Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1853 E. 2018/1093 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1853 Esas
KARAR NO : 2018/1093
DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2011
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkili şirket lehine davalılardan —– maliki olduğu —– ili—– ilçesi – parsel sayılı taşınmaz üzerinde 15/06/2006 tarihinden itibaren geçerli onbeş yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak kullanılması için davalılardan —–. Şirketi ile akaryakıt istasyonunu bayiliği konusunda taraflar arasında sözleşme imzalandığını, davlı …’un diğer davalı —— ile birlikte müteselsil kefili ve müşterek borçlu olarak sözleşmeyi imzaladığını, rekabet kurulunun 12/03/2009 tarihli bildirimi ile 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin sürelerine bakılmaksızın ilk beş yıllık süre için muafiyetten yararlanabileceği bildirilmekle intifanın tapudan terkininin yapılmasından sonra ihtarname ile sözleşmenin sonlandırıldığını ve 15/06/2011 tarihinden sonraki döneme tekabül eden bakiyelerin iadesinin talep edildiğini, ancak davalılarca ödeme yapılmadığını, intifa hakkının tapudan terkini işlemlerinin yapılması için davalı tarafa ihtarname ekinde vekaletname gönderildiğini, intifa hakkının müvekkili tarafından kullanılmayan 18/09/2010 tarihinden sonrasına ait gayri maddi hak bedeline tekabül eden kısımının güncelleştirilmiş bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini bildirmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak gayri maddi hak bedeli, intifa bedeli, yatırım bedeli ve diğer ödemelerin 18/09/2010 tarihinden sonraki döneme tekabül eden bakiyesi olan 1.811.044,00 TL alacağın KDV ‘si ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar —-… Şirketi ve … vekili cevap dilekçesinde: davalıların adresi nedeniyle ——-Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kararın 12/03/2009 tarihinde ilanı ile birlikte aleni olduğunu, davacının duyurunun ilanı ile birlikte bu tarihte muafiyetten yararlanamayacağını öğrendiğini, buna göre davanın bir yıllık süre içinde açılmaması nedeniyle alacağın zaman aşımına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının KDV dahil 700.000,00 TL gayri maddi hak bedeli ödediğini, bunun dışında ödeme yapmadığını, davacının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshedeceklerini ihtar edip 01/02/2007 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerini, davacının 300.000,00 TL ödeme yaparak 12/04/2007 tarihli anlaşmanın imzalandığını, ancak ihtara rağmen sözleşmenin ve eklerinin kendilerine verilmediğini, bu nedenle sözleşmeyi kabul etmediklerini, davacının yatırıma ilişkin edimlerini gecikmeleri olarak yerine getirdiğini, imalatların vaziyet planına uygun yapılmaması nedeniyle ruhsat alınamadığını, bunun müvekkilinin ticaretini engellediğini ve yeniden masraf yapıldığını, inşaatta kullanılan malzeme ve ekipmanlarının yönetmeliğe aykırı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği rakamın fahiş ve açıklamaya muhtaç olduğunu bildirmiş, davanın zaman aşımından ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——–cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, intifa ve bayilik sözleşmesi uyarınca Rekabet Kurulunun bildirimi nedeniyle bayilik sözleşmesinin erken feshi nedeniyle bakiye döneme isabet eden bölümü ile davalıya ait taşınmaz üzerine yapılmış olan yatırım bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili yetkisizlik itirazında bulunmuş, mahkememizce verilen yetkisizlik kararının bozulmasından sonra mahkememizin yetkili olduğu dikkate alınarak yargılama yapılmıştır.
Davalı taraf zamanaşımı iddiasında bulunmuş ise de davaya konu alacağın intifa hakkından kaynaklandığı, intifa hakkı terkin edilmeden ve bayilik sözleşmesi gereği faaliyetin sonlanmasından önce zamanaşımının işlemeyeceği dikkate alınarak davalı tarafın bu yöndeki iddiası haklı görülmemiştir.
Davacı taraf intifanın kendiliğinden sona erdiğini ve terkin edildiğini ileri sürerek sona erme tarihinden itibaren karşılıksız kalan intifa ödemesinin iadesini talep ettiğinden bu talebin dinlenebilmesi intifa hakkının terkin edilmesi koşuluna bağlıdır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih ve 2016/18300 esas, 2018/3458 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere intifa hakkının terkini için üçüncü bir kişiye vekalet verilmiş olması intifanın terkini anlamına gelmez.
Somut olayda dava 14/09/2011 tarihinde açılmasına rağmen intifa hakkı 06/01/2012 tarihinde davadan sonra terkin edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça intifa hakkının terkini için fesih ihtarnamesine ekli olarak üçüncü bir kişi adına vekaletname düzenlenmiş ise de yukarıdaki açıklanan karar ışığında vekaletnamenin düzenlenmiş olması intifanın terkini anlamına gelmez. Bu nedenle intifa hakkının terkin edilmesi özel dava şartı niteliğinde bulunmakla, bu koşul yerine getirilmeden zamansız açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyasında davalılardan Şirinoğlu…. Şirketi, davacı şirket hakkında 08/11/2013 tarihinde akaryakıt alışverişinden kaynaklanan ve cari hesap alacağından doğan alacağın tahsili için davacı tarafça İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün——– esas sayılı icra dosyasında takip konusu yapılan borcunun bulunmadığının tespiti istemiyle menfi tespit davası açmış, —- tarihli kararla dosyanın, mahkememizin bu dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, ancak HMK’nun 166(2) maddesi gereği karar taraflara tebliğ edilerek kesinleştirilmeden dosya mahkememize gönderilmiş, —– tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararında tebliğ ve kesinleşme işlemlerinin yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine rağmen dosyanın iade edilmediği görülmüş, mahkememizdeki davada verilen kararın ve birleştirilmesine karar verilen dosyadaki davanın niteliği, birleşen dosyanın HMK’nun 166(2) maddesinde uyarınca birleştirme kararının verildiği tarih itibariyle temyiz yargı yoluna açık olup taraflara tebliğ ile kesinleşme işlemi yapılmadan birleştirme kararının sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla mahkememizdeki karar tarihi itibariyle birleşen bir dosyadan söz etmenin mümkün bulunmadığı, buna bağlı olarak tüm yargılama aşamasında birleştirilmesine karar verilen dosya ile ilgili kabul ve hiçbir yargılama işlemi de yapılmadığı birlikte değerlendirildiğinde mahkememizin gerekçeli karar başlığında bu dosya birleşen dosya olarak gösterilmediği gibi mahkememizde verilecek kararın niteliği itibariyle birleştirilmesine karar verilen dosyanın tebliğ ve kesinleştirme işlemlerinin yapılarak dosyanın gelişinin beklenmesinin mahkememizdeki dosyanın sürüncemede kalmasına yol açacağı göz önünde tutularak kesinleştirme ve dosyanın sonucuna göre mahkememize gönderilmesinin beklenmesine gerek görülmemekle mahkememiz dosyasında hüküm kurulmuş ve kararın temyiz edilmeksizin veya temyiz sonucu kesinleşmesi halinde mahkememize gönderilmesi durumunda mahkememizdeki dosyadan bağımsız olarak yargılama yapılmak üzere birleştirilmesine karar verilen dosyanın tebliğ ve kesinleştirme işlemlerinin yapılması konusunda iadesine ilişkin kararın yerine getirilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2- Mahkememizin bu dosyası ile birleştirilmesine karar verilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dosyasının taraflara tebliğ ve kesinleştirme işlemleri yapılmak üzere ilgili mahkemeye iadesine ilişkin 06/05/2015 tarihli kararın yerine getirilerek dosyanın derhal iadesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL red harcının peşin yatırılan 26.894,05 TL den harçtan indirilmesi ile geriye kalan 26.858,15 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar ——–. Şirketi yararına AAÜT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar——– Şirketin’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalılar … ve şirket vekilinin yüzüne karşı davalı …’un yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2018