Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/645 E. 2020/203 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/645 Esas
KARAR NO : 2020/203

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2012
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 11/11/2010 tarihinde toplam 50.000,00-TL ——halı yıkama makinesi satın aldığını, satış bedeli olarak —– bedelli toplam 3 adet çek ve 20.600,00-TL nakit para ve 10.000,00-TL değeri belirlenen 2009 yılında alınan garanti süresi henüz dolmamış olan bir makine davalı şirkete teslim ettiğini, dava konusu makinenin alındığı tarihten itibaren 30 iş günü geçmeden makinelerin arıza yaptığı ve derhal bağlı bulunduğu servise ve davalıya haber verildiğini, ilgili servis tarafından tamir edilen makineler, alındığı tarih ve servise gittikten sonra üzerinden iki ay geçmeden çeşitli parçalarından defalarca tekrar tekrar arızalandığını, müvekkili tarafından ilgili servise arızaları bildirildiği ancak servis tarafından çeşitli bahanelerle 25 iş günü mağduriyetinin giderilmediği bu nedenle müvekkili zarara uğradığını, işlerin aksaması nedeniyle mağduriyetin davalı şirkete bildirildiği ancak davalı tarafça her hangi bir girişimde bulunmaması nedeniyle müvekkili mecburiyetten yeni bir şirketten yeni bir makine aldığını, davalı firmaya Beyoğlu ——. Noterliğine ihtarname ile ayıplı mal niteliğindeki makinelerin garanti kapsamında iade alınmasını ve makineler için müvekkilince ödenmiş olan ücretin iadesini talep ettiğini bildirir ihtarın gönderildiği, davalı tarafça asılsız ve yakışmayacak savunmalar ve beyanlarla ihtarnameye cevap verildiğini, sözleşmeden dönme hakkını kullanarak davalı şirket tarafından iade alınarak ve makine karşılığı —- ticari faiziyle birlikte, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 2 adet halı yıkama makinesinin 11/11/2010 tarihinde satıldığını, sevk irsaliyesi ile davacıya teslim edildiğini, bu konuda taraflar arasında ihtilaf olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen makinelerin değerinin 9.440,00-TL olduğunu, satılan ürün müvekkilin satışını yaptığı standart ürünlerinden olmayıp talep doğrultusunda özel üretilmiş makineler olduğunu, kötü niyetli açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile satım konusu maldaki ayıp nedeniyle, satılan malın iadesi ve sözleşmeden dönme mümkün olmadığı taktirde malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ile ayıp nedeniyle yapılan giderler ve oluşan kar kaybının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
Yargıtay ——. Hukuk Dairesinin ——- esas ve ——– karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davalı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davacı tarafın unvanına bakıldığında —— olduğu görülmektedir. Uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte hem davacının unvanı hem de alınan bilirkişi raporlarında davacının işletme hesabına göre defter tuttuğunun tespit edilmesi göz önünde bulundurularak uyuşmazlığın nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için davacının bağlı bulunduğu —— olmadığının anlaşılması bakımından—— müzekkereler yazılmış ve müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
—- tarihli müzekkere cevabında davacının esnaf adasında kayıtlı faal üye olduğu belirtilmiştir.
———- tarihli müzekkere cevabında davacının gerçek kişilere ait ticari işletmesinin bulunduğu ve sicile kayıt tarihinin —–olduğu kaydının aktif olarak devam ettiği belirtilmiştir.
—— tarihli müzekkere cevabında davacının —- takvim yıllarında işletme hesabına göre; —– takvim yıllarında ise bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtilmiştir.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davacının esnaf odasına kayıtlı olması onun esnaf sayılması için tek başına yeterli olmamakla birlikte, vergi dairesi ve ticaret sicil kaydı ile birlikte değerlendirme yapılması esas olduğundan nitekim Yargıtay içtihatları da bu yönde olup mahkememizce de tüm kayıtlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır. Davacı tarafın hali hazırda günümüzde tacir olduğu tartışmasız olmakla birlikte , bir davada yargılama ve uygulanacak hükümler davanın açılış tarihi itibariyle var olan şartlar dahilinde belirlendiğinden ve görev hususunda da davanın açılış tarihi itibariyle değerlendirme yapılması esas olduğundan ve somut olayda davanın açılış tarihi —– sayılı yasaların yürürlük tarihinden sonra açıldığı, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun ikinci maddesinin 3.fıkrası gereği asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup görevin yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabileceği göz önünde bulundurularak yapılan inceleme sonucunda davacının gerek ticaret siciline kaydının 11.11.2015 tarihi olması gerekse vergi dairesi kayıtlarında bilanço esasına göre defter tutmaya başlamasının 2015 takvim yılında olması ve 2012 dava açılış tarihi itibariyle tacir kaydı bulunmayıp defterini işletme hesabına göre tutması ve alınan talimat mali müşavir bilirkişi raporlarında da gelirinin esnaf sınırını aşmadığının açıkça anlaşılması durumunda artık davacının dava açılış tarihi itibariyle tacir olmadığı ve gelirinin esnaf düzeyinde kaldığı anlaşılmış olmakla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli … Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Gönderilmesine,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.