Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/534 E. 2023/615 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/534
KARAR NO : 2023/615

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16.09.2014
KARAR TARİHİ : 11.07.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı … arasında yapılan sözleşme gereği …’nin diğer davalı —- üstlendiği —- Konut, Villa, 24 Derslikli İlköğretim Okulu İnşaatları ve Cami Subasman İnşaatı Ada İçi Altyapı ve Çevre Düzenleme İkmal işinin parke taşı, küptaş, sert zemin imalat, ikrazat, tutanak yapımı işini müvekkili şirketin üstlendiği, işin ücret ödenmemesi sebebiyle tamamlanamayıp yarıda kalması üzerine diğer davalı iş sahibi —– müvekkili şirketle görüşerek kalan işlerin tamamlanması halinde işlerin bedelini bizzat ödeyeceğini sözlü olarak beyan ve taahhüt ettiği, —- talebi ve işin bedelini kendilerinin ödeyeceği yönünde beyanı doğrultusunda davacı müvekkilinin üstlenmiş olduğu işi gereği gibi yerine getirerek tamamladığı, —– hem işin tamamlanması halinde ödemeyi yapacağı konusundaki sözlü taahhüdü, hem de işin asıl sahibi olması nedeniyle müvekkili şirketin bakiye 370.000,00 TL alacağının ödenmesi hususunda sorumluluğunun bulunduğu, müvekkilinin inşaatta kendisine düşen edimi yerine getirmesine rağmen inşaatın yüklenicisi—- ve asıl işveren —-tarafından da bakiye alacağının kendisine ödenmediği, davalılara 18.02.2010 tarihinde ihtarname keşide edilerek 370.000,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiği ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik 50.000,00 TL paranın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteşselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava ettikleri görülmüştür.

SAVUNMA :
Davalı —-vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Asıl inşaat sözleşmesinin bir kısmının yapımı konusunda davacı taşeron ile anlaştıklarını kabul ederek, diğer davalı—-15.07.2009 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile —-Şantiyesinde çalışan tüm işçi, taşeron ve tedarikçilerin ödemelerinin bizzat kendileri tarafından ödeneceğini beyan ederek borçları ayrıca üstlenmiş olduğunu, bu tarihten sonra yapılan tüm işler ve ödemelerin müvekkili Yüklenici firmanın bilgisi dışında olduğunu ve asıl işveren—- tarafından yapıldığını, projelerin bu surette tamamlanarak 11.09.2009 tarihinde geçici kabul işleminin —- tarafından yapıldığını, müvekkilinin kayıt ve belgelerine göre davacı firmaya 194,554,57 TL borçlu olduklarını ve bu borç tutarma 01.11.2008 tarihli taşeronluk sözleşmesinin 4.a bendi gereğince teminat olarak kesilmesi gereken ve halen teminatın iade şartları yerine getirilmediği için iade edilmemesi gereken 58.968,16TL tutarındaki teminat kesintisinin de dahil olduğunu, ancak esasen bu borcun yüklenici firmanın borcu olmadığını, zira mezkur 15.07.2009 tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla—– müvekkili yüklenici firmayı tamamen devre dışına çıkararak bu tarihten sonraki tüm çalışmaları kendi gözetim ve denetiminde taşeronlara yaptırdığını ve yine bunlara yapılacak ödemeleri de—- aksatmış olduğunu, bizzat —-tarafından yapılan geçici kabuldeki eksiklikleri vaat etmesine rağmen taşeronlara tamamlatmaktan vazgeçip dava dışı —-adlı başka bir firmaya ihale ederek taşeronları mağdur ettiğini, diğer davalı —– yetkililerinin kendilerini de zarara uğrattığını, 12.02.2010 tarih ve —– numaralı hakediş raporu üzerinde tek taraflı ve hukuka aykırı eklemeler yaparak müvekkili yüklenici firmayı borçlu gösterdiğini, akabinde—-noterliğinden 08.04.2010 tarihli —- ihtarname ile asıl inşaat sözleşmesini haksız surette feshettiğini ve teminat mektubunu nakde çevirdiğini bu konuyla ilgili cezai takibat ve ayrıca —-.Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyasıyla açtıkları tazminat davasının sürmekte olduğunu beyan ederek; borcun kendi borçları olmaması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.Davalılardan —- vekili düzenlenen cevap dilekçesinde özetle: Yüklenici —bahse konu iş nedeni ile müvekkili şirketten ileride doğacak muhtemel istihkak alacağının %10’undan sonraki bakiyesinden karşılanmak üzere — nolu hakediş tutarından 75.000,00 TL, —–nolu hakediş tutarından 250.000,00TL, —- nolu hakediş tutarından 250.000,00 TL,— nolu hakediş tutarından 225.000,00 TL olarak ödenmek üzere toplam 800.000,00 TL alacağını 25.10.2008 tarihinde davacıya temlik ettiği, müvekkili şirketin bahsi geçen temlikname gereğince 09.01.2009 -04.11.2009 tarihleri arasında toplam 800.000,00 TL temlike konu tutarı davacıya ödediği, diğer taraftan yüklenici —— projenin ilerleyen safhasında müvekkili şirkete 05.06.2009 tarihli bir yazı gönderdiği, söz konusu yazıda öz kaynak sıkıntısı nedeni ile imalat yapamadığını, dolayısıyla hakediş çıkaramadığını belirttiği, bunun üzerine müvekkili şirketin konut alıcılarına karşı olan taahhüdü, işin ikmal işi olması ve projenin aksamaması amacıyla, işi yapan taşeron ve işçilere —- talebi ve onayı ile yine —– adına ödeme yapılması için 15,07.2009 tarihli yönetim kurulu kararını çıkardığı, yapılan tüm ödemelerin yine diğer davalının her hak ediş döneminde ödeme gününden hakediş tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte diğer davalı —-alacağından düşüldüğü, bu işlemin yürürlüğe girmesi sırasında davalı —–. tarafından dava dışı—–. lehine yapılmış 5.000.000,00 TL’lik bir temlik alacağı ile karşılaşıldığı, adı geçen banka alacağının eski tarihli ve öncelikli alacak olması sebebi ile yapılacak hakedişlerin bankaya gönderilmesi gerekeceğinden yapılan değerlendirmede işbu temlik ödemesinin mevcut hali ile Uygulanması durumunda taşeron ve işçilere ödeme yapılmasının mümkün olamayacağı sonucuna varıldığı, bunun üzerine banka ile mutabakata varıldığı, mezkur bankanın alacağına ilişkin hususlar saklı almak üzere öncelikle hakkından vazgeçerek projenin tamamlanması için yapılacak hakkedişlerin—-adına,—– talebi ve onayı doğrultusunda, öncelikli olarak taşeron ve işçilere ödenmesine muvafakat ettiği, sözleşme bedelinin davalının ihalede teklif ettiği bedel olduğu, bunun da ihaleye konu işin sözleşmede kabul edilen bedel üzerinden sözleşmeye uygun olarak tamamlanacağı anlamını taşıdığı, diğer davalının mali acze düşmesi nedeniyle söz konusu işi sözleşmede kabul edilen biçimde tamamlayamayacağının ve dolayısıyla hakediş yapamayacağının anlaşılması üzerine imalatın yapılması kaydıyla ödemenin sözleşmede kabul edilen bedelle sınırlı olmak şartıyla müvekkil tarafından diğer davalı nam ve hesabına yapılması, yapılan ödemenin de faizi ile birlikte yapılacak hakedişten mahsubunun taraflarca kabul edildiği, söz konusu yönetim kurulu kararı ile davacıya müvekkil şirket tarafından bahşedilmiş herhangi bir alacak hakkı veya taahhüt bulunmadığı, yapılacak ödemelerin şarta bağlanması ve—— talebi ve onayı doğrultusunda ödeme yapılmasına karar verilmesi üzerine davacıya 50.000,00 TL ödendiği, böylelikle davacıya temlikname ve diğer davalının talebi ile yapılan toplam ödeme miktarını 850.000,00 TL’ye ulaştığı, davacının belirtilen alacakları dışında yüklenicinin şirketlerine etmiş olduğu herhangi bir ödeme talebi bulunmadığı, davacının bir alacağı bulunsa bile alacağın muhattabının aralarındaki sözleşme ilişkisine göre diğer davalı—– Olacağı, bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın müvekkili şirket yönünden öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle, aksi halde esastan reddıne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve beyanlarında bulunduğu görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin davalı —- ve davalı-yüklenici —– lehine yapmış olduğu iş bedeli olarak hak kazandığı iddia olunan alacağın istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında kabul edilen 7251 sayılı kanun ile T.T.K.’nın 4. maddesinin değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiştir.
—-. Asliye Ticaret Mahkemesi—–Esas sayılı dosyası, —CBS —– sayılı dosyası, —-Asliye Ticaret Mahkemesi —- Esas sayılı Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi heyetinin 07.10.2013 tarihli raporunda özetle, Yüklenici —– doğacak muhtemel istihkak alacaklarındanı toplanı 800.000,00 TL. alacağını davacı taşeron şirkete temlik ettiği, bu tutarın davacı taşeron— İnşaat firmasıma ödendiği,15.07.2009 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile işi yapan taşeron ve işçilere, —- onayı ile yine —– adına ödeme yapılmasına karar verildiği, ancak bu kararın sadece alacağı temlik etme veya —— temsilen ödeme yapma mahiyetinde olmayıp; projenin tamamlanması için, taşeron ve tedarikçilere işe devam ettirilmelerini, yüklenicinin sorumluluğunu, temlik alacaklısı bankanın durumunu hep birlikte ortaya koyan bir karar olduğu bu çerçevede —-adına ve hesabına ödeme yapılmasının, —-, taşeron ile sözleşme ve taahhüt altına girmiş olmaktan kurtarmayacağı ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere, yapılan iş ve işlemlerin ve esas alınırsa ayrıca tanık anlatımlarının doğrudan taşeron firma ile sözleşmesel taahhüt ilişkisinin ortaya çıktığı sonucuna götürdüğü, davalı —– mali acze düşmesi nedeniyle söz konusu işi sözleşmede kabul edilen biçimde tamamlayamaycağının ve dolayısıyla hak ediş yapamayacağının anlaşılması üzerine, imalatın yapılması kaydıyla —-tarafından —– nam ve hesabına yapılması, yapılan ödemenin hak edişten mahsubunun taraflarca kabul edildiği, —– daha sonra taşeronlara bir kısını bedelleri bizzat ödediği, bakıye alacakları ödemediği, oysa davacı taşeronun ödeme yapılacağına güvenle işi tamamladığı, ticari teamüllere göre de ödemeleri yüklenici tarafırıdan yapılmayan taşeronların bila bedel işe devam etmelerinin hayatm akışına uygun olmadığı; davacı şirketin 333.845.16 TL bakiye alacağı bulunmakta olup öncelikli olarak bu bedelin tamamının ödenmesi hususunda —-tek başına sorumluluğu bulunduğu , Ayrıca bu bedelin 277.115,79 TL lik kısmının ödenmesi hususunda —–ve Davalı —-birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu davacı talebinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000.00 olduğu bu bedelden de —– ve Davalı —– birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi heyetinin 11.11.2014 tarihli raporunda özetle, Dava dosyası, dosya içeriğine sunulu bilgi ve belgeler ile davalı ticari defterleri üzerinden yapılan inceleme sonucu; davalıya ait defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, davalının kayıtlarına göre davacı davalıdan 194.554.57 TL alacaklı olduğu yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacı taşeronun birim fiyat üzerinden yaptığı imalatların bedelinden, aldığı toplam ödemeler tenzil edildiğinde, davacının bakiye alacağının 201.837,04 TL olarak hesaplandığı, bu alacağın 86.501,59 TL lik kısmının ödenmesi hususunda her iki davalının müteselsilen sorumlu bulunduğu, bunun dışında kalan miktardan yani 201.837,04 – 86.501,59 = 115.335,45 TL’den ise davalı —— sorumlu olacağı yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 01.11.2022 tarihli raporda özetle ; Davacı ve davalı —– arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle davacının alacaklı olduğu, alacak tutarının 12/5/2015 tarihli bilirkişi raporunda irdelendiği üzere 201.837,04 TL olarak hesaplanması gerektiği, davacının bu alacağını sadece sözleşme tarafı davalı —- talep edebileceği, diğer davalının davacıya borçlu olmadığı yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Davacı vekili tarafından sunulan 08.09.2014 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Talep ettikleri 333.845,16-TL alacağın, davalı —— sorumluluğu 277.115,79-TL ile sınırlı olarak, temerrüt tarihi olan 18.02.2010 tarihinden itibaren bankaların kısa vadeleri kredilere uyguladığı avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde davacının davalılardan —-ile aralarında eser sözleşmesi olduğunu, davalının ödeme yapmaması üzerine diğer davalı —– bedel ödeme borcunu üstlendiğini, eser sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ederek iş bu alacak davasını açtığı, davalılardan —-davacı ile aralarında sözleşme olmadığını, sadece diğer davalının ileride doğacak alacak haklarının devralındığını, buna göre davacıya 800.000,00-TL ödenmiş olduğunu, ilerleyen dönemde diğer davalı adına davacıya ödemeler yapıldığını, bu yolla davacıya toplamda 850.000,00-TL ödeme yapıldığını, sözleşmenin tarafı da olmadığından davacının diğer alacaklarından sorumlu olmadığını savunmuş olup yargılama sırasında davalılardan —– iflas ettiği, bu davalı yönünden davanın kayıt kabul davasına döndüğü anlaşılmıştır. Eser sözleşmesinde ücret götürü olarak ve yaklaşık olarak olmak üzere iki şekilde kararlaştırılabilir, davaya konu ve taraflar arasında geçerli davalı İdare— ile diğer davalı —-. arasında, 39.561.000,00-TL bedelli Anahtar Teslimi Götürü Bedel “—- Konut, Villa, 24 Derslikli İlköğretim Okulu İnşaatları ve Cami Subasman İnşaatı Ada İçi Altyapı ve Çevre Düzenleme İkmal İşi” nin yapımı için 11.09.2007 tarihinde sözleşme yapıldığı, bunun yanında, davalı —– ile davacı —- ile —– arasında 01.11.2008 tarihli, işverenin taahhüdü altında olan—-Konut, Villa, 24 Derslikli İlköğretim Okulu İnşaatları ve Cami Subasman İnşaatı Ada İçi Altyapı ve Çevre Düzenleme İkmal İşi” inde yaptırılacak olan “Beton Parke, Bordür, Plaktaş, Küptaş İmalat VE Montaj” yapımına ilişkin “Birim Fiyat Esasına Göre“ Taşeronluk sözleşmesi yapıldığı, davacı —-. ile davalı —– arasında imzalanan —- Noterliğinin 25.11.2008 tarih ve—-Yevmiye nolu Temliknamesi ile; davalı —–, diğer davalı —-olan 800.000,00TL tutarındaki alacağını davacı taşeron firmaya temlik etmiş olduğu, davalı —–Yönetim Kurulu’nun almış olduğu 15.07.2009 tarih ve —-) sayılı kararı uyarınca; — talebi ve onayı ile yine ——adına ödeme yapılmasına karar verilmiş olduğu ve davacıya toplam 850.000,00TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmış olup mahkememizce alınan 12.05.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki tespitlerin yerinde olduğu kanaatiyle hükme esas alınmasına karar verilmiş, davacının alacağını sözleşmenin tarafı olan müflis —–şirketinden isteyebileceği değerlendirilerek davacı taşeronun birim fiyat üzerinden yaptığı imalatların bedelinden, aldığı toplam ödemeler tenzil edildiğinde, davacının bakiye alacağının 201.837,04 TL olduğu, müflis davalı yönünden iflas tarihine kadar işlemiş faiz ile toplam alacağının 234.099,63-TL olduğu (Temerrüt için —- Noterlik ihtarnamesinde 7 iş gün belirtilmiş, davalı —– şirketine tebliğ 25/02/2010 olduğundan temerrüt tarihi 09/03/2010 tarihi, Islah tarihi 08/09/2014 ve İflas tarihi 07/05/2015 üzerinden hesaplandı) ancak iş bu alacağın da iflas masasına kayıt edildiğinden bu davalı yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Diğer davalı —— ise sözleşme tarafı olmadığı dolayısıyla davalı borcundan sorumluluğu bulunmadığı değerlendirilerek davanın husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı —- hakkında açtığı davanın HUSUMET YOKLUĞU nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı Müflis —– hakkında açtığı davanın alacağın iflas masasına kayıt kabulü yapıldığından konusuz kaldığı anlaşılmakla bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 742,50-TL harcın ve sonradan yatırılan 4.825,45-TL ıslah olmak üzere artan 5.298,1‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 41.796,21-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekili ve daval—- vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı trafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.