Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/899 E. 2018/869 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/899 Esas
KARAR NO : 2018/869
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti ve Durdurulması
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … .. müvekkili firmaya ait olan …. çalışanı iken evlilikten sonra bir yılı doldurmasına 2 gün kala iş sözleşmesini evlilik nedeniyle çalışmak istememesini belirterek feshettiğini, davalı … işten ayrıldıktan 2 gün sonra halen çalıştığı diğer davalı . işe girdiğini, davalı … . davacı müvekkili şirket müşterlerine elektronik postalar ile diğer davalı …Şirketinde işe başladığını belirterek yeni şirketinde müvekkili şirket müşteleri ile birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirterek müvekkili şirketin müşterilerini ayartmaya çalıştığını, davalı …..Türk Borçlar Kanununda belirtilen kaynaklanan sözleşme sonrası sır saklama borcunu da ihlal etmiş olduğunu bu nedenlerle haksız rekabetin yol açabileceği maddi ve manevi zararlardan doğan tazminat hakları saklı kalarak öncelikle davalıların müvekkili şirketin müşterileri ile hiç bir ticari ilişki kurmaması ve sözleşme bağıtlamaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız rekabet oluşturan eylemlerin tespiti ve menniyle ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş,
Karşı davaya cevap dilekçesinde ise; mahkemenin karşı dava olarak açılan manevi tazminat davasında görevli olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu sebeple tefrik kararı verilerek görevsizlik kararı ile dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davalı karşı davacının manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesince işçilik alacaklarının tespiti ile saklı tutulmasına karar verilemeyeceğini belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı karşı davacı …… vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette çalıştığı süre içerisinde yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen iyiniyetli bir şekilde çalışmasını sürdürdüğünü, müvekkilinin davacı şirkette çalıştığı zamanda yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle eşinin işten ayrılması gerektiğini belirttiğini, müvekkilinin davacı şirkette bir çok kez işten ayrılma talebinde bulunduğunu ancak müvekkilinin yeni pozisyon ve maaşının arttırılacağı sözleriyle ikna edildiğini, müvekkiline müdürlük pozisyonu verildiği ancak maaşında bir artış olmadığını, müvekkilinin yasal hakkı olan evlilik sebebiyle iş akdini süresi içerisinde sonlandırdığını, fakat davacı şirketin müvekkilinin kıdem tazminatı, izin ücreti ve prim alacağı toplam 10.401,00-TL yasal haklarının verileceği sözüne rağmen verilmediğini, müvekkili adına açılanan, davacının açmış olduğu haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiş,
Karşı dava dilekçesinde ise; müvekkilinin yurt dışında lisans eğitimini tamamladığını, gerek donanım gerekse başarılı çalışmalarıyla alanında aranan bir kişi olduğunu, davacı iş yerinde çalışmış olduğu dönem içerisinde ise üstün başarılara imza atarak müdürlüğe kadar yükseldiğini, evlilik sebebiyle iş akdini yasal düzenleme gereğince haklı olarak feshettiğini, işten ayrıldıktan sonra davacı tarafından firmalara kendisinin ufak bir aile şirketinde işe başladığı yönünde gerçek dışı beyanlarla itibarsızlaştırmaya çalışıldığını, bu hususa ilişkin yapılan yazışmaya verilen cevaplarda da olumsuz yanıt aldığını, müvekkilinin haksız rekabet oluşturacak hiç bir eylemi bulunmadığını, hatta huzurdaki dava sebebiyle işten atılma korkusu yaşadığını, müvekkilinin Hilton gibi sektörün önde gelen kurumlarında birinde çalışmış olmasına rağmen söz konusu davacı eylemleri sebebiyle manevi haklarının haleldar edildiğini, bu nedenle 30.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı….. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece HMK 124 madde hükmünce uygulanan ara karardan rücu edilmesini, Yargıtay içtihatları doğrultusunda müvekkili şirketin bu şekilde dosyaya taraf olarak eklenmesinin yasal olmadığını, dava dilekçesinde kime gönderildiği belli olmayan e-posta metinleri ile T.T.K. 55/1-b maddesinin ihlal edildiği belirtilmekte ise de söz konusu e-postaların kime gönderildiğinin, hangi sırrın paylaşıldığının belli olmadığını, davacının hangi müşterisinin ayartıldığı ve haksız kazanç sağlandığı hususlarının müphem olduğunu, söz konusu iddialarının dayanaksız olduğunu, davacıya bu hususta açıklattırma yapılması gerektiğini, davalı …’nin iş akdini haklı sebeple feshettikten sonra başka bir firmada çalışmaya başlaması engelleyen bir mevzuatın bulunmadığı, müvekkili şirketin otelinin bulunmadığını ve davacıdan daha önce kurulan bir şirket olduğunu, davalı …’nin müvekkili şirkette 3 aylık bir süreyle çalıştığını ve haksız bir rekabet oluşturacak bir eylemin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; asıl dava yönünden haksız rekabetin tespiti ve men’i istemine; karşı dava yönünden ise manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava yazılı yargılıma usulüne bağlı olup, dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra dava öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar yönünden incelenmiş, eksiklik bulunmaması sebebiyle usulüne uygun ön inceleme duruşması açılarak hukuki ihtilaf noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasında deliller toplanmak ve tanıklar dinlenmek suretiyle dosya taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilerek kök ve ek rapor alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Dava dilekçesinde, davalı şirket olarak ….. davalı olarak gösterilmiş ve belirtilen adrese tebligat çıkartılmış, anılan şirket vekili tarafından sunulan tarihsiz dilekçe ile söz konusu tebligatın sehven tebliğ alındığının belirtilmesi üzerine bukerre söz konusu şirkete dava dilekçesi ve ekleri yeniden tebliğe çıkartılmış yine davalı şirket vekili tarafından dava dilekçesinde ve tensip zaptında davalı olarak gösterilmemiş olması sebebiyle mahkemece verilen bir karar olmamasına rağmen Uyap üzerinden müvekkili şirketin davaya dahil edildiği, bu şekilde yapılan işlemin usulsüz olduğu, mahkemece davaya dahil edilinilmiş ise bu halin tarafına bildirilmesi talep edilmiş, bu sebeple mahkememizce … tarihinde verilen ara karar ile anılan şirket vekilinin dilekçesinin davacı vekiline tebliğine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin sunmuş olduğu tarihsiz dilekçe içeriğinde davalı olarak . . Şirketinin gösterilmesinin hataya dayandığını, zira davalı … tarafından dosyaya sunulan irsaliyeli faturada da davalının bu şekilde ticaret unvanını kullandığını, anılan davalının ……. olarak Uyap sistemine kaydı ile dava dilekçesinin eklerinin tebliği talep etmiş, bukerre mahkemece söz konusu talep HMK 124. Madde hükmünce değerlendirilerek dava dilekçesi ve ekleri söz konusu davalıya tebliğ edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirketin ticaret sicil kayıtları ile davalı …’nin . evrakları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan e-posta yazışmaları, belirsiz süre iş sözleşmesi, dava dışı şirketlere dair yazışma örnekleri, sözleşmeler, davalı … tarafından dava dışı şirketlere gönderilen e-postalar, irsaliyeli fatura suretlerinin davalının iş yeri sicil dosyaları çalışma belgeleri dosya içerisine alınarak incelenmiştir.
Davacı karşı davalı vekili tarafından, davalı karşı davacı tarafından açılan manevi tazminat davasında görev yönünden dava şartı noksanlığı itirazında bulunulmuş ise de karşı davada ki isteme konu eylemlerin iş akdinin feshinden sonra davacı karşı davalı tarafından davalı karşı davacı aleyhine yönelik eylemlerinin asıl davada ki hususlar ile bağıtlanmış olan haksız rekabet oluşturacak eylemlere ilişkin olduğu, Türk Ticaret Kanununda haksız rekabet eylemlerinin tahdidi olarak sayılmadığı, örnekleme yöntemiyle verildiği, dolayısıyla karşılıklı eylemlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği düşünülerek göreve ilişkin dava şartı noksanlığının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı karşı davalı vekilinin ihtiyati tedbir istemi, mahkememizce tensiben uyuşmazlık ile ilgili olarak uyuşmazlığı çözümler nitelikte tedbir kararının verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle ve …. gün ve. esas ve … karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kesin olmak üzere reddedilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık; asıl davada davalılardan … …davacı şirketten ayrılış biçimi ve diğer davalı şirkette işe başlamasının haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, davacı ve davalı şirketlerin aynı alanda faaliyet gösterip göstermediği, davalı …’nin davacı şirket müşterilerini diğer davalı şirket için ayartmaya çalışıp çalışmadığı, dava dışı şirketlere gönderilen e-postaların bu hususta bir anlam ifade edip etmediği, bu yöntemle davacının ticari sırlarını davalı şirkete aktarıp aktarmadığı, söz konusu eylemlerin haksız rekabet teşkil edip etmediği, menni gerekip gerekmediği, diğer davalı …. söz konusu eylemlerden sorumluluğun bulunup bulunmadığı, karşı dava yönünden ise davacı karşı davalının davalı … aleyhine açmış olduğu dava ve bir takım fiilleri kapsamında davalı karşı davacı …’nin uhdesinde manevi zarar oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı ve davacı karşı davalının söz konusu zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerince gösterilen tanıklara usulüne uygun davetiye çıkartılarak söz konusu tanıklar dinlenmiş, anlatımları tutanak altına alınmıştır.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesi teknik değerlendirmeyi gerektirdiğinden dosya turizm ve otel işletmecisi bilirkişi … ile Ticaret Hukuku öğretim üyesi Dr. . … oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan heyet tarafından sunulan .. tarihli rapora karşı taraf vekillerinin itirazları kapsamında dosya aynı heyete kök rapora karşı yapılan itirazları değerlendirmek ve ek rapor tanzim etmek üzere yeniden tevdi edilmiş, anılan heyetçe sunulan . tarihli ek rapor içeriğinde kök rapor ile sunulan hususlar tekrar edilmiş; kök ve ek rapor içerikleri mahkememizce HMK 282 maddesi uyarınca denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, tanık anlatımları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı karşı davalı şirket ile davalı karşı davalı … arasında 04/04/2011 tarihinde imza edilen belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında davalının davacı şirkete çeşitli unvanlarda çalıştığı ve en son kurumsal satış müdürü pozisyonunda iken evlilik sebebiyle iş akdini 22/03/2014 tarihinde feshettiği, fesih tarihinden iki gün sonra davalı karşı davacının diğer davalı şirkette çalışmaya başladığı, davalı karşı davacı …’nin, davacı karşı davalıda çalıştığı dönemde pozisyonu gereği davacı şirketin sunduğu konaklama, organizasyon, etkinlik için yer ve mekan temini hizmetlerin kurumsal satış ve pazarlamasında görev aldığı, diğer davalı şirkette de bu hizmetlerin teminine aracılık ve organizasyonu konusunda görev yaptığı, davacı ve davalı şirketin faaliyet alanlarının farklı olması sebebiyle aynı kitleye hitap etmemekle birlikte belirli bir hizmetin temini konusunda aynı müşteri profiliyle çalıştığı ve bu kapsamda faaliyetlerinin kesiştiğinin sabit olduğu, davalı karşı davacının davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra daha önce çalıştığı şirketlere e-posta göndererek birlikte çalışma ortamı hakkında bilgilendirmeler yaptığı, davacı ile davalı firmanın kesişen faaliyet alanları doğrultusunda davalı karşı davacı …’nin dava konusu edilen eylemlerinin T.T.K. Madde 54/2 hükmünce rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkiyi etkileyen bir eylem olduğu, davacı tarafından sunulan deliller kapsamında davacı ile dava dışı …… arasında davalı karşı davacı …’nin e-posta gönderdiği tarih ile geçerli ve yürürlükte olan bir sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla bu kişilere gönderilen e-postaların T.T.K. 55/1-b madde hükmü kapsamında girmediği ancak davalı karşı davacı …’nin dava dışı …. firmasına gönderdiği e-posta tarihi itibariyle davacı ile anılan şirket arasında sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğu, bu nedenle e-posta gönderilmesi eylemlerinin T.T.K. 55/1-b madde hükmü kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davalı Avkal’ın davalı karşı davacı …’nin söz konusu eylemini bilmediği veya bilecek durumda olmadığı yönündeki savunmalarının ise T.T.K. 18/2 maddesi uyarınca basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü ile bağdaşmadığı, bu hususta sorumluluğuna hükmedilebilmesi için haksız rekabet faalinin kusurlu bulunmasına veyahut bundan somut menfaat elde etmesinin gerek olmadığı, bu nedenle davalı karşı davacı …’nin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinden sorumlu olduğu kanaatine varılarak asıl davanın kabulüne, davalı- karşı davacı … … ile davalı …..’nin davacıların müşterisi olan… isimli firmaya elektronik posta gönderilmesi ve yazışma yapılması suretiyle birlikte çalışma teklifinde bulunulmasına ilişkin eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin mennine, karşı dava yönünden ise davalı karşı davacının iddialarını destekleyen bir delil sunmadığı, tanık anlatımlarının manevi zarar olgusunu ispat eder nitelikte olmadığı dolayısıyla davalı karşı davacının davasını ispat edemediği değerlendirilerek manevi tazminat istemine ilişkin açılan karşı davanın reddine, davalı karşı davacının maddi tazminata ilişkin dava haklarını saklı tutulması yönündeki talebi hakkında ise söz konusu talebin bir karşı dava olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ancak ileride talep edilebilecek bir hakkın saklı tutulması amacına ilişkin beyan olduğu değerlendirilerek bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-a)Asıl davanın kabulü ile, davalı- karşı davacı … …ile davalı ….. davacıların müşterisi olan … isimli firmaya elektronik posta gönderilmesi ve yazışma yapılması suretiyle birlikte çalışma teklifinde bulunulmasına ilişkin eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
b)Davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin mennine,
2-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,70-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 570,20-TL ilk masraf, 360,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.530,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-2-a)Manevi tazminat istemine ilişkin açılan karşı davanın reddine,
b)Davalı karşı davacının maddi tazminata ilişkin dava haklarını saklı tutulması yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
C-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak, davalı …. vekilinin yokluğunda, davalı karşı davacı … .l vekili ile davacı karşı davalı vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/09/2018