Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1856 E. 2018/322 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1856 Esas
KARAR NO : 2018/322

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 26/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yönetimindeki — plakalı motosiklet ile davalıların sürücüsü sahibi ve trafik sigortacısı olduğu, — plaka sayılı otomobilin kazaya karıştığı, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının sürekli sakat kalacağı şekilde yaralandığı, müvekkilinin kaza tarihinden itibaren hale çalışamadığını, sakat kaldığını, sol elini kullanamadığını, müvekkilinin beden gücüne dayalı iş yaptığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107. Maddesi uyarınca sürekli sakat kalması karşılığında 20.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminat toplamı 50.000,00 TL tazminatın sigorta şirketi yönünden teminat ile sınırlı olması kaydıyla kaza tarihi olan 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, müvekkilinin sabit bir geliri olmadığı kirada yaşaması sebebiyle adli yardımdan faydalanması gerektiği ve davalıların kazaya karışan — plaka sayılı aracını kaydına ihtiyati tedbir konulmasına ve davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurlarının olmadığını, talebin fahiş olduğunu, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini davacının kaza anında kask ve koruyucu malzeme kullanmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılara ait — plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından tanzim edilen 18/05/2011 -18/05/2012 vadeli — poliçe numaralı ZMMS sigorta poliçesiyle sigortalı olduğu, kazanın 2011 yılında meydana geldiğini, zamanaşamına uğradığını, davacı kask ve koruyucu malzemeleri kullanmaması sebebiyle kaza ve hasar arasındaki illiyet bağını kopardığını, keza davacı söz konusu ekipmanları kullansaydı hasarın oluşmayacağı, zararı ispat etmesi gerekenin davacı olduğu, dosyanın maluliyet ve kusur tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerektiği, talep edilen tazminatın fahiş olduğu, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini belirterek haksız ve hukuka aykırı tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararın sürücü, araç maliki ve zorunlu mali sorumluluk sigorta (ZMSS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden, sorumlulukları kapsamında tazmini talebine ilişkindir.
Dava dosyasının mahkememize tevzisinden önce geçirdiği safahat incelenmiş, davanın ilk olarak İstanbul Anadolu— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açıldığı, anılan mahkemece yapılan yargılama neticesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın trafik sigortacısı ile birlikte işleten ve sürücü aleyhine açıldığı, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının Ticaret Kanununda düzenlendiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki kararları gereği söz konusu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek 12/09/2013 tarih — esas ve — karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verildiği, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, tüm dava şartlarının var olduğu değerlendirildikten sonra uyuşmazlık noktaları tespit edilmiş ve tahkikata geçilerek, deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekilinin adli yardım talebi dosya kapsamı itibariyle sunulan belgeler incelenmek suretiyle mahkememizin 08/11/2013 tarihli ara kararı ile reddedilmiş, yine tedbir talebi de 10/12/2013 tarihinde tensip tutanağında dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde HMK 389/1 maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Davalı —Sigorta A.Ş. tarafından yapılan zamanaşımı def’i ile ilgili olarak kaza tarihi ile dava tarihi esas alınarak yapılan değerlendirme ve davalı sürücü Sinem hakkında ceza dosyasının bulunması sebebiyle yerinde görülmemiştir.
Hasar dosyası ve poliçe ile kazaya karışan aracın malik bilgileri ve İstanbul Anadolu —Sulh Ceza Mahkemesinin — esas sayılı dosyası, Sosyal Güvenlik Müdürlüğü kayıtları Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtları, kaza tutanağı ve tarafların sosyal ekonomik durumlarına ilişkin belgeler celp edilmiş, davacı uhdesinde oluşan maluliyetin tespiti için Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan rapor alınmış, yine trafik kazasındaki kusur oranlarının tespiti ile ilgili alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış ve taraf tanıkları dinlenmiş anlatımları tutanak altına alınmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; davalı adına kayıtlı — plaka sayılı otomobilin 18/05/2011-12 tarihleri arasında davalılardan — Sigorta Şirketi tarafından — sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı; kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatının 200.000,00 TL olduğu; görülmüştür.
İstanbul Anadolu—Sulh Ceza Mahkemesinin— esas sayılı dosyasında alınan 03/06/2013 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda dava konusu kaza sebebiyle davalı sürücü —‘nun asli kusurlu olduğu, davacı …’ın ise tali kusurlu olduğu; aynı dosyadan alınan 21/11/2013 tarihli — numaralı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda aynı kanaatin bildirildiği, yapılan yargılama sonucunda sanığın sübut bulan taksirle yaralama eylemi nedeniyle 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve neticeten yapılan arttırım ve indirimler sebebiyle sanığın 2.240,00 TL adli para cezasına ile mahkum edilmesine karar verildiği görülmüştür.
Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulunun 16/10/2015 tarih— karar nolu raporunda davacının kaza sebebiyle E cetveline göre %16 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 6 ay olduğu mütalaa edilmiş yine mahkememizce trafik kusur ve hasar uzmanı bilirkişiler Makine Mühendisi — ile Tazminat Hesap Uzmanı —‘den alınan 17/10/2016 tarihli raporda somut olayda davalı …’in K.T.K. 84/f ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 157/a/6 maddelerini açıklanan kusurlarını işlediğini, kazanın meydana gelmesinde asli derecede ve % 85 oranında kusurlu olduğu davacının ise K.T.K. 47/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/d maddelerini açıklanan kusurlarını işlediğini tali ve % 15 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararın (geçici işgörememizlik zararının 3.460,04 TL, geçmiş dönem zararlarının 7.493,74 TL, gelecek aktif dönem zararının 67.058,23 TL ve gelecek pasif dönem zararının 11.849,96 TL) 89.861,97 TL olduğu, davadan önce davalı … şirketine başvuru yapılmadığı, bu nedenle davalı … şirketi yönünden dava diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği kanaatinin bildirildiği görülmüş söz konusu rapor mahkememizce HMK 282 maddesi uyarınca denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı tanıkları huzurda dinlenmiş ve tanık anlatımları kusur, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden değerlendirilmiştir.
Davacı vekili 24/04/2017 tarihli dilekçesiyle maddi tazminata ilişkin talebini ıslah ederek 69.861,97 TL arttırmış ve toplam maddi tazminat talebini rapor ile belirlenen 89.861,97 TL’ye yükseltmiş, aynı tarihli dilekçesiyle manevi tazminat talebininde 30.000,00 TL olarak belirtmiştir. Söz konusu ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş ve beyanları alınmıştır. Davalı … şirketi tarafından ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da söz konusu kaza sebebiyle ceza kovuşturması yapılmış olduğu ve kaza tarihi itibariyle yaralanma sebebiyle uzamış zamanaşımı süresinin dolmadığı değerlendirilerek zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, kaldı ki huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olması sebebiyle bu hususta her hangi bir ara karar oluşturulmamıştır.
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ve elde ettiği kazançlara ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı için davacının kazancı en son verilen ışığında asgari ücret tarifesi esas alınarak değerlendirilmiştir.
Davalı … şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden ise temerrüt tarihinin başlangıcı haksız fiilin başlangıç tarihi olan 10/09/2011 olay tarihidir. Davalı … şirketine tazminat ödemesi için başvuru yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından davalı … şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihi dava tarihi olarak esas alınması gerekirken sehven bu husus kısa kararda kaza tarihinden itibaren olarak belirtilmiş, bu husus gerekçede belirtilmek suretiyle açıklanmış ancak gerekçeli kararın, kısa karardan farklı olamayacağı sebebiyle kısa kararda açıklandığı şekilde hüküm kurulmuş, temerrüt faizi nev’i taleple bağlı kalınarak yasal faiz olarak hesaplamaya konu edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı da oluşan beden ve iş gücü kaybı nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararın miktarı bu zarardan tarafların sorumluluğu ve kusur durumları ile davacının maddi ve manevi tazminat talep şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına ve tarafların iddia ve savunmalarına göre; davanın trafik kazası sonucu oluşan mululiyete bağlı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, meydana gelen kazada davacı …’ın yaralandığı ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporuna istinaden %16 oranında sürekli iş gücü ve 6 ay müddetince geçici iş gücü kaybına uğradığı, kazada asli kusurun davalı sürücü …’na ait olduğu, davacının kusurunun % 15 oranında ve 2. Derecede anılan davalının ise asli ve % 85 oranında kusurlu olduğu, ceza dosyasında anılan bilirkişi raporlarında da aynı şekilde rapor tanzim edildiği, davacının kaza esnasında gerekli teçhizatı kullanmadığı, dolayısıyla müterafik kusuru olduğu itirazının yaralanmanın kol, el ve kalçadan olmuş olması sebebiyle davacının kask ve gözlük takmamasının kaza ile illiyetinin bulunmadığı, bu nedenle müterafik kusurunun söz konusu olmadığı, tanık anlatımlarının davacı iddiasını doğruladığı, davacı uhtesinde oluşan zararlardan davalı işleten … ile araç sürücüsü …’nun işleten ve sürücü sıfatıyla sorumlu olduğu ve zararı gidermekle yükümlü oldukları, davalı … şirketinin ise sürücünün kusur oranı ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere maddi zarardan sorumlu olduğu, davanın 10/09/2011 tarihinde açıldığı ve HMK 33. madde kapsamında yapılan değerlendirmede davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davacının maddi tazminat talebine ilişkin dava dilekçesi ve bedel arttırım dilekçelerinin birlikte değerlendirilmesiyle, maddi tazminat davasının kabulü ile, 89.861,97 TL maddi tazminatın davalılar — ve … yönünden 10/09/2011 kaza tarihinden, davalı …Ş. yönünden ise 10/09/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan dayanışmalı tahsili ile davacıya verilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden 10/09/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, işbu hata gerekçede açıklanmış ancak gerekçeli kararın kısa karardan farklı olmayacağı gerekçesiyle tefhim edilen kısa karar gibi hüküm oluşturulmuş, manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise kazanın oluşu, tarafların kusur oranları ve dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ile tıbbi ve adli raporlar TMK 4. Maddesi uyarınca hakkaniyet ilkesiyle birlikte değerlendirilerek davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar — ve …’ndan dayanışmalı olarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın dava dilekçesi ve bedel arttırım dilekçesi birlikte değerlendirilerek ;
1-Davacının cismani zarara ilişkin maddi tazminat davasının kabulü ile, 89.861,97- TL maddi tazminatın 10/09/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak; tarafların kazadaki kusur oranları, sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 10/09/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ndan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar harcı 6.480,02-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 24,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.455,72-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.116,92-TL ilk masraf, 203,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.519,92-TL yargılama giderinin davalılartan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacının maddi tazminat istemi yönünden kabul edilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.938,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının manevi tazminat istemi yönünden kabul edilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının manevi tazminat istemi yönünden reddedilen miktar esas alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin davalı vekillerinin yokluklarında, davacı vekilinin yüzüne yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/03/2018