Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2061 E. 2018/4 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/2061 Esas
KARAR NO : 2018/4

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 09/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … arasında beyaz mermer, mozaik imalatı ile siyah mermerden fıleli patlatma mozaik imalatı sözleşmesi yapıldığını, sözleşme konusu malların 19.07.2012, 16.08.2012, 05.09.2012 tarihlerinde 3 parti şeklinde davalı şirketin belirtildiği yerlere teslim edildiğini, bakiye bedelin müvekkili şirkete ödemediğini, davalı şirketin borca itiraz dilekçesinde malların bir kısmının ayıplı olduğundan bahsettiğini, ancak bununla ilgili olarak somut bir gerekçeyle süresinde ve usule uygun bir beyanda bulunmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin edimlerini tam ve eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmiş olduğunu beyanla, 35.027,92 TL. asıl alacağa vaki itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalı/borçlu şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
SAVUMA : Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İ.İ.K. 67/1 maddesi uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan bedel alacağına ilişkin fatura dayanak edilerek başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış, uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiş, tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmak ve taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi raporları alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul — İcra Müdürlüğü’nün — sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 01/04/2013 tarihli başlatılan takibin alacaklısının —-Tekstil Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti. borçlusunun … (— İthalat- İhracat) olduğu, takibin dayanağının 20/10/2012 tarihli cari hesap alacağı olarak belirtildiği, takibin 35.027,92 TL asıl alacak 2.272,26 TL işlemiş faiz üzerinden toplam 37.300,18 TL alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 02/04/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 08/04/2013 havale tarihli dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz edildiği, davacı alacaklı tarafından 22/05/2013 tarihinde icra dosyasının İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği, bu kapsamda dosyanın İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyası ile davalı borçluya aynı hususlarda 29/03/2013 tarihli ödeme emrinin tebliğ edildiği, tebligatın anılan borçluya 28/08/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 05/09/2013 havale tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, 05/09/2013 tarihli karar ile icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, yapılan itirazın süresinde olmadığı iddiasıyla alacaklı vekili tarafından yapılan haciz taleplerine ilişkin işlemler ile ilgili 31/03/2014 tarihli icra müdürlüğünün kararı ile itirazın süresinde olduğu değerlendirilerek hacizlerin kaldırılmasına yönelik karar verildiği, söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin yapılan şikayete ise İstanbul Anadolu — İcra Hukuk Mahkemesinin —- esas ve — karar sayılı dosyasında verilen kararda icra dosyasında borçluya 2 ayrı ödeme emri tebliği yapıldığı, 2. ödeme emri tebliğinin 16/09/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, dolayısıyla takip dosyasında gönderilen ödeme emirlerinin borçluya tebliğinin yapıldığı son tarih itibariyle borçlunun itirazının 05/09/2013 tarihinde yapılmış olsa bile süresinde olduğu yönünde karar verildiği görülmüştür. Dava, 17/06/2014 tarihinde açılmış olup takip dosyasında itirazın tebliği edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı ve takip tarihinden itibaren hesaplanan süre dikkate alınarak davanın İİK.’nın 67. Maddesindeki 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve rapor tanzimi için öncelikle davacının adresi gözetilerek Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince alınan 07/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda Mali Müşavir —- tarafından davacı yanın ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil ettiği, incelenen defterler kapsamında 01/04/2013 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 35.027,92 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının temerrüte düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanılmadığı, ancak davacının 2.272,26 TL işlemiş faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Dosya daha sonra davalınında ticari defterlerinin incelenmesi ve taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarında rapor alınması amacıyla Mali Müşavir —- ile Hukukçu Yar. Doç. Dr. —‘na tevdi edilmiş ve anılan bilirkişiler tarafından hazırlanan 04/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; talimat mahkemesinden alınan rapor ile incelenen davalı ticari defterleri kapsamında davacının takip tarihi itibariyle 34.477,71 TL alacağı olduğu ve T.T.K. 1530 madde hükmüne göre takip konusu edilen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle davacının davalıdan 3.715,34 TL temerrüt faizi talep edebileceği, ancak takip talebinde 2.272,26 TL talep ettiği, davalının teslim edilen malların ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamadığı kanaati bildirilmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporları HMK 282. maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiş, denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında davalı takip borçlusunun davacı takip alacaklısına teslim ettiği mermerlerin işlenmesini konu alan bir eser sözleşmesinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan teslim aldığı mermerlerden üretim yaparak davalının belirlediği müşterisine ilgili tarihlerde teslim etmesi sebebiyle yapılan işe ilişkin bedelin ödenmemesi sebebiyle oluşan cari hesap alacağı sebebiyle başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının olup olmadığı, yapılan işin ayıplı olup olmadığı, alacak varsa miktarı ile takibe itirazın iptali şartlarının ve inkar tazminatı hüküm koşullarının doğup doğmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Eser sözleşmesine dayanarak alacak talebinde bulunan davacı takip alacaklısı eseri teslim ederek ücreti hak kazandığını ispat yükü taşımaktadır. Bu kapsamda tarafların incelenen ticari defterlerinde davacı ile davalının örtüşen kayıtlarında davacının davalıdan 34.477,71 TL alacaklı olduğu, bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
Dava konusu edilen cari hesap alacağına dair 3 adet faturada davalının ticari deftererinde kayıtlıdır. Davalı yan ödeme emrine yapmış olduğu itirazda davacının eser teslimini inkar etmiş olsa da davalı ticari defterlerinde söz konusu faturaların yer alıyor olması, fatura kayıtlarından sonra davalının bu hususta herhangi bir bildirimde bulunmaması davacının eser teslimine ilişkin edimini davalının kayıtlarıyla ispat ettiğini göstermektedir.
Her iki yan ticari defterlerinde oluşan 551,21 TL tutarındaki farka ilişkin ise söz konusu miktarın davacı yanın önceki dönemden kalan bakiye alacağı olduğu, 05/01/2012 tarihli ilgili hesaba virman açıklaması ile yer alan bu kaydın davalı defterlerinde yer almadığı, sadece davacının ticari defterlerinde yer alan ve hiçbir dayanak belgeyle ispat edilemeyen bu alacak miktarı yönünden davacı davasını sadece ticari defterlerle ispat edemeyeceğinden alacak iddiasının bu miktar yönünden ispatlayamadığı değerlendirilmiştir.
Davalının ayıplı mal teslimi savunması yönüden yapılan değerlendirilmede ise HMK 119/1-f, HMK 129/1-e ve HMK 194 madde hükümleri kapsamında tarafların iddia ve savunmaları dayandırdıkları vakıalar ile ispata elverişli biçimde dilekçe ile aktarmaları gerektiği, bu kapsamda davalının ayıplı mal teslimini ispat yükünü taşıdığı, dosyaya sunulan 13 dosya evrakınin ise cevap süresi içerisinde sunulmadığı, YHGK’nın 2014/2-695 esas ve 2016/522 karar sayılı 20/04/2016 tarihli kararında süresinde cevap vermeyen tarafın yeni delil ikamesine başvuramayacağı, davalının ayıp iddiasının davacı yanca da reddedildiği ve T.T.K 18/3 madde hükmü gereğince usulüne uygun ihbar/ ihtarda da bulunmadığı dosya kapsamı ile anlaşıldığından ispat yükünü taşıyan davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmış bu hususta ek inceleme yapılmamıştır.
Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında mermer işlenmesine ilişkin eser sözleşmesinin kurulduğu, her iki tarafında tacir olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının davalı tarafça reddedilmediği, tarafların incelenen ticari defterlerinin lehlerine delil olduğu, davacının defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 35.027,92 TL alacaklı olduğu, ancak davalının defterlerine göre ise davacının davalıdan 34.477,71 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davacının geçmiş dönem bakiye cari hesap alacağına ilişkin olduğu, ancak davacının bu fark alacağına dair ispatlayıcı vesikaları dosyaya sunmadığı dolayısıyla her iki tarafın örtüşen kayıtlarına göre davacının davalıdan 34.477,71 TL alacaklı olduğunun kabül edilmesi gerektiği, davacının işlemiş faiz talebinin ise fatura alacaklarının davalının ticari defterlerinde de kayıtlı olması ve T.T.K. 1530/7 madde hükmü gereğince denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile tespit edilen 3.715,34 TL işlemiş faiz talep edebileceği ancak takip ile 2.272,26 TL talep edebileceği, dolayısıyla mahkememizin talep ile sınırlı karar verebileceği gözetilerek davacının takip ile istemiş olduğu işlemiş faiz miktarının uygun olduğu, davalının malların ayıplı olduğuna ilişkin olarak yasa gereği üstlendiği ihbar koşulunu yerine getirmediği gibi davaya süresinde yanıt vermediği ve emsal içtihatlar uyarınca süresinde cevap vermeyen tarafın yeni delil ikame edemeyeceği değerlendirildiğinde ayıp iddiasını ispat edemediği bu hususta da rapor alınmasına ek inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 34.477,71-TL asıl alacak ve 2.272,26-TL işlemiş faiz talebi üzerinden iptaline, asıl alacak yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin cari hesap alacağına ilişkin olması ve asıl alacak miktarının yargılama ile belirlenmesi sebebiyle icra inkar tazminat talebinin reddine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı talebinin İ.İ.K. 67 madde kapsamında değerlendirilerek;
1-Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 34.477,71-TL asıl alacak ve 2.272,26-TL işlemiş faiz talebi üzerinden iptaline, asıl alacak yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacak miktarı yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 2.355,17-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 423,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.932,10-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 456,17-TL ilk masraf, 661,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.817,17-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.323,91-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.137,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 550,21-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/01/2018