Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1615 E. 2022/1066 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/431 Esas
KARAR NO: 2022/1057
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2014
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi —– kudreti olmayarak 3.kişi sıfatıyla mülkiyeti kendisine ait olan ——-miktarlı kat irtifaklı arsanın, arsa paylarına —– borçlarının teminatı olarak—- bedelle, 1.derecede ipotek tesis edildiğini, 1. kredi sözleşmesinin taahhüt sorumlularının———— olduğunu, miras bırakan —- ise teminat sorumlusu olduğunu, daha sonra——- —- imzalandığını, müvekkili mirasçıların bu durumu intikal işlemleri sırasında öğrendiklerini, —– çalışan torunu ——–hareket ederek diğer torunu —– muhtevasında ipotek tesisi yetkisi olan geniş yetkiler içeren bir vekaletname verdiğinin öğrenildiğini, müvekkillerinin lehine ipotek tesis edilen—–kullanmadığını öğrendiklerini, —— tarihinde —–ipoteğin fekkine ilişkin müracaat edildiğini, —— tarafından verilen cevapta —– kredisini kapatan kefil ——– teminatın temlik edildiğinin bildirildiğini, müvekkillerinin miras bırakanı ——– ipotek tesis işlemi için vermiş olduğu vekaletnamenin açıkca geçersiz olduğunu, geçersiz vekaletle vekil tayin edilen——–akdetmiş olduğu ipotek sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, zira ——vekaletname alınırken iradesinin fesada uğratıldığını, müteveffanın ölmeden evvel 2 sene boyunca ağır kanser tedavilerine maruz kalmış olup tam olarak akli melekelerinin yerinde olmadığını, —- hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, işlem tarihi itibariyle müteveffanın hukuki ehliyete sahip olup olmadığının —— aracılığıyla tespitinin yapılmasını talep ettiklerini, yine —— yapılan sözde alacağın temliki işlemini kesinlikle kabul etmediklerini,——– söz konusu kredi borcuna kefaletinin söz konusu olmadığını, kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını, borcun kefil tarafından ödendikten sonra temlik alınamayacağını, açıklanan nedenlerle davalının taşınmaz üzerinde hukuka aykırı olarak varlığını sürdüren ipoteğe ilişkin icrai işlemler yapmasının karar kesinleşinceye kadar tedbiren önlenmesine,—— tarafından ödenmesi sebebiyle müvekkillerinin murisi —–bedelle 1. derecede tesis ettiği ipotek konusuz kaldığından müvekkillerinin alacağı temlik aldığını iddia eden davalı —- borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ile tapu kütüğünün düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının —– tarihinde dava dışı—-olacak borçlan icirı ipotek verdiğini, müvekkili—- kefil olduğu kredi sözleşmesinin —— tarihinde imzalandığını, böylelikle davacının kredi sözleşmesi kurulmasından evvel dava dışı firma borçları İçin ipotek tesis ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin dava dışı borçlu firmanın, yine dava dışı —- olan yada olabilecek borçlanna karşı ——– bedele kadar İpotek vermesinden 6 ay sonra imzalanan kredi sözleşmesine kefil olduğunu, dolayısıyla dava dışı firma lehine müvekkilin kefaleti İte davacının İpotek tarihinin aynı olmadığını, mevcut halde —– asıl kredi borçlusu ve kefillerden talep olunan alacağın kefil müvekkil ——- bir usulsüzlük olmadığı gibî, cebri icra tehdidi altında olmamak için 593 hükmü gereğince biîzat borcu ifa etmeyi talep hakkının da mevcut olduğunu, borcun doğumundan evvel alınmış olan kefaleti ödeme yapan müvekkile temlik etmesi yasadan kaynaklanan bir yükümlülük olduğunu, kefil olan müvekkil alacaklının ihtarına istinaden ve cebri icra tehdidi altında kalmamak için kredi alacaklısı ——- kredi borcunu ödediğini, karşılığında BK md. 496 hükmü gereğince ödediği bedel nispetinde alacağı temlik ettiğini, ilgi temlik, müvekkil kefile, ödediği kredi borcunu teminat altına alan ve davacıların murisi ———— tarafından verilen ipotek hakkının kendisine devrini de sağladığını, hal böyle iken davacının afaki ve yasal düzenlemeden ayrık beyan ve iddialan ile ipoteğin fekkine yönelik taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacılar murislerinin , dava dışı —– kullandığı ticari kredi için —– irtifaklı arsanın, arsa paylarına ——- bedelle, 1.derecede ipotek tesis ettirdiğini, 1. kredi sözleşmesinin taahhüt sorumlularının ——— olduğunu, ancak murislerinin temyiz kudretinin yerinde olmadığını ve ipotek tesisi için kullanılan vekaletnamenin geçerli olmadığını, kullanılan bir kredinin bulunmadığını böyle bir borcunun ve imzasının olmadığını ileri sürerek, borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde, mahkememizin——1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK.114/1-c, 115/2 ve TTK 5/3. Maddeleri uyarınca davanın Usulden Reddine, 2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, dosyanın usulüne uygun gönderme ile ———- tevzi edildiği ve —— sırasına kaydının yapıldığı, —- sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda—– Karar sayılı kararı ile “…Davaya bakmak görevinin——– ait olması nedeniyle; 1- Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE, 2-Karşı görevsizlik kararı verildiği, dosyamız görevsizlik kararı istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde merci tayini için re’sen ilgili istinaf dairesine gönderilmesine…” karar verildiği, dosya — gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi souncunda —— yargı yeri olarak belirlenmesine…” şeklinde karar verildiği,—– ilamı sonrasında dosyanın mahkememize gönderildiği ve mahkememizin ——- sayılı dosyasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
—– aldırılan bilirkişi raporunda özetle;—— yazısında ve ekinde sunulan hesap ekstresinden bankaları nezdinde —– hesap açılmış olduğu sağlandığı tespit edildiği, ——-huzurdaki davalı tarafından sağlanıp verilmiş ——– tarihinde alacak temliğinde imzası bulunan —– tarafından teslim alındığı, —-tarafından antetli ve kaşeli imzalı —— emrine düzenlenen —-tutarındaki bloke çekin tahsil edilmesi sureti ile yapılan geri ödemelerin hesap edildiği, —– imzalandığı, onu —-olarak imzalandığı, ———, ödeyen ise, huzurdaki davalı olarak saptandığına…” dair rapor tanzim edilmiştir.
—– özetle; açılan “Menfi Tespit” davası nedeniyle; “vekaletname tarihi olan —–tarihi itbariyle verdiği vekaletnamenin kapsamını hukuki anlam ve sonuçlarını bilecek yapıda olup olmadığı, bu açılardan hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı” sorulan —– —- tarihinde ölen ——hakkında düzenlenen tıbbi belgeler, davacı-davalı ifadeleri ile dava dosyasının tüm olarak değerlendirilmesinden; muris hakkında işlem tarihinde fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede akıl hastalığı, akıl zayıflığı, bunama hali veya organik defısiter araz içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, kendisinde mevcut sistemik hastalıkların da tek başına fiil ehliyetini etkilemeyeceği, murisin işlem tarihinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre; —– tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun kabulünün uygun bulunduğuna…” dair rapor tanzim edilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. ———
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ——-
Somut olayda, davacılar miras bırakan ——- vekaletname düzenlendiği tarihte hukuki fiil ehliyete sahip olmaması ve teminat amaçlı ipoteğin davalı-garantör tarafından ödenmiş olması sebebiyle temliki mümkün olmadığından davacıların temlik alan davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasını talep etmektedir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur—–
Eldeki dosyada, davacı-borçlu-mirasçılar tarafından muris — vekaletname verdiği esnada fiil ehliyetine haiz olmadığı ile dava konusu borcun davalı tarafından ödenmesi ve davalının garantör olması sebebiyle temlikin mümkün olmadığı hususu ileri sürüldüğünden anılan hususların davacılar tarafından yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Muris —— Fiil ehliyetine haiz olup olmadığı hususunda;
Davacı tarafından muris —- vekaletnamenin tesisi anında fiil ehliyetine haiz olmadığı ileri sürülmüş ise de; —- tarihli raporu dikkate alındığında murisin fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşılmakla davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalının kredi borcunu dava dışı—- ödemesi sebebiyle yapmış olduğu temliknamenin geçerli olup olmadığı hususunda;
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler,——- tarihli kredi anlaşmasına ilişkin sözleşme hükümleri, alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında dava dışı —– dava dışı-asıl borçlu —— kullandırılan kredi sözleşmesinde muris davalı tarafından verilen garantinin TBK 581 maddesinde düzenlenen kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, kefalet sözleşmesi şartlarının mevcut olduğu ve alınan —— tarihli bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere kredi borcunun bir kısmının davalı tarafından ödendiği, TBK 596 maddesi gereği davalının ödeme sonrasında yapmış olduğu temlikin geçerli olduğu anlaşılmış, davacının aksi yöndeki itirazlarına itibar edilmemiş, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.677,65-TL harcın mahsubu ile artan 6.596,95‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 57.742,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2022