Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/190 E. 2018/223 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/190 Esas
KARAR NO : 2018/223

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2015
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sahibi bulunduğu firma ile müvekkili arasında mevcut ticari ilişkiden dolayı cari hesaptan davalı borçlu adına faturalar kesildiğini, faturaya konu malların davalıya iletildiğini, davalının ödeme yapmadığını, davalı aleyhine İstanbul Anadolu— İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibi dosyasında bulunan cari hesap ekstresi, senetlerle müvekkilin herhangi bir alakası olmadığını, davacı taraf ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, cari hesap ekstreleri üzerinde adı geçen ve kapatılmış —-Ortaklığı’nda ortaklığı olduğunu, müvekkilin —-’a adi ortaklığı temsil etmesi yada borç altına sokması hususunda herhangi bir yetki vermediğini, bu hususun adi ortaklık sözleşmesinde açıkça görülebileceğini, —’un müvekkili zor durumda bıraktığının iptali sağlanan İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasından aracına konulan haciz sonrasında haberdar olduğunu, ortaklık adına temsilci ortağın borçlanabilmesi ve ortağa açıkça bu yetkinin verilmesine bağlı olduğunu ileri sürerek davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında doğan bakiye cari hesap alacağının tahsili için davacının başlattığı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmış, rapor ve ek rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —- E. Sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu —- İcra Hukuk Mahkemesinin — esas sayılı dosyası ve bu dosya içerisinde yer alan İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyaları celp edilmiş, davalı vekilince sunulan adi ortaklık sözleşmesi ve diğer deliller dosyaya alınarak incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu— İcra Müdürlüğü’nün — E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 01/10/2014 tarihli başlatılan takibin alacaklısının — Ltd. Şti., borçlularının — olduğu, takibin cari hesap alacağı kapsamında 27.532,31 TL asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin davalı —-‘e 26/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlu tarafından 27/11/2014 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 28/11/2014 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, huzurdaki davanın 31/03/2015 tarihinde açıldığı dolayısı ile davanın İİK.’nın 67. Maddesindeki 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takibin borçluları arasındaki tarihsiz Adi Ortaklık Sözleşmesi incelendiğinde, —-ile — arasında, —- adresinde, 10.000,00 TL hisse paylı (5.000,00 TL — – 5.000,00 TL — ait), kar zararın hisseler oranında paylaşılacağı, uğraş konusunun fırın pastane olduğu anlaşılmaktadır.
Taraf delilleri toplanmış, dosya daha sonra tarafların tacir olması ve davacı yanca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Medeni Hukuk ABD Öğretim Üyesi Borçlar Hukukçusu bilirkişi Prof. Dr. —- ve Mali Müşavir — tarafından düzenlenen 14/03/2016 tarihli rapora davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine dosya sunulan itirazlar ve yeni belgeler kapsamında ek rapor için aynı heyete tevdi edilerek ek rapor alınmış anılan heyetçe sunulan 03/11/2016 tarihli ek rapor mahkememizce HMK 282. maddesi kapsamında denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, takibe konu fatura alacağından davalının sorumlu olup olmadığı, taraflar arasında mevcut bir ticari ilişki ve cari hesap söz konusuysa takibe dayanak fatura alacağına dayalı olarak davacı tarafça başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar ve kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
HMK.’nın 190. Maddesinde; “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendine hak çıkaran tarafa aittir.”; Medeni Kanun 6. Maddesi ise “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine haizdir. HMK 73. Maddesinde ise, davaya vekalet gereği, vekilin davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapması gerektiği düzenlenmiştir.

İtirazın iptali davası hukuki niteliği açısından bir eda davasıdır. Eda davaları yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ( İİK.m.67/1 ); alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dolayısı ile huzurdaki davada Davacı, itirazın iptali istemine dayanak alacak iddiasını her türlü delil ile ispat edebilecektir.
Ön inceleme duruşmasında davacı vekili delillerinin sunulduğu beyan etmiş olduğundan HMK 140/5 maddesi uyarınca sunmadıkları delillerini sunmaları için yeniden süre verilmemiş ve bilirkişi incelemesi için ara karar oluşturulmuş ancak rapor alındıktan sonra davacı taraf rapora itirazlarıyla birlikte fatura asıllarının ve 2013 yılı yevmiye defteri kapanış noter onayını sunmuş, mahkemece söz konusu belgelerin dosyaya alınarak mahkeme kasasına alınmasına karar verilmiş ve dosya bu kez ek rapor için aynı heyete tevdi edilerek rapor alınmış, sunulan ek rapordaki tespitler üzerine davacı taraf yine faturaları sunmak için süre talep etmiş, ancak davalı vekili 5 nolu celsede yeni delil ve fatura sunulmasına muvafakatinin olmadığını beyan etmiş mahkemece tahkikat bitirilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmiş ve davaya bu aşamadan sonra dahil olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve yargılama sırasında alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu içeriğine göre, davacı ile davalı ve dava dışı takip borçlusunun ortağı olduğu adi ortaklık arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olduğu, ilgili adi ortaklık adına ve hesabına davacı ile hukuki ilişkiye giren ve sözleşme akdeden kişinin dava dışı — olduğu, davacı tarafından ibraz edilmekle incelenen ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK. hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu, yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin 2013 yılı yönünden yaptırılmadığı, 2014 yılı yönünden ise yaptırılmış olduğu, davacı ticari defter kayıtlarına göre, davacı ile adi ortaklı arasındaki borç alacak ilişkisinin 16/04/2013 tarihinde başladığı, incelenen ticari defterlere göre davacının icra takip tarihi olan 01/10/2014 tarihi itibariyle adi ortaklıktan 28.061,26 TL alacaklı olduğu, TBK m.625 hükmü gereğince aksi kararlaştırılmış olmadıkça her bir ortağın adi ortağı tek başına temsil etmeye yetkili olduğu, adi ortaklık faaliyeti ile ilgili işlemlerin olağan işlemlerden olduğu ve bir ortağın adi ortaklığı borçlandırıcı işlemler yapmış olması sebebiyle tüm ortakların da müteselsilen sorumlu olduğu dolayısı ile bu hususun aksi yöndeki savunmaya itibar edilemeyeceği ancak alacağını ispat etmekle yükümlü olan davacının ticari defterlerindeki kayıtların alacağın ispatı için tek başına delil olarak kabul edilemeyeceği alacağa konu malların davalıya teslim edildiğinin de ispat edilmesi gerektiği, davacı ticari defterlerine göre alacağın dayanağı irsaliyeli faturalar, senetler ve nakit tahsilatlar olduğu, davacı tarafından ilk rapor tarihine kadar takip konusu alacağın dayanağı olan faturalar dosyaya sunulmadığı gibi davacının adi ortaklığa 59 adet irsaliyeli faturayı borç kayıt ettiği bu faturalardan yalnız 25 adet irsaliyeli faturanın dosyaya sunulduğu harici 34 adet irsaliyeli faturanın ise dosyaya sunulmadığı yine senet iadelerine ilişkin belgelerin de dosyaya sunulmadığı, davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında tüm delilleri dosyaya sunduğunu belirttiği ve rapora itiraz sonrasında eksik olan faturaları sunması için kendisine yeniden süre verildiği, ancak ek raporda söz konusu eksiklik sebebiyle alacaklı olmadığı tespitinden sonra yeniden süre talep ettiği, davalı vekilinin söz konusu talebe muvafakat etmemesi sebebiyle süre verilmediği sonuç olarak ispat yükü kendisinde olan davacının somut dosya kapsamı itibariyle dava dışı adi ortaklıktan ve dolayısıyla T.T.K. 625/1-2 maddeleri uyarınca davalıdan takibe konu alacak miktarı uyarınca alacaklı olduğunu ispat edecek delilleri dosyaya sunmadığı değerlendirilerek davacının icra takip tarihi olan 01/10/2014 tarihi itibariyle dava dışı —-Ortaklığı’ndan ve dolayısı ile davalıdan alacaklı durumda bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının davasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla ispatlanamayan davanın REDDİNE dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Dosya kapsamı itibariyle davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 470,19-TL harcın mahsubu ile artan 434,29-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 300,00-TL bilirkişi masrafının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.303,88-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/02/2018