Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/826 E. 2019/645 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/108 Esas
KARAR NO : 2019/555
DAVA : Alacak- Maddi Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/03/2014
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak-Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılından itibaren ticari ilişkisi bulunduğunu,——- bölgesindeki kitap satış, pazarlama ve dağıtım işlerinin tamamını davacının yerine getirdiğini, davalıya ait ———- adet kitabın satışını gerçekleştirdiğini, —– eğitim-öğretim yılı için 5 özel okulda tanıtım toplantıları yaptığını ve ilk etapta 2.000 adet sipariş aldığını, 45 tane ilkokul ziyaretinden ise 1.000 adet sipariş aldığını, bu siparişlerin satışının gerçekleşmesi için Eylül ayında davalıyı arayınca artık kendileri ile çalışmadıklarını öğrendiklerini, davalının haksız olarak aralarındaki sözleşmeyi fesih ederek davacıyı büyük maddi zarara uğrattığını, güven ilişkisi içerisinde yapılan banka, ptt aracılığı ve bir kısım elden yapılan ödemeler ile davalı tarafa yüklü miktarda fazla ödeme yapıldığını, açıklanan nedenlerle sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 1.000,00 TL, davalıya yapılan fazla ödemeler nedeniyle 5.000,00 TL ve sözleşmenin haksız feshi ve ticari itibar kaybı nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fesih tarihi olan 20.09.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, 15/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakların saklı kalmak kaydı ile, dava dilekçesindeki 5.000,00 TL fazla ödeme talebini ve 1.000,00 TL haksız feshinden kaynaklı maddi tazminat talebini arttırarak, 45.117,10 TL fazla ödeme, 2.096,08 TL haksız fesih kaynaklı tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminat alacağının 20.09.2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesinini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——— bütün illerinde ve ilçelerinde kitap-kırtasiye satış ve dağıtımını yapan geniş çaplı bir yayın evi olduklarını, davacının Sakarya ilinde kitap ve kırtasiye satışı yapan küçük çapta bir işletme olduğunu, kendilerinin markasını tanıtma ve yayılmasını sağlayamayacağını, davacının sadece kendi yayın evinin kitaplarını değil, ———–gibi birçok yayınevinin kitaplarını sattığını, davacı tarafla aralarında imzalanmış bir bayilik sözleşmesi olmadığını, 3 yıldır davacının satışlarının karlı olmadığı hususunda uyarıldığını, fakat davacının dikkate almadığını, nitekim davacı ile çalışma zorunlulukları olmadığını, 2013-2014 yılı için davacıya hiçbir örnek gönderilmediğini, davacının iddiası gibi Mayıs ve Haziran aylarında örnek çalışma yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı haksız fesih nedeniyle ve davacının davalıdan fazla ödeme sebebiyle alacaklı olduğu miktarın tespit ve tazmini istemi ile maddi-manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi kök rapor içeriğine göre; “Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bayilik sözleşmesi olduğu, davacı tarafından ibraz edilmiş olan faturalar ve ödeme belgeleri nazara alındığında, davacının 18.744,60 TL fazla ödeme yaptığı hesaplanmakta ise de hesaplanan tutar tarafların ticari defter ve kayıtları ile tespit edilmediğinden, somut bir sonuca varılamadığı, öte yandan, yukarıdaki hukuki değerlendirme uyarınca davacının fazla ödeme iddialarının kabul edilemeyeceği, şartları mevcut bulunmadığından manevi tazminata hükmetmeye yer olmadığı, davacının diğer zararlarının varlığını ispatlaması gerektiği, sözleşmenin bu şekilde sona erdirilmesi sebebiyle davalı tarafından davacıya uygun bir denkleştirme tazminatı ödenmesi gerektiği, bu denkleştirme talebinin hesaplanmasında üst sınırın, bayinin son beş yıllık faaliyeti sonucunda elde ettiği gelirin ortalaması olduğu, fakat davacı bayinin son 5 yıllık gelir vergisi beyannamelerinin ibraz edilmediği, mahkemece 2 yıllık beyannamenin yeterli görülmesi halinde 2008 yılı için 1.501,45 TL, 2011 yılı karı olan 1.932,38 TL’nin ortalamasının (1.501,45 TL + 1.932,38 TL)/2 = 1.716,911 TL’nin talep edilebilecek tazminat üst sınırı olarak kabul edilebileceği,” ek raporda ise “kök raporda ifade edilen görüş uyarınca, davacı bayinin, davalı taraf ile aralarında, malları teslim almadan ya da gönderilecek yayınlara ilişkin önceden ödeme yapması gerektiğine dair bir anlaşmanın bulunduğunu ispat etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu keyfiyeti ispatlayamamış bulunan davacı tarafın, fazla ödeme yaptığının, bu suretle alacaklı olduğunun kabul edilemeyeceği, eğer ki, ———- kararındaki görüş mahkeme tarafından isabetli ve işbu olaya uygulanabilir kabul edilirse, davacı tarafın, yukarıdaki hesaplar sonucunda 45.117,10 TL fazla ödeme yapmış olduğu, bu tutar karşılığı yayınları, davacıya teslim ettiğini ispat külfetinin davalı taraf üzerinde olduğu, aksi halde bu tutarın sebepsiz zenginleşme hükümleri (TBK. m. 77 vd.) uyarınca davacıya geri verilmesine hükmedilebileceği, davacı tarafın, 20.09.2013’ten itibaren faiz işletilmesini talep ettiği, şartları mevcut bulunmadığından manevi tazminata hükmetmeye yer olmadığı, davacının diğer zararlarının varlığını ispatlaması gerektiği, sözleşmenin bu şekilde sona erdirilmesi sebebiyle davalı tarafından davacıya uygun bir denkleştirme tazminatı ödenmesi gerektiği, bu denkleştirme talebinin hesaplanmasında üst sınırın, bayinin son beş yıllık faaliyeti sonucunda elde ettiği gelirin ortalaması olduğu, bu bakımdan ise, yukarıdaki hesaplama uyarınca, davacının, davalı ile olan söz konusu hukuki ilişkisinden dolayı son beş yılda ortalama 10.480,40 TL/5 Yıl = 2.096,08 TL karlılık elde ettiği tespit edilmiş olup, bu tutara denkleştirme akçesi olarak hükmedilebileceği, yönünde görüş bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları ve bilirkişi raporunun içeriğine göre; taraflar arasında ticari ilişkinin yazılı olmayan satıcı sözleşmesi çerçevesinde devam ettiği, bu yazılı olmayan sözleşmeye göre davacının ——— Bölgesindeki davalının kitap satış, pazarlama ve dağıtım işlerinin yerine getirildiği, 2013 , 2014 eğitim yılı için pilot okullar için yapılan eğitim yılı çalışması çerçevesinde tarafların ön çalışma yaptıkları ancak okullara verilerek kitapların dağıtımı konusunda yazılı bir anlaşma olmadığı gibi davacının bu tanıtım sonrasında 1.000 adet sipariş aldığını ispatlayamadığı, yanların 2013 yılı Eylül ayında ticari ilişkilerini sona erdirdikleri, davalının bildirimsiz aralarında ticari ilişkiyi sona erdirdiği yine davacı yanın davalı adına 59.845 adet satış yaptığı bu satıştan kaynaklı davalıya fazla ödeme yaptığınında mali bilgiler ve ticari defterler üzerinden ispatlanamadığı, ancak 2005 yılından itibaren taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı tarafından bildirimsiz sona erdirilmesi nedeniyle davacının talebi çerçevesinde uygun bir denkleştirme tazminatı ödenmesinin uygun bulunduğu bu denkleştirme tazminatınında bilimsel verilere uygun ve denetlenebilir bilirkişi raporuna göre son beş yıllık faaliyetin ortalaması olarak hesaplandığı ve bu miktarın 2.096,08 TL olduğu kabul edilmekle bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından bu yöndeki talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Fazla ödeme talebinden kaynaklı sebepsiz zenginleşme iddiasının REDDİNE,
3-Sözleşmenin haksız feshinden dolayı davanın KISMEN KABULÜ İLE; 2.096,08 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar harcı 143,18 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 187,90 TL, tamamlama harcı(ıslah) olarak yatırılan 703,82 TL olmak üzere toplam 891,72 TL harçtan mahsubu ile 748,54 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 143,18 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,60 TL ilk dava masrafı 366,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.296,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%4 kabul) 92,18 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 2.204,02 TL’sinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 121,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%4 kabul) 116,33 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan 4,87 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı maddi tazminat ve diğer taleplere yönelik davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.096,08 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı maddi tazminat ve diğer taleplere yönelik davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.096,08 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Davalı manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/05/2019