Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1818 E. 2022/985 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1818 Esas
KARAR NO: 2022/985
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) fesih ve tasfiye
DAVA TARİHİ : 20/02/2015
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, şirketin—– kurulduğunu ve bu güne kadar ödeme güçlüğüne girilmediğini, her zaman kasasında nakit parası olduğunu, ancak üretim yapmayan grup şirketlerden ——girdiği ihalelere —– yapısı ile üstlenici firma olarak girmekte aldığı ihalelerin imalatını anılan şirkete yaptırdığını, bir takım davalıların ——- esas nolu ile dava açıldığını, tasfiyesini ve kayyum atamasını istediklerini, —— şirketin kiralanan arsasını satmak olduğunu, o dosyaya atanan kayyumun kontrolünde şirketin çalışmaya devam ettiğini, ancak davalı olarak gösterdikleri şirketin bir takım faaliyetlere girdiğini ve kendini şirketini borçlandırdığını, görevlerinden ayrılmış ——– Davalı——– şirket adına yetkisiz işlemler yapmakta ve şirketi borçlandırdıklarını, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, açıklanan nedenlerle belirtilen şirketin bir takım davalılar tarafından zarara uğratılmasına sebep verilmemesi maksadı ile şirket hisselerinin tereke ve veraset ilamına göre belirlenip hissedarların pay defterlerine işlenip hissedarlar toplantısı yapılıncaya kadar şirkete tereke dosyasında ki tereke idare memurunun kayyum olarak atanmasını, şirkette görev yaptığı ve şirketi zarara uğratan senetlerini bilerek protesto edenlerin görevden alınmasını istediklerini, davalıların bir kısım müvekkil ——-olup diğer davalıların şirketi toplantıya çağırmak istememeleri düşüncelerinden dolayı tek başlarına bu davayı açma yetkileri olmayıp mahkememizin bu konuyu bekletici sorun yaparak davalı ve davacıların toplantıya çağrılarak hisseleri oranında şirket pay defterine veraset ilamı uyarınca yazılarak tesciline karar verilmesini, şirketi zarara uğratan hissedarların bu tespit edildiğinde bu dava sonucu şirket hissedarlığına son verilmesi kararının verilmesini ücreti vekalet ve dava masraflarının karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA: Davalı—–cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin — pay sahibi——-tarihinde vefat etmiş, geriye mirasçı olarak eşi—– davacı—–davalılardan —- bulunduğunu, ancak —–mirasçıları henüz —– tescil edilmediğni, davalılar —— şirketin —- mirasçıları olarak şirkette hissedarı olduğunu, diğer davalılardan—- davalı şirket ile hiçbir ilgisi bulunmadığını,—- olmayıp, —— diğer imza şahipleri ile birlikte imza yetkisi verilmiş kişi olup adı geçen ——- sayı ile istifa etmiştir. Müvekkil davalı ——sahibi olduğunu, —– müşterek imzası ile şirket temsilde yetkili kişiler olduğunu, —– istifa ettiğini, davalı ——kardeş şirketi olan——–bulunduğunu, müvekkil —- olup, —- çalışmış, —— bulunan—–gitmediğini, bu ayrılıktan sonra yalnızca kayınpederi ———- kararlarına ve bazı resmi evrakları imza atmak durumunda kaldığını, özellikle —– tarihinden sonra dava dışı şirkete ——— hiçbir imza yetkisi olmamasına rağmen davacı —–ettiğini, tüm işlemleri gerçekleştirdiğini, müvekkiller ——- aynen davacı gibi veraseten hissedar olduğunu, şirket adına iş ve işlem yapma yetkisi bulunmamadığını, bu nedenle şirkete nasıl zarar vereceklerinin anlaşılamadığını, şirket adına işlemler muris—- tarafından yapıldığını, yalnızca vefattan sonra tek bir iş —- İmzası ile yapıldığını, arz ve izah olunan nedenlerden dolayı haksız davanın reddini talep ettikleri görüldü.
BİRLEŞEN ——– SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı —- olduğunu,——— bulunduğu yer olarak gösterilen yerin—- ait iken ölümü ile mirasçıları—-satıldığını, şirketin resmi defterlerini —- faaliyet gösteren ——– olup, ibrahim köse hayatta iken şirketin işlerini muris tarafından görevlendirilen——-yürütüldüğünü, ancak ——- de istifa etmesi nedeni ile şirketin imza yetkilisi —–hiçbir zaman şirketle ilgilenmemesi nedeni ile ve bankada şirket adına yüklü miktarda para bulunduğunu, ancak hem işleri yapan—— hemde tedarikçinin borcun ödenmesi gerektiğini,—–tarafından yöneticilerin azli ve şirkete kayyım atanması talepli—- dava açıldığını belirterek, açmış oldukları işbu dava dosyasının da ——– olan şirketin hayatiyetini sürdürmesi mümkün olmadığından TTK 636/3 md. uyarınca haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, aksi halde davacı ortakların paylarının gerçek değerinin tespiti ile müvekkillerine ödenmesi sureti ile davacı ortakların şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı—– cevap dilekçesinde özetle;—– tarihinde birleşen davanın davacılarının murisi —- müvekkillerin murisi —- arasında yapıları antlaşmaya istinaden; —- antlaşmaya göre —– sonra şirket ortaklarına hisseleri oranında pay edileceğini,—- hiçbir ticari ve ya başka bir faaliyet göstermeyeceğini ———— vefatı ile veraset yolu ile müvekkil çocukları şirkete —- ortak olduklarını,——– satılıp kanuni yedek akçeler, kanuni ihtiyatlar ve ödenmesi gereken vergi stopajlar ayrıldıktan sonra bakiye kar ortaklara hisseleri oranında dağıtıldığını, bu satıştan ve satışa kadar olan kira gelirinden ayrılan yedek akçe kanuni ihtiyat ve vergiler şirket hesaplarında bırakıldığını, ortaklara dağıtılmadığını, ———– atanmış ancak kendisi ve diğer müvekkiller şirket ——– satışı dışında, hiçbir belge ile evrakta imzaları olmadığını, bu dönem içinde Şirket faaliyetlerine ilişkin müvekkiflerin izni, beyanı veya oluru alınmadığını, bu süreç ——- şirketin hiçbir şekilde faaliyet gösterip göstermediğinden haberdar olmadığını, —– vefatı ile varisleri arasında yaşanan problemler ve buna bağlı taraflar arasında açılan birçok davalar sonucunda; müvekkiller, şirkette yapılan bir takım usulsüz ve —— dayalı yapılan antlaşmaya aykırı birçok işlemden haberdar olduğunu, mahkemenizde görülmekte olan mevcut——- açmış olduğu davada ;davalı sıfatı ile müvekkiller adına yapıldığı iddia edilen veya yapılan kanunsuz ve usulsüz işlemlerin araştırılması ve hesapların incelenmesi vb. taleplerde bulunulduğunu, mahkemeniz de birleşen davanın davacıları ——-tarafından verilen verilen dilekçede de belirtildiği gibi müvekkillerden habersiz yapılan işlem ve faaliyetlerden haberdar olunca——derhal———— istifa ettiğini, mahkemeye sunulan dilekçede de bir nevi itiraf edilen ——- yapılan işlemlerden ve ölümü ile beraber sözde —— tarafından yapıldığı söylenen ticaret ve işlemlerden müvekkillerden hiçbirisinin——– olmadığını, şirket hesabında biriktirilen yedek akçe ve kanuni ihtiyatlar hakkında müvekkillerin herhangi bir bilgisi bulunmadığını, yapılmış olan kanunsuz işlemler için gerekli tespitlerin yapılmasını ve içeride birikmiş olan yedek akçe ve kani ihtiyatların müvekkillere ait hisse oranında taraflardan tahsil edilerek taraflarına ödenmesini gerektiğini, Birleşen dava davacıları,——– sahiplerine yönetimin devredilmesi, tasfiye edilmesi veya diğer taleplerinin her iki davanın davacıları tarafından iddia edilen şirkete ait işlem ve hesapların incelemesinin yapılmadan yerine getirilmesi ileride telafi mümkün olmayacak zararların doğumuna sebep olacağını, birleşen dava dilekçesinin istem sonucu bölümünün——davaya sebebiyet vermemesi hasebiyle reddine,———-mallarına tedbir konulmasına, yurt dışına çıkış yasağı konulmasına, en az iki kişiden oluşan yeminli mali müşavirin kayyum olarak atanarak şirkete ait tüm hesapların incelenmesine, yargılama mastafları ile vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini vekaleten talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl dava, davalıların şirketi zarara uğrattıkları gerekçesi ile şirket hissedarlığına son verilmesi talebidir.
Mahkememiz ile birleşen ———– dosyasında ki dava ise, davalı şirketin TTK 636/3 maddesi uyarınca haklı nedenlerden dolayı şirketin feshi, bunun mümkün olmaması durumunda davacı ortakların paylarının gerçek değerinin tespiti ve ödenmesi ile şirketten çıkarılması talebidir.
Dosya içerisine —-heyet raporu ile itiraz üzerine —- ek rapor alınmış ve yargılama da da rapor ve ek rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Davalı şirketin ——- yıllarına ait ticari defter ve kayıtları, ——- ekleri, banka ekstreleri esas alınarak yapılan inceleme sonucu, davalı şirketin ——— yılında resen terkin edildiği tespit edilmiştir.
Asıl dava yönünden; davacının talebi diğer şirket ortaklarının, şirketi zarara uğrattıkları gerekçesi ile hissedarlıklarına son verilmesidir. Limited şirketlerde ortağın çıkarılması TTK 640.maddede düzenlenmiş olup,” (1) şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler ön görülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığı ile kendisine bildirilmesinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır. ” belirtilmiş ise de asıl davada 27. celsede asıl davanın taraflarca takip edilmemesi nedeni ile HMK 150/1 maddesi uygulanmış ve 3 aylık yasal süre içerisinde dosyanın yenilenmediği tespit edildiğinden asıl dava yönünden Açılmamış Sayılmasına dair karar verilmiştir.
Mahkememiz ile birleşen ———– sayılı dosyası yönünden yapılan incelemede ise, uyuşmazlık; davalı şirketin yetkili temsilcisinin bulunmadığı, şirketin faal olarak çalışmadığı, merkezinin dahi olmadığı, şirkette yönetim boşluğunun olduğu haklı gerekçeleri nedeni ile TTK 636/3 maddesi uyarınca şirketin feshi şartlarının oluşup oluşmadığı hususudur.
Teknik bilirkişi heyeti tarafından dosya içerisine alınan raporun incelenmesi sonucu, ortaklar arasında uzun yıllardan beri devam eden husumetlerin bulunduğu ve ortaklar arasında güven unsurunun kalmadığı, mali incelemeler sonucu davalı şirketin atıl durumda olduğu, aktif olarak çalışmadığı, şirketin —– tarihinden sonra gelir tablosu hareketlerinde herhangi bir gelişme olmadığı, davalı şirketin vergi kayıtlarına göre —– vergi borcunun olduğu ve ödenmediği, tarafların ortak iradelerinin şirketin ——– tarihinden itibaren atıl olması nedeni ile şirketin feshi konusunda anlaştıkları, bu haliyle şirketin bütün ortakların feshi ve tasfiye konusunda anlaşmaları nedeni ile şirketin atıl olmasından da kaynaklı olarak ayakta kalmasının hem şirket ortaklarına hemde ekonomiye bir katkısının kalmayacağı anlaşıldığından açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Asıl Dava İçin açılan davanın HMK 150/5 Maddesi uyarınca 3 aylık süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 56,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar——–, kendilerini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. tarifesi uyarınca her davalı vekili için maktu 9.200,00 TL vekalet harcının davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
B) Birleşen——- dosyasının KABULÜ İLE
1- TTK.636/3 Maddesi uyarınca ——– FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Tasfiye memuru olarak Kayyum ———- atanmasına
3-Kararın kesinleşmesinden sonra bir defaya mahsus 5.000,00 TL olarak tasfiye memuru ücreti ile 10.000,00 TL tasfiye masraf avansının davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılması halinde tasfiye memuruna görevinin tevdiine,
4-Tasfiye memuru ücretinin ve yatırılacak masraf avanslarının tasfiye memuru tarafından ileride tasfiye giderlerine eklenmesine,
5- Karar harcı 80,70-TL’den davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 49,30- TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7- Davacılar tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 176,00 TL posta ve müzekkere gideri ile 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.703,7‬0 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
8- Davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
9- Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine
İlişkin olarak taraf/davacı vekillerinin vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2022