Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2145 E. 2023/827 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2014/2145 Esas
KARAR NO:2023/827 Karar
DAVA: Şirket Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
KARAR TARİHİ: 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde
Müvekkili Tasfiye Halinde ——- iki ortaklı bir Limited Şirket olduğunu, davalı şirket ortağının müvekkil şirketin yurt dışında elde ettiği gelirlerin şahsi hesabına gönderilmesini sağladığını ve bilahare şirket adına tahsil ettiğini bu paraları da şirket hesaplarına intikal ettirildiğini, şirket ortağının mevcut yetkisini kötüye kullanarak şirkete ait paraları kendi şahsi hesabını alması ve şirkete intikal ettirilmesi sebebiyle şirket tamamen parasız duruma düştüğünü, müvekkil şirketin 31.12.2013 tarihli mizan kayıtlarına göre davalı ortağın borçlu durumda bulunduğu ve dava konusu müddeabihi oluşturan 2.075.375,25 TL tamamen davalı ortağın kendi yetkisini kullanarak kendi hesabına geçirdiği parayı ifade ettiğini, müvekkili şirkette söz konusu bu paranın da havale hesabına geçmesi için davalı ortağa borç verilmesi gibi ——–alınmış bir karar bulunmadığını, davada ortak şirket parasını almadığından ve herhangi bir dayanak olmak için kendi hesabına geçirmiş olduğundan davalı ortağın hiçbir şekilde şirket parasını kendi hesabına geçirmesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirkete ait olup da davalı yanın şahsi hesabına geçirdiği 2.075.375,25 TL’nin hesaba giriş tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkette ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA
:Davalı vekili cevap dilekçesinde d
Davacı şirketin ——— ilan olunan ana sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca müvekkili —– diğer ortak——–şirket müdürleri olarak şirketi müşteri imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılındığını, bu itibarla şirketin yönetim ve temsili müdür sıfatını taşıyan ortaklarının müşterek iradeleri ile mümkün olacağını, ne var ki diğer ortak —— zaman içerisinde müvekkili şirketten uzaklaştırarak şirketin fiili yönetimini ele alma teşebbüslerine giriştiğini, şirketin eşit hisseli ortağı müvekkilini bertaraf ederek şirket yönetimi ele almaya çalışan——–müvekkilince çok sonra öğrenildiği üzere müvekkilinin imzasını taklit etmek/ettirmek suretiyle tanzim ettiği ve tescil ettirdiği davaya konu sahte ——— müvekkilinin müdürlük sıfatını ve imza yetkisini kaldırdığını, şahsını şirketi münferit imzası ile temsil eden tek müdür konumuna getirdiğini, bu metinde müvekkiline atfedilen imzanın hiçbir surette müvekkiline ait olmadığını, keza durumun öğrenilmesi üzerine taraflarınca işbu sahte ——- kararının hükümsüzlüğünün tespiti talebi ile açtıkları davada ——-sayılı ilamı ile davalarının kabul edildiğini ve —-tarihli —— kararı altında müvekkile atfen atılan imzanın sahteliğinin tespitiyle—— kararının hükümsüz olduğunun tespitine karar verdiğini, ortak ——————- sahte bir kararla ele geçirdiği şirketi yönetim ve temsil yetkisini kötüye kullanarak şirketin faaliyetini eşi olan —— adına kurduğu paravan niteliğindeki—– kaydırdığını, böylece — gerçekleştirmesi gereken sipariş ve işleri bu şirkete kaydırarak —— şirketini zarara uğrattıklarını, davacının yetkisiz kişilerce gerçekleştirilmiş gerçek dışı ve afaki bir defter kaydına dayanarak müvekkilinin davacı şirkete 2.075.375,25 TL borçlu olduğu şeklinde bir dava açmış ise de bu rakamın vekilimizin hesabına ne şekilde ve hangi tarihlerde geçtiğini hiçbir şekilde belirtmediğini ve açıklanmadığını, maalesef böyle belirsiz ve kapalı bir dilekçeye istinaden müvekkili hakkında mahkemece tedbir kararı verilebildiğini, bu kayıt şirketin yönetiminin ——kararı uyarınca tedbiren Kayyum ——bırakıldığı dönemde şirket yönetim kayyumunun dahi bilgisi ve muvafakati dışında şirketin —–döneminden beri mali müşavirini yapan—– tarafından —-bilgisi dışında ve yine —— talimatı ile ve hem de şirket defterinin kapanış tasdikleri yaptırıldıktan sonra suç teşkil eden usulsüz işlemlerle deftere düşürdüğünü, bu kayıtların yok hükmünde olduğunu, tüm bunlar dışında müvekkili —– şahsi hesabından —-ve eşi —— 65.000 Euro,——- 70.000 Euro ve ——– iş yaptığı şirketlerin sahiplerine toplam 492.800 Euro göndermiş olup —- müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı kalmadığını, bilakis müvekkili ——hesabına gerçekleştirdiği ödemelerden ötürü şirketten alacaklı olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla zaman aşımına uğramış haksız ve usulsüz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Dava, davalı şirket müdürünün TTK’nın 644/1-a maddesi atıf yolu TTK’nın 553. maddesi uyarınca şirket yönetim kurulu üyesinin şirkete verdiği zarar gerekçesi ile sorumluluk davasıdır
.Davacı tasfiye halindeki ——– dosya içerisindeki ——- incelenmesi sonucu iki ortaklı olarak kurulduğu ve davalı şirket ortağı tarafından şirket hesabına aktarılması gereken paraların aktarılmadığı gerekçesiyle sorumluluğuna dayalı tazminat talebidir. Uyuşmazlık; davacı şirketin dava dışı ——- isimli firmalar ile iş yaptığı ve hakediş kazandığı, bahse konu alacakların şirket hesabı yerine kendi şahsi hesabına yatırılıp yatırılmadığı, hakediş alacaklarının şirket işleri için harcanıp harcanmadığı ve sonuç olarak davalının TTK 644/1-a maddesi atıf yoluyla TTK’nın 553. maddesi uyarınca şirketin zarara uğrayıp uğramadığı hususlarıdır.Mahkememiz dosya içerisine 14/12/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmış ancak hüküm kurmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle mahkememiz tarafından yeni bir heyet oluşturularak 09/08/2022 tarihli kök rapor ile 16/01/2023 tarihli ek rapor dosya içerisine alınmıştır.Teknik bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme ile davacı tarafın ——-yılı ticari defter ve kayıtları incelenmiş, açılış ve kapanış tasdiklerinin yerinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı aleyhine kayıtlarda yer alan ve borç olarak kaydedilen 100.000,00 Euro bedelli ————— tarihli —— 520.000,00 Euro bedelli —- tarihli —- 223.500,00 Euro bedelli —- tarihli—– 39.000,00 Euro bedelli ————– tarihli ——- toplamı 882.500,00 Euro’ya tekabül ettiği ve davalı ————- borcu olacak şekilde Vergi Usul Kanunu’nun 215.maddesi uyarınca Türk Para Birimi uyarınca 2.075.375,25-TL karşılığında pay edilmiştir. Dosyada yer alan davalı ——-hesabına gönderdiği para transferindeki tüm ———- incelenmesi sonucu toplam 1.441.300,00 Euro’nun gönderildiği tespit edilmiştir. Yani dosyadaki —– nüshalarının incelenmesi neticesinde davalı ——- hesabına üçüncü kişilerden toplam yapılan ödeme teknik heyet tarafından yapılan inceleme sonucu davacı bankanın hesabına girmesi gereken 1.441.300,00 Euro davalının hesabına üçüncü kişiler tarafından yatırılmıştır. Bu ödemelerin 882.500,00 Euro’luk kısmı ise VUK’nun 215.maddesi uyarınca Türk Para Birimi karşılığı TL üzerinden borç olarak kaydedilmiştir. Davalı ———- tarafından dava dışı kişilere yapılan ödemeler tek tek belirlenmiştir. Ve sonuç olarak davalının sunduğu şirketle ilgili ödemelerin 330.000,00 Euro olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından şirket işleri için 558.800,00 Euro değil kayıtlı olarak 330.000,00 Euro harcandığı tespit edilmekle birlikte davalının kendi hesabına gelen 1.441.300,00 Euro’dan şirket adına yapılan kayıtlı 330.000,00 Euro’nun mahsubu sonucu her halükarda 1.111.300,00 Euro’nun şirket hesabına aktarılması gerekirken kendi uhdesinde kaldığı tespit edilmiştir. Ancak bilirkişi heyeti davalı şirket müdürünün şirket hesabına yaptığı harcamaları 330.000,00 Euro tespit etmesine rağmen sonuç kısmında davalı şirket müdürünün hesabına yatırılan 1.441.300,00 Euro’dan 558.800,00 Euro’yu mahsup ederek davalı şirket zararını 882.500,00 Euro olarak tespit etmişlerdir. Sonuç olarak davalının 20/04/2012 ile 01/08/2012 tarihleri arasında dava dışı firmalardan hesabına 1.441.300,00 Euro’nun aktarıldığı ve kayıtlı olarak bunun 330.000,00 Euro’luk kısmını şirket işleri için belgeli olarak kaydettiği anlaşılmakla, bunun dışında kalan 1.111.300,00 Euro’nun şirket hesabı uhdesinde olması gerekirken buna ilişkin bir harcama yaptığını ispat edemediği ve kendi şahsi hesabında olduğu anlaşılmıştır. Yani davalı 20/04/2012 ile 09/07/2012 tarihleri arasında kendi hesabına gelen ve kendi adına borç kaydedilen dört adet ————- bedelini şirket hesabına aktarmadığı tespit edilmiştir. Bu haliyle TTK’nın 644/1-a atıf maddesi uyarınca TTK’nın 553.maddesi gereği şirket müdürü sıfatıyla işlem yapan davalının şirketin meydana gelen zararından sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Dava dilekçesinin incelenmesi sonucu harca esas değerin 2.075.375,25 TL olarak belirlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE
2.075.375,25 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
2-Alınması gereken 141.768,88 TL karar harcına kaşılık peşin alınan 35.442,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 106.326,63 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 12.600,00 TL bilirkişi gideri, 374,50 TL posta gideri ve 25,20 TL başvurma harç gideri olmak üzere toplam 12.999,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yararına A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 238.030,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/10/2023