Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2468 E. 2018/964 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2468 Esas
KARAR NO : 2018/964

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2014
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı elektrik dağıtım şirketi abonesi olduğunu, müvekkil şirketin toplamda 22 ay boyunca davalı şirketten elektrik aldığını, fatura dönemleri arasında müvekkil şirket faturalarında kayıp/kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmet bedeli ve iletim bedeli adı altında haksız tahsilatlar yapıldığını, bu haksız tahsilatlar nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkil şirketin elektrik faturalarına yansımış haksız ve hukuksuz olarak alındığı emsal kararlar ile sabit olan kayıp/kaçak kullanım bedellerinin davalıdan alınmaya başladığı tarihten bu yana tüm ticari faiziyle birlikte alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi şirketlerin abonelerine yansıtabileceği tarifeler, EPDK tarafından belirlendiğini, ilan edilen bedellerin elektrik toptan ve parekende satış şirketleri tarafından uygulanmakta olduğunu ,faturalarda yer alan bedellerin elektrik enerjisinin maliyet unsurlarını kapsadığını, faturalar aracılığıyla tüketicilerden tahsil edilen dava konusu bedellerin , müvekkil şirket tarafından aracı sıfatıyla tahsil edilmekte olup kayıp/kaçak bedelleri ve diğer bedeller ile ilgili dağıtım şirketlerine yani İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım Şirketine aktarıldığından bahisle davacının dava konusu bedeller yönündeki talebinin haksız ve dayanaksız olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, elektrik abonesi olan davacıdan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, enerji fon bedeli, TRT payı, KDV ve sayaç okuma bedelleri vs. adlarla tahsil edilen bedellerin haksız tahsil edildiği iddiasına yönelik olarak davalıdan sorumlu olduğu dönemle sınırlı olmak kaydı ile tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili huzurdaki dava ile benzer konularla ilgili olarak Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının neticesinin beklenilmesini karar verilmesini istemiş ve bu talep mahkememizce yerinde görülerek Anayasa Mahkemesi kararının beklenmesi yönünde ara karar kurulmuş ise de, davalılar vekillerinin söz konusu karardan rücu edilmesi talepleri sebebi ile yeniden incelenmmiş; başvurunun mahkememizce yapılmamış olması, Anayasa Mahkemesi Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40 maddesi çerçevesinde Anayasa Mahkemesi kararını beklemeye mecbur olan mahkemenin altı ay süre zarfında somut norm denetimine giden mahkeme olduğunu ve henüz bu hususta bir karar verilmemiş olması da gözetilerek talebin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafından dava konusu edilen hususlar ile davaya dayanak edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı incelendiğinde, iadesi talep edilen bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizde açılan davadan sonra ve yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 27945 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı Enerji Piyasası kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Madde de “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Madde de ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri, geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Yukarıda anılan Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatları EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların külli olarak haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davacı vekili yargılamanın altıncı celsesinde, davalı tarafından tahsil edilen bedellerin EPDK tarafından belirlenen tarifelere uygunluk denetimi talebi olmadığını beyan etmiştir.
28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı ve İBKve HGK’nun 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı gereğince; her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeni ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda yargılamanın yapıldığı mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilemesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3.HD. emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Yukarıda açılan nedenler ve tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; Davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş A.A.T.Ü tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 35,90 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 320,70 TL harçtan mahsubu ile artan 284,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 349,70 TL ilk masraf, 156,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.355,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/10/2018