe geçildiğini, bu takibe davalılar vekilince ” borca, faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz ediyoruz ” denilerek haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunulduğunu ve bunun neticesinde takibin durduğunu, borçlunun itirazlarının haksız olduğu ve bu sebeple iptalinin gerektiğini, mahkemece alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmemesi ve tahsil kabiliyetinin yok olmaması açısından dava değeri kadar miktarın davalılar tarafından dosyaya teminat olarak depo ettirilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davalıların mal varlığı üzerinde yine alacak bedelini aşmamak kaydıyla ihtiyati tedbir niteliğinde haciz kararı verilmesini, davalı – borçlu şirket aleyhine alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra – inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesi hususunda karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şahıs bakımından, — davalının sözleşme ile bağlı olmadığı gibi sözleşmenin tarafı da olmadığını, bu nedenle —–davalı yönünden davanın husumet bakımından reddi gerektiğini, zira müvekkilinin şahsı adına hiçbir yükümlülük altına girmediğini, davalı şirket bakımından ise; müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, davacı firma ile müvekkil şirket arasında —- tarihinde proforma fatura ve devamında ise — tarihinde sözleşme imzalandığını, imzalanmış olan sözleşmenin ise —— ödenmiş olduğunu, buna karşılık davacı tarafından sözleşme gereği nelerin yapılacağının açıkça yazılı olduğunu, proforma faturada ve taraflarca imzalanmış olan ek protokolde belirtilmiş olan —-adet müstakil anahtar teslim prefabrik’in müvekkil firmaya üretilerek teslim edilmediğini, buna istinaden kalan bakiye olan— davacıya ödenmediğini, bunun üzerine müvekkil tarafından davacıya —— no.lu ihtar keşide edildiğini ve söz konusu ihtarda, imzalanmış olan sözleşme gereği davacı firma tarafından sipariş ve sözleşme edimlerinin geç ve/veya hiç yerine getirilmediğinin ihtar edildiğini, hali hazırda da sözleşme konusu teslim edilmesi gereken —– müstakil anahtar teslim prefabriğin halen tamamlanmadığını, bu hususun mahkemece yerinde yapılacak keşif ile ortaya çıkacağını, buna rağmen davacı yanın, sözleşme bedelinin tamamı üzerinden müvekkil şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacı yanın diğer bir iddiasının da, davacı tarafından —– getirilen ürünlerin müvekkil şirket tarafından özensiz bir şekilde indirilmesi sebebiyle ürünlerin kırılması ve kullanılamayacak hale gelmesi ile oluşan zararın davacı firmanın yetkilisi tarafından tutulan bir rapor ile tespit edilmiş ve tespit edilen zarar fatura edilerek müvekkil şirkete yansıtıldığını, davacı firmanın müvekkili şirketle mutabakata cari hesap ekstresi üzerinden varıldığını ve müvekkil şirketin de bunu kabul ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyanla; arz ve izah edilen ve başkaca her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davacının davasının reddine, % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında kabul edilen 7251 sayılı kanunun 58. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekilinin tedbir talebi tensiben; HMK 339 vd. maddelerinde belirtilen şartları taşımadığından talebin reddine karar verilmiştir.
İcra dosyası,——- edilmiş, tanık anlatımları tutanak altına alınmış, taraflarca dosyaya sunulan sözleşme, fatura suretleri ve diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu —- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine dava cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle — işlemiş faiz olmak üzere toplam —- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının bağlı bulunduğu —müzekkere yazılarak; cari hesap sözleşmesi adı altında imzası olan — davalı çalışanı olup olmadığı hususundaki bilgi ve belgeler ile——— yılları yetkililerinin kimler olduğu hususundaki bilgi ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
Davacının tanık dinletme talebi dava konusu edilen hususlar kapsamında yargılama sırasında yeniden ele alınmış, davacı tanıklarının dinlenilmesine ilişkin verilen ara karar uyarınca davacı tanıkları — — dinlenilmiş, anlatımları tutanak altına alınmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya alanında uzman mali müşavir ——– tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalıdan alacaklı olmadığı bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporuna yapılan itirazlar kapsamında aynı heyetten ek ve ekin eki rapor alınmış; sunulan —– tarihli raporda; kök raporda belirtilen kanaatin tekrar edildiği belirtilmiş, akabinde taraf tanıkları dinlenmek suretiyle dosya daha önce rapor sunan bilirkişinin listede yer almaması sebebiyle tanık beyanları da dikkate alınarak rapor tanzimi için aynı mali müşavir bilirkişi ile nitelikli hesaplamalar uzmanı —- oluşan heyete tevdi edilerek ekin eki niteliğinde rapor alınmış, sunulan —– tarihli raporda özetle; davacının davalıdan alacaklı olmadığı yönünde görüş bildirilmiş, söz konusu raporlar HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve proforma gereğince cari hesap mukabakatı yapılıp yapılmadığı, bu bağlamda bakiye borç miktarının — olup olmadığı, davalı tarafça ödemeye —— anahtar teslim prefabrikin halen tamamlanmaması olup olmadığı, bu olgular karşısında davacı tarafça başlatılan takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı ve davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ve ayrıca—– davalının davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası içeriği ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre, taraflar arasında —-tarihli eser sözleşmesi niteliğine haiz sözleşmeler kurulduğu, davacının yüklenici, davalı şirketin ise iş sahibi olduğu, diğer davalı——– sahibinin müteselsil kefili olduğu, bu sebeple pasif husumetin yokluğu yönündeki itirazın yerinde olmadığı, söz konusu iş kapsamında davacının sözleşmede belirtilen nitelik ve adetteki ürünü —götürerek montajını yapacağı ve ayrıca —- birer adet konut yapacağı, karşılığında sözleşmede yazılan —-bedeli alacağı hususunda tarafların anlaşmış olduğu, davalı tarafından davacıya — ödeme yapıldığı, bu hususun ihtilaf konusu olmadığı, bakiye ——- eserin tamamlanması ve teslimi sonrası ödeneceğinin kararlaştırıldığı, icra takibine konu edilen tutarın bu bedel ile birlikte —- yapılacak eserin yapımına konu malzemelerin taşınması sırasında oluşan hasara bağlı olarak talep edilen —-toplamından oluştuğu, denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; davacının —– davalı şirketten talep edebilmesi için evi teknik şartlara uygun olarak teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacının eser imalatı borcunu ifa etmediği, davacı yüklenici, işin yapılmamasını, davalı işsahibinin tutumuna —– işin kendisi tarafından ifa edilemediğini iddia ettiği, davalı işsahibinin üzerine düşen hazırlık fiilini —– yapmadığı kabul edilir ise alacaklı temerrüdünün koşullarının oluşabileceği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sözleşmeye konu borç yapma borcu olduğundan TBK m. 110 hükmüne göre borçlunun temerrüdü hükümlerine göre davacı yüklenicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği, bu halde ise davacının davalıya yönelteceği TBK m. 117/I hükmünce temerrüt ihtarında bulunması gerektiği, ardından da seçimlik hak olarak (TBK m. 125) sözleşmeden dönme hakkı kullanılmadan evvel, TBK 123 hükmünce davacının, davalıya uygun bir süre vermesi gerekmesine rağmen bunun yapılmadığı, dolayısıyla davacının TBK m. 470 hükmünce bakiye eser bedeli alacağına hak kazanmadığı icra takibi ile istediği —–davalıdan talep edemeyeceği, bunun yanında taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre yapılan işin taşınması sırasındaki nakliye ve nakliye sigortasının satıcıya/yükleniciye ait olduğu, nakliye sırasındaki kırılma ve çatlamadan satıcının/yüklenicinin sorumlu olduğunun düzenlendiği, malzemelerin taşınması sırasında davacının ücretini taraflardan eşit aldığını beyan eden tanık anlatımları kapsamında davalı çalışanlarından yardım alınmış ise de; söz konusu malzemelerin zarar görmüş olması sebebiyle uğranılan zarar bedelinden, davalının, taraflar arasındaki sözleşme ve TBK.m.116 hükmü kapsamında sorumlu olmadığı bu nedenle hasar bedelini de davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılarak; davanın reddine, davacının kötü niyetle takip başlattığına dair dosyaya herhangi bir delil olmaması sebebiyle davalıların kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı istemenin reddine,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.477,43 TL harcın mahsubu ile artan 2.418, 13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 23.129,73 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2021