Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1956 E. 2022/729 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1956 Esas
KARAR NO : 2022/729

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hazır ——- ilişki kapsamında hazır —- ve teslimini yaptığını, davacı tarafın davalıdan cari hesap ekstresi gereği — bakiye alacağı kaldığını, davacı tarafın davalıdan vade farkı alacağı bulunduğunu, çünkü davalı taraf davacı ile yapmış olduğu —- sözleşmesi ile kararlaştırılan vadelerin—– çek keşide ettiğini, davalı taraf davacı —- borcuna karşılık davalıya —– ettiğini, sözleşmenin 5.2 maddesi uyatınca—- farkı uygulandığını, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde vade yazarak çek keşide etmek suretiyle davacı —– vade farkı faturasına konu alacağının doğmasına neden olduğunu, davalı taraf aleyhine hem cari hesap ektresinde bakiye olarak gözüken —, hem de vade farkı için kesilen faturadan kaynaklı—– alacağın toplamı oları ——- için—– dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borca itiraz edildiğini, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve —– davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —- sonuçlarını ihtarnameye —süresinde teslim etmemesi üzerine davacı —feshedildiğini, akabinde davacı ——– faturası kesildiğini, davacı yanın anılan faturayı iade ederek uzlaşma talep etmesi üzerine— fatura keşide edildiğini, davacı —- tarihinde mutabakat yapmak için davalı şirkete geldiğini, —- fatura ile birlikte davacı şirketin bakiye— — olduğu üzerinde ——- —- mektubu imzalandığını ve aynı gün bakiyenin iki adet çek ile ödendiğini, 2 gün sonra tamamen kötü niyetli olarak davalı tarafından keşide—- faturaya itiraz ederek—- edildiğini, aynı ihtarname de davalı —- keşide ettiği—- faturasını göndererek icra takibine konu alacakları talep ettiğini, anılan faturaya itiraz edildiğini, faturanın hem fiziki hem de —–üzerinden iade edildiğini, faturanın varlığı ve bu faturanın mutabakattan sonra kötü niyetli olarak iade edildiği dikkate alındığında cari hesaptarı kaynaklı — alacak taleplerinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun ortaya çıktığını, sözleşmenin 5.2. maddesine değinilerek vade farkı talep edilmesinin hukuki hiçbir tarafı bulunmadığını bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli olan davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki hazır —— sebebiyle bakiye cari hesap alacağı ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince ödemelerin geç yapılmasından kaynaklı vade farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile ——– sebebiyle davalıdan bakiye cari hesap alacağının ve aynı sözleşmenin 5.2 maddesi gereğince vade farkı alacağının bulunduğunu, anılan alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davanın haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişler.
Davalı davalı ile yapılan——-sonunda davalıya —– ödeme yapıldığını, davacının vade farkı alacağının yerinde olmadığını, yapılan ödemeler ile davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, davanın reddine kadar verilmesini talep etmişler
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş,——- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, — sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenmiş, ———– davacının ——– bilgileri celp edilmiş,—-davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, —–tarihli bilirkişi heyet raporu ve 22/02/2016 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış, — tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış,— tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ve 25/07/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Davacı şirketin ibraz edilen— ticari deftetinin HMK. 222. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, Talimatla incelenen davalı şirketirn ticari defterlerinin, —tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde aynen “Davalı şirkete ait —– kayıtlarının usulüne uygun düzenlenmediği” şeklinde belirtildiği, davalı şirketin 2014 yılı ticari defterlerini ibraz etmediğinin anlaşıldığı, Davacı şirketin incelenen —- ticari defterlerine göre, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten — alacaklı olduğu, Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen —– her ne kadar davalı şirket tarafından kabul edilmeyerek — tarihli ihtarname ekinde faturaya itiraz edildiği anlaşılmaktaysa da, davalı şirketin mükellefi olduğu —– cevabi yazısı ekindeki —– formlarından vade farkı faturasının, davalı şirket tarafından — beyan edilmiş olduğunun görüldüğü, Dava konusu mutabakat mektubunun davacı şirketi temsile yetkili kişi tarafından imzalanmamış olması sebebiyle davacı şirket açısından bağlayıcı olamayacağı, Taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak, davacının ancak takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2 maddesi uyarınca avans faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği, Talep edilen icra inkar tazminatı hakkırdaki takdirin Sayın Mahkemenin olacağı, Sonuç ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…Davacı şirketin — defterinin HMK. 222. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, Talimatla incelenen davalı —- tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde aynen “Davalı şirkete ait —defter kayıtlarının usulüne uygun düzenlenmediği” şeklinde belirtildiği, davalı — ticari defterlerini ibraz etmediğinin anlaşıldığı, Davacı şirketin — defterlerine göre, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı ——— alacaklı göründüğü, Diğer taraftan taraflar arasında var olduğu her iki tarafın da kabulünde olan sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca davaci tarafın talep edebileceği vade farkı alacağının —durumda takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacı——– olarak kabul edilebileceği, diğer hususlarda kök taporda varılan sonuçlarla bağlı kalındığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
———– tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Sonuç olarak kurulumuz, davacının davalıdan talep edebileceği bir alacak tespit edilemediği, davalının aleyhine vaki icra takibine yaptığı itirazın haklı bulunduğu, huzurdaki itirazın iptali davasının dayanağının bulunmadığı kanaatine ulaşmaktadır. —hukuki tavsif ve değerlendirme münhasıran Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere, işbu inceleme ve tespitlerimizi Sayın Mahkeme’nizin yüksek takdirlerine saygılarımızla arz ederiz…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…Davalının sunduğu —davacı şirketin ——üzerine atılmış bir imzanın mevcut olmakla herhangi bir gerçek kişi isminin bulunmadığı; Davacının imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki beyanına karşılık Davalının, —mektubunu imzalayanın davacı şirketin temsilcisi—- olduğu yönündeki iddiası ise— irdelendiğinde, —– davacı şirketin çalışan veya yetkilisi olmadığı, dolayısıyla dosyaya sunulu —- davacı şirketin yetkilisi tarafından imzalanmadığı, TBK m. 40 vd.’de düzenlenen —-davacı şirket adına ve hesabına bir hukuki işlem yapmadığı, temsil olunan sıfatını haiz olmayan davacı şirketin bu belge ile bağlı olmadığı, Sözleşmenin 5.2. maddesinde —- eden ayın —– satıcıya yapılacağı ve vadesinde yapılmayan ödemeler için —- kararlaştırıldığından buna göre istenebilecek vade farkı ile ilgili hesaplama yapıldığında davacı şirketin isteyebileceği vade farkı tutarının —– olduğu, — tarihinden itibaren vade farkı istenebileceği görüşünün benimsenmesi durumunda ise (fatura tarihleri dikkate almarak) yapılacak hesaplamaya göre davacının isteyebileceği —-olduğu (ancak davacı takipte — bulunmuştur) Huzurdaki davada, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.2. maddesinde vadesinde yapılmayan ödemeler için aylık %—–uygulanacağı yazılıdır. Davacı, takipten önce faiz isteminde bulunmadığından, bu konuda değerlendirme yapılmamıştır. Takip talebinde talep %13,75 ile sınırlandırdığından sözleşmenin 5.2. hükmü her ne kadar miktar olarak daha fazla faiz talep edebileceğine yönelik olsa da, talebe bağlılık ilkesince davacının talebi doğrultusundan takip tarihinden itibaren avans faizi isteyebileceği, Tarafların masraf, inkâr tazminatı, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkeme’nizin takdiri içinde kaldığı kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…a.) Dosyaya ibraz edilen taraflara —bildirimleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme: rapordaki tablodan görüldüğü üzere; davalı tarafın davacıya hitaben düzenlediği iki adet fiyat farkı faturası—- tutarlı faturalar davalı şirket tarafından——
bildiriminde beyan edilmesine rağmen, davacı şirketin —- bildiriminde beyan edilmediği görülmüştür.
Yukarıdaki detayı bulunan—– hariç tarafların ————-
bildirimlerinin birbirini teyit ettiği görülmüştür.
b.) Başlatılan İcra Takibi: Davacı alacaklı, ——sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine — alacağın icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %13,75 oranında ve değişecek oranlarda ticari temerrüt faizi ile tahsili talebiyle takipte bulunmuştur. Ödeme emri, — tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiştir. c.) İcra Takibine Borçlunun İtirazı: Borçlu davalı,— tarihli dilekçesinde özetle, borcunun bulunmadığını, borca, faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiğini belirtilmiş, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep edilmiştir.
d.) Mutabakat mektubunun geçerli olduğunun Sayın Mahkemece kabul edildiği duruma göre yapılan hesaplama: Davacı şirketin —- bulunan—-mutabakat
metninde—- tarihi itibariyle davalının davacıya— tutarınca borcunun bulunduğu beyan edildiğinden ve davacı şirketin ticari defterlerine göre — ödendiği görüldüğünden, Sayın Mahkemece mutabakat mektubunun geçerli olduğu görüşünün benimsenmesi durumunda, davalının davacıya takip tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı söylenebilecek olup, bu
konuda takdir ve hukuki yorum tamamen Sayın Mahkemenindir.
e.) Mutabakat mektubunun geçerli olmadığının Sayın Mahkemece kabul edildiği duruma göre yapılan hesaplama: Davalı şirketin —- defterleri üzerinde inceleme yapılarak talimatla düzenlenen bilirkişi raporuna göre; 2 adet ( davalının davacıya hitaben düzenlediği fiyat farkı faturaları ) fatura toplamı olan — tutar hariç olmak üzere, tarafların ticari defterlerinin davacının davalıdan—-alacaklı olduğu ile ilgili birbirini teyit ettiği tespit edilmiştir. Bu tespite göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle—–davalının ödemesi ) = —tutarında alacağının bulunduğu söylenebilecek olup, bu konuda takdir ve hukuki yorumun tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura —-açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun —davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile — formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda davalı ticari defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davacı ticari defterlerin ise usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. HMK 222 maddesi dikkate alındığında usulüne uygun olarak tutulmayan davalı ticari defter ve kayıtlarının davalı lehine delil teşkil etmesi mümkün değildir. Davacı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olması sebebiyle dosya kapsamı dikkate alındığında davacı ticari defter ve kayıtlarının esas alınması gerektiği, davacının davalıdan bakiye — cari hesap alacağının bulunduğu, bu yöndeki bilirkişi raporu tespitleri yerinde olduğu anlaşılmış, davacının cari hesap alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Davacının vade farkı alacağı yönünden; taraflar——- sözleşmesinin 5.2 maddesi dikkate alındığında davacının vade farkı alacağı talep edebileceği, —-tarihli bilirkişi raporu ile hesaplanan —-vade farkı alacağı talebinin yerinde olduğu, fazlaya ilişkin vade farkı alacağının alınan bilirkişi raporu ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında yerinde olmadığı anlaşılmış, davacının vade farkı alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde; davacı ile hesap mutabakatı yapıldığını, hesap mutabakatının davacı şirketin satış ve —- tarafından imzalandığını, mutabakatı sonrasında davacıya yapılan ödemeler sonunda bakiye herhangi bir cari hesap alacağı olmadığı beyan edilmişse de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları, —- yazısı ve davacıya ait —– dikkate alındığında davalı tarafından imzalandığı ileri sürülen — davacı şirket çalışanı ve yetkilisi olmadığı açık ve sabit olduğundan davalının hesap mutabakatına ilişkin beyanlarına ve hesap mutabakatına itibar edilmemiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—- hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı (— Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile,— asıl alacak ve takip talebinde talep edilen cins ve oran üzerinden işleyecek faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 4.106,57-TL’den davacı tarafça yatırılan 831,10-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan — harç olmak üzere toplam — harçtan mahsubu ile bakiye— harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 831,10-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 344,00-TL harç olmak üzere toplam 1.175,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 411,65-TL tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre — davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan — tebligat gideri ve — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.736,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre — davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen — nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.