Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1962 E. 2020/315 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1962 Esas
KARAR NO: 2020/315
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——- olan atacaklarının — —- Noterliğinden keşide edilen——- yev nolu temlikname ile davacı müvekkile ——– tarihinde temlik edilmiş olduğunu, temlikten sonra davalı şirketin ———- tarih ve ——— yev nolu ihtarı ile grup şirketlerinin bir kısım işçi ödemelerinin davalı temlik borçlusu tarafından yapıldığını, sözleşme nedeni ile zarar meydana geldiğini, temlik eden şirket ve grup firmaları ile temlik alan davacı müvekkili sulha davet ettiğini, bu çerçevede, temlik borçlusu davalı —–alan davacı vekilleri arasındaki sulh görüşmeleri sonucunda —– indirim yapılarak alacağın —– olarak kabulü ile davacıya ödenmesi yönünde mutabakata varılacak iken temlik eden —- atanan kayyımın protokole onay vermeyeceğini beyan ettiği iddiası ile ödeme yapılamayacağı davalı temlik borçlusu tarafından davacıya bildirildiğini, bu sebeple sulh görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, davacı müvekkilin —– alacağın tahsili amacı ile ——- İcra Md.lüğünün —— sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini, ancak davalı temlik borçlusunun ——– atanan kayyımın protokole onay vermemesi, sözleşme nedeni ile zarar meydana gelmesi sebeplerine dayalı olarak borcun tamamına itiraz ettiğini, söz konusu dava dışı ——– atanan kayyımın protokole onay vermemesinin davalı yanın borcunu ortadan kaldıramayacağını zira temlik işlemi tarihinin —– kayyum atamasının ——-olması sebebi ile temlik işleminin kayyım atamasından önce gerçekleştiğini belirterek davalı yanın itirazının hükümden düşürülmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı———-düzenlenen temliknamenin tarafları arasında müvekkili ——— bulunmadığını, temlik alanın davalı ——— temliknamede yazan meblağı değil, sadece gerçek rakamı talep edebileceğini, davacı şirketin alacak miktarını —-olarak kabul ettiği halde, ————— için takip yapmasının kötü niyetli olduğunu, dava dışı —— müvekkili ile olan sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin hiçbirini zamanında yerine getirmediğini, dava dışı ———- arasında likit bir alacağın mevcut olmadığını, dava dışı ——— verdiği zararlann alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, dava dışı —- ertelenmesi sürecinde olması sebebi ile kayyım onayından geçmesi gereken temlik işleminin kayyım onayını alamadığını, kayyım onayın taşımayan bir işlem için ödeme yapılamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı şirketin, dava dışı şirketten temlik aldığı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemi ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası , ——- dosya içine alınarak incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, ——- İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ———borçlusunun ———— olduğu; takibin ——— alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya ———- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde ——- tarihinde borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu; davanın ——– tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davacının şirket merkezi ——— olduğundan—— Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ——— tarihli talimat bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Talimat bilirkişi raporunda özetle, “davacı tarafın ——— yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı ile davalı arasında bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, dava konusu alacağın dayanağı olan temliknameyi veren dava dışı şirket———– davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre —– temlikname tarihi itibariyle ————– takip tarihi itibariyle ——— tutarında alacağının olduğu ” yönünde tespit yapılmıştır.
Davalının şirket ———– olduğundan ——Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ——— tarihli talimat bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Talimat bilirkişi raporunda özetle, “davalı tarafın ———– yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu dava konusu alacağın dayanağı olan temliknameyi veren dava dışı şirket ——– davalı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre ——- borcunun bulunduğu, dava dışı —————— alacağının olduğu, davacı şirketin temlik aldığı alacakla ilgili olarak davalı şirket kayıtlarında muhasebe kaydına rastlanılmadığı ” yönünde tespit yapılmıştır.
Toplanan deliller ve alınan talimat raporları doğrultusunda değerlendirme yapılması için dosya bilirkişi ——— tevdi edilerek, bilirkişiden ———- tarihli rapor alınmış, alınan raporda özetle , ”davaya konu ———— tarihli temlik sözleşmesinin hukuken geçerli bir biçimde tekemmül etmiş olduğu, kayyım atanmadan önce tamamlanmış olan söz konusu temlik işlemine kayyım tarafından onay verilip verilmemesinin tartışma konusu olmayıp kayyım heyetinin görevlendirilmesinden hatta tedbir kararının tesisinden önce tamamlanan temlik işleminin geçerli olduğu, temlik tarihi itibariyle dava dışı şirketin davalı şirketten ne kadar alacağının olduğunun tespiti teknik değerlendirmeyi gerektirmekle birlikte dosyada mevcut talimat bilirkişi raporlarının mahkemece yeterli görülmesi halinde ve raporlarda da davalı şirketin dava dışı şirkete —— borcunun bulunduğunun anlaşıldığından temlikin ——— tutarında sonuç doğuracağı ” yönünde tespit yapılmıştır.
Davanın alacağın temliki sebebiyle açılan itirazın iptali davası olması sebebi ile temlik eden dava dışı şirketin defter ve kayıtlarının da taraf şirket defter ve kayıtları ile karşılaştırılarak incelenmesi esas olduğundan , dava dışı şirketin defter ve kayıtları üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişilerden ———— tarihli rapor alınmış, alınan raporda özetle , ” dava dışı müflis şirketin——— ticari defterlerinin ——- tarihine kadar yazılı olduğu ve bu tarih itibariyle davacının müflis şirketten ——alacağının bulunduğu,—yılı defterinde — alacak bakiyesi ile açılış kaydının yapıldığı, —— tarihli kapanış fişi kaydında da ——– alacak bakiyesi ile kapanış kaydının yapıldığı, —– yılı açılış ve kapanış kaydı bakiyesinin de ——– olduğu, temlik tarihi itibariyle net olarak davacının dava dışı müflis şirketten alacağının tespit edilemediği, temlik sözleşmesinin bir tasarruf işlemi olarak geçerli olup davacının alacağa hak kazanacağı ” yönünde tespit yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin dava dışı şirketten ——- tarihli temlik sözleşmesi ile dava dışı müflis ————-davalı şirketten olan alacağının ——– davacı şirkete temlik ettiği ve bu alacağa istinaden taraflar arasında görüşmelere başlandığı ancak dava dışı şirkete ———– tarihinde kayyım atanması ve kayyımında temlike konu borcun bulunmadığı yönünde davalı şirkete bildirimde bulunması sebebi ile davalı şirketin ödeme yapmadığı ve davacı tarafın huzurdaki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Öncelikle davalı vekilinin davalı şirketin temlikin tarafı olmadığı ve temlik işlemine kayyım onayı olmaması sebebi ile ödeme yapılmadığı yönünde yapmış olduğu itirazlarının incelenmiş, davanın dayanağını oluşturan temlik sözleşmesinin, dava dışı şirketin davalı şirketten olan alacaklarının ——-Noterliği’nden keşide edilen ——-yevmiye nolu temlikname ile davacıya ——- tarihinde temlik ettiği, temlik eden şirket hakkında, temlik tarihinden sonra———– tarihinde tedbir kararı verildiği ve kayyım heyeti atandığı, kayyım heyetinin de söz konusu temlik işlemine onay vermediği, ancak temlik sözleşmesinin şartları ve temlikin gerçekleşmesi için borçlunun rızasının bulunmasının şart olmadığı ve kayyım atanmasından hatta tedbir kararı verilmesinden önce imzalanmış temlik sözleşmesinin geçerli bir biçimde tekemmül ettiği ve hukuki sonuçlarını doğurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nden alınan talimat raporunda davacı şirketin, dava dışı şirketten temlik tarihi itibariyle ——– alacağının bulunduğu raporlanmakla birlikte davanın niteliği göz önünde bulundurulduğunda , davacı şirketin defterlerinin incelenmesi sonucunda bulunan alacak miktarının davacı ile dava dışı şirket arasındaki iç ilişki olduğu ayrıca raporlanan alacağın temlik edilen tutardan fazla olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, davamızda esas olan unsurun, temlik tarihi itibariyle dava dışı şirketin davalı şirketten temlike konu edilebilecek bir alacağının bulunup bulunmadığı varsa ne kadar olduğunun tespiti gerekeceğinden davalı şirket ile dava dışı şirket defterleri üzerinde de inceleme yaptırılmış ve her ne kadar bilirkişilerce dava dışı şirketin davacı ile arasındaki iç ilişki kapsamında defterler incelenmiş ve tutulan kayıtlarından temlik tarihi itibariyle net olarak davacı alacak miktarı bilirkişiler tarafından tespit edilememiş ise de esas olan unsurun davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki cari hesap ilişkisi olduğu ve davalı şirketin usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde dava dışı şirkete—— kaydi olarak borcunun bulunduğu, nitekim davalı tarafından da, cevap dilekçesinde davalı şirket ile dava dışı ——arasında cari hesabın —- tarihi itibariyle ——— olduğu ve bu miktar üzerinden mutabakata varıldığı hususunda beyanların olduğu ve bu beyanları destekleyecek imzası inkar edilmeyen mutabakat metninin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından cari hesap borcunun ——– olduğu kabul edilmekle birlikte davalı şirketin dava dışı şirket ile arasındaki hizmet sözleşmesi sebebi ile birtakım zararlara uğradığı iddia edilmiş ve cevap dilekçesinin ekinde başka bir firmadan çamaşır hizmeti alındığına dair bir takım faturalar sunulmuş ise de tek başına bu faturaların davalı itirazlarını desteklemeye yetmediği gibi , zarara uğradığına ilişkin davalı tarafın kendi ticari defterlerinde de bir kayda rastlanılmamıştır. ——– Taraflar arasında diğer bir ihtilaf konusu ise —— tarih ve ——– tutarında ——- zayi adı altında faturaya ilişkindir. Davacı vekili, dava dışı ——- tutarında alacağın temlik alındığını, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde —– indirim yapılarak —– üzerinden mutabakat sağlandığı ancak ödeme yapılmaması sebebi ile temlike konu alacağın tamamının davalıdan tahsili gerektiği iddiasında bulunulmuş olmasına karşılık davalı vekili tarafından da söz konusu —– indirim olmayıp davalı şirket tarafından dava dışı şirkete kesilen —— sayılı faturaya konu zayi tekstil bedeli olduğu savunulmuştur. Gerçekten de davalı tarafın defterleri incelendiğinde söz konusu ——–adı altında dava dışı şirket hesabına borç olarak kayıt altına aldığı ve bu kayıt sonrasında dava dışı şirkete davalı şirketin ————- borcunun kaldığı, her ne kadar dava dışı şirketin defterlerinde bu kayıtlar net olarak tespit edilemese de davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ekinde anılan faturaya ilişkin dava dışı ——— mutabıkız yazılı kaşe ve imzasının bulunduğu belgenin yer aldığı ve bu fatura konusu miktar cari hesaptan düşülerek davalı ile dava dışı şirketin mutabakata vardığı, nitekim davalı vekili tarafından da dilekçelerinde bir takım zarara uğradıkları halde bu bedelin mahsup edilerek cari hesap borcunun ödenmesi hususunda mutabakat sağladıkları ancak kayyım onayı olmaması sebebi ile ödeme yapmadıkları yönünde beyanda bulundukları anlaşıldığından esas olanın temlik edilen miktar olmayıp , davalı şirketin temlik anı itibariyle temlik eden şirkete olan borcu olduğundan, davacı vekilinin bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiş ve tüm dosya kapsamı ve yukarıda açıklanan gerekçeler ile temlikin ——-sonuç doğuracağı ve davacının davalıdan —–tutarında alacak talep edebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne davalının ——- İcra Müdürlüğü’nün —– yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar %11 oranını aşmamak kaydı ile avans faizi üzerinden devamına, ————– alacak likit olup davalı itirazında haksız olduğundan hükmedilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
-Davalının ——- İcra Müdürlüğü’nün ———– yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin ——-asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar %11 oranını aşmamak kaydı ile avans faizi üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.691,76-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 803,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.888,01-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 803,75-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 1.411,44-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.690,44-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.997,22-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 30,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 5,64-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı yönünden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.825,74-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın red edilen kısmı yönünden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2020