Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/461 E. 2021/517 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/461 Esas
KARAR NO : 2021/517

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/10/2010
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketle aynı alanda faaliyette bulunan —- zamanlarda ticari ilişkiler kurulduğu, bu ilişkilerde davacıya —- kiraya verdiğini, en son işvereni —- —- seri nolu ——— aylık kira bedeli karşılığında sözlü olarak anlaşıldığını, ancak —– kurulumu devam ederken —- —- nedeniyle —devrildiğini, devrilme neticesinde —- hayatını kaybettiğini, davacıya ait — kullanılamaz hale geldiği, kaza sonrası ——almasına müsaade edilmediğini, hasarın meydana geldiği şantiye ve bu bağlamdaki söz konusu şantiyedeki tüm iş makinelerinin, şantiyedeki ana yüklenici firma olan davalı—- şirketine yaptırmış olduğu, lehtarı davalı—- poliçe ile 3. Kişilerin uğrayacağı zararlar da dahil olmak üzere her türlü hasara karşı teminat altına alındığını, davacının uğradığı gerçek zararın poliçe teminatı kapsamında teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla — Tarafından karşılanması gerektiğini, ancak sigorta şirketinin — nolu hasar dosyasına yapılan başvuruya cevap verilmediğini, davacının mülkiyeti kendisine ait— uğradığı hasar nedeniyle fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihine kadar ‘——- kazadan bugüne yoksun kalınan kira geliri olan 72.000,00 TL olmak üzere toplam 192.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren kademeli olarak işletilecek ticari faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketi poliçe teminat miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda zararın tespiti için—— İsimli firmanın görevlendirildiğini, ekspertiz raporuna göre zarar gören —–rayiç değerinin 100.000,00 TL, hurda olarak değerlendirilen —– olarak belirlendiğini, poliçe gereğince %10 oranındamuafiyet düşüldükten sonra ödenecek tazminat miktarının 75.600,00 TL olarak hesaplandığı, zarar gören —– —hasar bedline ilişkin birden fazla firmanın tazminat ödemesi talep etmesi nedeniyle, —– sahibi konusunda belirsizlik yaşandığını bu belirsizlik nedeniyle de tazminat bedelinin ödemediğini, davacının talep ettiği tazminat bedelinin fahiş olduğunu, davacının talep etmekte olduğu zararın ”gerçek zarar” olduğunu ispat ile mükellef olduğunu, —-rayiç bedelinin 100.000,00 TL olduğunu, bu bedel üzerindeki talebin reddi gerektiğini, davacının talep ettiği 120.000,00 TL’nin sebepsiz zenginleşmeye sebep verecek nitelikte olduğunu, davacının talep etmekte olduğu ‘—-teminatı içerisinde değerlendirilemeyeceğini, poliçe şartları gereğince ödenecek tazminat bedelinden hasar miktarının %10’u oranında tenzili muafiyet —-hurda değeri olan 16.000,00 TL’nin tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, poliçede yer alan özel şart gereğince tazminat bedelinin ödenebilmesi için idarenin yazılı onayının şart koşulduğunu, olay tarihinden itibaren faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu poliçeden kaynaklanan 5.000,00 TL prim borcunun ödenecek tazminat bedelinden düşülmesi gerektiğini, bu nedenle davalı şirketin sorumluluğunun belirlenmesine, tazminat bedelinin davacıya ödenebilmesi için —- onay alınmasına, poliçeden kaynaklanan 5.000,00 TL prim borcunun ”takas/mahsup” yapılmasına, olay tarihinden itibaren faiz talebinin reddi ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı —vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Şartname ve sözleşme gereği tüm sorumluluğun müteahhit firmaya ait olduğunu, bu nedenle davalı idareye husumetin yöneltilemeyeceği sebebiyle husumet itirazında bulunulduğu, davalı idarenin ihale eden makam olduğu, idarenin işveren sıfatının bulunmadığını, iş kazasına maruz kalan işçinin veya firmaların kusurunun bulunup bulunmamasının da ayrıca irdelenmesi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesine itiraz edildiğini, projede davalı idarece ——- yaptırma zorunluluğu getirildiği,ni, davalı idarenin davalı müteahhit firmaca yaptırmasını—- yaptırılarak davalı idareye sunulduğunu, talep edilen faize de itiraz edildiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle husumet nedeniyle davalı idare bakımından reddine, aksi takdirde usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin alt yüklenicisi olduğu işin yapımında kullanılmak üzere diğer davalılardan ——- edildiğini, —- — tarafından tedarik edilerek işyerine getirildiğini, davalı şirketin—-tedarik ettiği hususunda bir bilgisi olmadığını,— —– ısrarlarına rağmen ——– hizmet alanında yapılan bir iş olduğunu, —- uğradığı zarardan davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığı,—- anlaşmaya uygun olarak kurullum için kendi işçisi olan ve kazaya sebebiyet veren işçi ——görevlendirdiğini, davalı —- BK md. 55 anlamında adam çalıştıran sıfatının bulunmadığını, davalı şirketin BK’nın 100. Maddesi gereğince hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacı ile davalı— borç ilişkisi ve sözleşme bulunmadığını, davalı yanında yardımcı kişi çalıştıran konumunda bulunmadığını, davalı şirketin BK md.41 gereğince herhangi bir sorumluluğunun doğmadığını, davalı şirketin alması gereken tüm güvenlik önlemlerini ve tedbirlerini aldığını,— devrilmesinin şantiyede büyük zarara yol açtığını, bu zararların tazmini için davalı şirketin masraf yaptığını, inşaat alanındaki ——- poliçe ile sigortalı olduğunu, sigortaya başvurulduğunu fakat herhangi bir cevap alınamadığını, dava dilekçesinde talep edilmiş faiz oranına itiraz edildiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.
Davalılar —– Şirketine usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadıkları görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında—tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu poliçe özetle—- teminatı olduğu görüldü.
Bilirkişi heyeti ——-tarihinde hazırlanan kök raporda özetle; Dava dosyası, dosya içeriğine sunulu bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu, davacının davalı —– edebileceği, bu meblağa dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmak gerektiği, bunun üstünde bir zararın gerçekleştiği dosyadaki deliller itibariyle kanıtlanamadığından diğer davalıların bir sorumluluğunun bulunmadığı, keza —gelirinden yoksunluk iddiasının da ispata muhtaç bulunduğu ve mevcut delil durumu itibariyle — sayılamayacağına ilişkin kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Bilirkişi —- tarihinde hazırlanan ek raporda özetle— hurda bedelini davacının tahsil ettiği mevcut delil durumu itibariyle ispatlanamadığından bu bedelin davacı alacağından düşülmemesi gerektiği, keza davacı sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki ilişkiye nazaran 3.kişi olduğundan sigorta poliçesindeki 8.400 TL muafiyet şartının da davacı alacağından tenkisinin doğru olmadığı, davacı şirketin mahrum kaldığı 1 senelik kira gelirinin yeni sunulan delillere göre 44.097,96 TL olarak hesaplandığı ve davacının bu meblağı talep edebileceği, dava ticari bir dava olduğundan ticari temerrüt faizi işletilmek gerektiği sonucuna ulaştıklarına ilişkin rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Yeni Bilirkişi —–tarafından 12/09/2014 tarihinde hazırlanan kök raporda özetle;
1- Dosya kapsamında da tarafları—- kullanılamaz hale gelen—-alan bir kira sözleşmesinin bulunmadığı, anılan iddianın ispatlanamadığı için kıra sözleşmesinin değerlendirilmesinin söz konusu olmadığı,
2.—–arasındaki—- kurulması vc montajının yapılmasını konu alan hukukî işlem TBK. m. 470 uyarınca bir eser sözleşmesi olduğu,—-konulu eser sözleşmesinde taraflardan —– sahibi olduğu,
3.——esasen işin sözleşmeye uygun tamamlanması ve karşılığında bedel ödenmesi şeklinde belirlenen asli edim yükümlülükleri karşısında m. 470 uyarınca bir eser sözleşmesi bulunduğu sonucuna varıldığı, bu doğrultuda, taraflardan——iş sahibi olduğu,
4.—— arasında bağımsız bir eser sözleşmesi bulunduğu sonucuna varıldığı, buna —–yüklenici sıfatıyla eseri sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp ilk yüklenici —— teslim etmekle yükümlü olduğunu,
5.—— çalışanının montaj ve kurulum yaptığı sırada meydana geldiği,—— maliki olduğu —- değil çalışanın hukuka aykırı fiili sonucu meydana gelmiş zararın bulunduğu, dolayısıyla burada —- organlarının görevleri sırasındaki fiilleri değil çalışanının hukuka aykırı fiilinin söz konusu olduğu, —–TBK md. 66 uyarınca adam çalıştıran olduğu, çalıştıran —görülmesi sırasında çalışan—- hukuka aykırı fiili ile üçüncü kişi durumunda olan —–üzerindeki mutlak nitelikli mülkiyet hakkının ihlal edildiği, maddi zararın doğduğu,—— maddi zararından TBK m. 66 uyarınca adam çalışturan sıfatıyla kusursuz sorumluluğu için aranan tüm koşulların gerçekleştiği—– TBK m. 66 uyarınca—- çalıştıran sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğu,
6.—— TBK m. 66 uyarınca ——sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğundan davacı————- meydana gelen hasarı tazmin etmekle yükümlü olduğu,
7.a.—— arasında çalışan-çalıştıran ilişkisi kuran bağımlılık unsuru varsa —- sıfatıyla sorumlu olduğu, yüklenici —– şartname hükümleri incelendiğinde aralarında bağımlılık ilişkisi bulunduğunun görüldüğü, işin görülmesi sırasında —- denetleyebilmekte ve gerektiğinde değiştirilmesini izleyebilmekte olduğu, aralarındaki bağımlılık ilişkisi nedeniyle —- sıfatıyla alt yüklenici—– maddi zararından birlikle sorumlu olduğu,
—– arasında bağımlılık ilişkisinin bulunmadığının kabul edilmesi halinde —– sıfatını haiz olacak ve çalışan-çalıştıran ilişkisinin söz konusu olmayacağı için TBK m.66 uyarınea sorumlu tutalamayacağı,—-sıfatıyla sorumluluğunun kabul edilmemesi —-sorumluluğunun da söz konusu olamayacağı,
8.——— sıfatıyla sorumlu tutulmasına esas alınmamasının, anılan rapordaki değerlendirme, işçinin korunmasını ve kamu düzenini ilgilendiren işçi-işveren ilişkilerini düzenlemeyi amaçlayan 4857 sayılı İş Kanunu ve Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği vs. mevzuat çerçevesinde yapıldığı, bu kuralların amacının isçinin menfaatinin korunması olduğu, üçüncü kişilerin zararının giderilmesinin bu kapsamda olmadığı, raporda ihlal edildiği belirlenen hükümlerle —–zarardan korunması arasında hukuka aykırılık bağı bulunmadığı —- düzenlenen rapora dayanılarak —– sıfatıyla sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı,
9-Somut olayda —-devrilmesi şeklinde gerçekleşen hasar, gerçekleşme nedenleri göz önünde bulundurulduğunda—— m.3 hükmü uyarınca teminat dışı kalan hallerden birini teşkil etmediği ve —– hükmü uyarınca teminat kapsamı içinde olduğunun anlaşıldığı,
10.Somut olayda — devrilmesi şeklinde gerçekleşen hasar neticesinde yoksun kalınan kira bedeli—- meydana geldiği ileri sürülen hasarın —- şartlarında yer alan düzenleme uyarınca teminat dışı kalan hallerden birini teşkil ettiği ve teminat kapsamı dışında olduğunun anlaşıldığı,
11.—- arasında çalışan-çalıştıran ilişkisi kuran bağımlılık —– arasındaki — şartname hükümleri incelendiğinde aralarında bağımlılık ilişkisi bulunduğunun görüldüğü, işin görülmesi sırasında —– denetleyebilmekte ve gerektiğinde değiştirilmesini isteyebilmekte olduğu, bu durumda aralarındaki bağımlılık ilişkisi nedeniyle—sıfatıyla alt yüklenici —– zararından birlikte sorumlu olacağını, bunun doğal sonucu olarak —— kapsamında sigortalı sıfatım haiz olan——- verdikleri zararlar açısından somut olayda sigorta tazminatı ödemenin bütün şartları gerçekleşmiş olduğundan —— sigortalısının sorumlu olduğu haksız fiil neticesinde üçüncü kişinin malvarlığında meydana gelen zararı —- teminatı kapsamında tazmin etmesi gerekeceğini,
—–yüklenici sıfatını haiz olacak ve çalışan-çalıştıran ilişkisinin söz konusu olmayacağı için TBK m. 66 uyarınca sorumlu tutulamayacağını, —- adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğunun olmadığının kabul edilmesi — sorumluluğunun da söz konusu olmayacağı, bunun doğal sonucu olarak da —- kapsamında sigortalı sıfatını haiz olan —– verdikleri zararlar açısından somut olayda sigorta tazminatı ödemenin bütün şartları gerçekleşmemiş olduğundan davalı —– sigortalısının sorumlu tııtutamadığı haksız fiil netieesindc üçüncü kişinin malvarlığında meydana gelen zararı —— sunulan 3.şahıs malı sorumluluk teminao kapsamında tazmin etmesinin söz konusu olmayacağı,
13-Davacı —-meydana gelen somut hasarın haksız fiil nedeniyle sorumlulukları söz konusu olan kişiler tarafından tazmin edilmesi durumunda esas alınacak olan meblağ, —- hasar öncesi rayiç değeri olarak 100.000,00-TL olacağı,
14. Davacı —-meydana gelen somut hasarın haksız fiil nedeniyle sorumlulukları söz konusu olan kişilere —- —tarafından tazmin yükümlülüğünün bulunduğuna hükmedilmesi —— kalmamış olması halinde 85.330,00-TL olduğu,
15.Somut olayda —- devrilmesi şeklinde gerçekleşen hasar neticesinde yoksun kalınan kira bedeli şeklinde meydana geldiği ileri sürülen hasarın poliçe özel şartlarında yer alan düzenleme uyarınca teminat dışı kalan hallerden birini teşkil ettiği ve teminat kapsamı dışında olduğa anlaşılmakla birlikle hakimlik tarafından davacının kira kaybı şeklinde uğradığını ileri sürdüğü hasar kalemini kabulü ihtimaline karşılık heyetin bu hususu değerlendirmesinin neticesinde, davacının uyuşmazlık konusu vincin hasarlanması nedeniyle kira bedeli kaybı şeklinde hasara uğradığını ve bu hasarın miktarım somut bilgi ve belgelerle ispatladığını söylemenin mümkün gözükmediğini,
16,Davacı——- devrilmesi şeklinde meydana gelen hasarını haksız fiil nedeniyle tazmin etmekle yükümlü kişiler açısından haksız fiil tarihi olan — itibariyle kanuni temerrüt faiz oranı işletileceğini,
17. Davacı ———– meydana gelen somut hasarın haksız fiil nedeniyle sorumlulukları söz konusu olan kişilere ————- tarafından tazmin yükümlülüğünün bulunduğuna hükmedilmesi—— itibaren kanuni temerrüt faiz oranının işletileceğine ilişkin rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Yeni Bilirkişi ———tarihinde hazırlanan ek raporda özetle;
1-Sorumluluk açısından
——, BK m. 55 uyarınca adam çalıştıran sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğu,
——— arasında çalışan-çalıştıran ilişkisi kuran bağımlılık unsuru varsa —– sorumlu olduğu, yüklenici — incelendiğinde aralarında bağımlılık ilişkisi bulunduğunun görüldüğü, işin görülmesi —– ve gerektiğinde değiştirilmesini isteyebilmekte olduğunu, aralarındaki bağımlılık ilişkisi nedeniyle ——-birlikte üçüncü —birlikte sorumlu olduğunu,
——- arasında bağımlılık ilişkisinin bulunmadığının kabul edilmesi halinde ——sıfatını haiz olacak ve çalışan-çalıştıran ilişkisi söz konusu olmayacağı için BK m. 55 uyarınca sorumlu tutulamayacağını—— — sıfatıyla sorumluluğunun kabul edilmemesi halinde—— söz konusu olmayacağını,
——-raporunda kusur atfedile———- sıfatıyla sorumlu tutulmasına esas alınmamasının, anılan rapordaki değerlendirme, işçinin korunmasını ve kamu düzenini ilgilendiren işçi-işveren ilişkilerini düzenlemeyi amaçlayan ——- çerçevesinde yapıldığı, bu kuralların amacı işçinin menfaatinin korunması olup üçüncü kişilerin zararının giderilmesi bu kapsamda olmadığı, özetle raporda ihlal edildiği belirlenen hükümler——– düzenlenen rapora dayanılarak adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olmadığını,
2.Muafiyet açısından; ———–kendi— meydana gelen bir hasarın giderilmesine ilişkin olmayıp,—- — sırasında meydana gelen bir hasara İlişkin olup 3. şahıs mali sorumluluk teminatına ilişkin olduğu, bu bağlamda hesaplama yapılırken poliçede yer alan muafiyet şartlarından—–esas alınması gerektiğini,
3.Hasar miktarı açısından——– kalmamış olması halinde 98.533-TL olduğu,
4.Kira kaybı ———– açısından; Dosyada—— meydana geldiği tarih olan——— ve hasar nedeniyle kira kaybına uğradığına dair bir bilgi ve belge bulunmadığını, bunun doğal sonucu olarak da mevcudiyeti bile saptanamayan bir kira kaybı hasarının dosyaya mübrez belgelerle hesaplanmasının mümkün olmadığı, davacı—- dayanağını teşkil eden herhangi bir bilgi ve belge dosyada bulunmadığından somut delillerle bu talebi değerlendirebilmek ve böyle bir hesaplama yapabilmenin mümkün olmayacağına ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporları her birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafa ait ——– tarafından üstlenilen —-idaresinde kurulurken —— orta kısmından kırılması sonucunda devrilerek hasarlanması ——- düşerek vefat etmesi şeklinde meydana gelen olayda davacıya— hasarlandığı, kaza sonrası devrilen vincin enkaz kaldırma çalışmasının dava dışı ——– kesilen faturanın dosyada mübrez olduğu, davaya —–yapılan ekpertiz çalışmasında — kaza sonucunda ağır bir şekilde hasarlandığı, —bu durumu ile tamir edilmesinin ekonomik olmayacağı, tamir edilse dahi randıman vermeyeceği bu şekilde — edilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı, davaya konu — montaj ve kurulumunun davalı —- çalışanı tarafından yapılması sırasında meydana gelmiş olup ——–tarafından kiralanıp kiralanmadığına ilişkin tespit yapılamadığından ancak karşılıklı beyanlardan —- yapılması konusunda anlaşıldığına dair değerlendirme yapıldığında davalılar —— arasında eser sözleşmesi yapıldığı, bu kapsamda davalı —– ise iş sahibi olduğu, bu kapsamda— kurulması sırasında meydana gelen kazada TBK 66. maddesi gereğince davalı—–ilişkisi olduğundan ve ceza dosyası ve tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamından aralarında çalışan-çalıştıran ilişkisi anlamında bir bağımlılık ilişkisi de söz konusu olmadığı, yüklenicinin 3. Kişilere verdiği zarardan bizzat sorumlu olması gerektiği, dolayısıyla davalı —- sorumlu tutulamayacağı dolayısıyla davanın husumetten reddi gerektiği, yine davalılar— sözleşme ve şartname hükümleri incelendiğinde aralarında bağımlılık ilişkisi söz konusu olduğundan davalı —– sorumluluğuna gidilememesi halinde bu davalılar bakımından da sorumluluğu söz konusu olamayacağı anlaşıldığından bu davalılar yönünden de davanın husumetten reddi gerektiği, bu kapsamda—-3.kişilere verdikleri zararların teminat kapsamında olduğu ve davalılar—–davanın reddi gerektiği değerlendirildiğinden davalı —– davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı şirkete ait —-meydana gelen hasarın —– hasar öncesi rayiç değeri kadar olacağı, bu bedelin kaza sonrası alınan ekspertiz raporunda ve mahkememizce alınan —- olarak belirlendiği tespitin mahkememizce de uygun bulunduğu—- kaldırma işleminin yapıldığı, dolayısıyla– — davacıya teslim edilmediğinin değerlendirilerek— bedeli düşülmeksizin davacının —- bedeline ilişkin talebinin — bedelle kısmen kabulüne, ayrıca davacının —- tarihlerini kapsar kira bedeline ilişkin talebinin dosyaya sunulan faturalar, kira sözleşmesi örnekleri ve taraf beyanları gözönüne alınarak kaza gerçekleşmemiş olsaydı —— ortalama 8 aylık bir süre kiraya verilebileceği takdir edilerek 48.000,00-TL kira bedeli alacağı olduğu değerlendirilmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı ——— Hakkında açtığı davaların REDDİNE,
2-Davacının davalı——– Hakkında açtığı davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-100.000,00 TL——rayiç değeri ve 48.000,00-TL— kaybı olmak üzere toplam 148.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 17/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin (44.000,00 TL) istemin reddine,
3-Karar harcı 10.109,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.851,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.258,70——— tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan—— davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 17,15-TL başvuru harcı, 2.351,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.868,35-TL yargılama giderinin haklılık—— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı—– tarafından yapılan— yargılama giderinin haklılık oranına göre———, kalan tutarın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı——–Tarafından yapılan 1.040,00-TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
8-Davalılar——- tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerl——– alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı—— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- esaslara göre belirlenen 6.520,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davalı —-vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
12-Davalı—–esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
13-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
14-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.