Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2079 E. 2020/503 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/2079 Esas
KARAR NO : 2020/503
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından ekte sunulan sözleşme kapsamında davalı şirkete hazır beton satışı gerçekleştirildiğini, sözleşme içeriğinde birim fiyatın belirli olduğunu, fatura tebliğine rağmen ödeme yapmayan ve fatura içeriklerine de herhangi bir itirazı bulunmayan davalıya karşı ——- İcra Müdürlüğü’ nün —- sayılı takip dosyası ile ————- asıl alacak ve ——- fatura tebliğini takip eden- günün sonundan itibaren İşlemiş —– avans faizi olmak üzere toplam ————— tutarlı icra takibi başlatıldığını, davalı yanın ödeme emrinin tebliği ile kötü niyetli bir şekilde faturalara itiraz beyanını ileri sürdüğünü, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibe konu alacağın ticari bir borç olduğunu, takipte avans faizi talep edildiğini, faiz tutarının da fazla olmadığını beyanla; itirazın iptaline, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkiline faturaların gönderildiği ve faturalara itiraz edilmeyerek borcun varlığının kabul edildiği iddiasının soyut ve mesnetsiz olup gerçekle bağdaşmadığını, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığı gibi bilakis alacaklı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen faturalann müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ve içeriğine açıkça itiraz ettiklerini, kendilerine fatura ve mal teslimi yapılmamış olduğunu, malın veya hizmetin tesliminin yazılı delillerle İspatlanması gerektiğini, Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddesi gereği; tüzel kişilerde tebligat işleminin yetkili kişiye yapılması gerektiğini, tebliğ sırasında yetkili kişinin bulunmaması durumunda bu hususun tebliğ belgesine yazılması koşuluyla tebligat işleminin tüzel kişinin memur ya da müstahdemine yapılabileceği hususunu düzenlemekte olduğunu, ancak faturanın müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle faturaya dayanılmasının bir hükmü bulunmadığını, kaldı ki fatura ile alacak hakkının doğması İçin faturanın karşı tarafa tebliği veya tebliğ edildiğinin İspatının da yeterli olmadığını, —– kararlarında da malların veya hizmetin teslim edildiğinin yazılı olarak ispatlanması gerektiğinin belirtildiğini, davacının iddia ve beyanlarının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça müvekkil aleyhine haksız surette icra takibine girişildiğinden %2o* den az olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini beyanla; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacının asıl alacağın %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Her ne kadar yargılamaya davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; celselerde ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen bu usule geçilmediği anlaşıldığından davada basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu — sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —asıl alacak, —işlemiş faiz olmak üzere toplam —-toplam alacağın tahsili için —————- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere ve bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir ————– prof. Dr. ————- tevdi edilerek rapor ve ek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporlar HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan borç nedeniyle takibe konu faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, davanın faturalardan dolayı ve buna göre yapılan icra takibine konu miktardan borçlu olup olmadığı, takibe itirazın iptali şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyada yeterli gider avansı bulunmaması sebebi ile davacı vekilinin de katıldığı, —–tarihli celsede davacı vekiline —gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde davanın usulden red edileceği yöntemine uygun olarak ihtar edilmiştir. Verilen süre içerisinde davacı vekiline söz konusu ücret yatırılmadığı görülmüştür.
Yine ——— tarihli oturuma katılan davalı vekilinin eksik gider avansını tamamlamak istemediğini beyan ettiği anlaşılmış, bu beyanı imza altına alınmıştır.
Davacı yanın HMK nun 114/1-g maddesi gereğince yatırması istenilen ücretin aynı zamanda HMK 120. maddesi gereği gider avansı olduğu görülmekle HMK. 114/1-g ve 115/2 maddesi gereğince davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-g maddesi ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL’den davacı tarafından peşin olarak yatırılan 369,80 TL harcın mahsubu ile artan 315,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 170,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/09/2020