Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1806 E. 2018/52 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1806 Esas
KARAR NO : 2018/52

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, neden olmaksızın, Kadıköy —.Noterliği 13.12.2010/— yevmiye sayılı ihtarnamesiyle sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davalının yaygın ve oturmuş bir servis ağı bulunmasına rağmen, kendi bünyesinde müşteri iletişim servisi adı altında bir birim kurduğunu ve servis hizmetinin bu birim yönlendirmesi ile yapılmasını şart koştuğunu, ürün satışlarında garanti kapsamı için — nolu telefonun aranılmasının zorunlu kılındığını, bu uygulamada ise servis sözleşmelerine aykırı işlem yapmaya başladığını, arıza yönlendirmelerinde keyfi davranıldığım, bölge şartına uyulmadığını ya da sözleşmelere aykırı bölge kaydırmaları yapıldığını, müşterinin, süresinde ve yeterince hızlı servis alamaması üzerine kendi yakınındaki servise müracaat ettiğini, ancak şirketin yeni koyduğu prensip ve uygulamalar neticesinde servislerin hizmet vermekte zorlandığını, yetkili servis olmalarına rağmen elleri kolları bağlanmış müşterilerin hizmet alamaması nedeniyle servis ve şirketin suçlandığını, 02.03.2010 tarihli servis toplantısına müvekkilinin, davalı şirket tarafından çağrıldığını, şirket prensibi beyanıyla şart koşulan boya, kaplama ve diğer hususların tamamlandığını, ancak 2010 Aralık ayında sözleşmenin davalı tarafça feshedildiğini, bu durumun, müvekkilinin kazanç kaybına yol açtığını, zira 2010 yılına kadar kar eden firmanın, 2011 yılını 15.754.46 TL zararla kapattığını ileri sürerek; her türlü tazminat, munzam zarardan doğacak alacakların talep ve dava hakları ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kar mahrumiyeti ve masraflardan kaynaklanan 118.000 TL, haksız fesihten kaynaklanan 50.000 TL ile haksız iade olunan fatura bedellerine istinaden 5.000 TL olmak üzere toplam 173.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin standart yetkili servis sözleşmesi olduğunu, ilgili sözleşmenin mutlak bir bölgesel kısıtlama içermediğini, TDD ürünleri için servis hizmetlerinin,iş dağılım merkezi olarak gerçekleştirilmemekle beraber, TDD çağrı merkezine gelen servis taleplerinin ilk olarak en yakın ve iş durumu müsait VIP servisine yönlendirildiğini, ilgili VIP servisinin, iş yükünün sistem dahilinde öngörülen süreler içerisinde hizmet vermeye imkan tanımaması veya ilgili VIP servisinin iş yoğunluğu nedeniyle servisi kabul edemeyeceğini beyan etmesi halinde,bölge ıntern kapsamında çağrı intern servisine yönlendirildiğini, yoğunluk nedeniyle intern servisinin müdahalesi mümkün olmuyorsa çağrı standart servisine yönlendirildiğini, garanti dışı hizmetler bakımından tüketicilerin TDD çağrı merkezini aramak yerine doğrudan hizmet almak istediği servise (standart veya VIP) başvurarak kendi inisyatifleri ile de hizmet almak istediği servisi seçebildiğini, bu durumda TDD tarafından bir yönlendirmenin söz konusu olmadığını. somut olayda müvekkilinin, anlatılan sistemde haberdar olup çalışmalarını söz konusu sistemin bilincinde olarak yürüttüğünü, VIP servis modeline 2010 yılında geçilmiş olmasına rağmen davalının kar kaybına ilişkin iddiasını ileri sürmesinin samimi olmadığını ,sözleşme süresince davacının kar mahrumiyetine uğradığını müvekkil şirkete beyan etmediğini, mevcut sözleşmenin 6.2 maddesine göre davacının istediği zaman sözleşmeyi feshederek müvekkil şirketle ticari faaliyetine son verme hakkına sahip iken davacının bu hakkını kullanmadığını, kurulan sistem ile müvekkil firmanın servis hizmetleri alanında müvekkil şirketin yetkili servisleri arasında rekabeti de kısıtlamadığını, davacının yaptığı masrafların ise kendi seçimlik ve kendi kararı çerçevesinde yaptığı masraflar olduğunu, müvekkil şirketin bu masrafların yapılması için davacı şirketi yükümlendirmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: dava hukuki niteliği itibariyle, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı zararı (50.000 TL) ve iade olunan fatura bedelleri (5.000.-TL) ve kar mahrumiyeti ve masraftlardan kaynaklanan 118.000 TL olmak üzere 173.000.-TL nin davalıdan tahsili istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —-, —- ve —-tarafından alınan 17/04/2014 tarihli raporda ,” Davalının sözleşmeyi normal sona ermesi gereken sürenin sonundan önce haksız olarak feshetmesi nedeniyle davacının, 4.465.00 TL tutarında kar mahrumiyeti tazminatı alacağına hak kazandığı, bunun dışında başkaca bir tazminat alacağına hak kazanamadığı “görüş olarak bildirilmiştir.
Bilirkişi — tarafından alınan 10/05/2015 tarihli ek raporda ” kök raporda belirtilen mali yönden kanaatinde bir değişikliğe gidilmesine gerek olmadığına “görüşü bildirilmiştir.
Yeni Bilirkişi heyeti —-, —- ve — tarafından alınan 06/11/2015 tarihli raporda ” Taraflar arasındaki sözleşmenin davalı şirket tarafından süresinden önce haklı olarak fesih edildiği yönünde bir tespitin yapılamadığı, davacı şirketin davalı şirket haricinde de 3. Şahıslara servis hizmeti verdiği bu nedenle davacı şirketin gelir tablosundaki satış tutarının ve karlılığın aynştınlarak, davalı şirket İie aralarındaki satış tutarları esas alınarak sonuca gidildiği, davacı şirketin ortalama 1 yıllık faaliyet karının 2.979,70 TL olarak hesaplandığı. taraflar arasındaki sözleşme fesih edilmemiş olsaydı davacı şirketin sözleşmenin devamı halinde kalan 5 aylık süre zarfında 1.241,54 TL ortalama faaliyet karından yoksun kalmış olacağı ve bu tutan davalı taraftan talep edebileceği, davacı şirketin iade fatura taleplerine ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarında, davacı şirketin kabulünde olmayan herhangi bir İade faturası bulunmadığı, bu nedenle bu hususta hesaplama yapılamadığı, davacı şirketin araç alımı ve personel istihdamı hususunda zarara uğradığı yönünde bir tespit yapılamadığı, ” görüş olarak bildirilmiştir.
Yeni Bilirkişi heyeti —-, —- ve —- tarafından alınan 16/06/2017 tarihli raporda ” 10.07.2014 Tarihli — Mali Uzman Ekonomist, Prof. Dr —- Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi, — Elektrik Elektronik Mühendisi Tarafından Düzenlenen Rapor ile 06.11.2015 Tarihli —SMM. —SMM, — İşletme Uzmanı Tarafından Düzenlenen Raporlarda; davacının kar kaybının hesabı dışındaki diğer bütün konularda aynı kanaate varılmak suretiyle; davacı ve davalı arasındaki yetkili servis sözleşmesinin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiği, davacı şirketin iade fatura taleplerine ilişkin olarak bir delil sunulmadığından; değerleme yapılamadığından, davacının iddia ettiği böyle bir zarara uğradığı tespit edilemediği, davacı şirketin araç alımı ve personel istihdamı hususunda taraflar arasında imzalanan sözleşmede bu yükümlülükler öngörülmediğinden, davacının serbest iradesiyle bu masrafı yaptığı beyanı ile davacının davalıdan yapmış olduğu masraflar nedeniyle bir tazminat talep edilemeyeceğinin belirtildiği, bu tespit ve görüşlere bilirkişi kurulunun da aynı yönde tespit ve değerlendirme yaptığını ve bu kanaatte oldukları , davacının sözleşmenin davalı tarafından erken feshi nedeni ile oluşan 5 aylık kar kaybı hesaplamasında; ilk bilirkişi heyeti, davacının 4 yıllık faaliyeti ve bu dönemlerde elde ettiği faaliyet karlarının ortalamasını almak suretiyle; faaliyet karının 4.465.00TL olarak hesaplamıştır, ikinci bilirkişi heyeti ise; davacının 5 yıllık faaliyetinden ve faaliyet karlarından sadece davalı firma ile davacı firma arasındaki ilişkiden dolayı davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalar ve davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların KDV’siz tutarları esas alınmak suretiyle; 5 aylık kar kaybı 1 241,54TL olarak hesapladığı, bu hesaplamada davacı firmanın 5 yıllık tüm faaliyetlerinden ve faaliyet karlarından hareket edilmeyerek, sadece davalı ile yapmış olduğu ticari ilişkiden doğan satışlar ve karlar dikkate alınmak suretiyle; davacının 5 aylık kar kaybının hesaplandığı, bu bilirkişi heyetiyle yapılan davacının 5 aylık kar kaybı hesabında; 6102 Sayılı T.T.K.’nun 122/2. Maddesi esas alınmak suretiyle; davacının 5 yıllık bütün faaliyetleri ve bu faaliyetlerden elde edilen karların ortalamasının hesaplanarak ve buradan 5 aya düşen kar kaybının 3.775,82TL olarak hesaplandığı, başka ifadeyle; davalının sözleşmeyi erken feshetmesi nedeniyle davacının 3.775,82 TL tutarında kar mahrumiyeti tazminatı alacağına hak kazandığının hesaplanarak bu tutarı davalı tarafından talep edebileceği kanaati” görüş olarak bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına , tarafların iddia ve savunmaları , denetlenebilir bilirkişi raporları içeriklerine göre, davacı davalının —-yetkili servisi olarak hizmet vermekte iken, davalı şirketin tek taraflı sözleşmeyi feshettiğini belirterek bu haksız fesihten kaynaklı kar mahrumiyeti , haksız fesih bedeli ve haksız iade edilen fatura bedelleri karşılığı tazminat talebi ile iş bu davayı açmıştır. Davacının haksız fesih sebebi ile davada zarar tazminatı talep edebilmesi için yanlar arasında sözleşme ilişkisinin belirli bir süreye kadar devam edeceğine dair güven oluştuğunun ve bu güven nedeni ile bir takım yatırımlar yapıldığını , ancak bu sözleşme ilişkisinin devam edilmemesi nedeniyle faydasız hale geldiğinin ispatı gerekmektedir.
Mahkememizce denetlenen ve davaya uygun bulunan bilirkişi değerlendirmelerine göre davacının haksız fesih bedeli ile haksız iade edilen fatura bedellerinden dolayı tazminat talebinde bulunamayacağı, ancak kar mahrumiyetinden kaynaklı kaybını isteyebileceği anlaşılmış , kar mahrumiyeti kaybının belirlenmesi için ise 16/06/2017 tarihli 3 kişilik mali müşavir bilirkişilerden alınan rapor çerçevesinde 5 aylık kar kaybı talep edebileceği bu 5 aylık kar kaybının hesabında da davacının 5 yıllık bütün faaliyetleri ve bu faaliyetlerden elde edeceği kar ortalaması hesaplanarak buradan talep edebileceği 5 aya düşen kar kaybının 3.775,82 TL hesaplandığı gözönüne alındığında ,davanın kısmen kabulü ile Tespit olunan 3.775,82 TL kar mahrumiyeti tazminatının davalıdan alınarak davacıya, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Tespit olunan 3.775,82 TL kar mahrumiyeti tazminatının davalıdan alınarak davacıya, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte verilmesine,
Diğer taleplerin REDDİNE,
2-Karar harcı 257,93 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.954,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.696,52 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 285,98 TL ilk masraf, 180,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 5.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.265,98 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 136,76 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davalı tarafından yapılan 35,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 34,24 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.103,45 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/01/2018

Katip …

Hakim …