Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/837 E. 2022/564 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/837 Esas
KARAR NO: 2022/564
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ: 29.01.2014
BİRLEŞEN DAVADA;(——-)
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin), Alacak
DAVA TARİHİ: 24.07.2014
KARAR TARİHİ: 22.06.2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) ve Alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- şeklinde yönetim kurulu kararı oluşturulduğu, karar doğrultusunda —- tarihinde müvekkile —- adet şirket hissesinin devrinin aracılık hizmeti veren —-aracılığıyla gerçekleştirildiğini ancak devri kararlaştıran diğer —- davacıya devrinin gerçekleşmediği ve hisselerinde davacı adına davalı şirket pay defterine işlenmediğini, bu nedenle —- gereğince başarılı çalışmaları gereğince davacı devri kararlaştırılan — şirket hissesinin henüz gerçekleştirilmemiş —kısmının davacıya devrinin ifası ile davalı şirket —–işlenmesini talep ettiklerini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davacıay devri hususunda karar alınan hisselerin davacıya devrini, bu kapsamda davalı ——-defterlerine işlenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücrelinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, hakimiyetin kötüye kullanılması suretiyle davalı şirketi zarara uğratan dava dışı—- sözleşmenin imzalandığı dönemde yetkilisi olan ve — alınmasını sağlayarak davalı şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğratma tehdidi altına sokan —– ihbarımı talep ettikleri, Davacının dava dışı—-hakim ortak olduğu dönemde davalı şirket genel müdürlüğüne getirildiğini, — davaya konu yapılan—- yapıldığı tarihte davalının şirketin hakim ortağı konumunda bulunduğunu, davaya dayanak olarak ileri sürülen davalı şirket —-kararlarının şirketin kendi hisselerine sahip olmaması nedeniyle şekli anlamda dahi ifasının mümkün olmayan bir karar olduğu, davalı şirketin kendi paylarını maliki olmadığından davacıya belirtildiği şekilde bir pay devrini başarı primi olarak yapmasının mümkün olmadığı, davanın öncelikle ifa imkansızlığı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, zira davalı şirketin kendi paylarını o dönemdeki genel müdürüne devir etmesinin hukuken ve fiilen mümkün olmayıp bu yönde alınan bir kararın yok hükmünde olduğunu, davaya dayanak olarak ileri sürülen davalı şirketin yönetim kurulu kararlarının mündericatı itibarıyla gerek — gerekse —– tarihli kurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesine ve uygulanmasına ilişkin tebliği hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, —– dilekçe ekinde sunuları yazılarıyla gerek davalı şirket gerekse dava dışı ——– alınan —– kararları ve işlemlerini bir bütün olarak değerlendirdiği ve bunların her iki şirketin pay sahiplerini zarara uğratma amacını taşımaları nedeniyle her iki şirkelin genel kurullarında kabulünü şart koştuğunu, davacının genel müdürlük döneminde davalı şirketi kötü bir şekilde yönettiğini, öz sermaye yetersizliğinden dolayı TTK 324 borca batıklık kapsamında ———yayınlandığı, şirkete karşı sorumlu olması gerekirken pay devir taahhüdünden bahisle dava açılmasının davacının ne derece kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, davalı şirketin eski hakimi ortağı —— yetkilileriyle elbirliği ile bir araya gelerek tamamen şirketi zarara uğratma ve haksız kazanç temin etmeye yönclik olarak imzalamış oldukları ve davacıya hisse tahsisini öngören sözleşme ile bu konuda alınmış olan —–hayatırı olağan akışına ve —- ticari teamüllere tamamen aykırı olup bunların müvekkil şirkete karşı hüküm ifade etmesinin mümkün olmadığını. Davacıya davalı şirket hisselerinin devredilebilmesi için davaya dayanak alınan yönetim kurulu kararı ile bu kararın esas aldığı önceki tarihli yönetim kurulu kararlarında öngörülen şartlar gerçekleşmediğinden davacının bahse konu hisselerin kendisine devredilmesini istemesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı şirketin hisse devrine ilişkin aldığı yönetim kurulu kararlarının geçerli ve hukuken bağlayıcı olması için davalı şirket genel kurulunun onayından geçmiş olmasının gerektiği, halka açık şirketlerin tabi olduğu —- tarafından alınan karar gereğince hisse devrine ilişkin — kararlarının şirketin ilk olağan —– gündemine alınarak onaylanmış olmasına bağlı olduğu, —- getirilmeyen veya—– getirilen ve ancak —– tarafından onaylanmayan hisse devrine ilişkin yönetim kurulu kararının şirketi bağlayamayacağının açık olduğu, davalı şirket yönetim kurulunun davacıya hisse devrini öngören kararlarının şirket genel kurulunun onayına sunulmasına ilişkin aldığı kararın hisse devrinin gerçekleşmesinin ancak ve ancak davalı şirketin genel kurulunun onayına bhağlı bir husus olduğunun ve ——- kabulünde bulunduğunu ortaya koyduğu, davalı şirketin gerek davaya dayanak alman ve gerekse hisse devrine ilişkin olan —- gündem maddesi olarak dahi getirilmediği, başka bir iladeyle davalı şirket —– hiçbir zaman onaylanmadığı, davalı şirket yönetim kurulu kararları dikkate alındığında hisse devrinin gerçekleşmesi için davacının —-başlatılıp sonlandırılması hedeflenen——— projesinde denetim, kontrol ve gözetim çalışmalarını üstenmiş olmasının gerektiği, hatta bu şartın dahi yeterli olmayıp davacının kendisinden beklenen performansın ve başarının da gerçekleşmiş olması gerektiği, oysa davalı şirket taralından —– yıllarında başlatılan ve bitirilen fabrika projesi olmadığından hisse devri için gerekli olan bu şartın da gerçekleşmediği, davacının gerçekleşmeyen bir proje için bir performansı ve başarısından söz edilemeyeceğinden davalı şirket yönelim kurulunun —– sayılı kararı gereği blokaj konulan hisselerin ,davalı şirkete iade edilmesi gerektiğini, iddia edildiği gibi davalı şirket tarafından bir nevi kısmi ödeme babında davacıya hiçbir şekilde hisse devri yapılmadığı, zaten hukuki anlamda da olanaklı olmadığı, davalı şirketin sermaye artışı yaptığı ve davalı şirketin ortaklarından —- kendi sermaye taahhüt payını öderken davacının da katılım payını ödediği, dolayısıyla bu ödemeyi yapan tarafın davalı şirket değil tamamen bağımsız ve ayrı bir tüzel kişi olan —şirketi olduğu, bu ödemenin bir pay devri olmayıp —- davacı arasında işbu davanın konuşundan tamamen bağımsız ve apayrı bir konu olduğu, bu nedenlerle davanın dava dışı —– ihbar edilmesine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davasının külliyen reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yan üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
—–Esas sayılı dosyasında;
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket bünyesinde genel müdür olarak çalıştığını ve müvekkiline —döneminde göstermiş olduğu başarılı —— müvekkilinin talebi doğrultusunda prim tutarının —- karşılığı olarak kendisine —- hissesi verilmesine karar verildiğini belirterek ödenmesi gereken — birikmiş ücret alacağı ile —- alacağının müvekkiline devrini, ayrıca —–davalı şirket hissesinin pay sahipliğinden doğan tüm haklar saklı kalmak kaydı ile müvekkiline devrini, devrin mümkün olmaması halinde ise pay bedelinin devrini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE
Asıl dava davacıya, davalı şirket yönetim kurulunca alınan karar uyarınca—— şirket hissesinin davacıya devrinin ifası ile şirket pay defterine işlenmesi mümkün olmaması durumunda payın bedelinin tahsili talebidir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen — Esas sayılı dosyasının ise yine davacıya sözleşmeler uyarınca ödenmesi gereken ücret alacağı talebi ile prim alacağı talebinin yasal faizi ile tahsili bunun yanında davalı şirkete ait olan —- adet şirket hisse payının davacıya devri talebidir.
Asıl dosya için davalı şirketin —- ile şirketin genel müdürü olan davacı —-yapmış olduğu başarılı çalışmalardan dolayı — verilmesine ve bu alınan — — ortakların onayına sunulması şeklinde karar alındığı, alınan karar uyarınca — tarihli karar doğrultusunda davacıya —- adet şirket hissesinin dava dışı —- gerçekleştirildiği ancak asıl dosya için —- davacıya devrinin gerçekleştirilemediği; mahkememiz ile birleştirilen —- dosyası ile de ödenmeyen prim alacağı, ücret alacağı ve bunun yanında geriye kalan—- davalı şirket hisse payının davacıya devrinin —- kararına rağmen gerçekleştirilmediği gerekçesi ile dava açıldığı tespit edilmiştir. Mahkememiz tarafından ilk olarak —-bilirkişi heyetinden kök rapor alınmıştır. Aynı bilirkişi heyetinden —rapor alınmıştır. Bahse konu rapor ve ek raporların özeti olarak davacı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmeler uyarınca davacı —- tarihine kadar davalı şirkette — olarak çalıştığı, — tarihinden — tarihine kadar — olarak hizmet verdiği, kendisinin yaptığı işlerin karşılığı olarak — tarihli ve —- tarihleri arasında ki çalışmaları karşılığı kendisine— ödenmesine, bu prim karşılığı olarak kendi isteği ile şirketin ana ortağı olan — bulunan —- adet hissesinin devri yolu ile karşılanması yolu tercih edilmiştir. Aynı şekilde yine —- davacı için toplam — —-kısmının gösterdiği başarılar nedeni ile verilmesine, geriye kalan —- başlatılıp bitirilmesi hedeflenen yeni fabrika yatırım projesinde üstlendiği çalışmaların karşılığı olarak verilmesine şeklinde karar alınmıştır. Davacı ile davalı şirket arasında —– tarihli protokol hazırlanmış olup bu sözleşmeye göre davacıya verilmesi planlanan hisse bedeli —–çıkartılmış kendisine ödenecek olan prim karşılığı verilecek hisselerin — yeni fabrika projesinde üstleneceği denetim, kontrol ve çalışmalar karşılığı olarak dönem sonuna kadar yönetimin onayına tabi olacağı ve kendisine ayrıca net prim ödeneceği imza altına alınmıştır. En son alınan—— hissesinin verilmesi konusunda protokol hazırlanmış olup bir kısım hisse davacıya verilmiş olup asıl dosya için alınan 1. Kök rapor ve eki ile ——hissesinin davacıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından ilk alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine bu defa yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş, — tarihli ikinci kök rapor ile itiraz üzerine aynı bilirkişiden —- tarihli ek rapor alınmıştır. Yine taraflarca bu heyet raporuna da itiraz edilmesi ve ısrarla yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması talep edildiğinden bu defa —tarihli üçüncü kök rapor ile— tarihli üçüncü kök raporun eki alınmıştır. Ancak üçüncü kök rapor ve ekinde birleşen ——dosya için gerekli incelemelerin yapılmadığı, ancak bunun dışında asıl dosya için gerekli incelemelerin yapıldığı diğer alınan birinci ve ikinci kök raporu teyit eder şekilde rapor hazırlandığı tespit edilmiştir. Mahkememiz tarafından toplamda dosya içerisine —-rapor alınmış, asıl dosyada ki talepler yönünden üçününde birbirini teyit ettiği sadece son alınan üçüncü kök rapor ve ekinde birleşen —–yapmadığı bunun dışında diğer kök raporlarla uyum içerisinde olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu davacı ile davalı şirket arasında — tarihli protokol uyarınca davacıya toplam davalı şirket olan —- prim karşılığı olarak ödenmesinin teklif edildiği, bunun — kısmının davacının geçmiş yıllarda ki performansı karşılığı olduğu, geriye kalan —– davacı —— yıllarında başlayıp bitirilmesi hedeflenen yeni fabrika projesinde üstleneceği edimler ve çalışmalar karşılığı olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, primlerin net olarak ödeneceği şeklinde taraflarca imza altına alınmıştır. İmzalayanlar olarak davacı—- davalı şirketi temsilen —–tarafından imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacının şirket aleyhine bir hakkı doğduğu açıktır. Yine davacıya sözleşemeye göre prim karşılığı olarak hakim ortak —- teklif edilmiştir. ——-yılları arasında göstereceği başarı performansına bağlanmıştır. Davacı — kendisin verilen —- ortak olan —- iade edilmiştir. Ardından taraflar arasında dava konusu da edilen — imzalanmıştır. Davacının— tarihli protokol uyarınca kendisine verilmesi kararlaştırılan—– adetlik şirket hisse payının şarta bağlı olduğu ve şartında —-yıllarında ki yeni fabrika kurulması ve gözetiminde ki başarısının esas alınacağı imza altına alınmıştır. Davacıya, hakim ortak tarafından—— adet hisse ödenmiştir. Yapılan protokol ile davacıya verilmesi kararlaştırılan hisselerden geriye kalan hisselerin verilmediği sabittir. Davalı şirketin payını sonradan devralan yeni hakim ortağında—- tarihli protokolden haberdar olduğu ve bildiği mahkememiz tarafından kabul edilmiştir. Dosya içerisinde ki her üç kök rapor ve ekleri ile davacının asıl dosyadaki talebi olan ——-kendisine devrini talep etmekte haklı olduğu bahse konu protokol ile üzerine düşen edimleri yerine getirdiği kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı şirket, davacıya devri konusunda protokol bulunan ancak güncel olarak hisse paylarının şirket uhdesinde bulunmadığı ve devrinin hukuken mümkün olmadığı, ifa imkansızlığı belirtilmiş ise de TBK uyarınca sözleşmenin kurulması sırasında böyle bir imkansızlığın olmadığı tarafların kendi rızası ile böyle bir protokol hazırladığı tespit edilmekle davalı şirketin bu savunmasına itibar edilmemiştir. Birleşen dosya yönünden de yine hem birinci kök rapor hemde ikinci kök rapor esas alınarak davacının yapılan protokol uyarınca bir kısım maaş ve prim alacağı olduğu anlaşılmakla bunun yanında —hisseninde davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Böylece yapılan yargılama sonucu asıl dosya için davacının —-tarihli usulüne uygun olarak şirket temsilcileri ve davacı ile imzalanan protokol ile kendisinin eni şirket fabrikasında gösterdiği performansı doğrultusunda asıl dosya için — adet payın davacıya ait olduğu; birleşen dosya için ise davacıya toplamda birleşen dava tarihi itibari ile asıl alacak olarak —- maaş ve prim alacağı olduğu bunun yanında —– şirket hisse payınında davacıya ait olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde açılan davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dosya için davanın KISMEN KABULÜ İLE
—adet davalı şirket pay senedinin davacıya ait olduğunun TESPİTİNE,
2-Birleşen—– sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜ İLE
——davalı şirket pay senedinin davacıya ait olduğunun TESPİTİNE,
—-tarafından 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca—— bir yıllık vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİNE REDDİNE,
3-Harçlar;
A)Asıl davada; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.056,28 TL karar harcına karşılık dava açılırken alınan 25,20 TL peşin harç ve — tarihinde alınan—– tamamlama harcı toplamı 3.289,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.767,00 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
B)Birleşen davada; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 198.075,81 TL karar harcından peşin alınan 66.812,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 131.263,81 TL harcın davalıdan tahsiliyle hezineye irat kaydına,
4-Vekâlet Ücretleri;
I)Asıl davada;
Davacı lehine, A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 21.829,29 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
II)Birleşen davada;
A)Davacı lehine, davanın kabul edilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 116.018,89 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Davalı lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 61.429,69 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yargılama Giderleri;
A)Davacı tarafından, asıl ve birleşen dava kapsamında yapılan; 20.050,00 TL bilirkişi gideri ve 474,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 20.524,35 TL’nin asıl ve birleşen davaların kabul edilen kısmına isabet eden 15.945,29 TL’si ile 66.899,00 TL harç gideri toplamı olan 82.844,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Davalı tarafından, asıl ve birleşen dava kapsamında yapılan; 120,00 TL yargılama giderinin asıl ve birleşen davaların reddedilen kısmına isabet eden 0,27 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22.06.2022