Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/605 E. 2018/284 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/605 Esas
KARAR NO : 2018/284

DAVA : Sözleşmeden Doğan Cezai Şart Alacağı
DAVA TARİHİ : 30/07/2012
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeden Doğan Cezai Şart Alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 09/12/2011 tarihinde imzalanan sözleşmenin sürekli borç yükleyen sözleşme türlerinden olup davacı tarafın davalıya üç kez gerçekleştirdiği beton tesliminden sonra davalı tarafın ifayı kabulden kaçındığını, çekilen ihtarname ile davlının temerrüde düşürüldüğünü, sözleşmenin dokuzuncu maddesi ile fesih halinde cezai şart ön görüldüğünü, davalı tarafın başka bir satıcıdan beton sağlayarak sözleşmeyi ifa etmeme iradesini ortaya koyduğunu, temerrüte düşürülmesinden sonra cezai şartın talep edilmesi koşullarının doğduğunu bildirmiş, cezai şart bedeli olarak beş bin metre küp betonun bedelinin %30 tutarı olan 132.750,00 TL cezai şart bedelinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin taraflara münferit sözleşme yapma borcu dahi yükleyemeyecek bir çerçeve sözleşmesi olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin temerrüte düşmesinin ve sözleşmede yazılı hazır deponun satın alınması konusunda bir yükümlüğününü doğmadığını, sözleşmenin münhasırlık özelliği taşımadığını, bunun yanında müvekkili şirketin başkaca hazır beton firmalarından alım yapmasının yasaklanmasına ilişkin bir hüküm içermediğini, müvekkili şirket tarafından resmi ya da gayri resmi bir bildirimde bulunulmamasına rağmen davacı tarafın sözleşmenin zımnen feshedildiğini iddia etmesini mümkün olmadığını, yeni siparişlerin verilebileceğini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça zımnen feshedildiği ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın istenebilirliği iddiası ile cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 09/12/2011 tarihli sözleşme ve içeriği konusunda bir uyuşmazlık yoktur.
Davacı taraf davalı tarafın ilk üç alımdan sonra yeni bir alım yapmadığı, bu durumun zımni fesih olarak kabul edilmesi gerektiği, buna bağlı olarak cezai şartın istenebilir hale geldiği iddiasında olup davalı taraf sözleşmenin yapma borcu yüklemeyecek bir çerçeve sözleşmesi olduğu, sözleşmenin feshedilmediği, bu nedenle cezai şartın talep edilemeyeceği iddiasındadır.
Taraflarca sunulan tüm delillerin toplanmasından sonra bilirkişi kurulu raporları alınmış, rapor ve ek raporda da yapılan belirlemeler uyarınca davacı tarafın davaya konu talepte bulunabilmesi için davalı tarafından yapılan imalatın davacının sunduğu betona ilişkin bölümünün bitmiş olmasının zorunlu olduğu, bu bölümün hangi tarihte tamamlandığının belirlenemediği, dava tarihi itibariyle imalatın bitimiyle tamamlanmış olduğunun davacı tarafça ve dosyaya gelen belgelere göre kanıtlanamadığı, bu yöndeki iddiayı kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, buna bağlı olarak dava tarihi itibariyle tüm dosya kapsamı dikkate alındığında bu bölümün tamamlanmamış kabul edilerek davalı tarafın davacı taraftan yeni siparişlerde bulunabileceği, bu nedenle davalının temerrüte düşmüş sayılamayacağı, davacı tarafça başka bir firmaya beton siparişi verilerek inşaatın tamamlandığı, bu nedenle borcun ifasının imkansız hale geldiği iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacı tarafın temerrüt iddiasına dayanması nedeniyle borcun ifasının imkansız hale geldiğine ilişkin yargılama sırasında ileri sürdüğü iddianın temerrüt haliyle imkansızlık durumunun aynı anda gerçekleşmesinin mümkün bulunmaması, temerrütün gerçekleşmesi için öncelikle borcun ifasının mümkün olmasının gerektiği göz önünde tutularak somut davadaki dava neden ve gerekçesinin temerrüt iddiasına dayandırılmış olması nedeniyle yukarıda açıklandığı şekilde temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, davacı vekili raporu itiraz dilekçesinde davalı tarafın dava tarihinden sonra göstermelik derecede sipariş verdiğini iddia etmiş ve asıl siparişin başka bir şantiye için verildiğini iddia etmiş ise de bu iddialarına yönelik olarak iddiasını kanıtlar nitelikte deliller sunamadığı, dava tarihinden sonra davalı tarafça sipariş verilmesi nedeniyle temerrüt halinin ve inşaatın beton bölümünün bitmemiş sayılmasının kabulünün gerektiği, böylece davacının davaya konu tazminatı talep etmesi konusundaki yasal koşulların dava tarihi itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 35,90 TL red harcının peşin yatırılan 1.971,35 TL harçtan indirilmesiyle geriye kalan 1.935,45 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı yararına A.A.Ü.T.’nin 13(1) mad. uyarınca takdir edilen 13.370,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan beş adet adet tebligat giderinden oluşan toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2018