Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/276 E. 2018/250 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/276 Esas
KARAR NO : 2018/250

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/05/2015
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sigortalısı dava dışı — A.Ş.’ye ait malzemelere elektrik tellerinin düşmesi sonucu oluşan yangın neticesi şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının, yangına sebebiyet veren davalı /borçludan rücuen tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün — F. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak davalının işbu takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, takibe vaki itirazın iptali için huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zarureti hasıl olduğunu, —- A.Ş.’nin kiraladığı ve “—-” adresinde bulunan depoda 12.05.2010 tarihinde elektrik nakil hattının elektrik tellerinin kopması sonucu maddi hasarlı yangın olayı meydana geldiğini, meydana gelen bu olay üzerine, sigorta şirketi dava dışı sigortalısına 28.07.2010 tarihinde 21.991,40 TL hasar tazminatı ödediğini ve bu ödeme ile TTK m. 1479 hükmüne binaen sigortalısının haklarına halef olduğunu, işbu halefiyete binaen ödemiş olduğu hasar tazminatını hasar sorumlusundan rücuen tahsil edebilmek için, şirket tarafından — Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü aleyhine Sakarya — İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, ancak takibe itiraz edilmesi üzerine dava dışı — Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü aleyhine Sakarya —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — E. Sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası ikame edildiğini, Sakarya — Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde verilen 25.12.2012 tarihli gerekçeli kararda, — aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu suretle, 12.05.2010 tarihinde meydana gelen yangın hadisesi dolayısı ile sorumluluğun …’nde olduğu hususunun kesin hükümle sabit olduğunu, Sakarya — Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — E. — K. Sayılı dosyası üzerinden verilen işbu 25.12.2012 tarihli kesin karara binaen, 12.05.2010 tarihli yangın sebebiyle sigortalısına ödemiş olduğu hasar tazminatının hasarın oluşumunda kusurlu olan … aleyhine, müvekkil sigorta şirketi tarafından İstanbul — İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı. davalı tarafın, işbu takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz etmesi üzerine, Mahkemeniz nezdinde “itirazın iptali davasını” açma zarureti hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, davalı/borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, takibe kötü niyetli olarak itiraz etmiş olan davalı aleyhine asıl alacağın %20‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ileri sürülen tüm iddialar ve istemler hukuki dayanaktan yoksun olup, davacının haksız davasının kabulünün mümkün olmadığını, şirketlerinin dava konusu zarara ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafça iddia edildiği üzere meydana gelen zarara ilişkin olarak şirketlerine husumet yöneltilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacı … şirketinin sigortalısı — tarafından kiralanan ve kiralanan deponun tüm yönetimi, denetimi ve sorumluluğu —-’te olduğunu, dolayısıyla rücu en talep hakkımıza halel getirmemek kaydı ile davanın, — A.Ş’ye ihbar edilmesini talep ettiğini, müvekkili şirket ile dava dış — A.Ş. arasında imzalanan yukarıda anılı sözleşme gereği depoda meydana gelen zararlardan dolayı şirkete rücu uygulanamayacağının açık olduğunu, dava dışı — aleyhine davacı tarafından açılan ve reddine karar verilen Sakarya —Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — Esas ve — karar sayılı dosyası taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, bu kararın denetime elverişli olmayan rapor ile verildiğini ve Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleştiğini, müvekkili şirkete ait olduğu iddia edilen orta elektrik nakil hattına ilişkin şirketin —’a herhangi bir başvurusu olmadığını, işbu hususun açıklığa kavuşması amacıyla —’a müzekkere yazılarak, orta elektrik nakil hattı başvurusu ve müşteri kayıtlarının istenmesini talep etmelerinin hasıl olduğunu, tüm bunların yanı sıra meydana gelen hasarda şirketin sorumluluğunun ve kusurunun bulunduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte depoda yapılan raf düzenlemesi nedeni ile yedek parça kolilerinin bahçeye çıkartıldığı verilen ifadelerle sabit olduğunu, depo içerisinde bulunmayan ve hiçbir sorumluluğu altında olmayan ürünlerde meydana gelen hasardan müvekkili şirketin sorumlu tutulması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca —- ile imzalanan sözleşme gereği bahçede bulunması gereken yangın söndürme hidratlarının yerinde olduğu bilirkişi raporu ile de gözlemlendiğini, ancak güvenlik görevlilerinin yangına müdahale edip etmedikleri hususunda bir bilgiye ulaşılamadığını, şayet yangına ilk müdahalede bulunulmuş olsa idi hasarın bu denli yüksek olmayacağı da düşünüldüğünü belirterek haksız davanın reddine davacı tarafından haksız ve kötü niyetle icra takibi yapılmış olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; klasik yangın, kar kaybı Sigorta Poliçesine dayalı yapılan ödemeden doğan rucüen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yapılmak ve rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, hasar dosyası ve poliçeler, dava dışı kurum kayıtları ve Sakarya —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —- esas ve — karar sayılı dosyası ile Sakarya —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ve Gebze — Asliye Hukuk Mahkemesinin — D.İŞ. Sayılı tespit dosyası ile alınan bilirkişi raporu celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan dava dışı sigortalı ile davalı arasında akdedilen kira sözleşmesi, yangın raporu ve ifade tutanakları ekspertiz raporu, bilirkişi raporları dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir.
İtirazın iptaline konu İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının dosyamız davacısı — Sigorta A.Ş., borçlunun ise davalı … Ltd.Şti. olduğu, borcun sebebinin Sakarya—-Asliye Hukuk Mahkemesinin — esas ve —karar sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşmesine istinaden 12/05/2010 tarihinde —Deposuna ait bahçede bulunan ve sigortalı — A.Ş.’ye ait malzemelere elektrik tellerinin düşmesi sonucunda çıkan yangından dolayı 28/07/2010 tarihinde ödenen 21.991,40 TL’nin ve asıl alacağa işleyecek avans faiziyle birlikte T.T.K. 1472 maddesi gereği tahsili olarak gösterildiği, 12/03/2014 tarihinde girişilen takibin 21.991,40 TL asıl alacak 11.689,00 TL işlemiş faiz toplamı 33.680,40 TL üzerinden başlatılan örnek 7 nolu ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirinin davalıya 21/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 29/03/2014 tarihinde borca ve ferilerine vekili aracılığıyla itiraz dilekçesi sunduğu, tebliğ tarihi esas alındığında itirazın süresinde yapıldığı, dosyada icra müdürlüğünce verilen aynı tarihli durdurma kararı bulunduğu, davanın 28/05/2015 tarihinde açıldığı, icra dosyasında itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair tebligat parçası yer almadığından davanın İ.İ.K. 67. Maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu sigorta poliçesinin incelenmesinde ise, Davacı—- Sigorta A.Ş. nin dava dışı sigortalısı — A.Ş. kullanımında olan — adresinde kain işyerinde bulunan deponun 3.266.794.130,87 TL sigorta bedeli üzerinden— poliçe numaralı Yangın ve Kar kaybı Sigorta Poliçesi ile 01/01/2010-2011 tarihleri arasında teminatı altına aldığı anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra dosya hukuki ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, elektrik mühendisi ve işgüvenliği uzmanı bilirkişi —, çevre Mühendisi ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı Öğr. Gör. —- ve işletme uzmanı Mali Müşavir Yard. Doç. —- tarafından hazırlanan 08/03/217 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler Mahkememizce HMK.282. maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiş, rapor denetime elverişli görülerek benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı yanca sigortalısına ödenen hasar bedeline ilişkin zarara ve yangının oluşumuna davalıya ait olduğu iddia edilen elektrik nakil hattının sebebiyet verip vermediği, oluşan hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, yangına sebep enerji nakil hattının davalı şirketin bahçesinde bulunan diğer tesisleri de besleyen hat olup olmadığı, davalı şirket ile dava dış sigortalı — A.Ş. arasında imzalanan depo kiralama sözleşmesi gereği depoda meydana gelen zararın davalı şirkete rücu edilip edilemeyecği, yangına müdahale etmeyen dava dışı sigortalının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, bu kapsamda ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
TTK’nın 1472 md. düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’i halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açıklanacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intila eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, sigorta ettirenin, ne hakkı varsa bunların şartları gerçekleşince sigortaya geçeceği; sigortacının sigorta ettirenin bütün def’ilerini 3. şahsa karşı ileri sürebileceği açıklanmıştır.
Tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre; —- adresinde bulunan dava dışı —-’e ait depoda 12.05.2010 tarihinde elektrik nakil hattının elektrik tellerinin kopması sonucu yangın meydana geldiği, söz konusu yerin dava dışı sigortalı ile davalı arasında imza edilen 01.01.2009 tarihinde imza edilen depo kiralama sözleşmesi kapsamında davalıya ait olduğu, yangının çıkış sebebinin yangın raporunda tespit edilemediği, bilirkişi heyeti oluşturularak tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu kapsamda davacı tarafından tespit istemi ile başvurulan Gebze —- Asliye Hukuk Mahkemesi — D.İŞ sayılı dosyasında dava dışı —‘a yazılan yazıya verilen cevapta bölgeyi besleyen enerji nakil hatlarının müşterilerine ait olduğunun belirtildiği, bu hususta davalıya enerji müsade belgesinin verildiği anılan dosyada alınan bilirkişi raporunda — hakkında delil tespiti istenen —’a ait olmayıp müşterilere ait olduğunun belirtildiği, davacı tarafından yapılan ekspertiz sonucunda sigortalısına imza edilen mutabakat metni kapsamında 21.991,40 TL hasar tazminatı ödendiği, söz konusu tazminatın rücuen tahsili için dava dışı — aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerinde açılan davada Sakarya —-Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Orta Gerilim Eneıji hattının —’a ait olmadığı, —’ın müşterisi …’ne ait olduğu gerekçesi ile —aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, dosyamızda alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, yangının neden kaynaklandığı kesin olarak tespit edilememekle birlikte yüksek gerilim enerji nakil hattı altındaki, iletkenlerin bağlantı noktasındaki gevşeklik veya alüminyum iletkenlerdeki metal yorgunluğu veya iletkenlere gelen bir darbe sonucu iletkenlerin kopması, kopan iletken üzerindeki akımın yerdeki toprak ile teması sonucu oluşan kıvılcımdan başlamış olabileceği, kopan iletkenlerin, …ne ait bahçe içinde olduğu, yangına sebebiyet veren hattın —’ın sorumluluğunda olmadığı, sorumluluğun özel hat üzerinden beslenen müşterilerde olduğu, davacının huzurdaki davada BK 61. maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluğa dayanması sebebiyle yangına sebebiyet veren iletilerin başkaca müşterilere ait olup olmadığı hususunun huzurdaki davada ayrıca değerlendirilmediği kaldı ki davalı tarafça yangının olduğu tarihte tesisin işletme sorumlusunun olmadığı, kusur ve eksikliklerin tespit edilerek önlenmesine ilişkin gerekli önlemin davalı tarafça alınmadığı dolayısı ile tüm sorumluluğun davalıda olduğu, davalı ile dava dışı sigortalı arasında imzalanan sözleşmenin depo operasyonu başlıklı 4. maddesinde yazılı depo yönteminin —-‘e ait olduğu yönündeki düzenlemenin deponun olağan kullanım giderlerine ilişkin olduğu, dava konusu zarar arasında bir ilişkisinin bulunmadığı, —-‘in depoyu gereği gibi kullanmaması sonucu doğabilecek zararlara ilişkin bir düzenleme olduğu bunun yanında davacı tarafın kira sözleşmesinin tarafı olmaması gerekçesi ile bu madde kapsamındaki sorumluluk atfının da davacıya yöneltilemeyeceği bu hükmün ancak kira sözleşmesi ile ilgili olağan kullanımdan doğan zararlar için öne sürülebileceği, yine sözleşmenin mücbir sebep başlığı altındaki 9. maddesinde yazılı mücbir sebep veya doğrudan zarardan davalı …’nın sorumlu tutulamayacağına dair kaydın da davalının ağır kusurlu halini kapsayamayacağı, Borçlar Kanunu 115. madde hükmü gereği bu yöndeki sorumsuzluk anlaşmalarının geçersiz olduğu tüm bu anlatılanlar kapsamında davalının söz konusu zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafından sigortalısına ödemenin 28/07/2010 tarihinde 11.178,47 Euro’ya karşılık 21.991,40 TL olarak yapıldığı, söz konusu ödeme tutarının ekspertiz raporunda belirtilen tutar esas alınarak yapıldığı, Gebze — Asliye Hukuk Mahkemesi değişik iş dosyasında yapılan zarar belirlemesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, kaldı ki bu hususta bir itiraz da davalı tarafça ileri sürülmediği, tarafların tacir olması sebebiyle talep edilen işlemiş faiz türü ve miktarının uygun olduğu kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, alacak likit olduğundan asıl alacağın takdiren %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın itirazın iptali isteminin İ.İ.K 67 maddesinde değerlendirilmesiyle
1-Davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün— esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın takdiren %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.300,71-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 406,78-TL harcın mahsubu ile bakiye1.893,93 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 438,58-TL ilk masraf, 274,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.950,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.662,58-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.041,65-TL maktu/ nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2018