Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/145 E. 2022/489 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/145 Esas
KARAR NO: 2022/489
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/03/2015
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından—— emrine davalı tarafından haksız ve kötü niyetle itiraz edildiği; muhasebe kayıtlarında açıkça tespit edileceği üzere davacının, davalıya — icra takibinin yapıldığı tarihe kadar işlemiş faizi ile birlikte toplam —– borçlu olduğu; davacı ile davalının arasında—- yılları arasında devam etmiş olan bir ticari ilişkinin mevcut olduğu; bu ticari ilişkinin konusunun davacı tarafından kondanserlerin davalıya satışı olduğu; bu ilişki çerçevesinde davacının daha ödenmemiş —alacağının olduğu; davalının — yılından beri süregelen
dönemde, söz konusu borcunu ödemekten imtina ettiği; açık ve net olan durumu karıştırmak
ve haklı gözükmek adına—- esas sayılı dosyası tahtında bir ——- dava ikame ettiği; söz konusu davanın temyiz aşamasında olduğu; davalı ile davacı arasındaki cari hesap ilişkisinin— tarihli hesap kesimine dayalı olarak, —- sayılı dosyası tahtında davacının, borçlu davalıdan —- alacağının tahsili amacıyla takip başlatıldığı; icra takibi kapsamında davalıya ödeme emrinin gönderildiği; bu ödeme emrine davalının itiraz ettiği; bu sebeple takibin durdurulduğu; bundan sonra davalının —-tarihi itibarıyla kabul edilerek cari hesabından düşüldüğü; davacının cari hesap üzerinden sehven —- sayılı dosyası ile yeni bir icra takibinde bulunduğu;—– sayılı dosyası kapsamında ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine—– sayılı dosyası tahtında davalı aleyhine itirazın iptali davası açıldığı;
söz konusu davanın, davalı hakkında aynı alacak için devam eden iki ayrı takip bulunması
nedeniyle mahkemece reddedildiği; ret kararının temyiz edilmeden kesinleştiği; bunun
üzerine davacının diğer takip dosyasının kapanmasını takiben, —- sayılı dosyasındaki ödeme emrine itirazın iptali istemiyle — bir dava ikame ettiği; —-konusu davada davalı tarafından kötü niyetli şekilde —- açılan davanın derdest olduğu iddia edilerek derdestlik itirazında bulunulduğu; mahkemece davalı
tarafından ileri sürülen itiraz, —- dosyasının davacı tarafından temyiz edilmemekle kesinleşmiş olduğu göz ardı edilerek kabul edildiği; davanın derdest gerekçesi ile reddedildiği; kararın —- tarafından onanarak kesinleştiği; davalının, yıldırma politikasının sonuç vermeyeceğini anladığı ve davacının hak arama konusundaki ısrarını fark ettiği; bu nedenle an itibarıyla derdest olan ve—sayılı dosyası tahtında görülmekte olan davayı —- tarihinde davacı aleyhine ikame ettirdiği; söz konusu davanın kreatif bir dava olduğu ve iyi niyetle açılmadığı; davalının söz konusu davayı açma sebebinin kafa karıştırarak davacıya olan borcunu ödememek olduğu öne sürülerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin unvanının ——-olarak değiştirildiği;
davalı ile davacının arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu; davacının, davalının talebi doğrultusunda kondanser imal ettiği; davalıya teslim edilen kondanserlerin talep edilen standartta olmayıp ayıplı çıktığı; davacının ilk zamanlarda ayıplı çıkan kondanserleri yenileri ile değiştirip servis ücretini üstlendiği; ancak zamanla davacının hiçbir sorumluluğu üstlenmediği; bu sebeple hukuki sürecin başladığı; davacının, davalıya ——- icra takibi yaptığı; davalının süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu; davacının, davalıya —– bedelli icra takibi yaptığı; davalının süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu; davacının——— sayılı dosyası için itirazın iptali davası açtığı; işbu davanın mahkemece reddedildiği; davacının iddiasının aksine —- geçerek kesinleştiği; davacının——-dosyası için itirazın iptali davası açtığı; işbu davanın mahkemece reddedildiği ve—– geçerek kesinleştiği; davacının, davalı için ürettiği kondanserlerin ayıplı olduğu tespit edilerek davacı aleyhine —- ile maddi manevi tazminat davası açıldığı; söz konusu davanın mahkemece kabul edildiği; davacının —– temyiz istemi üzerine şu an — incelemesinde olduğu; davacının tekrardan aynı alacak için—–dosyası ile davalı aleyhine —- tutarında icra takibi başlattığı; süresinde yapılan itiraz neticesinde işbu icra takibinin durdurulduğu; bunun üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı; davalının, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı;—– sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edildiği üzere usulüne uygun tutulan ve açılış kapanış tasdikleri tam olan davalıya ait ticari defterlere göre davacının, davalıya —- borçlu olduğu; bilirkişi kurulunun düzenlediği raporda davacının ticari defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin olmadığı ve usulüne uygun tutulmadığı için davacı lehine delil teşkil etmeyeceğinin bildirildiği; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için üzerinde her türlü değişikliğin yapılmaya müsait olduğu; davacının alacaklı olduğu tutar konusunda dâhi istikrar gösteremediği; sürekli farklı tutarlar talep ettiği; davalıdan talep edilen faiz ve faiz oranının fahiş olduğu; davacının herhangi bir alacağı olmadığı gibi muaccel
bir alacağının da olmadığı; davacının bu konuda açılan her davada farklı alacak rakamları talep ettiği; davacının alacağının yargılama gerektirdiği; yargılama gerektiren bir alacak, likit olamayacağından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği öne sürülerek davanın reddine ve meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesaba dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında—- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —sayılı dosyası —-üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı tarafın– yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olmadığı——– yıllarına ait ticari defterlerinin ise sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu; Davalı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu; Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin—– yılından devreden tutar ile —- yılındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu; — yılından devreden—- karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam—- tutarındaki faturalar ve davalı tarafından yapılan ödemeler ile iade faturaları toplamı olan —-birlikte değerlendirildiğinde— takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan —– asıl alacak ve —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelmesi yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık yılına ilişkin dönemlerden—— yılına ilişkin davacı ticari defter kayıtlarının yevmiye ve envanter defteri kapanış tasdiklerinin yapılmaması sebebiyle usulüne uygun olmadığı, diğer dönemlere ilişkin davacı ticari defterleri ile davalının uyuşmazlık yıllarına ilişkin ticari defterlerinin tamamının HMK 222 maddesi gereği usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin —- yılına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmaması sebebiyle HMK 222/4 maddesi gereği anılan dönemlerde davalı lehine olan kayıtların esas alınması gerektiği değerlendirilmiştir. Bu nedenle —– nolu iade faturaları, davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlıyken davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, anılan iade faturalarının ayıp iddiasına ilişkin iade faturaları olduğu, —– sayılı kararıyla ayıp iddiası kanıtlanamadığından davanın reddine karar verildiği, bu hükümün temyiz incelemesi üzerine—– ilamı ile onandığı ve kesinleştiği anlaşılmış, anılan iade faturalarının hesaplamada dikkate alınmaması gerektiği değerlendirilmiştir. Ayrıca —– nolu iade faturası, davacı taraf ticari defterlerinde —- olarak kayıtlıyken davalı taraf ticari defterlerinde ——-olarak kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. HMK 222. maddesi gereği anılan dönemde davacı ticari defterleri usulüne uygun olmaması sebebiyle sahibi aleyhine delil kudretine haiz davacı şirket ticari defterlerindeki kaydın hesaplamada dikkate alınması gerektiği değerlendirilmiştir. Yine—- nolu iade faturası davacı taraf ticari defterlerinde— olarak kayıtlıyken davalı taraf ticari defterlerinde—-olarak kayıtlıdır. Anılan dönemde davalı ticari defterleri usulüne uygun olması sebebiyle sahibi lehine delil kudretine haiz davalı şirket ticari defterlerindeki kaydın hesaplamada dikkate alınması gerektiği değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dava konusu faturaların yukarıda belirtildiği üzere taraf defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle davalının dava konusu malları teslim aldığı, davalının ayıba ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davacının alacak talebinin yerinde olduğunun kabulü gerekir. —–
Davacı tarafça dava konusu icra takibinde işlemiş faiz talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça işlemiş faiz talep edilebilmesi için davalının takipten önce temerrüte düşürülmesi gerekmektedir. Temerrüt, en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alaca klının ihtarı ile temerrüde düşer. Temerrüt için aranan ihtar hukuki işlem benzeri fiil mahiyetinde olup, alacaklının alacak miktarını belirterek borçludan borcun ifasını istemesi, ifayı kabule hazır olduğunu bildirmesi anlamına gelir. İhtar kural olarak şekle tabi olmayıp, yapılmadığı itirazı vaki olursa aksinin ispatı, niteliği gereği alacaklıdan beklenir.
6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi/2. fıkrasına göre “borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş —-, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur”. Eğer böyle bir tarih belirlenmemişse bu kez aynı maddenin 1. fıkrası uygulanır ve bu fıkrada da muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı belirtilmiştir. Nihayet böyle bir ihtar da yoksa temerrüt icra takibi ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.
Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihleri temerrüt tarihi olarak kabul edilemez. VUK hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup, fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceği izahtan varestedir. Eldeki dosyada, ilk icra takip — tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, ilk icra takip tarihi olan — tarihinden eldeki davaya konu icra takip tarihine kadar davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, bilirkişi raporundaki tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu, davalının aksi yöndeki beyan ve itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. ——–
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, davalının ilk icra takip tarihinden itibaren işleyecek işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, fazlaya ilişkin olan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarı aşan taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile,——— asıl alacak, ——- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 16.028,82-TL’den davacı tarafça yatırılan 2.961,59-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 1.226,00-TL harç olmak üzere toplam 4.187,59-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.841,23-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.961,59-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 1.226,00-TL harç olmak üzere toplam 4.187,59-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 126,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.458,30-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.395,51-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 24.875,37-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/06/2022