Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2619 E. 2021/692 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2619 Esas
KARAR NO : 2021/692

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2014
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının müşterilerine ait ürünlerin, sahibi bulunduğu —–satışına aracılık etmek üzere ticari faaliyet sürdürdüğünü, ticari faaliyetleri arasında ———- ve diğer—- uygulama geliştirmek, —— bulunduğunu, davalıların sonradan istifa ve uzaklaştırma suretiyle şirketten ayrıldığını, davaya konu dönemde ——- ortakları ve —— olarak temsil görevi yürüten kişiler olduğunu, davalıların —– ve üyesi oldukları dönemde davacı firmaya hiçbir bildirimde bulunmaksızın şirket genel kurulundan izin almaksızın, yöneticisi bulundukları şirketin işletme konusuna giren iş türünde ticari faaliyet yapmak suretiyle TTK m. 396 hükmüne aykırı olarak rekabet yasağını ihlal ettiklerini, davacının —-olarak ——- ticari faaliyetini sürdürdüğünü, davacının—— —– edindiğini, buna bağlı olarak da sürekli artış gösteren bir satış düzeyine ulaştığını, ürün sahiplerinden gelen müracaatlarda —- ikinci yarısından itibaren farkedilir oranda bir azalmanın gerçekleştiğini, bir süre sonra da kesildiğini, müşteri ve üyeleriyle olan bağlarının koptuğunu, davacının en son —- hesap hareketlerini gösterir şekilde banka hesap ekstresinin Sayın Mahkemeye sunulacağını, şirket yönetim kurulu başkanı yardımcısı ve üyesi bulunan davalıların ——- altında —– —- yürüttüklerinin tespit edildiğini—–ve aynı ürünlerin —- temsilcisi kimliğini kullanmak gerekse —– sayfada ve yan yana kullanmak suretiyle ürün sahiplerinde sanki —- pazarlanmakta olduğu gibi aykırı bir izlenim yaratmak suretiyle gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, davacıya —- kullanıldığını, — —- bulunulduğunun görüldüğünü, davalılar hakkında marka ve telif haklarına tecavüz nedeniyle gerekli hukuki ve cezai başvuruların yapılacağını, bu çerçevede şirket genel kurulunun 23.12.2014 tarihli kararı ile davalıların yönetim kurulunda görev aldıkları dönem için ibra edilmeyerek haklarında hukuki ve cezai takibat başlatılması yönünde karar alındığını, davalıların rekabet yasağına aykırı yürüttükleri ticari faaliyetleri sebebiyle davacının ağır biçimde zarara uğratıldığı gerçeğinin yalın bir şekilde görüleceğini, davacının —– Kasım aylarında ortalama 1.300 TL’lik satış ile neredeyse faaliyetinin tümüyle sekteye uğratıldığını belirterek, davanın kabulünü, TTK madde 396 ile HMK madde 107 hükümleri gereğince fazlaya dair haklan saklı kalmak ve arttırılmak koşuluyla şimdilik 140.000 TL olmak üzere tahkikat sonucu belirlenecek tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek —- uygulanan avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalılar tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından—– yazılarının mevcut bulunduğunu, —–ilanı veren şirketin öncelikle dava dilekçesinde belirtilen iddia ile dava açılması gerektiğini, kapatma kararı metninde “—————— yönünde ibarenin mevcut bulunduğunu, bu dönemde————-hesabı üzerinden bu dönemlere ait olan kazancının ödendiğine dair dekontların belirtildiğini, dekontlara bakıldığında——– tarihinde yapıldığını, davalı … olarak bir yandan davacı şirket için çalışırken öte yandan da —— görevini yerine getirmeye devam ettiğini, davalı ————– bir gelir elde edilmediği için diğer bir ——-alındığını, davacının gelirlerini arttırmak için birlikte —- açıldığını, satış ortaklığının yapılmaya başlanıldığını, elde edilen tüm gelirleri davacının kasasına bıraktıklarını, kendi adlarına bir faaliyet yürütmediklerini, yapılan görüşmeler sonunda davacı ————– kendilerine devrinin gündeme geldiğini,— yönünde karar alındığını, devri durumuna bakıldığında davacı şirketin batık durumda olduğunu, devir alınması durumunda yaklaşık 150.000 TL vergi ve diğer borçların olduğunun anlaşıldığını, taraflarından önerilen yatırım önerilerinin de kabul edilmediğini, davacı şirkete ait olması gereken ürünün gelirlerinin davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olan —– hesabına geçildiğinin görüldüğünü, davalı … olarak toplantıda alınan kapatılma kararı gereği— devam edildiğini, kısa bir süre sonra açıklama yapılacağının bilgisini verdiğini, —- şirketin kapatılma duyurusunun ana sayfada yayınlanacak şekilde hazırlanmasını istediğini, şirketten ayrıldığı —— kullanmaya başladığını, şirketin kapatılma yazısını ve kapatılma sürecinde neler yapılmasını gerektiğini—– gönderdiğini, onayını aldıktan sonra davacı—– halen durduğunu, —– olduğunu,—– bir dosyada değişiklik yaparken ana dosya zarar görmesin diye kopyalayarak ismini değiştirdiğini, ana dosyaya tekrar dönmek istediğinde sadece isim değişikliği yaparak geçiş sağlamış olacağını, davacı ————— oldukları dönemde TTK m. 396 hükmüne uygun olmayan işler yaptıklarının beyan edildiğini, bunu kanıtlamalarının gerektiğini, bu beyanların gerçek olmadığını, —-beyan edildiği gibi davalı ..——– işe başladığının —– anlaşıldığını, —-davacının haklı olmadığını ortaya koyacağını, davacı davasını TTK 396. Maddesine dayandırdığını, yaptığı anlatımların hiçbirinin bu görevde olunduğu döneme rastlamadığını, davalı … olarak 01.10.2014 tarihinde işe başladığını, diğer davalının ise bu —— olmadığını, davacının hangi yargı kararı ile kendilerini uzaklaştırdıklarını açıklama ile yükümlü olduğunu, kendilerinin veya diğer ortakların bu yönde alınmış bir karar olmadığı gibi bu yönde bir yetkilerinin olmadığını, ortaklıktan ayrılma nedenlerinden biri; davacı şirketin faaliyetlerini sonlandırma kararı alması ve diğer yandan ortaklar ile uyum içinde çalışma ortamının kalmaması olduğunu, kayıtlarda belirtilen şekilde hisse devrinin yapıldığını, davacı şirket yetkililerinin beyan ettiği şekilde kovulma söz konusu olmadığını, davacının kayıtlarına bakıldığında zarar eden vergi borcunu bile ödeyemediğini, şirket kar ——- ödememiş ise bu şirketin yetkililerinin beyanlarına itibar edilemeyeceğini, vergi borcunun——-gereken borç olduğunu belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, —— üyelerinin TTK’nun 396. maddesi uyarınca rekabet yasağını ihlal etmesi nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle tazminat taleplidir.
Davacı şirketin ticari faaliyeti ——– — davalıların ise—- yardımcısı olduğu, ..—– ve görevlerinin başında bulundukları sırada davacı firmaya hiçbir bildirimde bulunmaksızın ve şirketten izin almaksızın şirketin işletme konusuna giren aynı nitelikte ticari faaliyette bulundukları gerekçesi ile rekabet yasağına aykırı davrandıklarından dolayı davacı şirketin uğradığı zararlardan dolayı tazminat talep edilmiştir.
TTK 396 maddesi uyarınca dava hakkı ortaklığın kendisine aittir. Ortaklar ——- TTK 396 maddesine dayanarak dava açamazlar. Ancak TTK 553 ve 556 maddede ki hakları saklıdır. —- rekabet yasağına ilişkin davaları zarar gören şirketin ticari işlem yasağına aykırı davranan —— davalı göstererek açabilir.
Yönetim kurulu üyelerinin —- kapsamında kalan işlemlerinden dolayı şirket tarafından dava hakkının kullanılması halinde ,söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya ———–diğer bir şirkete girdiğini diğer üyelerin öğrendiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde bunların gerçekleşmesinden itibaren 1 yıl geçince zamanaşımına uğrayacağı TTK 396/3 maddesinde düzenlenmiştir.
—– uyarınca bir işlemin rekabet yasağını ihlal etmesi için ——- yaptığı işlemin —– gerekmektedir. İşletme konusu sözleşmede yazılı olan konu değil ,ortaklığın uygulamada fiilen uğraştığı işlerdir. Yani ———- ,— konusuna—- uğraşan başka bir ortaklığa sınırsız sorumlu ortak olarak giremez. —— aykırı hareketin söz konusu olabilmesi için ——– ortaklıkla aynı konuda iş yapabilmek için esas sözleşmede veya sonra —– ile müsaade edilmemiş olması gerekir. —–üyesine önceden izin verebileceği gibi yapılan işleme sonradan—- verebilir.
Rekabet yasağının haksız rekabetle ilişkisi ise ;TK 54. Maddesinde düzenlenen haksız rekabetin genel hükümleri düzenlenmiş olup herkes için geçerlidir. Oysa TTK 396 maddesi ise sadece —— üyeleri için özel bir hükümdür. Bu iki hüküm öngördükleri yasağın kapsamı açısından da farklıdır. TK 54 vd iktisadi rekabetin dürüstlük kurallarına aykırı her türlü kötüye kullanımı men etmektedir. TTK 396 maddesi ise——–ortaklık konusuna giren işlemleri yapmalarını veya aynı konu ile uğraşan bir ortaklığa sorumluluğu sınırlandırılmamış ortak olarak girmeleri yasaklanmıştır —- aynı konuda faaliyet gösteren sermaye ortaklıklarında yönetici de olamazlar . Sözleşme veya genel kurul kararı— üyelerine —— 54 vd maddelerindeki haksız rekabet yasağının kapsamı dışına çıkarmayacaktır.
——– üyesinin görev dönemi içinde planlanmış ve başlanmış eylemlerde rekabet yasağı kapsamı içindedir. — üyeleri—- etmeleri nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için kusur aranmamıştır. Rekabet yasağına aykırı davranmanın sonuçların olarak da a)görülen zararın tazminini talep etmek b)şayet üçüncü kişi hesabına bir sözleşme yapılmışsa ,bundan doğan menfaatin devredilmesini istemek c) yapılan işlemin ortaklık namına yapılmış sayılmasını istemek d) — üyesi aynı konu ile uğraşan diğer bir ortaklığa sınırsız sorumlu ortak olarak girmişse bu ortaklıktan çekilmesini ve üyenin bu şirkette elde etmiş olduğu menfaatlerin şirkete devrini talep etmek. —-
TTK’nın 395-396.maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararların alınmasında, kendisi hakkındaki rekabet yasağı kaldırılacak —- üyesinin oy hakkının bulunmadığı, öğretide ve ——
Yapılan açıklanamalar sonucu somut olayda ;——- sözleşmesi ile davalılar bir yıl süreliğine——- kurul toplantısı ile —– ihtarnamesi ile istifa ettiğini bildirmiştir. Davacı şirketin —- incelenmesi sonucu —–olduğu tespit edilmiştir. —- olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirketin —– —-herhangi bir izin almadan aynı faaliyet alanında çalışılması nedeniyle şirketin zarara uğradığı ve rekabet yasağı ilkesinin ihlal edildiği belirtilmiştir.
Davalı şirketten ayrılma——– olduğu tespit edilmiştir.
Davalıların her ikisi de şirketin ilk esas sözleşmesi ile sözleşme tarihi olan ve 20/09/2011 tarihinde tescil ve ilan edilerek bir yıllığına atanmıştır. Bir yıllık sürenin dolmasından sonra ——– tarihinde —– — süreliğine dava dışı kişilerin seçilmesine kadar şirket yöneticisiz kalmıştır. Davalılardan —– ile —-şirkete bildirmiştir. Diğer —– sözleşme ile — belirtilmesine rağmen —- görev süresi sona eren —–yerlerine yeni üye seçilinceye kadar şirketin —-kalmaması için görevinin devam ettiği kabul edilmektedir. Somut olayda da rekabet yasağı incelenirken fiili olarak görev süresinde kaldıkları, görev süreleri bitmesine rağmen—- ihlal edip etmediği mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Davalılardan ..—- oluşturulduğu, bir —– müşterilerden davacı şirket yerine——- intibah duygusu oluşturularak hem görev süresi dolmadan aynı işe yapan yeni bir sitenin kurulması, — şirketin yerine yeni kurulan şirketin isminin geçmesi TTK’nun 396. Madde uyarınca haksız rekabet yasağı kuralının ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Davalılardan —tarihinde — marifeti ile yönetimi kurulu üyeliğinden istifa ettiği, bu tarihten sonra görevinin sona erdiği, “— herhangi bir ilişiğinin olmadığı tespit edildiğinden görev süresi boyunca davacı şirket aleyhine haksız rekabeti ihlal ettiği tespit edilemediğinden hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılardan …’ın TTK’nun 396/1 maddesi uyarınca eylemi sabit olduktan sonra bu defa davacı şirketin Rekabet yasığının ihlali nedeniyle herhangi bir zararı olup olmadığı varsa ne kadar zararının olduğunun tespit gerekmiştir.
Mahkememiz — satışları her ay için tablo halinde gösterilmiştir. Davacı şirketin—- olduğu ve aylık satış tahsilatının 30.563,10 TL olduğu tespit edilmiştir. 2014 yılı toplam satışta ise 318.075,04 TL olduğu, aylık ortalama satışın 26.506,25 TL olduğu tespit edilmiştir. Yani aylık 4.056,85 TL tutarında satışta azalma olduğu belirlenmiştir. — itibari ile de satışların düştüğü belirtilmiştir. Bahse konu rapora itiraz edilmesi üzerine bu defa hükme esas alınan 04/10/2019 tarihli ek raporda ise; 2013 yılı toplam satışın 351.864,81 TL olduğu, aylık ortalamanın 29.322,07 TL olduğu; 2014 yılında ise toplam net satışın 311.068,17 TL olduğu, —- olması gerektiği, mevcut satış ile olması gereken satış arasında 99.728,62 TL azalma olduğu tespit edilmiştir– kabul edilerek 2015 yılında toplam satışın 54.265,95 TL olduğu ve varsayım olarak 2014 yılı aylık ortalama baz alındığında 2015 yılında da 308.097,54 TL’lik satış olacağı hesap edilmiş ve 2015 yılı içinde azalma 253.831,59 TL tespit edilmiştir. Sonuç olarak 2014 yılı kar mahrumiyeti 5.485,07 TL, 2015 yılı– tespit edilmiştir.
TBK’nun 50/2. Maddesi” uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışının ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarının hakkaniyete uygun olarak belirler” maddesi yer almaktadır. Ancak bahse konu maddenin somut olayda uygulanma yeri yoktur. Zira dosyası içerisine alınan — satışları ile olması gereken satışları arasında oranlama hesabı ile davacı şirketin somut zararının tespit ettiğinden ve ortaya çıkan rakam davacının— rekabet ihlali sonucu zararı olarak kabul edildiğinden açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davalılardan …– açılan davanın REDDİNE,
2-Davalılardan …– açılan dava yönünden KISMEN KABULÜ İLE; 19.445,81 TL zarar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
3-Alınması gereken karar harcı 1.328,34 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.390,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.062,51 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.328,34 TL ilk masraf, 25,20 TL başvurma harcı, 4555,00 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 5.908,54 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 820,70 TL sinin davalı ..–tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …– yapılan 150,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 129,20 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli– göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı ..– alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli– uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli –göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak hazır bulunan vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.