Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/157 E. 2021/1174 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/157 Esas
KARAR NO: 2021/1174
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/04/2014
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi —- civarında geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, geride eşi —bıraktığını, kazaya sebep olan davalılardan — maliki olduğu müteveffa —- plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, davalılardan — kazaya sebebiyet veren —eşi ve mirasçısı olduğunu, diğer davalı—- —yapan şirket olduğunu ileri sürerek toplam —- manevi tazminatın tamamının davalılardan — davalılardan — talep edilen maddi tazminat tutarının bakiye kalan kısmının tahsiline, davalılardan —- maddi tazminat talbinin poliçe limiti ile sınırlı kısmının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zaman aşımına girdiğini, davacıların —- sayılı dosyasında müteveffanın vefatı sebebi ile maddi tazminat talepli dava ikame ettiklerini, davacıların aynı hukuki vaklıaya ve aynı talebe yönelik iki ayrı davâ ikame etmesinin yerinde olmadığını, davalı —– araç sahibi olarak objektif sorumluluk ilkelerine göre sorumluluğu bulunmasına karşın zamanaşımı süresi geçtikten sonra işbu davanın ikame edilmesi sebebi ile davanın reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde; aynı somut olaydan kaynaklı olarak açılmış olan —-dosyasından dolayı derdestlik hususunun değerlendirilmeye alınmasını talep ettiklerini, — plakalı aracın davalı —– tarafından —– sigortalandığını, poliçenin kazadan — dakika önce yenilendiğini, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ispatlanması gerektiğini, —-kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu olay ticari iş niteliğinde olmadığından davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu, davacıların —- herhangi bir ödeme alıp almadıklarının tespit edilmesi gerektiğini, temerrüt süresinin delillerin tümünün davalı şirkete tebliği tarihinden itibaren —- İşgünü geçmesi ile başlayacağını, aksi halde davalı sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar, — tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden —- mirasçıları olduğu ve murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya karışan —-plaka sayılı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden, zarara sebebiyet veren araç sürücüsünün tek mirasçısından ve araç malikinden maddi —- manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak açıldığı —— sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında kabul edilen 7251 sayılı kanun ile T.T.K.’nın 4. maddesinin değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, İlgili kolluk birimlerine müzekkere yazılarak davacıların sosyal ekonomik durumları araştırılmış, müzekkere cevapları dosya arasına alınmış, davacı ve davalı gerçek kişilerin —- — çıkartılmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, —- tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış —- tarihli bilirkişi heyet ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, —-Kusur Durumu;Dava dosyasına sunulu bulunan tüm belgelerini dikkate alınması sureti ile yapmış olduğumuz İncelemeler neticesinde, davaya konu edilen trafik kazasının meydana gelişinde; Sürücü — yönetimindeki — teknik özellikleri tespit edilerek —– belirtilen ve dosyasındaki çok sayıda fotoğraflarda da açık şekilde görülen —- arasındaki —– seyretmekteyken, KYTK md. 52,a,b maddeleri uyarınca, aracının sür’atini yol, hava ve trafik durumuna göre ayarlaması, dikkatli seyretmesi gerekirken,—- maddelerdeki açıklamalara göre, süratli ve kontrolsuz şekilde seyretmekte oluşu nedeni ile olay yarine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde sağ sol yapıp, yalpalayarak karşı yönden gelmekte oları araçların şeridine geçerek, bu şerit üzerinde seyreden araçların seyrini tehlikeye düşürmüş ve bu şeritte seyrederek gelmekte olan araç ile —- çarpışmış olmasında, tamamen ve %100 oranında KUSURLU olduğu, Sürücü — yönetimindeki oto ile, teknik özellikleri tespit edilip, yukarıda belirtilen —- arasındaki — seyretmekteyken, karşı istikametten gelmekte olan — plâka numaralı aracın, sürücüsünün aniden ve kontrolsuz olarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile orta röfüjü aşarak, şeridine girdiği sırada yapabilecek bir hareket, alabilecek önlem,aracı ile kaçabilecek yer ve de ihlâl etmiş olduğu herhangi trafik kuralı bulunmadığından, KUSURSUZ olduğu b- Tazminat Durumu: Müteveffanın davacı eşi —- uğradığı destekten yoksun kalma zararının evlenme ihtimali indirimi sonrasında —- tutarında hesaplanmış olmakla birlikte bu tutardan yasal faiz uygulanarak daha önce ödenene tutarın indiritmesi gerektiği bu tutar indirildiğinde nihai gerçek zarara ulaşılacağı , Müteveffanın davacı oğlu — uğradığı destekten yoksun kalma zararının evlenme ihtimali indirimi sonrasında—-tutarında hesaplanmış olmakla birlikte bu tutardan yasal faiz uygulanarak daha önce ödenene tutarın indirilmesi gerektiği bu tutar indirildiğinde nihai gerçek zarara ulaşılacağı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, —-Sürücü—— yönetimindeki —– ile teknik özellikleri tespit edilerek —–belirtilen ve dosyasındaki çok! sayıda fotoğraflarda da açık şekilde görülen —–arasındaki — seyretmekteyken,—– maddeleri uyarınca, aracının —-yol, —– ayarlaması, dikkatli seyretmesi gerekirken, ——– şekilde seyretmekte oluşu nedeni ile olay yerine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde sağ sol yapıp, yalpalayarak —-karşı yönden gelmekte olan araçların şeridine geçerek, bu şerit üzerinde seyreden araçldrın seyrini tehlikeye düşürmüş ve bu şeritte seyrederek gelmekte olan araç ile—– çarpışmış olmasında, tamamen ve %100 oranında KUSURLU olduğu, Sürücü —-, yönetimindeki oto ile, teknik özellikleri tespit edilip, yukarıda belirtilen —- arasındaki karayolu üzerinde seyretmekteyken, karşı istikametten gelmekte olan—– numaralı aracın, sülücüsünün aniden ve kontrolsüz olarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile —-yapabilecek bir hareket, alabilecek önlem, aracı ile kaçabilecek yer|ve de ihlâl etmiş olduğu herhangi trafik kuralı bulunmadığından, KUSURSUZ olduğu, Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan mütekeffaya ait—- incelenmesi sonucunda, müteveffa —– emekli olduğu ve emekli aylığı aldığının tespit edildiği, —– uyarınca tazminat hesabına, müteveffanın kaza tarihindeki —— net ücretinin, ücretinin bilinennemesi halinde ya biş asgari ücretin esas alınması gerekmekte olup, emekli aylıkları tazminat hesabına—– alınmadığından müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar olan Hazançlarının yasal asgari ücretler esas alınarak belirleneceği, Müteveffanın eşi olan Davacı —– yoksun kaldığı destekten kaynaklanan maddi zararlarının —- olduğu, Müteveffanın kızı olan Davacı —– yoksun kaldığı destekten kaynaklanan maddi zararlarının — Davacı—-yoksun kaldığı destekten kaynaklanan maddi zararlarının —- olduğu, —-uygulamalarına göre erkekler gocuklar için destekten yararlanma yaşı sonu —–edildiği, Davacı —–yaşında olup, destekten yararlanma yaşı sonunu doldurduğundan ve Davacı —-müteveffanın desteğinden yararlandığına dair dosyada ——veya belge bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatı talebinin yerinde görülmediği, Davalı —– davacıların maddi—- yönünden tanzim ettiği —- teminat limiti dahilinde sorumlu olduğu, — aşan zarar miktarı için ise tanzim ettiği —- sunduğu teminat limiti uyarınca sorumlu olduğu, davacıların —- teminatı limiti dahilinde olmakla davacıların toplam maddi zararından davalı —-davalılarla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, —– benimsendiği üzere, hak sahiplerine yapılan ödemelerin ödeme tarihinden bilirkişi hesap raporuna kadar yasal faiz oranı üzerinden güncelleştirilmesi ve hak sahibinin toplam zararından, ödeme miktârı ile güncelleştirme bedelinin tenzili gerektiği, Davacıların bakiye maddi zararlarının hesabı için, davalı —- tarafından davacıların her biri için ödenen destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının, davacıların her biri için ayrı ayrı hangi tarihte kime ne miktarda ödeme yapıldığının tespiti gerektiği, — işbu dava dosyasına her ne kadar ibraname ve sulh anlaşması sunulmuş ise de ödeme tarihini ve davacıların her biri için ne katlar destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını belgeleyen aktüer raporu vbi belge bulunmadığından eksikliklerin giderilmesine müteakip bakiye zarar hesabının yapılabileceği, Davacıların davalılardan —– talep etmiş olduğu manevi tazminat taleplerinin miktarının — Mahkemenin takdirinde olduğu—yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda özetle,— tazminat hesap ilkelerine göre; artan asgari ücret miktarları gözetilerek hüküm tarihine en yakın tarihteki asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinden —– uygulanacak olan asgari ücret miktarındaki artış dikkate alınarak —- raporda güncel hesaplama yapıldığı, Her ne kadar kök raporda, davacı —– verilerinde yer alan yaşlara göre belirlenmişse de —– konudaki ——– kadar destekten yararlanacağı yönünde olduğundan işbu —-raporda yapılan değerlendirmede, kök rapordaki görüşümden dönülerek,—- olay tarihinde — yaşını geçmiş olması nedeni ile destekten yararlanamayacağının kabulü ile kendisine hesaplamada pay ayrılmadığı, Müteveffanın eşi Davacı —- yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının — işbu zararın tamamından; Davalı —- kaynaklı sorumluluğu gereği teminat limiti dahilinde kalan —- kısmından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Müteveffanın oğlu Davacı — yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının — olduğu, Davalılar —-tamamından; Davalı —- ettiği —- kaynaklı sorumluluğu gereği teminat limiti dahilinde kalan —-kısmından Müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu——– yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Maddi tazminat talebi yönünden;
Eldeki davada, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden —- desteğinden yoksun kalması sebebiyle kazaya karışan —- plaka sayılı aracın—–düzenleyen davalı sigorta şirketinden, zarara sebebiyet veren araç sürücüsünün tek mirasçısından ve araç malikinden maddi ——– ve manevi tazminatın tahsilini talep etmektedir.
Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı,——-düzenlenmiş olup; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. ” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK 53/3 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. 6098 sayılı TBK 53/3 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir ——-
Diğer taraftan, —— kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; ——— sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Mahkememiz dosyası arasında alınan —-dosyasının incelenmesinde; davacılar sadece davalı —- mirasçılarına karşı destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuş olduğu, —– dosyasında davalı sigorta şirketinin ihbar olunan olarak bulunduğu, anılan dosyada davacılar ile —- dosyasında ihbar olunan olarak bulunan —-arasında sulh ve ibra sözleşmesinin yapıldığı, ihbar olunan —- şirketi tarafından — tarihinde davacıların maddi tazminat talepleri yönünden, — tarihinde ise sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sorumlu olduğu manevi tazminat tutarı olan —-yönünden sulh ve ibra sözleşmesinin imzalandığı, eldeki dava da davalı sigorta şirketi tarafından sunulan sulh ve ibranamelere karşı davacı vekili tarafından —- tarihli celsede herhangi bir diyeceğinin olmadığının beyan edildiği, dava tarihinden sonra ödeme yapıldığının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle dava konusu tazminat yönünden davalı sigorta şirketi tarafından sulh ve ibra protokolü kapsamında yapılan ödemeler inkar edilmemiş, aksine kabul edilmiştir.
Davalı tarafından sunulan ibra sözleşmelerinde davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketini, işletenenini ve sürücüsünü tamamen ibra ettiğinin açıkça belirtildiği, ibranamede iş bu dava dosyamıza da açıkça atıf yapıldığı anlaşılmakla davacıların dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sebebiyle maddi tazminat taleplerinin tüm davalılar yönünden konusuz kaldığına kanaat getirilmiş, davacıların maddi tazminat talebi yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; davacılar tarafından her ne kadar dava konusu kaza ile ilgili dava dilekçesinde bakiye zarar talebinde bulunmuş ise de; yargılama aşamasında yapılan sulh ve ibra sözleşmesi sebebiyle bu talebinden artık davalı sigorta şirketi ile yaptığı anlaşma ile vazgeçtiği nazara alınması gerekmekte olup anılan sebeplerle—– somut dosyada uygulama imkanı bulunmamaktadır.
Manevi tazminat talebi yönünden;
—— maddesinde hakimin ölüm durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——- gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.———-
Tüm dosya kapsamı, —- ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları , paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi, olay sebebiyle davacıların baba ve eş olan müteveffa —–kaybetmesi ve bu sebeple duyduğu manevi üzüntü ile davalı sigorta şirketi tarafından ——- kapsamında yapılan manevi tazminat ödemeleri ve davacıların buna ilişkin ibra ve sulh anlaşması yapmaları da dikkate alınarak, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı —— kaza tarihinden itibaren işleyecel yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
A-Davacının maddi tazminat talebi yönünden;
1—– tarihli ibraname ve sulh anlaşması gereğince maddi tazminat talebi yönünden davanın, tüm davalılar yönünden konusuz kaldığı anlaşılmakla, davacının maddi tazminat —- talebinin konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B-Davacının manevi tazminat talebi yönünden;
1—– tarihli ibraname ve sulh anlaşması dikkate alınarak davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ;
Davacı —— kaza tarihinden itibaren işleyecel yasal faizi ile birlikte davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan —harçtan mahsubu ile fazla yatırılan —– harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından tarafından yapılan 24,30-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 760,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.488,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 547,38-TL sinin davalılar——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ——– tarafından yapılan 7,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 5,85-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı ——- üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; dosya kapsamında bulunan sulh protokolü dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat talebi yönünden; Davanın kabul edilen kısmı için davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 10. maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.520,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar ——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; Davanın reddedilen kısmı için davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 10/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.520,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı——- verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021