Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/472 E. 2023/598 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/472 ESAS
KARAR NO: 2023/598
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——-hissenini satın almayı istediğini, bu konuda anlaşıldığını, müvekkili ——- toplamı yaklaşık olarak 750.000,00-TL’yi bulan çeklerini verdiğini ve ödemenin bu şekilde yapıldığını, bu çeklerin Keşidecisi müvekkili —– ortağı ve müdürü olduğu—- olduğunu, imzalarını —-attığını, bu çeklerin vadesi geldiğinde ödendiğini ancak çeklerin içinden biri olan —– keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan 20.000-Euro bedelli çekin ödemesinin elden yapıldığını, bu çekin ödenmiş olmasına rağmen —– elinde kaldığını, daha sonra —— kalan %15’lik hissesinin satın alınması için —— tarihli protokolün 5. Maddesinde bu çekin ödendiği ve taraflarına teslim edileceğinin beyan edildiğini, bu çeke ilişkin elden ödeme yapıldıktan sonra söz konusu çekin 30/09/2010 olan keşide tarihi tahrif edilerek değiştirildiğini, ve 30/01/2011 yapıldığını, bankaya verildiğini, çekin tahrif edilmiş olarak son hamilin tevdi ettiği bankada olduğunu, ödenmiş ve tahrif edilmiş ve şekilde geçersiz hale gelmiş bir çekle ilgili yeniden tahsilat yapılmaya çalışıldığını, ancak hangi bankaya verildiğinin bilinmediğini, müvekkili şirketin hiçbir çekinin karşılıksız çıkmadığını ve yazılmadığını, müvekkilinin evrakta tahrifat yapılmasından dolayı ağır ticari zararı doğacağını, dava konusu çekin bankaya ibrazı esnasında tedbiren el konulmasını, tahrifatın mahkemece saptanmasını, çekin üzerine tedbir konulmasını, davalılara veya yeniden ciro edilmişse, çekin son hamiline karşı çek miktarı olan 20.000-Euro (43.420,00-TL 28/01/2011 itibariyle borcunun olmadığının tespiti ve dava konusu çekin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara usulüne uygun tebliğe çıkartılmış olup, davalılar cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kambiyo senedine (çek) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı —- hissesi olan—– %35 hissesini satın almak için bazı çeklerle ödeme yaptığını, çeklerin bir kısmının ödendiğini, —– çekin karşılığının elden ödendiğini, bu çekin —– tarafından iade edilmediğini, diğer davalıların da çekin diğer cirantaları olduğunu, keşide tarihinde tahrifat yapılarak yeniden müvekkilinden tahsil edilmeye çalışıldığını beyan ederek, müvekkilinin dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davaya konu uyuşmazlığın; davacı—– davacılardan—– ortağı ve müdürü olduğu, —- hissedarlarından davalı —–%35 oranındaki hissesini satın almak istediği, bunun için yaklaşık 750.000 TL tutarında çekin düzenlendiği, keşidecesinin davacı —– olduğu, imzaların davacı—–tarafından atıldığı, çeklerin ödendiği, 30/09/2010 keşide tarihli 20.000 Euro bedeli çekin elden ödendiği ancak bu çekin —– kaldığı, 30/09/2010 keşide tarihli çekin keşide tarihi tahrif edilerek 30/01/2011 yapılmak suretiyle bankaya verildiği iddiasıyla 20.000 Euro bedeli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, buna göre davacıların davalılara 30/09/2010 keşide tarihli (30/01/2011 tarihli) 20.000 Euro bedeli çek nedeniyle borçlu olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
—- esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; müştekileri ——- sanığı —. olan davada, Resmi Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık suçlarından yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller, sanığın savunması, tanık beyanları , hisse devri sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı ile, suça konu —— yetkilisi olan katılan —, suça konu —- alınan keşidecisi —– lehtarı sanık —- ortağı ve temsilcisi olduğu——– bedelli çeki sanığa verdiği ve sanık tarafından çekin ——— verdikleri, çek bedelini—– ödediği anlaşılmıştır. Her ne kadar katılan müşteki —– sanığın ——— hisseleri satın aldığını aramızda protokol yaptıklarını, suça konu çekin bedelini ödediğini Protokol gereği çeki iade edecekken etmeyerek üzerinde tahrifat yapıp bankaya sunduğunu bildirerek şikayet etmiş ise de, dosyada örneği mevcut hisse devri sözleşmesinde, keşidecisi ——— çekin elden ödendiği, bu çekin —- teslim edileceği belirtildiği, sahteliği iddia edilen —- keşide tarihli ———- arasında tanzim edilen hisse devir sözleşmesinde belirtilen çekin aynı çek olmadığı anlaşılmıştır. Yine 07/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda suça konu çek üzerindeki keşide tarihinde yapılan değişikliğin ve yanına atılan parafın —— eli ürünü olduğuna dair saptama yapılamadığının belirtilmiş olması ve sanığında atılı suçu işemediğini, çeki —– o şekilde aldığını, çekin üzerinde tahrifat yapmadığını, çek bedelinin katılan müşteki tarafından ödenmediğini savunmuş olması karşısında, dosyada sanığın atılı suçları işlediği hakkında mahkumiyetini gerektirir derecede kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, sanığın yüklenen suçları işlediği sabit olmadığından—— gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın onanmakla 01/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer.———-Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ————-Davacı tarafından, davaya konu çekin elden ödendiği, buna rağmen iade edilmediği iddia edilmekle, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı — davalı ——–hissesini satın almak üzere aralarında protokol düzenlediklerini, davaya konu çekin de bu protokole konu olup elden ödendiğini iddia ettiği, dosyada örneği bulunan hisse devri sözleşmesinde, keşidecisi—– çekin elden ödendiği, bu çekin ——- teslim edileceğinin belirtildiği, sahteliği iddia edilen ve davaya da konu edilen ——- çekin ise lehdarının ——- olduğu, yargılamaya konu çek ile — arasında tanzim edilen hisse devir sözleşmesinde belirtilen çekin aynı çek olmadığı, davacının iddia ettiği çekin varlığını dahi ispata yarayacak bir delil sunmadığı, iddianın sübuta ermediği anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 269,85-TL karar harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 644,80-TL peşin harcın, alınması gereken 269,85-TL karar harcından mahsubu ile artan 374,95‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 269,85-TL harcın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı —-lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı —– verilmesine,
7-Diğer davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve Davalı —- yüzüne karşı, diğer davalıların yokluklarında, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023