Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/300 E. 2021/882 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/300 Esas
KARAR NO: 2021/882
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/06/2015
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; ——- —- şeklinde düzenleme bulunduğunu, bu düzenleme çerçevesinde davacı şirketin sözleşmede belirlenen —- ancak otopark alanında nem oranının — altında olması halinde geçerli olduğunun açık olduğunu, ancak —- tarafından yapılan — tekrarlanan —- sonucunda dava dışı ——- kadar —-kaplama işini yapacak davacı şirketin yaptığı toplantıda davalılara —– sunduğunu, —- tarafından reddedildiğini ve zemin hazırlığı kapsamındaki nem bariyeri uygulamasının dava dışı —- kapsamında olmasına karşılık, davacı tarafından bilabedel yapılmasının istendiğini, davacı şirketin söz konusu işlerdeki sorumluluğu ve garanti yükümlülüğünün şartlarının sözleşmede açık bir şekilde ifade edildiğini, hal böyle iken davalıların bu sorunu çözümsüz ve anlaşılmaz bir şekilde davacı şirkete yükleme çabalarının son derece manidar olduğunu, mimarlıkta son derece deneyimli olan davalıların ısrarla çok sarih bir konuyu haksız yere—– uzatarak süreci çözümsüzlüğe ittiklerini, davalıların bu haksız eylemleri nedeniyle davacı şirketin sayısız zarara uğradığını, nitekim zaten davalıların haksız eylemleri ile itibar kaybına uğrayan davacı şirketin bu kasti ve keyfi düzenlemelerle ciddi anlamda finansal sıkıntı yaşadığını, davacı şirketin dava dışı —- ile akdedilen sözleşme gereğince malzeme tedariki bakımından başkaca satın alma sözleşmesi yapılarak —- ön ödemede bulunduğunu, sözleşme çerçevesinde— aylık bir proje olarak başlayan ——- uzak bir şeklide uzatması sebebiyle davacı şirketin işi bitiremeyen şirket konumuna düşürüldüğünü,—-tarafından verildiğini, — boyaları beğenmemesi üzerine davalı —- sanki numuneleri kendisi vermemiş gibi davacı şirketi —– diyerek sorguladığını, sözleşme kapsamında davacının edimi olmayan ——davalıların talebi üzerine iyi niyetle yenilendiğini, —– ses gelmemesi talep edilmesi sebebiyle gerekli işlemlerin yapıldığını, ancak ses probleminin devam etmesi üzerine davalılara ses gelmemesi için —–kurulması gerektiğinin davacılar tarafından bildirildiğini, ancak şartnamede yer alan ürünün davalıların ısrarları üzerine takıldığını, bu üründen kaynaklanan ses probleminin davacıya yükletilmek istendiğini, davalıların davacı şirket çalışanlarına —–şeklindeki hakaretlerinin şeref ve haysiyetlerine zarar verdiğini, davalıların şartnameden kaynaklanan sıkıntıları davacı şirkete yüklemeye çalıştığını, ayrıca davalıların sözleşmede yer almayan işleri yaptırmak istediğini, yapılmaması üzerine de —sırasında davalı — —–montajı yapılarak yerinde —- içeren teklif verildiğini ve davalı —– tarafından teklifin onaylandığını, ancak daha sonra başka bir sisteminin yapımının dayatıldığını ve daha büyük kaide yapım işleminin de bilabedel olarak davacı şirkete yüklendiğini, davacı şirket tarafından yapılan bir çok işte davalıların iş sahibi —-yetkilerinin yanında sürekli olarak hakaret ve küçük düşürücü —-davacı şirketin itibarının zedelendiğini, toplum içinde yanlış ve kötü algılanmasına sebebiyet verildiğini, ayrıca davacı şirketin dava dışı —- tamamen ufak hesaplar peşinde koşan, ucuz iş yapan ve daha da kötüsü sürekli ilave masraflar çıkaran basit bir taşeron şirketi gibi e çalışıldığını,—–ımaddesi uyarınca, dava konusu olaylar bakımından davacı şirketin başta davacı dışı —-olmak üzere ticaret hayatı bakımından vazgeçilmez nitelikte olan müşterilerinin azaldığın, hatta onları kaybetme noktasına gelmesi nedeniyle haksız rekabete uğradığının sabit olduğunu, davalıların haksız ve hukuka aykırı fiilleri sebebiyle davacı şirketin akdettiği sözleşme ve işlerde fesih aşamasına gelindiğini, davacı tarafından bitirilmiş bulunan işlerin tahsilatlarını yapılamadığın, işçilik, malzeme ve de dahil olmak üzere büyük maddi zararlara uğrandığını ve davacı şirketin gelecekte verilmesi düşünülen işleri de kaçırma tehdidi altında olduğunu beyanla, —- uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olan davanın fazlaya ilişkin tüm hak, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik haksız ve hukuka aykırı eylemleri sebebiyle feshedilen sözleşmeleri ve gerçekleştirilemeyen tahsilatlar vs. olmak üzere uğramış olduğu her türlü zararına ilişkin olarak —- uğramış olduğu iş kaybı ve kar mahrumiyeti ve başkaca her türlü zararına ilişkin — davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dışı —– davalılar tarafından belirtilen iş programına, alınan ve davacı şirkete bildirilmiş olan kararlara uymayan ve yapılsa dahi teknik olarak alışveriş merkezine fayda sağlamayacak olan tekliflerde bulunduğunu, iş bu teklifin gerek—– gerekse davalılar tarafından iş programına ve davacıya bildirilmiş olan kararlara uymadığı ve yapılsa dahil teknik olarak —– herhangi bir fayda sağlamayacağı gerekçesi ile reddedildiğini, nem bariyeri ile ilgili davacı şirkete bahse konu işin maliyeti sorulmasına rağmen, davacı şirket tarafından herhangi bir bilginin verilmediğini, yine davacı şirkete nem bariyerinin uygulanması halinde dahi temelden su gelmesi durumunda zemin ve kolonlardaki —– kaplamanın kabaracağı belirterek, böyle bir durumun vuku bulunması halinde bahse konu tehlikenin nasıl engelleneceği sorusuna da davacı tarafından cevap verilmediğini, davalılar tarafından verilen teknik bilgilerin davacı ile paylaşıldığını, binanın yaklaşık —–yıllık kullanımı sürecinde epokside neme bağlı herhangi bir kabarmanın da olmadığının ifade edildiğini, iş bu sebeplerle davalılar tarafından teknik olarak herhangi bir yarar sağlamayacak olan davacı tekliflerinin olumlu karşılanmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde her ne kadar ödemelerin kendilerine yapılmadığı ifade edilmiş ise de, dava dışı —- tarafından davacının hakkedişlerinin eksiksiz bir şekilde kendilerine ödendiğini, ayrıca davacı ödemelerin kendisine yapılmadığı, bu sebeple finansal anlamda ciddi bir sıkıntı yaşanıldığını ifade etmişse de, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalıların aleyhine ikame etmiş olduğu iş bu davayı ödemeye ilişkin herhangi bir yetkisi olmayan davalılara ikame ettiğini, zira davacının —- akdetmiş olduğu —– tarihli fesih ve ibra protokolü ile şantiyesinde yapacağı iş için temin ettiği tüm malzeme bedellerini dava dışı —- tahsil ederek, —- ibra ettiğini, davacı şirketin, —- akdedilen yüklenici sözleşmesi uyarınca yerine getirmekle mükellef olduğu edimini ifa ederken bir çok personel değiştirdiğini, iş bu değişikliklerin davalılar ile bir bağlantısının bulunmadığını, davacı tarafından sözleşme konusu işlerde sanki işverenin ve işverenin işi denetlemekle yükümlü olduğu çalışanlarının yüklenici firmayı ve bunun çalışanlarını uyarma, eksik işleri gösterme gibi herhangi bir hakkı yokmuş gibi gösterilmeye çalışılmışsa da, kendisini çok profesyonel çalıştığını iddia eden davacının uyarının ve eksik işin bu işin gereğinin olduğunu bilmesi gerektiğini, davacı tarafın onay aşaması tamamlanmamış renk numunelerine ilişkin otoparkın bir bölümünün zemin ve duvarını boyadığını, davalılar tarafından şantiye temizliğine daha hassas davranılması gerektiğine ilişkin gönderilen e-postanın davacı tarafça itibarı zedeleyici bir unsur olarak görülmesinin kabul edilemez olduğunu, proje revizyonlarının hiçbir zaman gerek —–çalışanı davalıların keyfine göre yapılmadığını, işlem yapılacak mevcut yapının yapısal olarak izin verdiği olanaklara bağlı olarak statik danışmanın hazırladığı projeye göre yapıldığını, davacı tarafın —– akdetmiş olduğu yüklenici sözleşmesinde belirtilen işin yapımındaki tüm teknik hususların sorumluluğunun kendisine olduğunu bilmesine rağmen, dava dilekçesinde tüm teknik hususların sorumluluğunun gerek —– gerekse davalılarda olduğunu iddia ettiğini, dava dilekçesinde davalılar tarafından sarf edildiği iddiaeden davacı şirketi küçük düşürücü sözlerin davalar tarafından sarf edilmediğini, bu beyan ve iddiaların tamamen huzurdaki dava ile talep edilen maddi ve manevi tazminatın kabulüne yönelik davacı tarafça olayların kurgulanması suretiyle ileri sürüldüğünü, davacı taraf dava dilekçesinde davacı şirketin ve çalışanlarının projeden soğutulmaya çalışıldığını ifade etmiş ise de, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalıların gerek davacı şirket ve gerekse çalışanları ile samimi bir irtibat kurduğunu, davalıların davacı tarafa olması gereken işleri belirtirken veyahut işlerin neden yapılmadığına ilişkin soru yöneltirken hiçbir surette davacı tarafın itibarını zedeleme, küçük düşürme saiki gütmediğini, yalnızca işine odaklanmış ve işin yürütülmesi maksadı ile profesyonel bir bakış açısı ile davacı taraftan talepte bulunduğunu beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız rekabetin önlenmesi ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiş, —- sayılı ve —-edilerek incelenmiş, bilirkişi heyet raporu alınmış, yargılama sırasında kabul edilen —- ile dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğundan, basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesinden sonra, ihtilaf noktalarının çözümü için dosya mali müşavir, nitelikli hesaplamalar uzmanı ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle,” Davaya konu ihtilafın kaynağnın, davacı ile davalıların işvereni olan dava dışı —- sözleşmesi olduğu, davacı ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, öte yandan davalıların, dava dışı —- çalışanları oldukları ve dava dışı şirket adına sözleşme konusu projenin yönetimi ile görevli oldukları, mali yönden yapılan incelemede davacı defter ve kayıtlarına göre dava dışı şirketten —– alacaklı olduğu, teknik yönden yapılan inceleme de ise gerek sunulan hakediş raporları gerek davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan ibra protokolü ile imzalanan sözleşme hükümleri göz önüne alındığında davacı şirketin hakedişlerini almada sözleşme ve mevzuat açısından bir gecikme yaşamadığı, sunulan ibra protokollerinden davacı ile dava dışı —- karşılıklı tam mutabakatla ibralaştığı, sözleşme ilişkisinin davacı şirket ile davalıların da işvereni olan dava dışı —- arasında kurulduğu, —- tarafından kendilerine verilen görevin yerine getirilmesi dışında davalıların davacı şirkete karşı herhangi bir sözleşmesel yükümlülükleri bulunmadığı, dolasıyla davalıların da sözleşmeye aykırı davranışlarından söz edilemeyeceği, davacı ile dava dışı —— arasında akdedilen sözleşmeye davalıların eylemleri sebebiyle bir aykırılık meydana gelmiş ise de bu davalılara karşı değil ancak —- karşı ileri sürülebileceği ancak sözleşmenin tarafları arasında akdedilen —— tarihli protokol de dikkate alındığında, böyle bir iddianın da ileri sürülemeyeceği, davanın tarafları arasında sözleşmeden soğan sorumluluğa ilişkin bir husus bulunmasa da, hayatın olağan akışı içinde daha önce aralarında hiçbir ilişki bulunmayan kişiler arasında da borç doğurması sebebiyle taraflar arasında bir haksız fiil sorumluluğunun bulunması mümkün olabildiği , bunun iki şekilde olabileceği, ilkinin davalıların, dava konusu sözleşmeden ve işten tamamen bağımsız olarak davacı şirkete ve/veya onun çalışanlarına karşı ——bir haksız fiilinin bulunması halinde mümkün olduğu, ancak dava konusu ihtilafa konu iddialar incelendiğinde, en azından huzurdaki davanın konusunun bu olmadığı ; ikinci olarak ise davalıların, davacıya karşı haksız rekabet eyleminde bulunması hali olduğu, dava dilekçesinde de —– dayanılarak davalıların eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürüldüğü, —— haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir. —– olduğu, davacı şirketin tacir olması sebebiyle tüm faaliyetlerinin ticari iş olduğu yine dava dışı —— olarak düşünmek gerekirse, davalılar da herhangi bir ticari işletmeyi kendi adına işletmedikleri için tacir olmasalar bile, işin bir ticari işletmeyi ilgilendirdiği gözetildiğinde —–,taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş olduğu sonucuna varılacağı dolayısıyla bu ihtilafta haksız rekabet açısından tartışılması gereken hüküm —-değil, aynı hükmün ikinci fıkrasının atfıyla —— hükümleri olduğu, ilgili yama maddesinde haksız rekabet, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlandığı, haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, —– uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini saydığı ancak bu hallerin sınırlayıcı olmadığı, sadece —–haksız rekabet evleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu, somut olayda davalıların dava dışı ——çalışanları olup adı geçen şirket adına dava konusu projede görev aldıklarından dava konusu işe ilişkin eylem, beyan ve açıklamalarının da sözleşmenin tarafı olan dava dışı şirketi temsilen yaptıkları, yapılan işin yetersizliği veya sözleşmeye uygun olmayışı, malzemelerin sözleşmeye uygun olarak kullanılmayışı, yine yapılan işin dava dışı şirketin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacı şirketin sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmediği veya getiremeyecek durumda olduğu, zayıf, yetersizveya basiretsiz olduğu şeklinde anlaşılabilecek tüm eylem ve açıklamaları, dava dışı şirketi temsilen yapılmış olup bu iradenin davalıların değil dava dışı şirketin iradesi olarak kabul edilmesi gerektiği, diğer bir deyişle davacı şirketin işi eksik veya yetersiz yaptığı, yapacağı ya da işi yapmaktan aciz olduğu gibi “davacıyı kötülediği ve acz içinde gösterdiği ve mevcut ve/veya müstakbel işleri kaybetmesine yol açtığı veya açabileceği” iddia edilen açıklamalar, dava konusu proje bağlamında sözleşmenin diğer tarafı olan dava dışı —– atfedilmesi gereken açıklamalar olduğu zira tüzel kişinin iradesini oluşturmak ve açıklamak için gerçek kişilere ihtiyaç duyduğu ve ancak gerçek kişiler aracılığı ile bunu yapabileceği ——ve en doğal sonuçlarından birisi olduğu aksi takdirde, tüzel kişilere yöneltilebilecek bütün sorumluluğun onun adına açıklama yapan gerçek kişiye yöneltilmesi gerekeceği ki bunu kabule de hukuken olanak bulunmadığı, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan —– tarihli protokol de dikkate alındığında, böyle bir iddianın dava dışı tüzel kişiye ileri sürülme olanağı dahi olmadığı, eğer davalıların dava konusu iş için dava dışı —– temsilen yaptığı açıklamalar dışında, davacı şirketin ve/veya yönetici ve/veya çalışanlarının şeref ve haysiyetlerini, manevi haklarını hedef alan bir açıklamaları olduğu iddia ediliyor ise de bu iddia, huzurdaki sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabet davasının konusu olamayacağı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyet raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan v e itiraz dilekçeleri sunulmuş, davacı vekili tarafından yeni bir heyetten rapor alınması aksi halde ek rapor alınması talep edilmiş, mahkememizin —– tarihli celsesinde alınan bilirkişi raporunun içeriği toplanan deliller ve davacı tarafın rapora itiraz dilekçesi göz önüne alındığında itiraz dilekçesinde yer alan hususların alınan bilirkişi raporu ile karşılandığı yeni bir rapor yahut ek rapor alınmasına yer ve gerek olmadığına karar verilmiş akabinde davacı vekili tarafından esas hakkında beyan dilekçesi ve yemin deliline başvurulup başvurulmayacağı hususunda süre talep edilmiş, mahkememizce davacı tarafa ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından —– tarihli dilekçe ile yemin deliline dayandıkları beyan edilerek yemin metni sunulmuş, sunulan yemin metni davalılara tebliğ edilmiş, davalılar vekili tarafından yemin metnine itiraz dilekçesi sunulmuştur. — tarihli celsesinde müstemir yetkili hakimin izni sebebi ile yemin merasimi ertelenmiş, —- tarihli celsede taraf vekilleri ile davalı asiller hazır bulunmuş, mahkememizce sunulan yemin metni incelenmiş ve sunulan metnin ikrar mahiyetinde olduğu, —- olmadığı anlaşılmakla mahkememizce resen tarafların iddia ve savunmaları ile uyuşmazlık konusu olan ve olmayan hususlar ile —- gereği yemine konu olamayacak vakıalarda gözetilerek, yemin metni hazırlanmış ve davalı taraflara hazırlanan yemin metni doğrultusunda yemini eda edip etmemeye hazır olup olmadıkları sorulmuş, davalılar tarafından mahkememizce hazırlanan yemin metni doğrultusunda yemin eda edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller taraf iddia ve savunmaları ile alınan ve mahkememizin denetimine açık hükme ve uyuşmazlığın çözümüne elverişli bilirkişi heyet raporu ile taraflar arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı davalıların davacı ile arasında sözleşme ilişkisi bulunan dava dışı şirketin çalışanları olup , iddialarının aksine davalıların iş ve eylemlerinden dolayı dava dışı şirket bünyesinde doğan bir zararının bulunmadığı, sözleşme ilişkisinden kaynaklı zarar iddiası kabul edilse bile talebin davalı çalışanlara değil dava dışı şirkete yönlendirilmesi gerektiği yine anılan şirket ile de imzalanan ibranameler göz önüne alındığında böyle bir talebin de yerinde olmayacağı, yine sözleşme ilişkisinden bağımsız olarak davalıların haksız rekabet teşkil edecek bir eylemde bulunduğu hususun dosya kapsamı itibariyle yerinde olmadığı bu hususta bilirkişi heyeti tarafından gerek teknik gerekse hukuki yönden yapılan değerlendirmelerin yerinde olduğu anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 34,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 25,14-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraflar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekilleri ile davalı asillerin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021