Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/818 E. 2020/634 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/818 Esas
KARAR NO: 2020/634
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine———–sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, söz konusu icra takibine dayanak yapılan ——-bedelli çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığından dolayı ——- ile dava açıldığını ancak talebinin süre yönünden reddedildiğini, söz konusu imzanın takliden atılan bir imza olup davacı müvekkile ait olmadığını, davacı müvekkilinin davalı şirketi tanımamakta olup aralarında hiçbir ticari bağın da bulunmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı müvekkilin —— sayılı dosyası ile borçlu olmadığının tespitine, yargılama sonuna kadar İ.İ.K 72. Madde uyarınca icra dosyası üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilerek dosyanın durdurulmasına ve icra dosyasının iptaline, davalının takip miktarının %40 tan az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından verilen çeklerin ciro yoluyla müvekkilinin eline geçmiş olduğunu, üçüncü şahıs olduğu ve bu süreç içerisinde davacının çekleri verdiği kişiye karşı sürebileceği itirazların müvekkilini bağlamamakta olduğunu, yaptıkları araştırmalarda davacının iddialarının gerçek olmadığı ve ciro yoluyla müvekkiline çekleri veren şirkete borçlu olduğu bu borcuda söz konusu çekler ile ödediğini, bu çeklerin yanında başkaca çeklerde verildiğini, bu çekleri davacının eşi olan —– tarafından diğer davalı şirket —– yetkililerine teslim edildiğini, bu çeklerin vadeleri ve alacaklı isimleri davacının eşi eliyle yazıldığını, bu çeklerin imzalı getirildiğini, davacının eşinin bu çekleri imzalamaya yetkisi olduğunu iddia ettiğini savcılık dosyalarından ve kendileriyle yaptırdıkları görüşmelerde belirtmiş olduğunu, davacının ileri sürdüğü itirazların gerçek itirazlar olmadığı gibi müvekkiline karşı ileri sürülmesi mümkün olmayan itirazlardan olduğunu, kambiyo senedinin sıhhati açısından bu çeklerin kimin elinden çıktığının ve nasıl elde edildiği açısından tanık dinlenmesini talep ettiklerini, davacının —– borcunun varlığını kabul etmesi ve bunu ödediğini iddia etmesi borcun varlığından ve bir kısım ödemelerin varlığını kabul anlamını gelmekte olduğunu, edinilen bilgilere göre —- ile davacı arasındaki ticareti toplam değeri sadece —– olduğunu, bu ödemelerde söz konusu çekler ile yapılmış olduğunu, davacı tarafın ödeme iddiasının neyi kapsadığı açık olmadığını, ödeme için verilen çekerle kötü niyetle itiraz ettiğinin ortada olduğunu, davacının ödemelerini belge ile ispatı gerekmekte olduğunu, dosyada ödemediği hiçbir makbuz olmadığını, davacının eşinini imza ve yazı örneklerinin alınması gerektiğini, davacının eşinini çekleri verip vermediği ve varsa davacı adına işlem yapma ehliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilmesi gerektiğini, bu şekilde bir vekalet var ise zaten borçluyu da bağlamakta olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılara yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya yanıt vermedikleri anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, dava konusu çekler dayanak gösterilmek suretiyle davacı aleyhine başlatılan icra takipleri yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyanın geçirdiği safahat incelendiğinde: dosyanın ilk olara——– açıldığı, anılan mahkemece —–sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olduğu ve kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleşmesi sebebiyle süresi içerisinde yapılan gönderme talebi üzerine dosyasının mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar yargılamaya davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile TTK.’nın 4/2. Maddesinde yapılan değişiklik gereğince yargılamaya basit yargılama usulüne geçilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında görevsiz mahkemece icra dosyasındaki alacağın %15’i oranında teminat yatırılması mukabilinde icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra dosyaları, — ilgili soruşturma dosyaları ve —- dosyasının —– sayılı dosyasının —– soruşturma sayılı dosyasının—– Soruşturma sayılı dosyasının—— dava konusu çeklere akıbetine ilişkin banka yazı cevapları, davacıya ait imza asıllarının bulunduğu belgeler ve davacı ve davacının eşi — ait yazı ve imza örnekleri, davacı ve davalı —– kayıtlarına ilişkin yazı cevapları ilgi vergi dairesinden dosya kapsamına celp edilmiş/sunulmuş tarafların diğer delileri ile birlikte incelenmiştir.
Dava konusu edilen —– sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalısı—————–çeklere ilişkin toplam — asıl alacak,— işlemiş faiz, — tazminat ve —komisyon bedeli olmak üzere—— toplam alacak yönünden Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibin davacı borçlu tarafından süresi içeresinde şikayet veya itirazda bulunmaması üzerine kesinleştiği görülmüştür.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı ————aleyhine — tarihinde — tarihli ve —-miktarlı çeke dayalı icra takibi başlatıldığı, işlemiş faiz ve komisyon tutarı dahil —– toplam alacak yönünden takibin kesinleştiği görülmüştür.
———sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısı dosyamız davacısı olan, davalısı ise yine dosyamız davalıs————– davada yine huzurdaki davaya konu icra dosyasına dayana çekler üzerindeki imzanın davacı eli ürün olmadığından bahisle şikayette bulunulduğu, mahkemece —– tarihinde İ.İ.K 168/4 ve 170. Maddelerine istinaden şikayetin süreden reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
——- sayılı dosyasın yapılan incelemesinde; şikayetçisinin dosyamız davacısı olduğu, çek koçanlarının kaybolmasına ilişkin yapılan müracaat neticesinde ——- kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş olduğu görülmüştür.
——- soruşturma sayılı dosyası yapılan incelemesinde; müştekisi———– konusu suçun dolandırıcılık olan dosyada ——- karar numaralı takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
———–sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekisi dosyamız davalıs————olan, şüphelileri dosyamız davacısı ———– dosyada, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılama yapıldığı, yargılama neticesinde sanık olan dosyamız davacısı —- dolandırıcılık suçlarından beratine karar verildiği, davacının eşi——hakkında yine nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan davada da beraat karar verildiği ancak anılan davacı eşinin sahtecilik suçunu işlediği anlaşıldığından hakkında verilen hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın istinafça onanması sebebiyle —- tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Söz konusu ceza dosyasında davacı kendisine ait olan çek defterini çekmeceye bıraktığını, abisinin vefatı sebebiyle —–gittiğini, döndükten sonra aleyhine açılan icra işlemleri sebebiyle çeklerinin eşi tarafından keşide edildiğini, hiçbir zaman eşine çek keşide etme yetkisi vermediğini beyan etmesine rağmen davacı eşi —– çekleri eşinin bilgisi ve rızası dışında imzaladığını beyan ettikleri görülmüştür.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya alanında uzman —- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —– tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu 4 adet çekteki keşideci imzalarının, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı —— eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca davacı ve davalı —- arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair tarafların ticari defterleri üzerinde ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu kapsamda tarafların adresi gözetilerek; —— talimat yazılmış, anılan mahkemece dosya alanında uzman mali müşavir bilirkişi —–tevdi edilmiş anılan bilirkişi tarafından sunulan — tarihli bilirkişi raporunda; — yılında davacı —- toplam—ticari emtia aldığı, bu alımların —————– firmasında aldığını, firmanın —– yılına ait emtiaların yaklaşık —- aldığı, alınan malların nakliyelerine ilişkin ücretlerin ——- tarafından ——ödendiği, —— işletem defteri olması sebebiyle iki firma arasındaki borç alacak miktarının sağlıklı tespit edilememesi ile birlikte dosyada alınan bu mallarla ilgili hiçbir ödeme evrakına —- rastlanmadığı, —– yılı işletme defterindeki kayıtlardaki ———- firmasından alınan mal alımları ve nakliye faturalarından görüleceği üzere ———— arasında ticari ilişkinin olduğunun tespit edilmiş olduğu yönündeki kanaati bildirir rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Ceza dosyasındaki beyanlar ve davalı şirket vekilinin sunmuş olduğu beyan ve cevap dilekçeleri kapsamında ve rapora yapılan itirazlar doğrultusunda davacının dava konusu çeklerin keşide tarihlerinde keşide edilmiş, ibraz edildiğinde ödemesi yapılmış çeklerinin bulunup bulunmadığı hususunda dava dışı tasfiyesine karar verilen —— çeklerinin bulunup bulunmadığı yönündeki yazılan yazıya verilen kurum cevabında söz konusu döneme ait – adet çek bilgisi verilmiş, biri yönünden çek aslının arşiv kayıtlarında tespit edilemediği, ancak— adet çek aslının ilgili bankalardan talep edilmesi gerektiği belirtilmiş, bu kapsamda ———– yazılan yazılara çek asılları gönderilmek suretiyle yanıt verilmiş, söz konusu çekler üzerinde imzalar ile dava konusu edilen çekler üzerinde imza ve davacının daha önceden alınan imza asılları üzerinde imza incelemesine ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya tekrar —— tevdi edilerek ek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu — adet çekte ve bankalar tarafından gönderilen ve ödendiği belirtilen– adet çekte keşideci davacı — atfen atılmış imzaların karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı ——– eli ürünü olmadığı, ancak grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından önemli uygunluk ve benzerlik saptandığından ——– atfen atılmış imzaların aynı el ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu yönünde görüş bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının takibe konu —- toplam bedelli çeklerdeki imzanın kendisine ait olup olmadığı, takip dayanağı çekler nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, söz konusu çeklerin davacının eşi tarafından imza edilip edilmediği, edilmiş ise tedavüle sokulması sebebiyle çek bedellerinden davacının sorumlu tutulup tutulmayacağı, kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası içeriği ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre, muhattabı——– keşidecisi ———-lehtarı —- diğer davalılar tarafından ciro edilmiş, —tarihli ve– bedelli, — tarihli — bedelli,— tarihli, — bedelli ve — tarihli — bedelli çeklere istinaden davalı—————- hamil sıfatıyla davacı ve diğer davalılar hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından söz konusu çekler üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığı iddiasıyla huzurdaki davanın açıldığı, alınan grafolog bilirkişi raporunda takip konusu edilen —- adet çek üzerindeki imzaların davacı eli ürünü olmadığının belirtildiği, davacı hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı açılan ceza davasında da yapılan yargılama neticesinde davacının beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davalı ——- vekilinin cevap dilekçesinde iddia etmiş olduğu davacı ile dava dışı eşinin birlikte hareket ederek söz konusu çekleri piyasaya sürdüğü hususu kapsamında yine dava konusu çek keşide tarihlerinde keşide edilerek tedavüle sokulan ve ödeme yapılan çeklerin bulunup bulunmadığı hususunda yazılan yazıya kurumca verilen cevapta; söz konusu tarihlerde keşide edilen ve ödendiği belirtilen 4 adet çekin bulunduğu, bu çeklerden bir tanesinin aslına ulaşılamadığı, ancak diğer 3 çekin ilgili bankalardan celp edilebileceğinin bildirildiği, bu kapsamda söz konusu 3 adet çek aslı ilgili bankalardan celp edilerek, öncelikle bu çeklerin davacı eli ürünü olup olmadığı, değilse bu çekler ile dava konusu takibe dayanak çeklerin aynı kişi eli ürün olup olmadığı hususunda yeniden grafolog bilirkişiden rapor alındığı ve celp edilen dava konusu edilmeyen 3 adet çek üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, ancak incelemesi yapılan diğer 4 adet dava konusu çekin üzerindeki imzalar ile bu çekler üzerindeki imzaların aynı kişinin eli ürünü olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunun bildirildiği, davacı eşi —— ceza yargılamasında vermiş olduğu ifadesinde davacının bilgisi dışında söz konusu çekleri keşide ederek tedavüle soktuğunu ikrar ettiği, bu kapsamda tedavüle sokulan çekler yönünden hamil hak sahibinin kambiyo hukuku kapsamında ve yetkisiz kişi tarafından atılan imzanın davacıyı bağlayıp bağlamayacağı yönünde yapılan değerlendirmede; çeklerin keşide tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 388. madde hükmünün amir hüküm niteliğinde olmadığı, her zaman için aksinin belirli koşullarının varlığı halinde uygulanabileceği, söz konusu hükmün daha çok temsil edilen ile işlem yapan arasındaki ilişkide söz konusu olacağı, çek keşide tarihlerinde davacının davalı ——ile yapmış olduğu ticari ilişkiye dair alınan bilirkişi raporunda belirtilen alış-satış tutarları dikkate alındığında davacının gerçek kişi tacir olarak değerlendirilmesi gerektiği, kanunda ticari mümessilin iyi niyetli 3. kişilere karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından söz edilmesinin nedeninin kıymetli evraklarının ticari senet niteliğinden doğduğu, ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisinin iyi niyetli 3. kişilerce kolaylıyla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli 3. kişilere karşı işletmeyi bağlayacağı, söz konusu imza sahiplerinin ticaret siciline tescil edilip edilmemesinin de tacirin bu senetlerden dolayı sorumluluğunu etkilemeyeceği, gerek ceza dosyasındaki savunmalarda gerekse iş bu dosyada toplanan deliller kapsamında dava dışı davacı eşi —– davacının işlerini idame ettirdiği ve davacıya ait çek defterindeki çekleri keşide edilerek tedavüle soktuğu, davacı eli ürünü olmayan imzaları havi bir kısım çekin de ödendiği, bu kapsamda davacı eşi —— davacıya ait işletmedeki işleri idare ve davacının imzasını kullanarak kambiyo taahhüdünde bulunmayı da içerecek şekilde kendisine yetki verilen ticari mümessil olduğu, ödenen çeklerle dava konusu edilen 4 adet çekin aynı el ürünü olması sebebiyle dava konusu edilen çekler yönünden de davacının sorumlu tutulması gerektiği, zira imzası kendisine ait olmayan bir kısım çeke dair ses çıkarılmayıp, bu çekler kabul edilerek ödemeler yapılmış ise davacının sadece imzanın kendisine ait olmadığı hususuna dayanarak dava konusu çeklerden dolayı sorumlu olmadığını iddia edemeyeceği ———–dolayısıyla takibe dayanak çekler yönünden davacının sorumlu olduğu kanaatine varılarak; davanın reddine karar verilmiş, görevsiz mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına konu teminatın yatırılmamış olması sebebiyle tedbir kararının uygulanmadığı anlaşıldığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.376,00 TL harcın mahsubu ile artan 2.321,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ——— verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 19.150,00 TL vekalet ücretinin davalı ——– verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalılar —- yokluğunda davacı vekili ile davalı ——–yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/10/2020