Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1928 E. 2018/651 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1928 Esas
KARAR NO : 2018/651

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 07/02/2014
KARAR TARİHİ : 27/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı şirketlerin ayrı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen birbirlerinin borçlarına kefil olmaları ve aralarında fiili ve organik bağ bulunması nedeniyle birlikte başvuruda bulunduklarını, şirketlerin ara bilançolara göre borca batık olduklarını, sunulan iyileştirme projesinin uygulanmasına imkan tanınması halinde borçlarını ödeyebilecek hale geleceklerini bildirmiş, davacı şirketlerin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ :
Asli müdahil ……………. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil …….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……………. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil………… vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ………… vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil …………….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……………….vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne, tedbir kararlarının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……………… vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……………….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne, tedbirlerin kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……………. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ………………… vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil………………………….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ………………. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne, tedbirlerin kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ……. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil …………. Vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 179, 179 a-b ve TTK’nun 376 ve 377 maddelerinde düzenlenen iflas erteleme istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir.
İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nun 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178(1) madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.
İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur.
İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmeli ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmelidir.
Somut davada davacı şirketler iflas erteleme talebi ile 07/02/2014 tarihinde başvurmuş, İİK’nun 179/b maddesinde belirtilen tedbirlerden 10/02/2014 tarihli karar ile yararlandırılmıştır.
24/02/2014 tarihli birinci kayyım raporunda her iki şirketin ocak ayı içerisinde zarar ettiği, vergi ve sigorta borçlarını ödeyemez olduğu, ocak ayı cirolarının geçmiş yıllara ve iyileştirme projesindeki satış projeksiyonlarına göre çok düşük olduğu, üçüncü kayyım raporunda ………………. Gıda Şirketinden olan 5.800.000,00 TL’lik alacağından protokol ile vazgeçtiği ve bu protokolü zarar kaydettiği, …………. Şirketinin …………..Şirketinin ürettiği malları satın alarak üçüncü firmalara sattığı, …………….. Şirketinin borca batıklığının bu vazgeçmeden kaynaklandığı, dördüncü kayyım raporunda her iki şirketinde projede öngörülen sermaye artışlarını yaptığı, faaliyetlerinin devam ettiği, vergi ve sigorta borçlarının ödenemediği, dokuzuncu kayyım raporunda vergi ve ……………… prim borçlarının yapılandırıldığı, on birinci kayyım raporunda taahhüt edilen 42.910,00 TL’lik sermaye artışının henüz yapılmadığı, on yedinci kayyım raporunda ……… yönünden ticari alacak tutarında düşüş görülmediği, senetli alacaklarının arttığı, ticari borçlar hesabında da düşüş görülmediği, stok tutarlarının arttığı, nakit sıkışıklığının devam edip vergi ve sigorta borçlarının ödenemediği, …………..Şirketi yönünden ise ticari alacaklarda önemli bir değişiklik olmadığı, satıcı borçlarının azaldığı, banka borçlarının değişmediği, stok tutarlarının artış kaydettiği, vergi ve sigorta borçlarının ödenemediği, yirmi ikinci kayyım raporunda on yedinci kayyım raporundaki tespitlerin aynen geçerliliğini koruması yanında protokol ödemelerinin aksadığı, nakit sıkışıklığının devam edip çek ve senetlerle işlem yapılabildiği, vergi ve sigorta borçlarının yeniden yapılandırıldığı, yirmi altıncı kayyım raporunda 2018 ocak ayı itibariyle ……………………işçinin çalıştığı,………….Şirketi yönünden ticari alacaklarda artış olduğu, borçlarında az miktarda düşüş olduğu, vergi ve sigorta borçlarının arttığı ve yapılandırıldığı, banka borçlarının ödenemediği, protokol ödemelerinde aksaklıklar olduğu, ……….. Şirketi yönünden ticari alacaklarda düşüş olup senetli alacakların arttığı, ticari borçlarda önemli bir değişiklik olmadığı, banka borçlarının ödenemediği, nakit sıkışıklığının devam ettiği, senet ve çek tahsilatlarının yapıldığı, nakit tahsilat konusunda sıkıntı yaşandığı, vergi ve sigorta borçlarının taksitlendirildiği, yirmi yedinci kayyım raporunda yirmi altı nolu kayyım raporundaki tespitlerin aynen devam ettiği bildirilmiştir.
Davacı şirketlerin borca batık olup olmadığı ve iyileştirme projesinin iflasın ertelenmesini sağlayıcı nitelikte bulunup bulunmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bilirkişi kurulu 01/04/2014 tarihli raporunda; davacı ………. Şirketinin bilanço üzerinden özvarlığının 642.883,03 TL rayiç değerler üzerinden ise 2.490.367,49 TL miktarında borca batık olduğunu,…………………Şirketinin ise bilanço üzerinden 1.571.212,85 TL artı değerde olmasına karşın rayiç değerler üzerinden 483.685,34 TL miktarında borca batık olduğunu, her iki şirketin borca batıklığın aşılması için ne gibi tedbirler almayı bu tedbirlerin hangi yöntemlere başvurularak gerçekleştirileceğini ve tedbirlerden mali yönden ne gibi bir yarar sağlanacağını somut olarak bildirmediklerini iyileştirme tedbirlerinin somut olarak ortaya konmadığını, projenin bir temenniden öteye geçmediğini, iflasın ertelenmesi şartlarının gerçekleşmediğini, 27/05/2014 tarihli teknik bilirkişi raporu ile davacı şirketlerin mal varlıklarının rayiç değerlerinin belirlenmesinden sonra bilirkişi kurulu 09/06/2014 tarihli ek raporunda; şirketlerin ciddi şekilde borç yapılandırma işlemine başlamadıklarını, ……………. Şirketi yönünden 1.976.020,91 TL borca batık olduğunu, mali tabloların ibraz edilmemesi nedeniyle iyileştirme projesi konusunda değerlendirme yapılamadığı, bu şirket yönünden projenin ciddi ve inandırıcı olma şartını yerine getirdiğinin kabul edilemeyeceği,…………Şirketinin ise 371.439,44 TL miktarında borca batık olduğunu, projenin satış ve karlılık bakımından gerçekleştirilemediğini, kasadaki mevcut 5.800.000,00 TL’nin diğer davacı şirket hesaplarına mahsup edilmesinin muvazaalı işlem olarak değerlendirilebileceğini, bu şirket yönünden iflasın ertelenmesi koşullarının mevcut bulunmadığını, 22/12/2014 tarihli ikinci ek raporunda; her iki şirket yönünden karlık tutarının iyileştirme projesinde öngörülen karlılığı yakaladığını, ancak borç yapılandırmalarının yapılmamış olmasının büyük eksiklik olup davacı taraflarca ileri sürülen gerekçenin ikna edici olmadığını, satışların belli bir düzeye gelmesi gibi bir mazeretin muğlak bir açıklama olduğunu, ……….. Şirketi yönünden iflasın ertelenmesi koşullarının mevcut bulunmadığını, 01/05/2016 tarihli üçüncü ek raporda;………Şirketi yönünden satış, karlılık, sermaye ödenmesi ve ortaklık görüşmeleri bakımından olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini, borca batıklığın pozitife dönmekte olduğunu, projenin uygulanabilir olduğunu………….. Şirketi yönünden borca batıklığın rayiç olarak negatif devam etmekte olduğunu, bunun büyük oranda sebebinin finansal kiralama borcuna ilişkin kefalet riskleri olduğunu, satış karlılık sermaye ödenmesi ve ortaklık görüşmeleri bakımından olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini, projenin uygulanabilir olduğunu, 25/11/2016 tarihli dördüncü ek raporda;……………….Şirketi yönünden satış, karlılık, sermaye ödemesi ve ortaklık görüşmeleri bakımından olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini, borca batıklığın pozitife dönmekte olduğunu, projenin uygulanabilir olduğunu, ancak borç yapılandırma görüşmelerine başlanması konusundaki ikazlara rağmen isteksizliğin iyileştirme projesinin inandırıcılığını tehdit eden ciddi bir olumsuzluk boyutuna ulaştığını, ……….Şirketi yönünden borca batıklığın rayiç olarak negatif olarak devam etmekte olduğunu, bunun büyük oranda sebebinin finansal kiralama borcuna ilişkin kefalet riskleri olduğunu, satış karlılık sermaye ödenmesi ve ortaklık görüşmeleri bakımından olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini, projenin uygulanabilir olduğunu, yeniden yapılandırma görüşmelerinin derhal bütün önemli alacakları kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması gerektiğini, şirketin bu konudaki geciktirici tutumunun iyileştirme projesinin inandırıcılığını tehdit eden ciddi bir olumsuzluk boyutuna ulaştığını, 17/05/2018 tarihli beşinci ek raporda;……. Şirketi yönünden 1.216.774,69 TL borca batık olup davacı………. kredi borçlarına kefaleti nedeniyle 1.007.040,42 TL riskle birlikte 2.223.815,11 TL borca batık durumda bulunduğunu, satışların projede belirlenen tutarın üzerinde yerine getirildiği, karlılık tutarının da belirlenen değerlerde olmakla birlikte 2016 yılında büyük tutarlarda zararın meydana geldiğini, sermaye artış taahhütlerinin yerine getirildiğini, iflasın ertelenmesi sürecinde borç tutarlarında artışların meydana geldiğini, dosyaya sunulan projenin 2016 yılı sonuna kadar olan dönemi kapsadığını,………….Şirketi yönünden 1.412.672,77 TL borca batık olup davacı ……………. Şirketinin kredi borçlarına kefaleti nedeniyle 6.755.460,88 TL riskle birlikte 8.168.133,65 TL borca batık olduğunu, satışların projede belirlenen tutarların altında yerine getirildiğini, karlılığın projede belirlenen değerlerde olmakla birlikte 2016 yılında büyük tutarlarda zararın meydana geldiğini, sermaye artış taahhütlerinin yerine getirildiğini, borç tutarlarında iflas erteleme süreçlerinde artışlar meydana geldiğini, projenin 2016 senesi sonuna kadarki dönemi kapsadığını, davacı tarafça rayiç değer tespitine konu varlıkların listelerinin sunulmaması ve inceleme için heyetin varlıkların bulunduğu yere götürülmemesi nedeniyle rayiç değerlerin belirlenemediğini, davacı şirketlerin iflasın ertelenmesi şartlarını yerine getirmemiş durumda olduklarını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, iyileştirme projesi örneği, kayyım raporları, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları ile özellikle hükme esas alınan bilirkişi kurulunun 17/05/2018 tarihli beşinci ek raporu ile; davacı şirketlerin dava tarihinde ve sonrasında ve hüküm tarihinde borca batık oldukları beşinci ek raporda da belirlendiği üzere hüküm tarihinde dava tarihine göre her iki şirket yönünden borca batıklığın artarak devam ettiği, her ne kadar davacı şirketler projede belirlenen karlılık oranını gerçekleştirmiş iseler de her iki şirketin elde ettiği karın yasada öngörülen azami erteleme süresi içinde borçtan batıklıktan kurtulmalarını sağlayacak miktarda bulunmadığı gibi davacı şirketlere ilişkin sunulan iyileştirme projesinin 2016 yılı sonuna kadar olan dönemi kapsadığı, davacı tarafça dava derdest olmasına rağmen bu tarihten sonraki 1,5 yılı aşkın süre için bir iyileştirme projesinin sunulmadığı, gerek kayyım gerekse bilirkişi raporlarında özellikle vurgulandığı gibi …………..Şirketi yönünden kasadaki mevcut 5.800.000,00 TL’nin diğer davacı şirket hesaplarına mahsup edilmesinin muvazaalı işlem niteliğinde olduğu yanında yine gerek kayyımların gerekse bilirkişi kurulunun sürekli raporlarında dikkat çekmelerine rağmen davacı tarafın özellikle bütün büyük alacakları kapsayacak şekilde davanın başından hüküm tarihine kadar borçların yapılandırılması konusunda hiçbir teşebbüste bulunulmadığı, beşinci ek raporda belirtildiği üzere mal varlığının rayiç bedelinin belirlenmesi açısından bilirkişi kurulunun varlığın bulunduğu yer üzerinde inceleme yapması konusunda gereğini yerine getirmediği gibi bu konuda varlıkların listesini dahi sunmadığı, borçların büyüklüğüne göre küçük miktarlardaki sermaye artışlarının yerine getirilmesinin yeterli olmadığı, davanın açılmasından hüküm tarihine kadar dört buçuk yıla yakın bir sürenin geçtiği, yasada öngörülen beş yıllık azami süreye göre kalan süre içinde geçmişteki mali seyre göre davacı şirketlerin borca batıklığının ve alacaklılara olan borç miktarlarının artarak devam ettiği göz önünde tutulduğunda kalan süre içinde borca batıklıktan kurtulmalarının mümkün olmadığı, davanın açıldığı tarihe göre hüküm tarihinde alacaklıların durumunun çok daha kötüye gittiği, alacaklıların bu durumu dilekçelerinde sıkça dile getirdikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketlerin davanın başından beri her iki şirketin de borçtan kurtulması ve iyileşmesi konusunda gereğini sağlayacak nitelikte iyileştirme projesi sunmayarak istemlerinde samimi olmadıkları yargılama sırasında da bu samimiyetin oluşmadığı ve devam etmediği, yalnız tedbirlerden yararlanarak asgari ve olağan düzeyde faaliyetlerini devam ettirdikleri, borçtan kurtulmalarını sağlayacak yoğunlukta ve nitelikte bir çaba göstermedikleri gibi 2016 yılı sonrası hüküm tarihine kadar olan dönem için iyileştirme projesi dahi sunmadıkları, davaya devam edilmesi halinde hüküm tarihinde dava tarihine göre durumları daha da kötüleşen alacaklılarının işleyen faizler nedeniyle alacaklarının daha da artacak olması nedeniyle durumlarının daha da kötüye gideceği, borca batıklıktan kurtulmaları mümkün olmayan davacı şirketlerin bir an önce iflaslarına karar verilmesinin gerek davacı şirketler gerekse tüm alacaklılar yönünden zorunlu ve yararlı olduğu anlaşılmakla davacı şirketlerin iflaslarına, her ne kadar beşinci ek raporda şirketlerin mal varlıklarının rayiç değerler üzerinden davacı şirketlerin tutumu nedeniyle tespiti yapılamamış ise de alınan tüm raporlar birlikte değerlendirildiğinde davacıların mal varlığını oluşturan malların önceki raporda yapılan 27/05/2016 tarihli teknik bilirkişi raporu ile değerlendirildiği, hüküm tarihindeki muhtemel değerler arasında önemli bir fark bulunmayacağı buna karşın her iki davacı şirketin borçlarının ve borca batıklık miktarının büyük oranda artarak devam ettiği, her iki davacı şirketin de borca batık oldukları konusunda bir tereddüdün bulunmadığı, aksinin iddia edilmediği gibi bu konuda herhangi bir belge ve rapor da sunulmadığı, dosyanın sürüncemede kalmaması, alacaklıların durumlarının daha da kötüye gitmemesi birlikte değerlendirilerek yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, tüm dosya kapsamı ile her iki davacı şirketin iflaslarına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı şirketlerin iflasın ertelenmesi isteminin reddi ile, borca batık olduğu belirlenen istanbul ticaret sicil müdürlüğünün …………. sicil numarasında kayıtlı ………. ile ….. sicil numarasında kayıtlı ….. ŞİRKETİ ‘nin İFLASINA,
2-İİK.nun 165(1)maddesi uyarınca iflasın 27/06/2018 gün ve saat 10:02 itibariyle açılmasına,
3-İİK.nun 166(1)maddesi uyarınca iflasın açıldığının derhal İstanbul Anadolu Adliyesi İflas Müdürlüğü ile ilgili yerlere bildirilmesine,
5-İİK.nun 166(2)maddesi uyarınca iflas müdürlüğünce gerekli bildirim ve ilanların derhal yapılmasına,
6-Mahkememizce bu dava nedeniyle alınan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına,
7-Atanan kayyımların görevine son verilmesine,
8-Kısa karardan sonra gerekçeli kararın bir örneğinin de iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
9-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 25,20 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 10,70 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacı ve müdahil taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
11-Davacı ve müdahil taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333.md uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile hazır bulunan müdahiller vekillerinin yüzüne karşı diğer müdahillerin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.