Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/814 E. 2018/282 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/814 Esas
KARAR NO : 2018/282

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 19.03.2012 tarihinde davalı şirketin işletmesini yaptığı —- Hastanesinde meme büyütme ameliyatı olduğunu, 20.03.2012 tarihinde taburcu olmadan önce kendisine ağrı kesici iğne yapıldığını, davacının uyarısına rağmen hemşirenin enjeksiyonu kaba et bacak tarafına yaptığını, enjeksiyonun hemen akabinde birkaç dakika geçmeden sol ayağında hissizlik başladığını, durumu hemşireye iletmesine rağmen kendisine bu durumun geçici olduğunun söylendiğini, durumun geçici olmadığının izleyen günlerde anlaşıldığını, davalı hastanede çalışan Doç. Dr. …’ın çeşitli defalar verdiği raporlar ve belgelerde davacının 20.03.2012 tarihinden itibaren intramuskulen enjeksiyon sonrası gelişen solda düşük ayak nedeni ile izlendiği, hastanın klinik ve ektrofizyolojik bulguları solda siyatik sinirinin tibial dalında aksanal dejenerasyonla uyumlu lezyonun varlığı düşünüldüğü, injeksiyon nöropatisi nedeni ile sol alt ekstrimitede uyuşukluk güçsüzlük bulunduğu şeklinde ifadeler kullandığını, davalı şirketin müvekkiline bir süre fizik tedavi uygulamasına rağmen hiçbir iyileşme olmadığını, buna rağmen dört ay önce tedavisine son verildiğini, davacının sapasağlam girdiği hastaneden sol ayağından sakat olarak taburcu olduğunu, tedavinin başka hastanede sürdüğünü ileri sürerek hatalı enjeksiyon sebebiyle oluşan zarar nedeniyle 50.000,00 TL manevi; belirsiz alacak olarak ise 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uygulamadan sonra sol ayağında hissizlikten şikayeti olması üzerine uygulama lokalizasyonu birim sorumlusu tarafından değerlendirildiği ve enjeksiyon yeri ile ilgili bir sorun olmadığı, bölgenin uygun olduğunun tespit edildiğini ve hastanın bu hususta bilgilendirildiğini ancak uygulamanın yeterli bilgi ve beceri ile uygun araç ve koşullarda yapılmasına rağmen oluşma riskinin oluşabileceği, sinir enjeksiyon nöropatisi en sık rastlanılan enjeksiyon türü olduğu, davacıda enjeksiyon nöropatisi geliştiği ve bu nedenle tedaviye yönlendirildiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığını, oluşan komplikasyonla yapılan iğnenin uygulanması arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, müdahalenin tıp mesleğinin gereklerine uygun olarak yürütüldüğü, gerek hastanenin gerekse hemşirenin kastının sadece mesleğini yerine getirmeye yönelik olduğunu, tıbbi etkinliğin her zaman belirli bir risk içerebileceğini, istenmeyen olumsuz neticenin meydana gelmesinin ise gerek müdahaleyi yapan veya müdahalenin yapıldığı kurumun hukuki sorumluluğuna yol açamayacağını davacının rızası sebebiyle müdahalenin yapıldığını ilgilinin belirli risk alanında hareket etmiş olması nedeniyle meydana gelen neticeden müvekkilinin sorumlu tutulamaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; hatalı enjeksiyon ve tedavide gerekli özenin gösterilmemesi sebebiyle oluşan zarara ilişkin olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dava dosyasının mahkememize tevzisinden önce geçirdiği safahat incelenmiş, davanın ilk olarak İstanbul Anadolu —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açıldığı, anılan mahkemece 04/03/2013 tarih —- E. ve — K. sayılı ilam ile davalının tacir olması ve ticari işletmeyi ilgilendiren tüm işlemlerin ticari iş olması sebebiyle uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği değerlendirmesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın temyiz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Hastane kayıtları, bilgilendirme ve onay formları ve davacının sosyal ve ekonomik durum araştırma sonucu celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan karşılıklı keşide edilen ihtarname suretleri incelenmiş, taraflarca gösterilen tanıklar duruşmada dinlenmiş ve anlatımları tutanak altına alınmıştır.
Davacı tanıklarının anlatımında özetle; davacının söz konusu tedavi süreci sonrasında ayağında incelme ve aksama oluştuğu, davacının önceden Fransızca ve dalgıçlık dersleri verdiği ancak tedavi sonrasında oluşan olumsuzluk sebebiyle dersleri kesmek zorunda kaldığını dolayısı ile maddi zararının oluştuğu belirtilmiş; davalı tanıklarının anlatımlarında ise, hastanın ayak parmaklarında güç kaybı ve tabanındaki his kaybına ilişkin rahatsızlığın enjeksiyona bağlı olarak gelişmiş olabileceği ancak bu durumun hastanın sinirlerinin anatomik yapısından ve ilacın kimyasal özellikleri sebebiyle kaynaklanmış olabileceği, sonrasında yapılan tedaviye bağlı olarak hastanın durumunda düzelme olduğu, hastanın tatile gitme isteği sebebiyle tedavi sürecini yarıda kestiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan dosya içeriğindeki belgelerde değerlendirilmek üzere davacının mevcutlu şekilde incelemesinin yapılması, sol bacağı ve ayak parmaklarındaki güç kaybının neden kaynaklandığı, geçici ve sürekli güç kaybı olup olmadığı, tamamen iyileşme süreci mümkün ise ve süresi ve kalıcı sakatlığı var ise beden çalışma gücündeki kayıp oranının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 05/05/2015 tarih ve —-sayılı ve 7664 Karar numaralı raporunda neticeten enjeksiyon sonucu gelişen bulgularin enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu ancak tıbbi belgelerde enjeksiyonun yanlış yere uygulandıgına dair kayıt bulunmadığı, enjeksiyonun dogru bölgeye uygulanmasi durumlarinda da; ödem, hematom, ilacın difüzyon yoluyla sinire toksik etkisi, vücut yapısı siyatik sinirin anatomik lokalizasyon farkı gibi nedenlerle, nöropatinin gelişebilecegi, nöropatinin; enjeksiyon uygulamalarının beklenebilir komplikasyonu olarak degerlendirildiği cihetle maluliyet tayinine neden olmadığı belirtilmiş, söz konusu raporun ara kararında belirtildiğinin aksine davacının bizzat raporu hazırlayana doktorlar tarafından görülmeden tanzim edilmesi sebebiyle belirtilen hususlarda rapor tanzimi için dosya tekrar aynı ihtisas dairesine gönderilmiş, anılan dairece verilen 23/05/2016 tarihli —- karar sayılı raporda aynı hususlar yinelenmiş ama sorulması sebebiyle kişide meydana gelen enjeksiyon nöropatisi nedeniyle sol alt ekstremitesinde tespit edilen hafif sinir arazına bağlı olarak E cetveline göre %8,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirtilmiş, davacı vekilinin rapora itiraz etmesi sebebiyle dosya bu kez tüm dosya kapsamı ve her iki raporda belirtilen hususların netleştirilmesi amacıyla Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilmiş ve genel kurulca tanzim edilen 02/11/2017 tarihli — karar sayılı raporda; enjeksiyon sonucu gelişen bulguların enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu, ancak tıbbi belgelerde enjeksiyonun yanlış yere uygulandığına dair kayıt bulunmadığı, enjeksiyonun doğru bölgeye uygulanması durumlarında da; ödem, hematom, ilacın difüzyon yoluyla sinire toksik etkisi, vücut yapısı siyatik sinirin anatomik lokalizasyon farkı gibi nedenlerle, nöropatinin gelişebileceği, nöropatinin; enjeksiyon uygulamalarının komplikasyonu olarak değerlendirildiği cihetle maluliyet tayinine neden olmadığı yönünde oy birliği görüş bildirildiği görülmüş, davacı yanın alınan genel kurul raporuna karşı duruşmada yapmış olduğu itirazın rapor içeriğinde karşılanmış olduğu anlaşılmakla yeniden rapor alınmak için dosyanın yeniden Adli Tıp Kurulu Genel Kuruluna sevkine gerek görülmediği değerlendirilerek
Davacının davalı şirketin işletmesini yaptığı hastanede ameliyat olması sonrasında uygulanan enjeksiyona bağlı olarak nöropatisi geliştiği ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; enjeksiyon uygulamasında hemşire hatası bulunup bulunmadığı, davacıda gelişen enjeksiyon nöropatisinin tıbbi bir hata mı yoksa komplikasyon mu olduğu, davalı hastanenin sorumlu olup olmadığı, sorumlu olması halinde maddi zarar miktarının ne olduğu ve talep edilen manevi tazminatın mahkememizce belirlenmesi hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve İstanbul Adli Tıp Kurumu raporlarına göre, davacının davalı hastanede ameliyat olması sonrası ağrı kesici olarak vurulan iğne sonrasında sol ayak parmaklarında güç, tabanında ise his kaybı oluştuğu, oluşan rahatsızlık sebebiyle hastanenin davacıya fizik tedavi uyguladığı, uygulanan fizik tedavi sonrasında bir kısım iyileşmenin görüldüğü ancak tedavinin tamamlanmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan raporlarda davacıya uygulanan enjeksiyon sonucu gelişen bulguların enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu, ancak tıbbi belgelerde enjeksiyonun yanlış yere uygulandığına dair kayıt bulunmadığı, enjeksiyonun doğru bölgeye uygulanması durumlarında dahi ödem, hematom, ilacın difüzyon yoluyla sinire toksik etkisi, vücut yapısı siyatik sinirin anatomik lokalizasyon farkı gibi nedenlerle, nöropatinin gelişebileceği, nöropatinin, enjeksiyon uygulamalarının komplikasyonu olarak değerlendirildiği dolayısı ile davacıda maluliyet oluşmadığının bildirildiği, davacı uhdesinde meydana gelen netice ile davalı hastane ve hekimlerinin müdahalesi arasında illiyet bağı bulunmadığı dolayısı ile davalıya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği ve davalının zarar sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılarak davacı yanın maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının reddine,
2-Davacının manevi tazminat istemine ilişkin davasının reddine,
3-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 187,90-TL harcın mahsubu ile artan 152,00-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafın maddi tazminat istemine ilişkin, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın manevi tazminat istemine ilişkin, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.850,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2018