Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/925 E. 2022/345 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/925 Esas
KARAR NO: 2022/345
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16.09.2014
KARAR TARİHİ: 19.04.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-ile davacı firma ile davanın davalısı —-arasındaki görülüp karara bağlanan alacak davasında davacı firmanın —-numaralı hesaplardan şirketin bilgi ve onayı olmaksızın çekilen paraların iadesi davası lehlerine sonuçlanmış olduğunu, yargılama sırasında da, —- ortada herhangi bir gerçek talimat olmaksızın ilgisiz — ödendiğinin tespit edildiğini, ——dosyasında yargılama aşamasında bahsi edilen hususun davalıya ihbar edildiğini ama davalının o davada herhangi bir beyanda bulunmadığını, yaptıkları araştırmada davalı bankanın dökümü yapılan ödemeyi herhangi bir belgeye dayanmadan yaptığı ortaya çıktığından dolayı davacı firmanın parasını herhangi bir sebep olmaksızın ödeyen davalıdan bu bedeli talep ettiklerini, bu sebeplerden davalı tarafından usulsüz şekilde harice ödenerek davacı firmanın zarara uğramasına sebep olan davalıdan —– hesaptan ödeme yapıldığı tarihlerden başlayacak en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte tahsilini, muhakeme masrafı vekillik ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin haksız iddiaları doğrultusunda davalı bankanın davaya konu işlemlerden dolayı şirketinin zarara uğradığını iddia ederek — davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, davalı banka müşterisi olan davacı şirketin —– talimatları ile davaya konu işlemlerin gerçekleştiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde yer alan iddialarında şirket tarafından davalı bankaya herhangi bir talimat verilmediği iddia edilmekte ise de; sundukları eklerde talimatlara ilişkin örneklerin ve imza yetkilisi — davay konu tutarların dava dışı — ödenmesi talimatının verildiğini, dilekçe eklerinde imza sirkülerinin bulunduğunu, davalı bankanın davacı yanca haksız fiil olarak nitelendirilen işlemlerin —- tarihli olduğunu, haksız fiile dayalı tazminat davalarının zarar ve failine ıttıla tarihinden itibaren—-içerisinde açılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, bu sebeple zamanında açılmayan davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davalı bankanın davaya konu talimatlarını yerine getirilmesinde taraflar arasında ki sözleşme hükümlerine usule, yasaya, bankacılık, uygulama ve teamüllerine aykırı bir yön bulunmadığını, hatta bu işlemlerine akdi ve kanuni bir mükellefiyetin yerine getirilmesinden ibaret olduğunu, dava konusu işlemler ile varlığı iddia olunan zarar arasında ki illiyet bağı, ilgisiz olduğu belirtilen —- kusurlu eylemi ile kesildiğini, davacı yanca dava kapsamında ilgisiz olarak tanıtılmaya çalışılan ve dava konusu işlemleri davacı adına gerçekleştirilen—– özellikle kendisine tanınmış yetkiler, imza sirkülerinde şirket müdürü olarak yer alması nazara alındığında herhangi bir kişi olmayıp davalı banka nezdinde davacı şirketi temsil ettiği düşünülen —- olduğunu, açıklanan ve usulünce ispat olunacak maddi gerçeklik davalı bankanın dava işleminin usulüne, yasaya, bankacılık uygulama ve teamüllerine tümüyle uygun olduğunu ortaya koymakla birlikte yargılama konusu bankacılık işlemleri ile varlığı iddia olunan zarar arasındaki illiyet bağının davacı —–olan üçüncü kişi eylemleri ile kesildiğini, dava konusu olayda asıl kusurlu olan tacir olmasına rağmen personel seçimi ve mali işlerin denetimi noktalarında ciddi yönetim ve denetim zafiyeti gösterinin davacı şirket olduğunu, davacının iddia olunan zararı ispat etmesi gerektiğini, zira dava dilekçesinde yer alan dava ve —- aleyhine ikame olunan dava ile hüküm altına alınan netice ile davacının zararının karşılandığını, buna rağmen aşan bir zararı var ise davalı bankanın söz konusu zararı neye istinaden talep ettiklerini maddi delillere dayanarak ispatlanması gerektiğini, bu sebeplerden dolayı davacı yanın haksız ve dayanaksız davasının öncelikle usul itirazları nazara alınarak usulden, savunmaları çerçevesinde esastan tümden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı şirketin eski ortak ve yöneticisi olan dava dışı— davacı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabından ödenen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu kapsamda ———- kayıtları, bir kısım banka kayıkları ile —- sayılı dosyası fiziki olarak celp edilerek incelenmiş, yargılama sırasında — tarihinde kabul edilen —– sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davamızın safahatını oluşturan ve mahkememizce bekletici mesele yapılmasına karar verilen —- dosyasının incelenmesi neticesinde; davacının dosyamız davacısı —-davalısının — olduğu, davalının haklı bir neden olmadığı halde zimmetine — geçirerek şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla ödenen paranın —- tahsili için açılan kısmı dava olduğu, dosyamız davalısı —— davanın ihbar edildiği, mahkeme tarafından banka nezdinde tutulan kayıtlar ile —- celp edildiği, davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu alındığı, yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından davalı—– karar numaralı şirket ——- hisse devri ile şirkete ortak olduğu, davalıya ortak olmadan yapılan ödeme sadece —- bedelli ödeme olup, ödemenin davalının şirket ortaklığından kaynaklanmayan bir alacağından ötürü yapıldığı kabul edilerek; bu miktar yönünden davacının alacağının bulunmadığı, diğer tüm ödemelerin ise davalının şirket ortağı iken gerçekleşmiş olduğu, davalının savunmalarını ispatlayacak hiçbir delil sunamadığı şirket kayıtlarında da davalı savunmalarını ispata yarar bilgi belge bulunmadığı, davalının ortak olduğu dönemlerde yapılan — tarihli ve —– tarihli ödemelerin o tarihte münferiden şirketi temsil yetkisi bulunan —- tarihli ödemenin internet havalesiyle, —- talimatıyla yapıldığı, bu ödemelerden —— ait olmadığı davacı yanca ileri sürülmüş ise de, bankaca talimat aslı bulunamadığından, imza incelemesi yaptırılamadığı ancak ——- yetkisi bulunmadığından, bu ödemelerden şahsen — kendisine ait kabul edilmezse talimatını kaybeden bankanın sorumlu olacağı dolasıyla —– bedelli ödemeler toplamı—-düşüldüğünde davalının iade etmesi gereken bedelin —– tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faiziyle tahsiline, davacıya verilmesine, davacının —-yönünden dava hakkının saklı tutulmasına, saklı tutulacak dava hakkı yönünden fazlaya dair — kısma ilişkin talebin reddine dair —-tarihinde karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine ——- sayılı ilamı ile davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında yönetici olmayan ortağın muvafakatinin alınması veya vekaletname ibrazı ve ortaklar kurulu kararının sunulması amacıyla davacı vekiline önel verilmesi, dava koşulları oluşturulduktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekçesiyle karar bozulmuş, akabinde aynı mahkemenin — esasına kayıt edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda eksiklikler tamamlanmış ve——- tarihli ilk karar gibi davanın kabulüne ilişkin karar verilmiş ve kararın —- onama ilamı ile kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve — birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle davacı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabından dava dışı—– olmak üzere ödenen toplam ———– ödendiği ve bu iki bedelin huzurdaki dava konusunu oluşturduğu ihtilafsız olup, davacı tarafından gerçek bir talimat olmadan banka tarafından ödendiği, talimat evraklarındaki imzanın ——- ait olmadığı iddia edilmekte, davalı banka tarafından ise talimat doğrultusunda işlem yapıldığı, davacının zararını ispat etmesi gerektiği, —- davacı zararının karşılandığı varsa ilave bir zararın ispat edilmesi yine —– ödenen paraların davacı şirket hesabında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiği yönünde savunmada bulunulduğu görülmüştür. Toplanan tüm delillerden ödeme yapılan dava dışı —– numaralı şirket ——– hisse devri neticesinde ——olduğu, gerek hisse devir sözleşmesi gerekse ekinde ——- incelendiğinde şirketin ortaklarından——- atanmasına, —– münferit imzası ile ancak bankalarda ——–müşterek atacakları imza ile temsil ve ilzama yetkili kılınmasına dair karar alındığı görülmüştür. Bekletici mesele yapılan ve onama kararı ile kesinleşen ——– dosyasında da az yukarıda açıklandığı üzere davamıza konu ——– talimatıyla yapıldığı, bu hususa ilişkin talimat fotokopi belgelerinin banka tarafından sunulduğu, ödemelerdeki imzanın—— ait olmadığının davacı yanca ileri sürüldüğü ancak yargılama süresince banka tarafından talimat asılları sunulmadığı nitekim düzenlenen —– raporlarında da bu hususun belirtildiği en son alınan ——- tarihli belgedeki imzanın ——tarihli belge yönünden ise evrak aslı olmadığından inceleme yapılamadığının belirtildiği görülmüştür. ——– yapılan incelemede de talimat asıllarının mevcut olmadığı görülmüştür. Ancak uyuşmazlığa konu ——–banka nezdinde yapılacak işlemlerde tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığı gerek ——kayıtları gerekse imza sirküleri incelendiğinde sabittir. ——-tarafından gerekçesinde açıklandığı üzere bu ödemeler anında ——– şirketi temsil yetkisi bulunmadığından, bu ödemelerden şahsen ———- sorumlu olacağı yada imza kendisine ait kabul edilmezse talimatını kaybeden bankanın sorumlu olacağı kabul edilerek alacaktan mahsup edilmiştir. Hal böyle olunca davalı bankanın huzurdaki davada zararın ——–dosyasında karşılandığına yönelik savunmaları yerinde değildir. Her ne kadar davalı banka tarafından talimat asılları dosyaya sunulamadığından imza incelemesi yapılamamış ise de toplanan deliller itibariyle atılı imzaların dava dışı——-imzalarına benzerlik göstermediği yine kovuşturmaya yer olmadığını ilişkin karar verilen ——- vermiş olduğu ifadesinde dava konusu talimatlar ile ilgili olarak şirketin nakit hareketi için gerekli olduğu ve ——- dışında olduğundan kendisi tarafından şirket kaşesi üzerine atıldığı hususunu kabul ettiği görülmüştür. Bu noktada davalı bankanın sorumluluğu incelendiğinde ise ——– ilamında açıklandığı üzere bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca, bu sorumluluğu kaldırmaya yönelik sözleşmeler de geçerli değildir. Zira sorumsuzluk sözleşmesi hükümlerine sınırlama getiren ve somut olaya uygulanması gereken ——-gereğince, özel yasa ile kuruldukları ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanındığı için bankaların, hafif kusurlarından dolayı ortaya çıkan sorumluluğunu kaldıran sözleşme hükümleri geçersiz olacaktır. Yine — gereğince; tacir, ——- ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. ——, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle birer itimat kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle koruma yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir . Ayrıca bankalar, adam çalıştıran sıfatı ile de sorumludur. Adam çalıştıranın sorumluluğu ——–İstihdam edenlerin mesuliyeti” başlığı altında düzenlenmiştir. Anılan maddede; “Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz.” hükmü öngörülmüştür. Bu madde gereğince adam çalıştıranlara genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklenmiş ve adam çalıştıranın bir özel hukuk ve bağımlılık ilişkisi içerisinde çalışanlarının kendilerine bırakılan işleri gördükleri sırada hukuka aykırı bir fiille üçüncü kişilere vermiş oldukları zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Başka bir deyişle adam çalıştıranın sorumluluğunun kaynağı, adam çalıştıranın çalışanlarını seçerken ve onları çalıştırırken çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır. Yasal düzenlemeler ışığında somut olaya dönüldüğünde ise az yukarıda açıklandığı üzere davalı banka tarafından işlem yapılmasına dayanak olarak gösterilen talimat asılları sunulamamakla birlikte fotokopi olarak sunulan belgelerde isim ve imzası bulunan ——- ödeme tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisi bulunmadığı, nitekim davalı tarafından bizzat dosyaya ibraz edilen imza sirkülerinden de bu hususun açıkça anlaşıldığı , dolayısıyla talimatta isim ve imzası bulunan —– davacı şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılmadan, imza sirküleri yeterince incelenmeden sadece talep doğrultusunda ödeme yapılması başlı başına davalı bankanın objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davrandığının, sahteciliği önlemek için en basit tedbirlere dahi başvurmadığının ve basiretli bir tacir gibi davranmadığını kanıtlayan hususlar olarak değerlendirilmiştir. Yine davalı banka tarafından davacı şirket ile dava dışı —— bankayı dolandırmak amacıyla el ve iş birliği yaptıklarını ne iddia edilmiş ne de bu konuda bir delil ibraz edebilmiştir. Ayrıca —— daha önce davalı bankada somut uyuşmazlıkta benzer şekilde şirket adına işlemler yapmadığı toplanan deliller yine ——–dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ile sabittir. Uyuşmazlığa konu işlemler için de davacı şirket tarafından icazet verildiği hususu da davalı banka tarafından ispat edilememiştir. Bu nedenle objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davranan davalı bankanın davacının oluşan zararından sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Netice itibariyle itimat kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları ve kullandırdıkları kredileri sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olmaları ve bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunmaları karşısında davacının zararından davalı bankanın sorumlu olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile ——– tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın kabulü ile;
——- tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
2-Karar harcı 819,72‬ davacı tarafça peşin olarak yatırılan 204,95 harcın mahsubu ile bakiye 614,77-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 204,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 111,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, toplam 136,4‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5,100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19.04.2022