Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/2025 E. 2018/1078 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/2025 Esas
KARAR NO : 2018/1078
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında İstanbul Anadolu 20. İcra müdürlüğünün ———- E. Sayılı dosyasından davacı şirketin kendisine satıp teslim ettiği malların bedelinden bakiye 39.528,64 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, fakat borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, davalıya fatura konusu ürünlerin teslim edildiğini, her bir faturanın teslim alındığına ilişkin kargo teslim evraklarının sunulduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına,%20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İzmir Ticaret Mahkemeleri olduğu, alacaklı tarafından dosyaya sunulan fatura ve diğer belgeleri kabul etmediklerini, alacaklı ile davalının uzun yıllar çalıştığını ve davacının muhasebe konusunda problemler yaşaması nedeniyle davalı hakkında icra takibine geçildiği, bu nedenle davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, mal satımına dayalı kurulan ticari ilişki kapsamında oluşan cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan fatura suretleri, kargo evrakları ve tahsilat makbuzları ile birlikte incelenmiştir.
Davalı taraf icra müdürlüğünün yetkisine ve mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir. İptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için ise diğer usulü şartların yanında yetkili icra dairelerinde başlatılmış bir icra takibinin olması gerekmektedir. İİK’ nin 50. maddesinde yetki ve itirazları düzenlenmiş olup bu yasal düzenlemede Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı yasanın 5 nci ve devamı maddelerinde yetki hususu düzenlenmiş 6 ncı madde de ise genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı, 10. maddede ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin yetkili olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda Davacı alacaklının takip ve dava tarihindeki adresi —– Davalı vekili itiraz dilekçesinde ise müvekkili şirketin adresinin İzmir olduğundan bahisle —-İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafından taraflar arasındaki cari hesap ve fatura alacağına istinaden başlatılan takibin ya davalı şirket merkezinin bulunduğu yerde ya da BK. m. 89 ve HMK. 10. maddesi uyarınca davacı şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairelerinde başlatılması gerekmektedir. Davacı, davalı aleyhine giriştiği icra takibini kendi şirket merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde başlatmış olduğundan anılan yasa maddeleri gereğince geçerli bir icra takibinin varlığı söz konusu olup davalı vekilinin icra müdürlüğünün yetkisine dair dava şartı noksanlığının itirazının yerinde olmadığı: yine davalı vekilinin mahkememizin yetkisine ilişkin yapmış olduğu itirazla aynı gerekçelerle ön inceleme duruşmasında reddedilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün———- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —-3 tarihli başlatılan takibin alacaklısının———–; borçlusunun ———i olduğu, takibin dayanağının faturalar ve cari hesap alacağı olarak belirtildiği, takibin 39.528,64 TL alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından —– tarihinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği görülmüştür. Dava, —– tarihinde açılmış olup davanın İİK.’nın 67. Maddesindeki 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar delil olarak ticari defterlerine dayandıklarından davalının adresi de gözetilerek dosya öncelikle davalının ticari defter ve kayıtları incelenmiş, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi—– Tal. sayılı dosyasından alınan ve——tarafından sunulan—- tarihli raporda, davalının işletme defteri tuttuğu, —- yıllarında davacıdan 84.427,01 TL tutarında mal satın aldığı, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların toplam tutarının ise 84.433,01 TL olduğu, aradaki 6 TL farkın bir faturanın taraf defterlerine farklı kaydedilmesinden kaynaklandığını, davalının işletme defteri tutmuş olması sebebiyle somut olayın nitelik ve önemini gösterir nitelikte olmadığını, mal alımına dair yaptığı ödemelerin işletme defterinde kaydının olmadığını, davalının ödemeleri kanıtlayacak belgeleri sunamadığı belirtilmiş, belirlenen hukuki ihtilaf noktaları ile bu kez davacı yan ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin ara karar gereğince dosya mali müşavir ———-ile hukukçu —- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişiler tarafından sunulan 30/03/2016 tarihli raporda ise tarafların 2012-2013 yılı ticari defterlerinin 6 TL lik fark dışında örtüştüğü, bu farkında 16/01/2012 tarihli 196176 nolu faturanın hatalı kaydedilmesi sebebiyle oluştuğu, davacı yanın defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının davalıdan 39.522,64 TL alacaklı olduğu belirtilmiş, davalı vekilinin rapora itirazları ile sunulan tahsilat makbuzları kapsamında aynı heyetten ek rapor alınmış bu raporda ise davacının davalıdan 39.028 TL alacaklı olduğu sebebinin ise davalı tarafından yapılan 500 TL lik nakit ödemenin kayıt altına alınmaması olarak gösterilmiş, ek rapora taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda ve davalı tarafından sunulan makbuzlar ve davacının ticari defter ve kayıtlarının karşılaştırılması için sadece mali müşavir bilirkişiden ikinci ek rapor alınmış mali müşavir ——– tarafından karşılaştırmalı tablo sunularak verilen 22/06/2018 tarihli raporda ise takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 35.093,64 Tl alacaklı olduğu belirtilmiş, söz konusu rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık, taraflar arasındaki mal satışına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara dair oluşan cari hesap borcu için başlatılan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan muaccel bir alacağı olup olmadığı varsa miktarı, itirazın iptali tazminat hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarının ilgili kısımları doğrultusunda, taraflar arasında mal satışına ilişkin yazılı olmayan sözleşmeye dayalı ticari ilişki kurulduğu, davalının işletme defterinde 2012-2013 yılları arasında davacıdan 84.427,01 TL tutarında mal satın aldığının tespit edildiği, davacının sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defter ve kayıtlarına göre ise 84.433,01 TL tutarında kayıt bulunduğu ve davalıdan 39.522,64 TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki 6 TL farkın 16/01/2012 tarihli 196176 nolu faturanın hatalı kaydedilmesi sebebiyle oluştuğu ve yasanın aradığı şartları taşıması sebebiyle davacı yan ticari defterlerindeki kayıtların esas alınması gerektiği, davalının işletme defterindeki kayıt ve tüm borcun ödendiği yönündeki beyanı sebebiyle ispat yükünün davalıda olduğu, ancak davalı tarafından sunulan 36.928,36 TL tutarındaki tahsilat makbuzu, davacının kaşe ve imzasını barındıran 01/01/2012 tarihli 8.459,99 TL bedelli cari hesap ekstresi ile davacının ticari defter ve kayıtlarında davalıdan yaptığı tahsilatın 57.799,36 TL olduğu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 35.093,64 TL (84.433,01 TL (taraflar arasındaki toplam mal alım satım tutarı) – 57.799,36 TL (davacı yanın ticari defterlerinde davalının ödeme yaptığı tutar +8.459,99 TL (01/01/2012 tarihli cari hesap ekstresi)) alacaklı olduğu, talep gibi bu tutara takip tarihinden itibaren % 11,75 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faizi uygulamasının uygun olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız görüldüğünden kabul edilen alacağın % 20’si oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, her ne kadar kısa kararda yazılmamış ise de davacının takip başlatırken kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle reddedilen kısım yönünden davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş bu talebe ilişkin eksiklik gerekçeli kararda karşılanarak giderilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün——— esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın ——-TL yönünden reddine, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren %11,75 ve sonraki dönemler için değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen alacak miktarı likit ve itirazın haksız olduğu değerlendirilerek kabul edilen miktar üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 7.018,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken 2.397,25 TL harçtan başlangıçta yatırılan 477,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.919,75 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafça yatırılan 477,50 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,60 TL ilk dava masrafı, 293,00 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.522,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%89 kabul) 1.351,77 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 170,83 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen 82,10 TL tebligat, talimat ve müzekkere gideri, 1,600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.682,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%89 kabul) 188,93 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan 1.493,37 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 4.210,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/11/2018