Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/437 E. 2018/1094 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/437 Esas
KARAR NO : 2018/1094
DAVA : Teminatın İadesi İstemli (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2009
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 5.
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2010/313 ESAS SAYILIDOSYASINDA
DAVA : Teminatın İadesi ve Mahrum Kalınan Kar İstemli (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2010
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 14.
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/598 ESAS SAYILIDOSYASINDA
DAVA : Teminatın İadesi ve Alacak İstemli (Üçüncü Kişi Yararına ve Kefalete Dayalı Sözleşmeden Kaynaklandığı İddiası Nedenli)
DAVA TARİHİ : 24/01/2013
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında su ürünlerinin ve tankerle içme suyunun taşınması, depolanması ve pazarlanarak dağıtımı konusunda 2008 yılı Mayıs ayında sözleşme imzalandığını, sözleşme hükmü gereği müvekkili şirketin 14/05/2008 tarihinde 500.000,00 Usd ve 31/12/2008 tarihinde 500.000,00 Usd olmak üzere toplam 1.000.000,00 Usd’yi banka havalesi yoluyla ödediğini, sözleşmenin devamı sırasında davalı şirkette hisse değişikliğinin olması sonucunda davalının 24/03/2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini bildirdiğini, bunun üzerine teminatın iadesini talep ettiklerini, ancak bu konuda ihtarname gönderilmesine rağmen davalının teminatı iade etmediğini, teminat bedelinin tahsili için Üsküdar 4. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının zaman kazanmak amacıyla kötü niyetli ve haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu bildirmiş, davalının itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen —— esas sayılı davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı —— — Şirketi ile müvekkili şirket arasında 2008 yılı Mayıs ayında akledilen sözleşmeye davalı —– İçecek…. Şirketinin de kefil sıfatıyla katıldığını, sözleşmenin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin sözleşmedeki edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, teminatı ödemesinden sonra depoyu hazırlayıp nakliye ve yükleme araçlarını ve dağıtım elemanlarını hazır hale getirdiğini, bunlara rağmen davalı ——-… Şirketinin alt bayilerini örgütleyememesi ve pazar payını oluşturamaması nedeniyle satış tutarlarının taahhüt edilen günlük 10 bin adedin çok altında ve ortalama bin beş yüz damacana civarında kaldığını, davalı——- Pazarlama.. Şirketinin ortaklarının hisselerini davalı —– İçecek… Şirketinin ortaklarına devrederek ayrıldıklarını, teminatın ödenmediği gibi müvekkili şirketin satış garantisi nedeniyle elde etmesi gereken yıllık kar miktarının ——TL olup iki yıl için 1.825.000,00 TL olan mahrum kaldığı karında ihtara rağmen ödenmediğini bildirmiş, nakden verilen 1.000.000,00 usd tutarındaki nakdi teminatın —— İçecek …. Şirketinden fesih tarihinden itibaren ticari avansı faizi ile tahsiline, fesih nedeniyle mahrum kalınan müspet zarardan 1.000.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen temerrüt tarihinden itibaren ticari avansı faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ——- esas sayılı davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile asıl davadaki davalı —— Pazarlama… Şirketi arasında 2008 yılı Mayıs ayında imzalanan sözleşmeye —— İçecek…. Şirketinin kefil olarak katıldığını, davacılardan ———- müvekkili şirketin büyük ortağı olduğunu, sözleşme gereği 1.000.000,00 usd nakdi teminat ödendiğini, asıl dosyadaki davalı şirketin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshine rağmen teminatın iade edilmediği gibi müvekkili şirketin mahrum kaldığı kar nedeniyle zararının da giderilmediğini, davalıların ——– tarihli protokol ile müvekkili şirketin asıl ve birleşen dosyadaki davalı şirketlerin 7.000.000,00 usd karşılığı devir aldıklarını, bu miktardan teminat ve sair borçlar toplamı olan 6.055.000,00 usd’yi devir edenlere ödemediklerini, üçüncü şahıslara karşı kefil sıfatı ile ödeme garantisi verdiklerini öğrendiklerini, dava dilekçesine ekli sunulan protokollerle 1.000.000,00 usd ve toplam 82.500,00 TL teminatın davalılarca ödeneceğinin imza altına alındığının yine davacı müvekkili ——– 45.304,00 usd borcu olduğu, bu borcun davalılarca üstlenildiğinin belirlendiğini, davalıların iki şirketteki mal varlıklarını kendi üzerlerine veya diğer şirketlerin üzerine aktarmaları nedeniyle şirketlerin mal varlığının bulunmaması sebebiyle 26/02/2009 tarihli protokol hükümleri nedeniyle sorumlu olduklarını bildirmiş, müvekkili şirketin verdiği 1.000.000,00 usd teminatın dava tarihinde TL karşılığı olan 1.770.000,00 TL ile 22.500,00 TL —– su teminatı, 30.000,00 TL ——- bölgesi alt bayi teminatı ve 30.000,00 TL ——- ana bayi teminatı olmak üzere 82.500,00 TL’nin davacı …————- Pazarlama şirketine borç olarak verdiği 45.304,00 Usd’nin dava tarihindeki karşılığı olan 80.188,08 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari avansı faizi ile ve davalıların 26/022009 tarihli protokol hükümleri gereğince üçüncü şahıs lehine borca katılmak veya kefalet hükümlerine göre davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; İcra Hukuk Mahkemesince ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle ödeme emrinin geçerliliğini yitirdiğini, müvekkili şirketin davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, sözleşmenin dördüncü maddesinde belirtilen sayıda suyun dağıtılması koşulunun davacı şirketin yetersiz alt yapısı ve elemanı nedeniyle yerine getirilmediğini, müvekkili şirketin bu nedenle zarara uğradığı gibi cari hesap alacağının da mevcut olduğunu bildirmiş, davanın konusuz kalması nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ——– esas sayılı davada davalı —— Pazarlama… şirketi vekili cevap dilekçesinde; Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– esas sayılı dosyada aynı taraflarla ilgili aynı konuda dava açılması nedeniyle davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, sözleşmenin dördüncü maddesinde belirtilen sayıda suyun dağıtılması koşulunun davacı şirketin yetersiz alt yapısı ve elemanı nedeniyle yerine getirilmediğini, müvekkili şirketin bu nedenle zarara uğradığı gibi cari hesap alacağının da mevcut olduğunu bildirmiş, davanın derdestlik nedeniyle usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– İçecek… şirketi vekili cevap dilekçesinde; —— İçecek Aş’nin sözleşmede imzasının bulunmasının sebebinin su dağıtımı ve pazarlaması ile ilgili bazı yasal prosedürler ve alınacak olan izinlerle ilgili olduğunu, sözleşme içeriğinde müvekkili şirketten bahsedilmediğini ve müvekkili şirketle ilgili herhangi bir düzenlemenin yer almadığını, sözleşmenin taraflarının açıkça belli olduğunu, bu durumun yalnız son sayfada yer alan imzadan da belli olduğunu, sözleşmenin tüm sayfalarında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, ihtarnamelerde dahi davacının müvekkili şirketi kefil olarak göstermediğini, müvekkili şirkette bulunan sözleşme örneğinde—— İçecek Aş’nin kaşesinin de bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ——-8 esas sayılı davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın tüm taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, feshin haklı nedenle yapıldığının Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu ile kanıtlandığını, davacı tarafın sözleşmedeki yükümlülüklerinin hiçbirini ifa etmediğini, müvekkili davalıların davacının şirketler ile yaptığı Mayıs 2008 tarihli sözleşmenin ve protokolün tarafı olmadığını, bu nedenle müvekkillerinin davacıya karşı bir borç altına girmediklerini, 26/02/2009 tarihli protokol ile davacılara yapılmış bir taahhüt bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava, davacı şirket ile davalı şirket arasında varlığı ve içeriği tartışma konusu olmayan Mayıs 2008 tarihli sözleşme uyarınca davacı tarafça davalı şirkete havale yolu ile sözleşme gereği ödendiği iddia edilen 1 milyon Usd teminat bedelinin davalı şirket tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiği ve teminatın iadesinin gerektiği iddiası ile teminat bedelinin tahsili için davacı tarafın davalı hakkında yaptığı icra takibinde davalı tarafın borca ilişkin itirazının iptali istemine ilişkindir.
Birleşen ———–esas sayılı dava; asıl davaya konu sözleşmenin davalı —– İçecek … Şirketi tarafından kefil sıfatı ile imzalanarak sözleşmeye katıldığı iddiası ile sözleşme gereği verilen teminat bedelinin davalı —– İçecekten tahsili ile sözleşmenin haksız feshedildiği iddiası nedeniyle mahrum kalındığı iddia edilen 1 milyon TL kar bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen ———– esas sayılı dava; davalıların tarafı olduğu 26/02/2009 tarihli protokol hükümleri uyarınca davalıların üçüncü şahıs lehine borca katıldıkları ve kefil oldukları iddiası ile davacı şirketin —– Pazarlama… Şirketine verdiği teminat bedelleri ile davacı … ——- Pazarlama… Şirketine verdiği dava konusu borçtan sorumlu oldukları iddiası ile davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davaya konu Üsküdar 4. İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı dosyasında davacı taraf 1 milyon usd teminattın Türk Lirası karşılığının işlemiş faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı şirket hakkında ilamsız takip yoluyla takip yapmış, davalı şirket vekili yasal süre içinde sunduğu itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz etmiş, bu nedenle takip durmuştur. Davalı tarafın şikayeti üzerine davaya konu ödeme emrinin İcra Hukuk Mahkemesi tarafından iptaline karar verilmiş, davaya alacak davası olarak devam edilmiştir.
Taraflarca bildirilen ve sunulan deliller toplandıktan sonra dosyada toplanan deliller üzerinde yapılan inceleme sonunda ilk bilirkişi kurulu 02/11/2012 tarihli raporunda davacı tarafın davalı —— Pazarlama…. Aş’ye 890.000,00 usd nakdi teminat ödediğini ve bu bedelin iadesini talep edebileceğini, —– İçecek Aş’nin sözleşmedeki imza nedeniyle davacıya karşı bir akdi sorumluğunun mevcut olmadığını, davacının kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını bildirmiş, bu rapordan sonra birleşen ikinci davanın açılması ve tarafların haklı görülen itirazları nedeniyle ikinci bilirkişi kurulundan 06/05/2015 tarihli rapor alınmış, bu raporda fesih bildiriminin haklı nedene dayanmadığı, teminatların iade edilmesi gerektiği gibi davacının menfi ve müspet zararlarının tazmininin gerektiği, davacının verdiği teminat miktarının 1 milyon usd olarak kabul edilmesi gerektiği, devir protokolündeki teminatlarında iade edilmesi gerektiği, kar kaybının tespit edilememesi nedeniyle mahkemece takdir edilmesi gerektiği, bayilik sözleşmesinin —— İçecek … Şirketinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı gerçek kişi davalıların sorumlu tutulabilmesi için tüzel kişilik perdesinin kaldırılması şartlarının gerçekleşmediği bildirilmiş, itirazlar üzerine alınan 18/10/2016 tarihli ek raporda önceki rapordan ayrık olarak —— İçecek… Şirketinin sözleşmedeki imzasına ilişkin yorumun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, davalı şirket ile gerçek kişi davalılar arasında tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına yol açacak nitelikte bir organik bağın bulunduğu, bu nedenle davalıların sorumlu tutulabileceği kar kaybı ve zararı yönünden sözleşmenin işlemeden kalan on dört aylık bölümü için 1.825.000,00 TL kar garantisi verilmesi nedeniyle 1.064.583,33 TL kar kaybı bedeli talep edilebileceği bildirdikten sonra taraflarca yapılan itirazlar üzerine alınan 19/07/2017 tarihli ikinci ek raporda birinci ek rapordaki görüşlerin korunduğu bildirilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporlarında ———— İçecek Aş’nin sözleşmeyi müteselsil borçlu ve kefil sıfatıyla imzaladığı görüşüne yer verilmiş ve gerçek kişi davalılar yönünden açılan birleşen davada dava sebebinin tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine dayandırılmamasına ve dava dilekçesine göre davalıların üçüncü şahıs lehine borca katıldıkları ve bayilik sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin tarafı olan şirketlerin borçlarına kefil olup olmadıklarının ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu olarak tespit edilmesine rağmen tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine göre davalıların dava konusu edilen alacaklardan sorumlu bulundukları bildirilmiş ise de bu konuların hukuki nitelikte olup mahkeme tarafından değerlendirmesi gerektiği göz önünde tutularak bu yönleri ile bilirkişi raporları dikkate alınmamıştır.
Mayıs 2008 tarihli davacı şirket ile davalı ———- Pazarlama…. Şirketi arasında yapılan sözleşmenin varlığı ve içeriği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına göre asıl davadaki uyuşmazlık sözleşmenin haklı olarak feshedilip feshedilmediği, davacı tarafça ödenen teminatın davacı tarafa kısmen ya da tamamen iadesinin gerekip gerekmediği, birleşen 2010/313 esas sayılı davadaki uyuşmazlık davalı ———- İçecek … Şirketinin sözleşmenin son sayfasında bulunan imzası nedeniyle sözleşmeye kefil olarak katılıp katılmadığı, bu sıfatla davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, birleşen ——— esas sayılı davadaki uyuşmazlık ise 26/02/2009 tarihli protokol nedeniyle davalıların davacı lehine davalı şirketlerin borcuna katılıp katılmadıkları, bu borçların kefili olup olmadıkları, bu nedenle davacı şirkete karşı Mayıs 2008 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi rapor ve ek raporları dikkate alınarak her ne kadar iki ayrı bilirkişi kurulundan dört adet rapor ve ek rapor alınmış ve yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişilerin uyuşmazlık konusu olmayan dava sebep ve sonuçlarına ilişkin açıklamaları ile mahkememizce değerlendirilmesi gereken hukuki konulara yönelik görüşleri dikkate alınmaksızın ile her ne kadar ilk bilirkişi kurulu raporunda feshin haklı olduğu sonucuna varılmış ise de bu rapordaki bilirkişi görüşüne itibar edilmemiş, ikinci bilirkişi kurulunun raporundaki yaptıkları tespitler ve sözleşme hükümleri ile toplanan deliller gözönünde bulundurularak taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2 maddesi hükmü uyarınca davacı şirketin günlük ortalama 10 bin adet damacana su satma taahhüdünde bulunmayıp aksine davalı —————- Pazarlama…. Şirketinin bu miktarda su teslimini ve beraberinde suyun ana bayilere dağıtımı için gerekli olan alt yapının oluşturulması, görsel reklam malzemelerinin bulundurulması gibi edimlerini yerine getirmediği, bu edimleri yerine getirdiğine dair dosyaya delil ve belge sunmadığı, feshin nedeni olarak davacının borçlarını geç ve düzensiz ödemesi, yüksek fiyattan ana bayilere davacının satış yaptığı iddialarına dayanmış ise de bu iddialarını kanıtlayacak nitelikte delilerini sunmadığı, davalı şirket vekilince keşif yapılarak bu iddiaların araştırılması talep edilmiş ise de sözleşmenin feshinden sonra uzun yılların geçmiş olması nedeniyle ve sözleşmenin feshi ile davalı tarafın dile getirdiği haklı fesih iddiası nedenlerine göre başkaca bir keşif ve bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, tarafların dosyaya sunacakları deliller yoluyla feshin haklı ya da haksız olarak yapıldığına ilişkin iddianın kanıtlanabileceği, tarafların tüm delillerini dosyaya sunduğu, sunulan delillere göre ikinci bilirkişi kurulu raporunda feshin haksız olarak yapıldığına ilişkin yapılan tespit ve bu tespite dayanak gerekçelerin dosya kapsamına uygun olup davalı şirket tarafından aksine delil ve belge sunulmadığı, buna göre davalı ——– Pazarlama…. Şirketinin sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, her ne kadar davacı tarafça 890.000,00 usd teminatın ödendiği havale makbuzları ile kanıtlanmış ise de davacının sözleşmede yazılı 1 milyon usd teminatın tamamını ödediği iddiası karşısında davalının bu miktarda teminat ödenmediğine ilişkin hiçbir iddiada bulunmadığı, 26/02/2009 tarihli protokolde dahi alınan teminatın 1 milyon usd olduğundan söz edildiği dikkate alındığında davacının ödediği teminatın 1 milyon usd olarak kabulünün gerektiği, davalı —— Pazarlama… Şirketinin asıl davaya konu icra dosyasına yaptığı itirazın davacı tarafça takip tarihinde yabancı para alacağı Türk Lirasına çevrilerek talep edildiğinden icra dosyasında talep edilen asıl alacak üzerinden iptalinin gerektiği ancak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle davaya alacak davası olarak devam edilmekle 1 milyon TL’nin takip tarihindeki karşılığı olan 1.483.700,00 TL’nin davalı —–da Pazarlama… Şirketinden alınarak davacıya verilmesi gerektiği, buna bağlı olarak tarafların tacir olması nedeniyle dava tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, davacı taraf birleşen ———-esas sayılı dosyada davalı ————– İçecek … Şirketinin Mayıs 2008 tarihli sözleşmenin kefili olduğunu iddia etmiş ise de söz konusu sözleşmede ———– İçecek … Şirketinin yalnız sözleşmenin son sayfasında kaşe ve imzasının bulunması, sözleşmenin hiçbir sayfasında bu şirketin sözleşmenin tarafı ya da kefili veya garantörü sayıldığına dair hiçbir hüküm bulunmaması, sözleşmenin tüm sayfalarının ilgili şirket tarafından kaşelenip imzalanmaması ve davalı şirketin savunması ve inkarı dikkate alındığında davalı ——- İçecek… Şirketinin sözleşmenin kefili sayılarak sözleşme hükümlerinden sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın reddine, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin kabul edilmesi karşısında birleşen bu dosyada davalı ——— Pazarlama… Şirketi yönünden davacının mahrum kaldığı kârı talep edebileceği göz önünde tutularak hükme esas alınan ikinci bilirkişi kurulunun rapor ve ek raporu ile mahrum kalınan kar açısından yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, buna göre bilirkişilerin davacının talep edebileceği mahrum kaldığı karın 1.064.583,33 TL olarak belirledikleri, davacının bu belirlemeye karşılık 1 milyon TL talep ettiği göz önünde tutularak taleple bağlılık ilkesi gereği 1 milyon TL mahrum kalınan kar nedenli alacağın davalı şirketin davadan önce temerrüte düşürülmemiş olması nedeniyle ve tarafların tacir olduğu göz önünde tutularak dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalı ———- Pazarlama.. Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, gerçek kişi davalılar hakkında açılan birleşen — esas sayılı dosyada her ne kadar ikinci bilirkişi kurulu tüzel kişilik perdelenmesinin aralanması teorisi noktasından hareketle uyuşmazlığın çözümünün gerektiğini bildirmişler ise de davacı tarafça gerek dava dilekçesinde gerek ise hüküm tarihine kadar sonraki aşamalarda bu nitelikte bir hukuki sebebe dayanılmadığı, dava dilekçesinde yalnız 26/02/2009 tarihli protokol nedeniyle gerçek kişi davalıların dava konusu alacaklara şahsi olarak kefalet verdikleri ve üçüncü şahıs lehine borca katılma sözleşmesi yaptıkları iddiasının dile getirildiği gibi bu dava ile ilgili olarak 18/12/2013 tarihli ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlık konularının davalıların 26/02/2009 tarihli protokol gereği davacılara yapılmış bir taahhütleri bulunup bulunmadığı ve müteselsil kefalet borcu yüklenip yüklenmedikleri olarak belirlendiği, buna göre uyuşmazlığın bu sebeplere dayalı olarak çözümlenmesinin zorunlu bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça dayanılan protokol nedeniyle davalıların taahhütte bulundukları ve müteselsil kefil olarak dava konusu borcu davacılara karşı yüklendikleri iddia edilmiş ise de söz konusu protokolün taraflarından birinin davacı şirket olmadığı gibi protokolün yalnız şirket payı devrine ilişkin olup devredenler ve devralanlar arasında hüküm doğurabileceği, davacıya yönelik olarak gerçek kişi davalıların bir yükümlülük ve ödeme taahhüdünde bulunmadıkları dikkate alınarak gerçek kişi davalıların dava konusu edilen alacaklardan davanın dayanağı olarak gösterilen protokol nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla gerçek kişiler hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
Davanın KABULÜ İLE,
1.483.700,00 TL nin 27/08/2009 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen Kadıköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin ———esas sayılı dosyası yönünden;
a)Davalı ——– İçecek A.Ş hakkındaki davanın REDDİNE,
b)Davalı ——– Pazarlama A.Ş hakkında davanın KABULÜ İLE,
1.000.000,00 TL mahrum kalınan kar nedenli alacağın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ——– Pazarlama A.Ş den alınarak davacıya verilmesine,
3-Birleşen İstanbul Anadolu 14 Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas sayılı dosyası yönünden;
Davacıların davalılar hakkındaki davalarının REDDİNE,
4-a-)Harçlar yasası uyarınca asıl dava yönünden alınması gereken 101.351,55 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 20.030,00 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 81.321,55 TL harcın davalı ———- Pazarlama… Şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-)Harçlar yasası uyarınca birleşen 2010/313 esas sayılı dava yönünden kabul edilen mahrum kalınan kar alacağı için alınması gereken 68.310,00 TL karar ve ilam harcından bu istem yönünden peşin yatırılan 14.850,00 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 53.460,00 TL harcın davalı ——- Pazarlama… Şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c)-Harçlar yasası uyarınca birleşen ———- esas sayılı dava yönünden reddedilen teminat bedeli alacağı için alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının bu istem yönünden peşin yatırılan 21.923,75 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 21.867,85 TL harcın isteği halinde davacı—-. Şirketine iadesine,
d)-Birleşen —— esas sayılı dava yönünden alınması gereken 35,90 TL ret harcının peşin yatırılan 32.993,75 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 32.957,85 TL harcın isteği halinde davacı ——… Şirketine iadesine,
4-a)Asıl dava yönünden davalı —— Pazarlama … Şirketi yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 68.461,00 TL vekalet ücretinin davalı ——— Pazarlama… Şirketinden alınarak davacı Berrak… Şirketine verilmesine,
b)Birleşen ——– esas sayılı dava yönünden kabul edilen mahrum kalınan kar alacağı için davacı Berrak… Şirketi yararına takdir edilen AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 53.950,00 TL vekalet ücretinin davalı ——- Pazarlama… Şirketinden alınarak davacı Berrak… Şirketine verilmesine,
c)Birleşen ——– esas sayılı dava yönünden reddedilen teminat alacağı için davalı ——– İçecek….. Şirketi yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 68.200,00 TL vekalet ücretinin davacı Berrak… Şirketinden alınarak davalı ——– İçecek….. Şirketine verilmesine,
d)-Birleşen 2013/598 esas sayılı dava yönünden davalılar yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 79.180,00 TL vekalet ücretinin davacı Berrak… Şirketinden alınarak davalılara verilmesine,
5-a)Davalı ———– İçecek… Şirketi ile gerçek kişi davalılar hakkında yapılan yargılama giderleri düşüldükten sonra davacı —–… Şirketi tarafından yapılan; asıl dosyadaki 0,60 TL dosya masrafı, asıl dava için davacı tarafça yatırılan 20.030,00 TL peşin harç, birleşen 2010/313 esas sayılı dava yönünden kabul edilen mahrum kalının kar alacağı için yatırılan 14.850,00 TL peşin harç, 101,00 TL on bir adet tebligat gideri ve 4.885,00 TL bilirkişi olmak üzere toplam 39.866,60 TL yargılama giderinin davalı ——— Pazarlama… Şirketinden alınarak davacı Berrak… Şirketine verilmesine,
b)Birleşen ——- esas sayılı davanın davalıları gerçek kişiler tarafından yapılan ve üç adet tebligat giderinden oluşan toplam 32,00 TL yargılama giderlerinin davacı— Şirketinden alınarak davalı gerçek kişilere verilmesine,
c-)Asıl dava için davalı ——— Pazarlama… Şirketi tarafından yapılan 50,00 TL beş adet tebligat ve 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 300,00 TL yargılama giderinin davalı ————— Pazarlama… Şirketi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2018