Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1946 E. 2022/21 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1946 Esas
KARAR NO: 2022/21 Karar
DAVA: Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
Birleşen—- Dosyasında
DAVA TARİHİ : 28/11/2014
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket vekilinin —- tarihli dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin ——- eden — olduğunu, davacının —- işlerini takip ve tanıtım işleri için—— kurduğunu, —davalıyı da sözleşme ile işe aldığını, —- tarihinde sona erdiğini, davacının—-hukuki varlığının sona erdiğini, davanın gerekçesinin — nolu davalının dava konusu faturaların bir kısmını ödememesi ile diğer faturaları da faturadaki talimata aykırı olarak çekle ödediğini, davaya konu faturaların varlığı ve kesinleşmesi konusunda ihtilaf bulunmadığını,– nolu davalınin fatutaları ödediğini, — nolu davalının da almış olduğu paraları davacı şirket — nakden verdiğini fakat delile sunamadığını, faturalarda ödemelerin havale ile —– belirtildiğini, çek tesliminin ödeme olarak kabul edilmeyeceğini, — yetkisiz olarak çek teslim aldıysa çek bedelinden sorumlu olması gerektiğini, bu nedenlerle —- nolu davalılardan müşterek ve müteselsileri payları oranında en yüksek banka faizi hesabıyla ve masrafları da karşı tarafa tahmil etmek suretiyle tahsil edilmesini talep etmişlerdir.
—–Dosyasında
Davacı şirket vekilinin—- tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının — — — eden— şirketi olduğunu, — satılan yakıt için ilgili ——farura kesildiğini ve faturalar — ödeneceğini, düşülen — tahsili için davalı tarafın ilgili evrakları— iadesinin temin edilme yükümlülüğü bulunduğunu, davalı şirketin —iadesi için gerekli evrakları sunmayarak — iadelerinin alınmamasına sebebiyet verdiğini, bu şekilde davacının zarara uğratıldığımı, — verilen —- —- miktarının faturalardan tenzil edilerek yapılması gerekçesi olan —alımı için evrak temini yükümlülüğünün —- tarafından yerine getirilmeyerek davacı şirketin zarara uğratıldığını, davalı şirkete karşı fatura alacağından kaynaklanan alacak için davacının —– etmiş olduğu davanın mevcut olduğunu, bu nedenlerle dosyanın— dosyası ile bitleştirilmesini, —-alacağının davalıdan tahsil edilmesi yönünde karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA :
Asıl davada
Davalı ——vekilinin—– tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının —–yaptığını, geçmişte sahibi olduğu araçların bazılarının —— davacı firmadan satın alındığını, satın almış olduğu tüm yakıtın bedelini de çeklerle davacı tarafa ödediğini,—- mevcut işlerinin takip edilmesi, yetkili makamlarda kendilerini temsil etmesi ve gerekli tüm imzaları kendileri adına yapması için — yevmiye numaralı işlemi ile diğer davalı —- yetkili kılındığını, davalı şirket ile davacı arasında alışveriş bedellerinin —-hesabına havale yapılacağına dair bir anlaşmanın söz konusu olmadığını, para işleyişinin —— yapıldığını, çek ile ödeme kabul edilmez diyen davacı, davalı şirketten yüzlerce çek tahsil ederek alacağını aldığını, bu hususun davalının davacıya verdiği çeklerin ait olduğu —- kayıtları ile sabit olduğunu, davacının yasal temsilcisi davalı —-davalıdan tahsil cimiş olduğu çek ve paraları davacıya ödeyip ödemediği davalıyı ilgilendiren bir husus olmadığını, davalı şirket —- şubesinde —— onlarca çek keşide ederek davacı yerkili temsilci diğer davalı — teslim ettiğini ayrıca farklı tarihlerde davalının kendi hesabından davacının hesabına — havaleler yapıldığını, bu nedenlerle davacının yasal dayanaktan yoksun davasının reddine, lehine %20 tazminata karat verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil aleyhine açılmış bulunan dava yasal dayanaktan yoksunluğu, davacının iddia edildiği gibi müvekkillerinde herhangi bir hak ve alacağı olmadığını, davacının olmayan alacağa dayalı olarak açmış olduğu davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının beyan iddialarının net ve açık olmadığı, davacının; dava dilekçesinde hukuka aykırı olarak net olmayan beyanlar kullandığını ve iddialarını varsayımlara dayandırdığını, dilekçesinde ya ,veya gibi kavramlara yer verdiğini, davacı diğer davalı ile aralarındaki hukuki ilişki ve bu ilişki kaynaklı sorunlarına müvekkillerini ortak etme çabasına girdiğini, davacının kendi yetkili personeli ile yaşadığı sorunların muhatabının müvekkili olmadığını, müvekkilinin davacının —— yetkili elemanına vermiş olduğu çeklerin davacının hesabına geçtiğini, davacı taraf hem ödemelerin çek ile yapıldığını beyan ve ikrar etmekte hem de çek tesliminin ödeme olarak kabul edilmeyeceğini iddia etmekte olduğunu ki bu durumda davacı tarafın mükerrer tahsilat amacı güttüğünü, davacı tarafın ödemenin şekline ilişki müvekkiline yazılı talimat gönderildiği şeklindeki iddiasını kabul etmediklerini, müvekkili ile davacı taraf arasında ticaretten kaynaklı olarak müvekkilinin keşide ederek davacıya teslim ettiği yüzlerce çekin davacı hesabına geçtiğini, davacı tarafın haksız olarak alacak talebinde bulunmuş ise de dava dilekçesinde alacaklarının çek ile ödendiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin—– yapmakta olduğunu, müvekkili firmanın geçmişte sahibi olduğu araçların bazılarının yakıt ihtiyacını davacı firmadan satın aldığını, satın almış olduğu tüm—- bedelini de çeklerle davacı tarafa ödediğini,——- davacı şirket — mevcut işlerinin takip edilmesi, yetkili makamlarda kendilerini temsil etmesi ve gerekli tüm imzaları kendileri adına yapabilmesi için —– numaralı işlemi ile diğer davalı — yetkili kılındığı, müvekkili davacıdan satın almış olduğu ürünlerin tümünün bedelini diğer davalı —- aracılığı ile ödediğini, davacı tarafın müvekkillerinde hak ve alacağı olmadığını, dilekçe ekinde yer alan hesap ekstresinde mevcut hesap hareketleri, çeklerle yapılan ödemeler ve havalelerden açıkça görüldüğü gibi davacının müvekkillerinde hak ve alacağı olmadığını, davacının geçmişte satmış olduğu ürünlerden dolayı müvekkilinin davacıya bedel ödeme şekline ilişkin ile ilgili beyan ve iddiaları doğru olmadığı, müvekkil ile davacı arasında alış veriş bedellerinin—–hesabına havale yapılacağına dair bir anlaşma söz konusu olmadığı, gerçek durum davacı şirketin —ile yetkilendirdiği diğer davalı—– tüm işlemlerini yaptığı ve satmış olduğu ürünlerin bedelini bu kişi aracılığı ile tahsil ettiğini, müvekkili ile davacı arasında para işleyişi —- aracılığı ile yapıldığını, dilekçelerinin ekinde yer alan cari hesap ekstresinde de görüleceği gibi müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi müvekkil borcuna karşılık —–lehdarı davacı firma olmak kaydı ile onlarca çek keşide edip davacının yasal temsilcisi diğer davalı —- teslim ettiğini ve davacının da tüm bu çeklerin bedellerini tahsil ettiğini, dilekçelerinin ekinde yer alan cari hesap ekstresinde mevcut çek bilgileri ve bu çeklerin davacı tarafından tahsil edilmesi davacının ödemenin şekline ait beyanlarının doğru olmadığının da ispatı olduğunu, davacı tarafın müvekkili kast ederek —- davalının sorumluluk gerekçesinin faturada belirtilen ödeme yerinin ve biçiminin değiştirildiği iddiası olduğu oysa dilekçe ekinde yer alan hesap ekstresinde mevcut çekler ve bu çeklerin—– bedelinin davacı tarafından tahsil edilmesi iddiasının doğru olmadığının ispatı olduğunu, bu sebeple müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilimizi keşide ettiği yüzlerce çeki tahsil eden davacı tarafın bu olguyu bir iddia olarak nitelendirmesinin de hukuki olmadığını, müvekkilimizden yıllarca çek alıp tahsil eden davacının şimdi dava dilekçesinde bu ödeme şeklinin kendilerini zarara uğrattı demesi de iyi niyet kuralları ile bağdaşan bir husus olmadığı, çek ile ödeme kabul edilemeyeceği diyen davacının müvekkilden yüzlerce çek tahsil ederek alacağını aldığını, bu hususun müvekkiliri davacıya verdiği çeklerin ait olduğu— kayıtları ile sabit olduğunu yasal olarak yetkilendirmiş olduğu diğer davalı —- anlaşmazlıkların muhatabının müvekkilleri olmadığını, davacının yasal temsilcisi davalı —-müvekkilden tahsil etmiş olduğu çek ve paraları davacıya ödeyip ödemediği müvekkillerini ilgilendiren bir husus olmadığı, davacının ödemenin şekline ilişkin iddialarının aksine müvekkil ile davacı arasında —- beri tüm ödemeleri ve çekleri diğer davalı— tahsil ettiğini, müvekkil firma —- hesabından onlarca çek keşide ederek davacı yetkili temsilcisi diğer davalı —- teslim etmiş ve ayrıca farklı tarihlerde yine farklı tarihlerde müvekkil kendi hesabından davacının — hesabına farklı tarihlerde —-yaptığını yukarıda açıklanan sebepler, dilekçemiz ekinde yer alan çek ve makbuz suretleri,banka havale dekontlarından da açıkça anlaşılacağı gibi müvekkilinin davacı tarafa borcu olmadığından yasal ve haksız sebeplerle açılan davanın reddi ile lehimize %20 tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, asıl dava yönünden davacı fatura alacağının tahsiline yönelik alacak davası, birleşen dava yönünden ise; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin gerekli evrakları davacı şirkete sunmaması sebebiyle —– alacağı yönünden zarar uğrayan davacı şirketin anılan zararın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, asıl dava da; davalılar ile arasında sözleşme imzalandığını, dava konusu faturaların düzenlendiğini, davalıların dava konusu faturaları ödemediğini, dava konusu faturaların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava da ise; taraflar arasındaki anlaşma gereğince davalı şirkete fatura kesilirken— iadelerinin tenzil edilerek düzenlendiğini, davalı şirketin gerekli evrakları davacı şirkete sunmaması sebebiyle — iadesi alacağını alamadığını, davacı şirketin — alacağından mahrum kaldığını, davalının gerekli evrakları hazırlayıp sunmaması sebebiyle — iade alacağı yönünden davacı şirketi zarara uğradığını,– alacağının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, —- sayılı dosyası dosyasında müzekkereler dosya arasına alınmış, — hesaplarında gösterilen —tutarındaki fiili tespit raporu dosya arasına alınmış,— dosya arasına alınmış,— gerekçeli kararı dosya arasına alınmış, —- dosya arasına alınmış, — sayılı dosya gerekçeli kararı dosya arasına alınmış, — üzerinden dosya arasına alınmış, — dosya arasına alınmış, — — dosya arasına alınmış, — tarihli bilirkişi raporu alınmış,— tarihli bilirkişi ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle,—Davacı şirketin davada taraf olma ehliyetinin mevcut olduğu ve —-düzenlenen vekaletnamenin hukuken geçerli olduğu, A- Asıl Dava Yönünden;—Davalı şirketin ibraz edilen —- ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, —Davacı şirker tarafından davalı şirket adına düzenlenen dava konusu toplam —- bedelli — adet faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, — Davalı şirket tarafından davacı şirkete verilen —- adet çekin karşılığının davacıya ödendiğinin ispata muhtaç kaldığı, –. Davalı şirket tarafından — tarihinde davacının — hesabına yapıldığı görülen — ödemenin, davacı şirketin farura alacaklarından mahsup edilmesiyle, davacı şirketin dava tarihi itibariyle davalı şirketten —talep edebileceği, B- Birleşen Dava Yönünden; Davalı şirketin — ticari defterleri ibraz edilmiş olup, — yılında düzenlenen faturaların davalı şirketin cari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Ancak davalının — ticari defterleri ibraz edilmediğinden — düzenlendiği anlaşılan — adet faturanın tespitinin mümkün olmadığı,——yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle,—- tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin sayın —–görev alanına air olduğu işaret edilmek suretiyle, kök raporda varılan sonuçlarla bağlı kalındığı; ibtanamenin geçerli olup olmadığı yönündeki tartışmanın,—yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizin —- numaralı celsesinde asıl dava da davalı olan —yönünden tefrik kararı verildiği görülmüştür.
Eldeki dava da davacı şirketin iflas ettiği, bu sebeple davacı şirket vekilinin vekalet yetkisi bulunmadığı, davacının tüzel kişiliği belirlenmediğini ileri sürülmüş ise de; davacının tasfiye halinde olduğu, davacı vekilinin vekaletnameyi iflas idaresinden almış olduğu, davacı yanın aktif husumet ehliyetinin olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin gerek davacı şirketin ve gerekse davacı vekilinin — icra takibi başlatma yetkisi bulunmadığına yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir. ——
Asıl dava yönünden;
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, alacak davaları için de geçerlidir. Yani, alacak davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Eldeki dava da, davalı şirket cevap dilekçesi ile dava konusu fatura alacaklarını ödediğini beyan etmiştir. Ayrıca mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafça talep edilen faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının dava konusu faturalara ilişkin mal/hizmeti davalıya verdiğinin kabulü gerekir. Esasen bu husus davalınında kabulünde olup, davalı taraf bu faturalara konu ödemeleri yaptığını iddia etmektedir. Ödeme iddiası ile davalı taraf ispat yükünü üzerine almış olup davalının dava konusu faturaların ödediğini ispat etmesi gerekmektedir. Fatura miktarları dikkate alındığında bu hususun yazılı delille ispat edilmesi gerekir—–
Her ne kadar davalı dava konusu fatura bedellerini çekle ödediğini beyan etmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının, davacıya çekler verdiği ancak incelenen banka kayıtları ile sabit olduğu üzere davalı tarafından çeklerin ödenmediği anlaşılmakla bu yöndeki davalı beyan ve savunmalarına itibar edilmemiştir. Bilirkişi raporu ile tespit edilen havale bedeli düşüldükten sonra bakiye bedelin davacı tarafından talep edebileceği değerlendirilmiş, asıl davanın kısmen kabulüne, —- dava tarihinden tahsil tarihine kadar —- maddesi uyarınca —- yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden;
Dosya kapsamında alınan bilirkişi rapor ile davalı şirketin— — yılı ticari defterleri ibraz edilmiş olup, davacı tarafından — iadesi talep edilen — yılına ilişkin faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davalının —- yılı ticari defterleri ibraz etmemesi sebebiyle bu faturalar yönünden bir tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
HMK 222 md gereğince ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun bir şekilde tutması gerektiği, alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalının — yılına ilişkin ticari defterlerini sunmadığı gibi — yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmadığı, davalı lehine delil kabileyetinin olmadığı anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki HMK 222/4 md gereğince usulüne uygun tutulmayan ticari defter ve kayıtlar sahipleri aleyhine delil olmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafça talep edilen —-ilişkin faturaların kayıtlı olduğu, —- şirketi tarafından hazırlanan ve davacı tarafından dosyaya sunulan yeminli tercüme raporuna göre davacının — iade alacağının bulunduğu anlaşılmakla davacının —iade alacağına ilişkin talebinin yerinde olduğu, davalı tarafından —yılına ilişkin ticari defterlerin ibraz edilememesi sebebiyle anılan faturaların tespit yapılamamış ise de; davacı tarafça alacağına ilişkin yeminli tercüman raporu, davalının defter ibrazından kaçınmış olması, —- cevabı dikkate alındığında—-mümkün olduğunun belirtildiği anlaşılmakla birleşen dava yönünden davacının—- alacağı talebinin yerinde olduğu dikkate alınarak davacının talebinin tamamının kabulü gerektiği anlaşılmış, birleşen davanın kabulüne, — dava tarihinden tahsil tarihine kadar —– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından dava konusu alacağın yabancı para cinsinden talep edilmiş olduğu dikkate alınarak——– sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, harç ve vekalet ücreti, dava konusu yabancı paranın karar tarihindeki — karşılığı üzerinden belirlenmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A—– dava tarihinden tahsil tarihine kadar —- ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Birleşen dava yönünden;
2-Davanın KABULÜNE,
—- dava tarihinden tahsil tarihine kadar —- para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl Dava Yönünden;
A-Karar Harçları;
3-a) Karar harcı 24.440,57 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.271,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.168,77 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
B-Vekalet Ücreti;
3-b)Davacılar yararına AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca takdir edilen 33.495,23 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-c)Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına AAÜT’nin 13/2-3 maddesi uyarınca takdir edilen 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
C-Diğer Yargılama Giderleri;
3-d)Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 275,60-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.104,60-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.990,11 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen—-Sayılı Dosyası Yönünden;
A-Karar Harçları;
4-a)Harçlar yasası uyarınca Karar harcı 8.791,16 -TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 391,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.399,86 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
B-Vekalet Ücreti;
4-b)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 16.176,03 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-Diğer Yargılama Giderleri;
4-c)Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 22,00-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 51,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2022