Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/743 E. 2018/412 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/743 Esas
KARAR NO : 2018/412

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü alacaklısı —- San. Ve Tic. Ltd.Şti. olan ve 18.585,00 TL borç miktarı olan — E. Nolu dosyasından 21.02.2013 tarihinde usulsüz şekilde 1. Haciz ihbarnamesi ve 2. Haciz ihbarnamesini aynı anda tebliğ aldığı, takip borçlularına her hangi bir borcu olmadığını, ticari ilişki içinde bulunduğu — San. Tic. Ltd.Şti. ile yapılan görüşmede dosya alacaklısına ödeme yapılacağı müvekkiline beyan edildikten sonra itiraz etmediği, ancak borçlunun kötü niyetli şekilde ödeme yapmadığını müvekkiline haber vermediğini, müvekkilinin 1. ve 2. Haciz ihbarnamelerine itiraz süresini kaçırdığını, bunun üzerine son olarak müvekkilinin 29.05.2013 tarihinde aynı dosyadan 3. Haciz ihbarnamesini tebliğ alarak dosya borçlusu durumuna geldiğini, dosya esas borçlusu — San. Tic. Ltd.Şti. tarafından ödemenin yapılmadığını, müvekkili ile icra dosyası esas borçlusu — San. Tic. Ltd.Şti. ile ticari ilişkisi bulunduğunu, söz konusu icra dosyası borçlusuna her hangi bir borcunun bulunmadığını, 3. Haciz ihbarnamesi sonucunda müvekkilinin dosya alacaklısına da borçlu duruma geldiğini, ancak müvekkilinin dosya alacaklısı ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, olmayan bir borç sebebiyle hakkaniyete aykırı şekilde borçlu duruma getirildiğini, bu sebeple davalılardan icra dosyası alacaklısı —-San. —- San. Ve Tic. Ltd.Şti.’ne karşı da müvekkilinin borçlu olmadığının tespitinin istendiğini, müvekkiline tebliğ olunan 89-3 haciz ihbarnamesinin iptalini, müvekkilinin davalılara hiçbir borcunun bulunmadığının tespit edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —San. Tic. Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddinin gerektiğini, haciz ihbarnameleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, davacı yanca tebligatların usulsüzlüğünden bahisle İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın bulunmadığını, tebligatların usulsüz olduğu düşünülse dahi, 7201 sayılı Tebligat kanununun 32. maddesine göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağını, davacının 1. ve 2. Haciz ihbarnamelerinden 21.02.2013 tarihinde haberdar olduğunu, borçluya güvenerek itiraz etmediğini beyan ettiğini, huzurdaki davada ispat külfeti davacı yanda olduğu, davacının tüm iddialarını yazılı belge ile ispatlamak durumunda olduğunu,— San. Tic. Ltd.Şti. ve diğer borçlu … (—) bakımından davacıya gönderilmiş olduğu, davacının her iki firmayla ticari ilişkisi bulunduğunu, her iki firmaya da haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği tarihte borcunun bulunduğunu, nitekim haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği tarihten sonra borçlu …’nın —-bank A.Ş.’de bulunan hesabına borçlu tarafça bir kısım ödemeler yapılmış olduğu, bir kısım ödemelerin de tahsilat makbuzları ile yapıldığını, bu durumun davacı tarafça sunulan cari hesap dökümlerinden dahi görülmekte olduğunu, şirket yetkilisi olmayan 3. Kişilere yapılan ödemeler borçlu şirketin alacaklarını tasfiye etmeyeceği gibi davacıyı da borçluluktan kurtarmayacağını, dava sırasında tahsilat makbuzları üzerinde yapılacak imza incelenmesinde imzaların yetkisiz kişilerce atılıp, paraların yetkisiz kişilere ödendiğinin ortaya çıkması durumunda davacının tüm paraları haciz sahiplerine ve borçluya ödemek durumunda kalacağını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve yersiz davanın reddi ile alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilerek masraf ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İ.İ.K. 89/3 maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesinin iptali ile borçlu olunmadığınını tespiti isteminden ibarettir.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmak ve taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi rapor alındıktan sonra davaya tahkikat aşamasında katılınmış ve tüm dosya kapsamıyla birlikte dava konusu icra dosyası içeriği birlikte değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davacının tedbir istemi İ.İ.K. 72/3 maddesi uyarınca kabul edilmiş ve icra dosyasına yatırılan paranın davalı alacaklıya ödenmemesi hususunda tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Dosya taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar şekilde rapor tanzimi ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi Mali Müşavir —- tarafından 04/05/2017 tarihnide sunulan rapor içeriği HMK 282. maddesi uyarınca incelenmiştir.
Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde davacı olarak —-San. Ve Tic. Ltd. Şti. olarak göstermiş ise de sonraki dilekçelerinde davacının —- San ve Dış. Tic. A.Ş. olduğunu belirtmiş ve sunulan vekaletnamesi içeriğinde de davacının bu hükmü şahıs olduğu anlaşılmıştır.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu (Eski Kadıköy) —- İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyası içeriğinde davacı —- San. Taah. Tur. ve Dış. Tic. A.Ş.’ye birinci haciz ihbarnamesinin 21/01/2013 2. Haciz ihbarnamesinin 21/02/2013 3. Haciz ihbarnamesinin ise 05/04/2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İ.İ.K. 89/3. maddesinde “… İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. ….”
Huzurdaki dava 11/06/2013 tarihinde açılmıştır. Anılan yasa maddesine göre huzurdaki davanın açılma süresi 15 gün olup bu süre İ.İ.İK 89/3 maddesine göre gönderilecek haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren başlamaktadır. Davacıya yapılan haciz ihbarnamesi tebliği 05/04/2013 tarihi olmakla huzurdaki davanın yasa maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek davanın reddine,
2-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 317,41-TL harcın mahsubu ile artan 281,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 8,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı — San. Ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansı ile teminatın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak diğer davalıların yokluklarında, davalı —San. İle davacı vekilinin yüzlerine yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/04/2018