Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1752 E. 2023/621 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1752
KARAR NO : 2023/621

DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 22/06/2012
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının 27/02/2012 tarihinde vefat ettiğini, tek mirasçı olarak müvekkilini bıraktığını, — Sulh Hukuk Mahkemesinin— tereke sayılı dosyası ile— TMK’nun 619.maddesi uyarınca terekesinin resmi defterinin tutulması talep ve dava edildiğini, bu kapsamda mahkemenin talebi üzerine davalı şirketçe verilen 05/06/2012 tarihli cevapta —-ölüm tarihine kadar şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu ancak şirkette hissesi bulunmadığı için mahkemece şirketlerin 29/03/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantılarının hazurun cetvellerinin yazı ekinde sunulduğunu, sunulan hazurun 27/02/2012 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı olan —- ait hisselerin ketm edildiği müşahade edildiğini, müvekkilinin babasının ölüm tarihi 27/02/2012 tarihine kadar 50.000 TL sermayeli davalı şirketin 50000 hissesinin 34000 hissesine malik hissedarı ve yönetim kurulu başkanının bulunduğunu,—Ticaret Sicil Memurluğunun —sicil numarasında kayıtlı davalı şirketin hissedarlarından olan müvekkilinin babasının hisselerinin ketm edilmesinin tespiti ile, –verilen 22000 hissesinin — verilen 9500 hissenin —verilen 2500 hissenin iptali ile —terekesi adına tespit ve tesciline, 29/03/2012 tarihinde yapılan şirket genel kurulunun ve alınan tüm kararın iptaline yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; miras hukukundan kaynaklanan iş bu davanın müvekkil şirketle bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle müvekkil şirketin hasım olarak gösterilmesi de doğru olmadığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı olan —- ölümünün ardından, şirket genel kurul toplantısının yapıldğını, şirketin ortakları ellerinde bulunan “hamiline yazılı hisse senetlerinin ibraz etmek” suretiyle genel kurula katıldığını, yapılan genel kurul neticesinde, şirket ortaklarından olan—-kendisine ait şirket hisselerinin tamamını, bir başka deyişle elinde bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamını şirket ortaklarından … bağışlayarak devir ve teslim ettiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketinin hisseleri hamiline yazılı senetlere bağlanmış olmakla, hak sahipliğinin tespiti bakımından hamiline yazılı hisse senedinin ibrazının şart olduğunu, bu nedenle davacının —-ait şirket hisselerinin ketm edildiğine ilişkin beyan ve iddialarının yasal bir dayanağı bulunmadığını, hazuran cetveline ve genel kurul tutanağına bakıldığında, şirket hissedarlarının tamamının toplantıya katıldığını, hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamının ibraz edildiğini, bu anlamda eksik ya da ketm edilmiş bir paydan bahsedilemeyeceğinin açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın usul ve esas bakımlarından reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; miras hukukundan kaynaklanan iş bu davanın müvekkil şirketle bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle müvekkil şirketin hasım olarak gösterilmesi de doğru olmadığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı olan —– ölümünün ardından, şirket genel kurul toplantısının yapıldğını, şirketin ortakları ellerinde bulunan “hamiline yazılı hisse senetlerinin ibraz etmek” suretiyle genel kurula katıldığını, yapılan genel kurul neticesinde, şirket ortaklarından olan —-kendisine ait şirket hisselerinin tamamını, bir başka deyişle elinde bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamını şirket ortaklarından—- bağışlayarak devir ve teslim ettiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketinin hisseleri hamiline yazılı senetlere bağlanmış olmakla, hak sahipliğinin tespiti bakımından hamiline yazılı hisse senedinin ibrazının şart olduğunu, bu nedenle davacının —–ait şirket hisselerinin ketm edildiğine ilişkin beyan ve iddialarının yasal bir dayanağı bulunmadığını, hazuran cetveline ve genel kurul tutanağına bakıldığında, şirket hissedarlarının tamamının toplantıya katıldığını, hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamının ibraz edildiğini, bu anlamda eksik ya da ketm edilmiş bir paydan bahsedilemeyeceğinin açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın usul ve esas bakımlarından reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalılar …, …, … ile … davaya cevap vermemiştir.

BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-Ticaret Sicil Memurluğunun —-sicil numarasında kayıtlı davalı şirketin hissedarlarından olan müvekkilinin babası merhum — hisselerinin ketm edildiğinden tespiti ile .. verilen 17000 hissenin, … verilen 13000 hissenin, — verilen 500 hissenin ve — verilen 500 hissenin iptali ile —-terekesi adına tespit ve tescili ile 29/03/2012 tarihli genel kurulun ve alınan tüm kararların iptaline karar verilmesi isteminde olduğunu talep ve dava etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, Ticari Şirket istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri tarafından uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderilen feragat ve beyan dilekçeleri gönderilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu feragat dilekçesinde özetle; taraflar arasında 03/07/2023 tarihinde sulh ve ibra sözleşmesinin imzalandığını, sulh ve ibra sözleşmesinin 3/a maddesinde kararlaştırıldığı üzere hem asıl hem birleşen davadan kayıtsız ve şartsız şekilde feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalılar vekili tarafından mahkememize gönderilen dilekçede özetle; taraflar arasında 03/07/2023 tarihinde sulh ve ibra sözleşmesinin imzalandığını, davacının asıl ve birleşen davadan feragat ettiğini, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, bu kapsamda işlem yapılarak davanın bu aşamada feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan asıl ve birleşen davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl davada Karar harcı 269,85 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 242,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen davada Karar harcı 269,85 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 248,70 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Vekâlet Ücretleri; Taraflarca talep edilmediğinden, asıl ve birleşen davada, davalılar yararına vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Yargılama Giderleri; Taraflarca talep edilmediğinden, tarafların leh veya aleyhlerine yargılama gideri taktirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen davada, taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.