Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2131 E. 2018/251 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2131 Esas
KARAR NO : 2018/251

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–’un sürücüsü, —-.Şti’nin araç sahibi, —-Sigorta A.Ş’nin Z.M.M. Sigortacısı olduğu —- plakalı aracın kaza tespit tutanağında tespit olunduğu üzere davalılardan —-’un sevk ve idaresinde tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kazada müvekkile ait —- plakalı araca çarptığı ve müvekkilin ağır yaralanmasına neden olduğu, müvekkilinin kazadan sonra acil olarak —– Hastanesine kaldırılıp tedavi gördüğünü, daha sonra —- Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uzunca bir süre tedavi gördüğünü, omuriliğindeki ve boyun bölgesindeki ciddi hasar nedeniyle 2 defa ameliyat geçirdiğini, bir süre sonra taburcu olduğunu, halen Denizli’de bir rehabilitasyon merkezinde fizik tedavi görmekte olup uzunca bir süre çok dikkatli olması gerektiğini, müvekkilinin bu tedavi sürecinde SGK tarafından karşılanmayan kendisine refakatçilik yapan anne ve babasının Denizli’den Antalya’ya geliş gidiş masrafları, Antalya’daki ve Denizli’deki tedavi sürecindeki yakınlarıyla birlikte yol, beslenme ve diğer giderleri cebinden yapmak zorunda kaldığını, aynca tedavisi devam etmekte olup tedavi için cebinden harcanan giderler devam ettiğini, bu zararlann hepsi Yargıtay’ın yerleşmiş kararlannda gerçekleşmiş zarar olarak kabul edildiğini, bu açıdan tedavi giderlerini talep ettiklerini, müvekkilinin aracı bu kaza sonrasında perte çıktığı aracın piyasa değeri 5-6.000,00 TL civannda olduğu, bu nedenle araç hasar bedeli talep ettiklerini, müvekkilinin omuriliği ciddi şekilde hasar gördüğü, uygulanan tedavi ve ameliyat bu hasarı düzeltemediği, müvekkil şuan bu hasardan dolayı günlük yaşantısını sürdürmekte zorluk çekmekte hiçbir şekilde çalışamadığını, müvekkilin gerçek iş gücü kaybının uzman bilirkişi raporuyla daha net ortaya çıkacağı, bu itibarla sürekli iş göremezlik zararı talep ettiklerini, müvekkilinin kazadan önce kendi işlettiği dükkânı olduğunu, müvekkilin kazancı net olarak her ay 4.000 TL – 5.000 TL arasında olduğunu, ancak bu kaza sonrasında tam 3 ay boyunca dükkânını işletememiş bu dükkândan hiçbir kazanç elde edememiş ve işleri bozulduğundan dükkânını kapatmış olduğunu, ayrıca gördüğü tedavi nedeniyle uzunca bir süre hiçbir şekilde çalışamayacağı, bu nedenle müvekkilin çalışmayarak kazançtan yoksun kaldığı kaybı talep ettiklerini, müvekkilinin Antalya’daki ameliyat ve tedavi sürecinden sonra ailesi tarafından bakımı ve yaşamını idame ettirebilmesi için ailesinin yaşadığı yer olan Denizli’ye götürüldüğü, kazadan sonra yaklaşık 3 ay boyunca en temel ihtiyaçlarını karşılamakta hasta annesi ve babasının yardımcı olduğunu, şuan günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan hiçbir şekilde çalışmayan ve dolayısıyla eli ekmek tutamayan bir konumda olduğunu, müvekkilinin şimdiki yaşantısına ve geleceğine verilen zararın müvekkilde oluşturduğu elem ve ıstırabın büyüklüğü tarif edilemeyeceği, bu nedenle müvekkilin ruhunda oluşan elem ve ıstırabın bir nebze olsun tatmin edilmesi amacıyla manevi tazminat talep etmesi gerektiğini, manevi tazminat araç hasar bedeli, mahrum kalman kazanç kaybı ve sürekli iş göremezlik tazminatından — plakalı araç sürücüsü —-, kaza anındaki araç sahibi —-Şti ve sigorta poliçesindeki limitler dâhilinde —- plakalı araç sigortacısı —- Sigorta A.Ş. müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu sadece hastanelerdeki geçmiş tedavi sürecindeki giderlerden ve ileriki dönemdeki müvekkilin tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, sosyal Güvenlik Kurumundan araç hasar bedeli, mahrum kalınan kazanç kaybı ve sürekli iş göremezlik zararı ve manevi tazminat taleplerinin olmadığı, ayrıca tedavi ve bakım giderlerinden SGK ile birlikte davalı —- Sigorta A.Ş.’de sorumlu olduğunu, davalı sürücü ve işletenin mal kaçırmasını önlemek amacıyla Sayın Mahkemeden ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek haklı davalarının kabulü ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, araç hasar bedeli için 3.000 TL, mahrum kalınan kazanç kaybı için 3.000 TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı için 3.000 TL maddi tazminat ve manevi zararlar için 60.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 69.000 TL tazminatın kaza tarihi olan 14.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —, —- Tic. San. Ltd. Şti ve —- Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin geçmiş tedavi ve bakım giderleri, gelecekteki tedavi ve bakım giderleri için şimdilik 3.000 TL maddi tazminatının kaza tarihi olan 14.04.2014 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizli ile davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve — Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, taleplerimizi karşılar tutarda davalılardan —- ve —-Tic. San. Ltd. Şti adına kayıtlı araç ve gayrimenkullerin kaydına ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir karan verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —- Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 09.05.2013 – 09.05.2014 vadeli — poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, ancak dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiği, bunun içinde Adli Tıp Kurumu’nda kusur incelmesi yapılmasını talep ettikleri, dava konusu olayda kusur dağılımı tespit edildikten sonra maddi tazminat taleplerinin netleştirebilmesi için bilirkişiden rapor alınmasını talep ettikleri, araç haşan sebebiyle 18.08.2014 tarihinde 5.500,00 TL müvekkil şirket tarafından davacı tarafa ödenmiş ve araç hasar bakımından müvekkil şirketin sorumluluğu kalmadığı bu nedenle davanın araç hasarı talepleri yönünden reddi gerektiğini, aksi takdirde ödenen tazminat tutarının yasal faiz oranı dikkate alınarak güncellenmiş tazminat tutarının hesaplanan tazminattan tenzil edilerek ödenebilir ek tazminat tutan farkı hesaplandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olup kaza tarihinde müvekkil şirketin maddi hasar sebebiyle araç başma 26.800,00 TL teminattan ödemenin güncellenmiş hali düşülerek güncel teminat bulunması gerektiğini, maluliyet sebebiyle 268.000,00 TL teminat sorumluluğu olduğu, ayrıca trafik poliçesi genel şartlar gereği dolaylı zararlar teminat dışı olduğunu, hesaplamanın aktüer bilirkişisi tarafından iskontolu olarak yapılması gerektiğini belirterek emsal içtihatlar uyarınca müvekkiline her hangi bir başvuru yapılmadığı gerekçesiyle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği tüm bu açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş,
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; 5510 sayılı kanunun 101. Maddesi hükmünce davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğu, bu sebeple müvekkili kurum aleyhine açılan davanını görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, ilgili kanun, yönetmelik ve genel hükümleri gereğince dava dilekçesi ile sorumlu tutuldukları tedavi, ilaç, refakatçi ve yol giderleri açısından Sağlık Uygulama tebliği kapsamında yapılan masrafların belirli oranlar dahilinde kurumca karşılandığı, diğer dava konusu talepler yönünden ve bu talebi aşan kısım yönünden diğer davalıların sorumluluğunun devam ettiği, dava dilekçesinde kaza nedeniyle davacının müvekkili kuruma her hangi bir başvurusunun bulunduğuna dair bir bilginin yer almadığı, bu hususun ve her hangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı hususunun —-‘den sorulması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiş,
Davalı —- Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açıldığı yer mahkemesinin yetkisiz olduğunu, kazanın meydana geldiği yer olan ortak yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğu, bu sebeple yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, bunun yanında müvekkili şirket tarafından dava konusu aracın uzun dönem kiraya verilmesi sebebiyle aracın işleten sıfatının değiştiği, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerektiği, kaza tespit tutanağının hatalı düzenlendiği, bu sebeple kusur dağılımına itiraz ettiklerini, talep edilen tazminat miktarlarının gerçeği yansıtmadığı, kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş,
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin huzurdaki davaya kayıtlı olduğu muhtarlığa bırakılan bilirkişi raporu tevdi ile haberdar olduğu, öncesinde her hangi bir tebligat yapılmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK 7/1 maddesi uyarınca Antalya Mahkemelerinin yetkili kılındığı, dolayısıyla yetkiye itiraz ettiklerini, kaza tespit tutanağına itiraz ettiklerini, ceza dosyasında alınan kusur oranının kesin olarak belirlenmediği, bu sebeple İTÜ Trafik Kürsüsünden rapor alınması gerektiği, davacının gelir kaybına ilişkin iddiaları arasında uygun illiyet bağının olmadığını belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyet, tedavi ve yol gideri ve araç hasar bedeline ilişkin maddi ve kaza sebebiyle oluşan manevi zararın sürücü, araç maliki ve zorunlu mali sorumluluk sigorta (ZMSS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile Sosyal Güvenlik Kurumundan ilgili talep bakımından sorumlulukları kapsamında tazmini talebine ilişkindir.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, tüm dava şartlarının var olduğu değerlendirildikten sonra uyuşmazlık noktaları tespit edilmiş ve tahkikata geçilerek, deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Hasar dosyası ve poliçe ile kazaya karışan aracın malik bilgileri ve Antalya —- Asliye Ceza Mahkemesi—- esas sayılı dosya sureti Uyap üstünden celp edilmiş, Sosyal Güvenlik Müdürlüğü kayıtları, tarafların sosyal ekonomik durumlarına ilişkin belgeler ve hastane kayıtları celp edilmiş, davalı —-Ltd. Şti. tarafından sunulan kira sözleşmesi MTV ve damga vergisi makbuzları ile davacı tarafından dava dışı —-firmasının sicil gazetesi suretleri dosya içerisine alınmış davacı uhdesinde oluşan maluliyetin tespiti için — Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından rapor alınmış, yine trafik kazasındaki kusur oranlarının tespiti ile ilgili alanında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; davalı —- Tic. ve San. Ltd. Şti. adına kayıtlı —- plaka sayılı otomobilin 09/05/2013-2014 tarihleri arasında davalılardan — Sigorta A.Ş. tarafından — sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, araç başına maddi hasar limitinin 25.000,00-TL, kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatının 250.000,00 TL olduğu; görülmüştür.
Antalya— Asliye Ticaret Mahkemesinin —- talimat sayılı dosyası üzerinden alınan — Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 18/03/2015 tarih —- sayı nolu raporunda davacının kaza sebebiyle % 37 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 50 gün olduğu mütalaa edilmiş yine mahkememizce trafik kusur ve hasar uzmanı bilirkişi Makine Mühendisi —- ile sigortacılık uzmanı —-‘ten oluşan heyetten 03/10/2016 tarihli rapor alınmış; söz konusu raporda, davalı —‘in K.T.K. 47/B 51 ve 8/a ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/b, 101 ve 157/1 maddelerinde belirtilen kuralları ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer sürücü davacı —-‘un kazanın oluş şekli göz önüne alındığında kendisine yeşil ışık yandığında sola dönüş yaptığı, kazanın oluşumunda her hangi bir kusurunun olmadığı, davacının % 37 oranında oluşan sürekli iş görememezlik maluliyeti nedeniyle maddi zararın 165.049,07-TL, geçici iş görememezlik ödeneğinin ise 1.410,00-TL olduğu nihai ve gerçek zarar toplamının 166.059,07-TL olarak hesaplandığı, yerleşik içtihatlar uyarınca söz konusu dava açısından avans faizinin uygulanması gerektiği, dava öncesinde sigorta şirketine başvurulduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge yer almadığında sigorta şirketinin dava tarihi itibariyle sorumlu olacağı, diğer hususları takdiri hukuki yorum gerektirdiği belirtilmiş, söz konusu raporda belirtilen hususlar mahkememizce HMK 282 maddesi uyarınca incelenmiş ve rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davalı —- vekili her ne kadar cevap dilekçesinde davadan bilirkişi raporlarının tebliği ile haberdar olduklarını, öncesinde yapılan tebligatların müvekkilinin mernis adresine yapıldığını belirtmişse de yapılan tebligatlar incelendiğinde anılan davalıya adresten taşınmış olması sebebiyle mernis adresine T.K. 21/2 maddesindeki usul izlenmek suretiyle dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından yapılan görev yönünden dava şartı noksanlığı itirazının HMK 115/1 maddesi uyarınca davanın her aşamasında değerlendirilebileceği bu sebeple esas ile birlikte değerlendirilmesine karar verilmişse de davacı vekilinin anılan davalı yönünden açmış olduğu tedavi ve yol giderlerine ilişkin talepleri yönünden davasından feragat etmesi sebebiyle göreve ilişkin değerlendirme yapılmamış bu davalı yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı —-Ltd. Şti. tarafından husumet itirazı kapsamında sunulan fatura asılları ile yapılan MTV, damga vergisi ve ZMMS sigorta suretleri ile davacı tarafından sunulan dava dışı firmaya ait sicil gazetesi suretleri incelendiğinde, dava dışı —-Şti.’nin 09/06/2014 tarihinde alınan karar ile unvan değiştirerek —-Şti. unvanını aldığı, davalı tarafından sunulan sözleşmenin tarihinin ise 10/02/2014 olduğu, bu itibarla söz konusu tarihte dava dışı şirketin yenilenen unvanın değil eski unvanının yer alması gerektiği, zira unvan değişikliğinin Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesinden yaklaşık 4 ay önce düzenlenen kira sözleşmesinin yeni unvan ile imzalanmasının mümkün olmadığı, o tarihte öyle bir şirketin bulunmadığı anlaşıldığından söz konusu kira sözleşmesinin sonradan düzenlenmiş olduğu kanaatine varılarak davalının husumet itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalılar —- ve —-Ltd. Şti. Vekili tarafından yapılan yetki itirazının HMK 7. Maddesi hükmü ve diğer davalıların adreslerininde mahkememiz yetki alanı içerisinde kaldığı ve davanın, diğer davalıları da sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinde başka bir mahkemeye getirtmek amacıyla açılmadığı değerlendirildiğinden yetki itirazının usule uygun olmadığı ve huzurdaki davada mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı vekili 14/04/2016 tarihli dilekçesiyle davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek dava türünün nitelendirmiş ve sürekli iş görememezlik davasına konu talebin 50.000,00-TL’ye mahrum kanılan kazanç kaybının 3.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat için 60.000,00-TL ve hasar bedeline ilişkin talebinin dava açıldıktan sonra davalı sigortalı şirketi tarafından ödendiğini belirterek bu talebi yönünden yargılamaya sebep verildiği için yargılama giderlerine hükmedilmesine ve toplam 119.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 14/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden sadece tedavi ve bakım giderleri, sigorta şirketi yönünden ise poliçedeki limitler dahilinde, diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24/10/2016 tarihli bedel arttırım dilekçesinde ise rapor doğrultusunda tespit edilen miktarlar uyarınca sürekli iş görememezliğe ilişkin toplam talebini 165.049,07-TL yükseltmiş diğer talepleri yönünden talep miktarlarını yinelemiş, davacının bedel arttırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
HMK 33. maddesi uyarınca hakim Türk Hukukunu resen uygular. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul muhakemesi kanunu gereği davacının dava konusu ettiği talepleri dava öncesinde bilebilecek durumda olmadığı değerlendirilmiş, davanın HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olduğu değerlendirilmiş, yargılama buna uygun olarak yapılmıştır.
Davaya tahkikat aşamasında dahil olunmuş, davalı —–vekilinin 04/11/2016 tarihli dilekçesinde ön inceleme duruşmasının yapılmadığı, eksik delillerinin sunulması kapsamında HMK 140/5 maddesi uyarınca tarafına süre verilmediği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/10363 esas ve 2016/287 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ön inceleme aşaması tamamlanmadan tahkikat aşamasına geçilmiş olması hukuki dinleme hakkının kısıtlaması anlamına geldiği yönündeki emsal içtihadını dosyaya sunduğu görülmekle, taraflara çıkartılan ön inceleme duruşma davetiyesindeki tarihler ile yapılan ön inceleme duruşma tarihinin farklı olduğu, ön inceleme yapılmadan tahkikata geçilmiş olmasının usulü bir eksiklik olduğu göz önüne alınarak HMK 27. Maddesindeki hususlarda dikkate alınmak suretiyle söz konusu eksiklik mahkememizce yerine getirilerek ön inceleme duruşması yapılmış ve öncesinde yapılan usul işlemlerine taraf vekillerinin itirazı olmaması sebebiyle yargılama kaldığı aşamadan itibaren devam etmiştir.
Davacı vekili 09/03/2017 tarihli dilekçesiyle tedavi ve bakım giderleri yönünden açmış olduğu davada feragat ettiğini bildirmiş, 18/04/2017 tarihli 9 nolu celsede de feragat beyanını yinelemiştir.
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ve elde ettiği kazançlara ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı için davacının kazancı en son verilen ışığında asgari ücret tarifesi esas alınarak değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden ise temerrüt tarihinin başlangıcı haksız fiilin başlangıç tarihi olan 14/04/2014 olay tarihidir. Davalı Sigorta şirketine tazminat ödemesi için başvuru yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından davalı—- Sigorta A.S yönünden temerrüt başlangıç tarihi dava tarihi olarak esas alınmış, temerrüt faizi nev’i davalı sigortalının şirket olması sebebiyle talep edilen tazminata avans faizi işletilmesi gerektiği kanaat edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı da oluşan beden ve iş gücü kaybı ile kaza nedeniyle oluşan manevi zararın ve araçtaki hasar bedeli ve son olarak yapılan tedavi ve yol giderleri nedeniyle meydana gelen zararın miktarı bu zarardan tarafların sorumluluğu ve kusur durumları ile davacının maddi ve manevi tazminat talep şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına ve tarafların iddia ve savunmalarına göre; davanın trafik kazası sonucu oluşan mululiyete bağlı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, meydana gelen kazada davacı —-‘un yaralandığı ve —- Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı raporuna istinaden %37 oranında sürekli iş gücü ve 50 gün müddetince geçici iş gücü kaybına uğradığı, kazada asli ve tam kusurun davalı sürücü —-‘a ait olduğu, ceza dosyasında davalı —-‘un kaza esnasında alkollü olduğunun tespit edildiği ve yapılan yargılama sonrasında bilinçli taksirle suçun işlediği belirtilerek mahkumiyetine karar verildiği, davalı işleten —- Ltd. Şti. tarafından sunulan belgeler incelendiğinde davacı uhtesinde oluşan zararlardan anılan davalının dava dışı firma ile yapmış olduğu sözleşmenin tarihinin 10/02/2014 olduğu, oysa bu tarihte —- isimli firmanın bulunmadığı, dava dışı —-Şti.’nin 09/06/2014 tarihinde alınan karar ile unvan değiştirerek —Şti. unvanını aldığı, bu nedenle unvan değişikliğinden önce firmanın değişen ismiyle sözleşme imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilerek husumet itirazının yerinde olmadığı, davacı uhtesinde oluşan zararlardan davalı işleten ile araç sürücüsünün K.T.K. kapsamında işleten ve sürücü sıfatıyla sorumlu olduğu ve zararı gidermekle yükümlü oldukları, davalı sigorta şirketinin ise sürücünün kusur oranı ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere maddi zarardan sorumlu olduğu, davanın 13/08/2014 tarihinde açıldığı ve HMK 33. madde kapsamında yapılan değerlendirmede belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davacının maddi tazminat taleplerinden tedavi ve yol giderlerine ilişkin talebinden feragat ettiği ve araç hasar onarım bedelinin dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığının her iki tarafın kabulünde olduğu anlaşıldığından tüm bu değerlendirmeler ışığında, davacının tedavi ve bakım giderleri yönünden davasının feragat nedeniyle reddine, davacı yanın dava dilekçesi ve bedel arttırım dilekçesi de dikkate alınarak 166.459,07-TL maddi tazminatın (sürekli/ geçici iş görememezlik tazminatı) davalılar —- ile —-San. Ltd. Şti. yönünden 14/04/2014 olay tarihinden itibaren diğer davalı — Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya ödenmesine, geçici iş görememezlik yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının araç hasar bedeline ilişkin davasının söz konusu talebin yargılama sırasında karşılanmış olması nedeniyle konusuz kaldığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı yanın manevi tazminat talebine ilişkin, tarafların kusur durumu, sosyo ekonomik durumu, davacı uhdesinde oluşan zarar ile hakkaniyet ilkesi birlikte gözetilerek davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın 14/04/2014 olay tarihinden itibarine işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar —-ile —- San. Ltd. Şti.’nden dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı yanın dava dilekçesi ve bedel arttırım dilekçesi de dikkate alınarak 166.459,07-TL maddi tazminatın (sürekli/ geçici iş görememezlik tazminatı) davalılar —-ile — San. Ltd. Şti. Yönünden 14/04/2014 olay tarihinden itibaren diğer davalı— Sigorta A.Ş. Yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya ödenmesine, geçici iş görememezlik yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının araç hasar bedeline ilişkin davasının söz konusu talebin yargılama sırasında karşılanmış olması nedeniyle konusuz kaldığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının tedavi ve bakım giderleri yönünden davasının feragat nedeniyle reddine,
4-Davacı yanın manevi tazminat talebine ilişkin, tarafların kusur durumu, sosyo ekonomik durumu, davacı uhdesinde oluşan zarar ile hakkaniyet ilkesi birlikte gözetilerek davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın 14/04/2014 olay tarihinden itibarine işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar —- ile — Ticaret San. Ltd. Şti. Dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Karar harcı 11.370,82-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 245,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.124,87-TL harcın davalılar —- ile —- San. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 435,48-TL ilk masraf, 659,80-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.295,28-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.110,31-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar —- ile —-Ticaret San. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı —- tarafından yapılan 9-TL ilk yargılama giderinin haklılık oranına göre 0,75-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı —-‘a ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı —-Ticaret San. Ltd. Şti tarafından yapılan 9-TL ilk yargılama giderinin haklılık oranına göre 0,75-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı —- Ticaret San. Ltd. Şti’ne ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacının maddi tazminat istemi yönünden dava ve ıslah dilekçeleri gözetilerek kabul edilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.117,54-TL nispi vekalet ücretinin davalılar — Sigorta A.Ş., —- ile — San. Ltd. Şti. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacının maddi tazminat istemi yönünden dava ve ıslah dilekçeleri gözetilerek reddedilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davalılar —-, — San. Ltd. Şti, — Sigorta A.Ş. ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
11-Davacının manevi tazminat istemi yönünden kabul edilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacının manevi tazminat istemi yönünden reddedilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davalılar —- ve —- Ticaret San. Ltd. Şti, kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
13-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı —-Ticaret San. Ltd. Şti. İle —- Sigorta A.Ş. Vekillerinin yokluklarında, diğer taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2018