Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1822 E. 2020/852 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1822 Esas
KARAR NO : 2020/852
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında geçici kabul işlemi yapılmasına ve davacının sözleşme gereği sorumluluğunun sona ermesine rağmen sözleşme dışı işler birim fiyatı davalı tarafından belirlenmek suretiyle davacı şirkete yaptırıldığı, davacı şirket ile borçlu— tarihli sözleşme kapsamında; davacı şirket,—— talimatları doğrultusunda baz istasyonu montaj işi yapmaya başladığı, bunun dışında davalı şirketin talimatları doğrultusunda ekstra işlerin de yapıldığı, davacı şirketin anılan sözleşme kapsamında birçok sahada montaj işi yaptığı, montaj işine müteakip davalı şirket yetkilileri—- yetkililerinin imzasının da bulunduğu tutanak ile bu sahaların—- gerçekleştirildiği ve sahaların faaliyete girdiği, eserin ayıpsız tamamlandığı, eserin iş sahibinin hakimiyetine girdiği ve istasyonların hizmet vermesiyle tarafların amaçladığı sonucun meydana geldiği, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği geçici kabul ile davacının montaj anlamındaki sorumluluğunun sona erdiği, geçici kabul işleminin bitmesinden sonra ve sözleşmede icra takibine konu faturalara ait ekstra işlerin yapılması için bir hüküm bulunmamasına rağmen,davalı şirket uzunca bir dönem sözlü baskılar ile davacı şirketten montajı biten,geçici kabulü yapılan işler için yeniden temizleme işleminin yapılmasını talep ettiği, davalı tarafından kabul işlemiymiş gibi gösterilen bu işlem aslında ——- taahhüt ettiği işlerden ibaret olduğu, davalı şirketin davacının yasal sorumluluklarının bitmesinden sonra —- imzaladığı sözleşme ile yükümlülük altına girdiği işi davacıya yaptırdığı, işi davacı ile davalı şirket arasından imzalanan sözleşme hükmüymüş gibi gösterdiğini, davacıya ödeme yapmadığı, somut olayda davacının sözleşme ile kendisine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiği, istasyonları teslim ettiği, kabul işlemlerini gerçekleştirdiği, bu işlemler nedeniyle muaccel hale gelen alacaklarını fatura yoluyla tahsil etmek istediği, davalı şirket çalışanı — tarafından düzenlenen ——- arasındaki kabul işleminin müvekkil şirket tarafından yapılmasını, aksi takdirde davalı şirket yetkililerince tamamlanıp hakedişlerden mahsup edileceği, mahsuplaşma bedelinin saha başı—– olduğu bildirildiği, davacının bahsedilen tarihte davalı şirket ile sözleşmesinin devam ediyor olması nedeniyle mahsuplaşmayı kabul etmediği, işlerin bizzat kendileri tarafından yapılacağını belirtildiği, işlerin tamamının davacı şirket tarafından yapılması nedeniyle davalı şirket tarafından belirlenen birim fiyatı üzerinden davalı şirkete fatura kesildiği, faturalar —– yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından tebellüğ edilen ihtilafa konu faturalar — numaralı ihtarnameler ile iade edildiği, faturaların haksız şekilde iadesinden sonra—– Numarasıyla davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı —- alacağa konu takibe itirazında ‘sözleşmenin 9.2 maddesi uyarınca sözleşme kapsamında devir sorumluluğuna ilişkin olarak taraflar arasında ayrı bir birim fiyat belirlenmemiş olduğunu, sözleşme kapsamında kararlaştırılan ücretin bu işleri de kapsadığı, bu nedenle davacı şirketin herhangi bir borcu bulunmamaktadır’ diyerek takibin haksız şekilde durmasına sebebiyet verdiği, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki sözleşme incelendiğinde davacının; sözleşme kapsamında yapılan işlerin kabulünü yapma,kabule katılma,kabul esnasında eksikliklerin tespiti halinde bu eksiklikleri giderme ve – sene boyunca alt yapı garantörü olarak hizmet verme yükümlülüğü bulunduğu, bu açıdan davalı şirket ile ihtilaf yaşanmadığını,—– nolu sahada davacının üzerine düşen yükümlülükleri kendisine verilen talimatlara uyarak yerine getirdiği, davalı şirket yetkililerin talebiyle bu sahada yeniden işlem yapıldığı, buna ait bedellerin davacıya ödenmediği, borçlunun bu borca ve işletilen temerrüt faizi dolayısıyla aleyhine yapılan icra takibine itiraz ettiği, itirazını haklı gösterecek hiçbir yasal kanıt sunmadığı, dilekçede açıklanan tüm nedenlerden dolayı; davacı tarafından——- sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçlu tarafından yapılan asıl alacağa, faize ve işletilen faiz miktarına ilişkin itirazın iptalini, takip konusu borca ve işletilen faiz miktarına yapılan itiraz haksız ve tamamıyla takibi geciktirme amacına yönelik olduğundan borçlunun, İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca alacak miktarının asgari %40’ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı arasında—- tarihli taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı tarafından —- kapsamında montaj, devreye alma, entegrasyon ve inşaat hizmetleri için davacının taşeron sıfatıyla görevlendirildiğini, — tarihli sözleşmenin fiyatlandırma ve ödeme şartlarını düzenleyen —— gösterildiğini, buna göre götürü bedelin kararlaştırıldığını, buna göre bedelin önceden belirlendiğini, yüklenicinin işlerini bu fiyat çerçevesinde yapmayı kabul ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fiyatlar, faturalama ve ödemeler başlığı altında düzenlenen —- ödemelerin belirlenen birim fiyat listesine göre yapılacağını,—- göre davacının sözleşme kapsamında ilave bir bedel talep edemeyeceğini, imzalanan sözleşmenin birim fiyatlı bir sözleşme olup hiçbir yerinde kabul işlerine ait bir ödeme yapılacağının bulunmadığını, dolayısıyla davacının iddia ettiği saha kabulleri— giderleri kapsamında yapılan işlerin sözleşmenin— uyarınca davacının yapması gerekli olan işlerden olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi—— tarihinde davalıya gönderilen — davacının sahadaki eksikliklerinin giderilmesinin istenildiğini, giderilmemesi halinde saha başına—– davacının davalı şirket bünyesindeki hakkedişten kesileceğinin belirtildiğini, davacı şirket çalışanı—- tarihli —mahsuplaşmayı kabul etmediklerini kendi sahaları ile ilgili—– yapacaklarını belirttiğini, kısaca davacı tarafından kabul giderleri başlığı altında belirtilen giderlerin sözleşmede kararlaştırılan birim fiyat içerisinde yer aldığını, bu durumun davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen—- teyit edildiğini, imzalanan taşeronluk sözleşmesi 8. maddesinde kabul prosedürü başlığı altında düzenlenen—– göre geçici kabulün yapılmış olmasının imzalanan sözleşme yükümlülüklerinin sona erdiği anlamına gelmediğini, davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ilgili sahalar için kesin kabulün yapılmasına kadar devam ettiğini, geçici kabul ile kesin kabul arasında geçen sürede davacı taşeronun sahaları muhafaza ve sahalar ile ilgili eksik ve kusurlarının giderilme sorumluluğunun bulunduğunu ayrıca — kullanım ve işletiminden kaynaklanmayan kusur ve eksikliklerinin giderilmesi sorumluluğu da davacıya ait olduğunu, olayın davacı iddiasının aksine söz konusu —– eksiklikleri, ilgili sahaların geçici kabul işlemlerinin yapılmasından sonra ortaya çıkmış olan eksiklikler olmayıp bizzat geçici kabul esnasında eksik yapılmış olduğu tespit edilen işler olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkili şirket lehine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —– tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- takip dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının—– alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde—— tarihli dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğinin — tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla— yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, davanın— tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde,—- üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği gereği Bilirkişi ve Bilirkişi heyetleri tarafından raporlar düzenlenmiştir.
Davacı defterlerinin incelenmesi için —- talimat yoluyla aldırılan— raporda özetle; Dava dosyası ile davacının—- yıllan ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; davacı ile davalı arasında bir ticari ilişkinin olduğu, davacının—- tarihinden takip tarihi olan — tarihine kadar davalı adına —- fatura düzenlediği ancak bu faturalara karşı ne kadarını tahsil ettiğinin banka ve kasa hesabı üzerinde yapılan incelemede anlaşılmadığı, toplam tutan —- adet faturanın davalı tarafından davacıya iade edildiği söz konusu faturalar ile İlgili teknik bilirkişinin görüşüne değerlendirilebileceği, davacının—– yevmiye ve kebîr defterlerinin noterce açılış tasdikinin yapıldığı ancak yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, — yevmiye ve kebir defterlerinin noterce açılış ve kapanış—— tasdikinin yapıldığı, e- davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile alacaklı olup olmadığı takip konusu—– adet faturanın teknik bilirkişi görüşü alındıktan sonra davacının işyerinde davalı ile ilgili muavin hesaplan üzerinde inceleme yapıldıktan sonra bir sonuca varılacağına ilişkin kanaatini bildirir rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından—– tarihli düzenlenen raporda özetle; Dava konusu olayda davacı alacağının olup olmadığı ile varsa takibe konu miktarının belirlenmesi için raporda belirtilen hususların dosyasına ibrazının gerekli olduğu, ibrazından sonra gerekli hesaplamaların yapılabileceğine ilişkin kanaatlerini bildirir rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından—- tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; Dava konusu olayda davacı alacağının—- olduğu, hesaplanan bu miktar için davalı itirazının iptali ile takibin—- asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanması suretiyle devamının gerektiği, davacının icra inkar talebinin mahkemenin takdirinde olduğuna ilişkin görüş ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
2. Bilirkişi Heyeti tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; taşeronluk sözleşmesi gereğince anılan işlerin sözleşme kapsamındaki işler olduğu, dolayısıyla işin yararlı olduğu, zaten sözleşmede taraflarca kararlaştırılmış olduğu, geçici kabulü yapılan sahaların toplamının—-öncesinde geçici kabulü yapılan sahalar toplamının —– adet olduğu, geçici kabul sürecinin devam ettiği ve eksik işlerin tamamlatılmasının talep edilebileceği, sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşmenin 9.3 maddesi gcreğince sözleşmede TBK m. 481 hükmünce —– düzenlendiği, davacının sözleşmede götürü bedel lafzı yer alsa da götürü bedelli sözleşmelere ilişkin şekil şartlarının sözleşmede bulunmadığı yönündeki iddiası değerlendirildiğinde, “götürü bedelli sözleşmelere ilişkin şekil şartları” kurumu şeklinde bir kurum TBK’da veya doktrinde bulunmamadığı; şekil şartı sözleşmenin adi yazılı/resmi yazılı/sözlü kurulup kurulamayacağına ilişkin olup (TBK m. 12 vd.) götürü bedelli eser sözleşmesi bakımından götürü bedele ilişkin şekilden bahsedilmeyeceği, sözleşmede götürü bedel kararlaştırıldığından” değere göre bedel”in düzenlendiği, TBK m. 481 ve de sözleşmenin niteliği eser sözleşmesi olduğundan vekâletsiz işgörme hükümlerinden 529. madde hükmü gereğince tespitin yapılamadığına ilişkin kanaatlerini bildirir rapor tanzim edildiği görülmüştür.
3.Bilirkişi Heyeti tarafından—– tarihli rapor düzenlenmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle; Söz konusu olayda tarafların akdetmiş oldukları sözleşmenin 9.2 maddesi ve 9.3 maddesi çerçevesinde bedelin “götürü bedel” olarak kararlaştırıldığı, davacının yapmış olduğu —— taşeronluk sözleşmesi kapsamında yapılması gereken yararlı işlerden olduğu, geçici kabul sürecinin devam ettiği, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen takibe konu faturaların; davacı yan tarafından davalı yana düzenlenme sebebinin ispata muhtaç olduğu, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenizin takdirine kaldığına ilişkin kanaatlerini bildirir rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin—– tarihli bilirkişi heyet raporuna itiraz dilekçesi sunduğu, mahkememizce dosyada bulunan bilirkişi raporlarının kanaat oluşturmaya yeterli olduğu değerlendirildiğinden yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, 2. ve 3. Bilirkişi heyet raporlarının HMK 282 maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli oldukları görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunmaları, alınan bilirkişi raporları—– dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında—– tarihinde ‘—- imzalandığı, sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu,—- davalı arasında akdedilen ana sözleşme gereğince davacı yüklenici davalı alıcının—– kapsamında montaj devreye alma, entegrasyon ve inşaat hizmetlerini üstlendiği, TBK’nın 470. maddesi gereğince eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eseri meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olup taraflar arasında kurulan sözleşmenin 9. maddesi gereğince bedelin götürü olarak kararlaştırıldığının anlaşıldığı, TBK’nın 480. maddesi gereğince bedeli götürü olarak belirlenmiş ise yüklenici eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlü olup eser öngörülenden fazla emek ve masraf gerektirmiş bile olsa yüklenici bedelin arttırılmasını isteyemez. Mahkememizce yaptırılan teknik incelemede somut olayda davacının yapmış olduğu —— işlemlerinin taşeronluk sözleşmesi kapsamında yapılması gereken işlerden olduğu, taraflar arasındaki e-mail yazışmalarından da henüz geçici kabul sürecinin devam ettiği, bu süreçte davalının sözleşme gereği eksik işleri davacı tarafından tamamlatılmasını talep edebileceği anlaşıldığından davacının taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca davalının kötüniyet tazminatı talebinin de davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğuna dair bir delilin dosyada bulunmaması sebebiyle kötü niyet tazminatı şartlarının bulunmadığı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.379,30-TL harcın mahsubu ile artan 2.324,9-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 27,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 22.240,05-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde—— Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere. Açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020