Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1086 E. 2020/732 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1086 Esas
KARAR NO: 2020/732
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin————–bulunan firmaya gönderilen —-emtiasının kara nakliyesi teminat altına alındığını, taşıma işi —- davalı sorumluluğu altında —davalı fiili taşıyıcı tarafından tedarik edilen şoförün — davalı sevk ve idaresindeki —- plakalı — araçlara yüklendiğini,— tarihinde hareket eden aracın — seyri sırasında benzin istasyonu park sahasında davalı şoförün araç içinde uyuması sonrası araç tentesi yırtılarak bir kısım emtianın çalınmış olduğunu, hasar miktarının—- tespit edildiğini, hasar — tarihinde muadili — olarak sigortalıya ödendiğini, davalının CMR sigortacısı — meydana gelen hasarın —- kısmını müvekkili şirkete ödediğini, bakiye ———-alacağı kaldığını, davalıların meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının halefi olduğu sigortalısı —- mukim şirkete —- göre kapalı faturaya bağlı olarak satış yaptığını dolayısıyla taşımaya konu eşyada meydana gelen ziyadan ötürü davacının —- aktif husumet ehliyeti olmadığını, söz konusu emtia gerek satış faturasında gerekse CMR – Hamule senetlerinde görüleceği üzere akreditife bağlı olarak alıcıya satıldığını, davacı sigortacının sigorta ettirene yaptığı tazminat ödemesi —- ödeme olduğunu, davacının halefi sigortalı —- bulunan firmaya gönderilen eşyanın taşıması taşıyıcı sıfatıyla müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, alt taşıyıcı— no.lu davalı tarafından CMR Anlaşma hükümleri çerçevesinde—-plakalı araçla gerçekleştirildiğini ve bu taşımada İtalya’ da meydana gelen hırsızlık sonucu eşya zıyaa uğradığını, davalı alt taşıyıcı kısmi ziyamın varlığını kabul ettiği ve buna bağlı olarak sigortacısı—- tarafından CMR hükümleri çerçevesinde tazmin edileceğini bildirdiğini, kısmi ziyadan ötürü taşıyıcı tarafından hak sahibine ödenmesi gereken CMR 23. maddesine göre hesap edilmek suretiyle ödenmesi gerektiği ve emredici bu madde hükmüne göre —- hesaplama suretiyle —-avacıya ödendiği ve bu nedenle davacı sigortacının tazminat talebinin reddi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin CMR Konvansiyonu kapsamında sorumluluğu Konvansiyonun 23. maddesi kapsamında taşıyıcının sorumlu tutulabileceği tazminat tavanına göre müvekkil şirketin CMR sigortacısı —-tarafından davacı şirket tazminat ödemesi yapıldığını, taşıyıcının sınırlı sorumluluk prensibini gözetmeden eksilen mal bedelinin tamamının taşıyandan tahsili talebin yasal bir dayanağı bulunmadığını, diğer taraftan davacı şirket tazminat miktarını tahsil ederken imzalamış olduğu ” ibraname -feragatname ” belge içeriğiyle tam ve mutlak surette ibra vermiş dava ve talep hakkı kalmamış bulunduğundan davanın reddini ve davanın —–ihbarını talep etmiştir.
Davalı—- beyanı bulunmamaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı aralarındaki sigorta tazminatı — ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren —- avans faiz oranı üzerinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin—– tarih sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, anılan kararın —- sayılı kararı ile bozulduğu, mahkememiz tarafından dosyanın bozma sonrası yeni esas kaydedildiği, yapılan yargılama sonucunda —- davacı şirketin sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme neticesinde başka bir talep hakkı kalmadığı kanaatine varıldığı ve davanın reddine karar verildiği, ————-sayılı kararı ile mahkememiz kararının ikinci kez bozulduğu, bozma ilamı sonrasında mahkememizce yeni esas alınarak —-sayılı dosya kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yargılamaya başlanmış, TTK 4/2 maddesi gereği basit yargılama usulüne geçilerek hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle deliller toplanmış, —- davalı şirkete ait —- celp edilmiş, —- sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,Yargıtay bozma ilamı kapsamında dosya bir taşıma uzmanı, bir sigortacı uzmanı ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacının davalılardan talep edebileceği rücuen tazminat miktarının bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınması talep edilmiş dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle,”….Davada uygulanması gereken hukukun CMR Konvansiyonu hükümleri olduğu, yükün alıcıya —- şeklinde; vaki hırsızlık sonucu emteamn eksik teslim edilmiş ve dolayısıyla yük bedeli dava ihbar olunan gönderene/sigorta ettirene ödenmemiş olmasından, onun halen yük üzerinde menfaati devam ettiğinden; ona tazminat tediye eden davacı sigortacının işbu davayı ikame hakkına içtihatlarda da işaret edildiği, emtiada hırsızlık sonucu meydana gelen zararda; davalı taşıyıcılara yöneltilen rücuen tazminat talebinde, CMR m. 23/3.-7. hükmünde hesaplama ile bulanan tutar ödenecek tazminata esas olacağı ve dolayısıyla taşıyıcıların sınırlı sorumluluğu aşılamayacağı, somut olayın meydana geliş şekline göre; taşıyıcıların tazminatta sınırsız sorumluluğu düzenlenen Konvansiyonun CMR m. —hükmü davada uygulama alanı bulamayacağı, işbu davanın — no.lu davalısı fiili taşıyıcının sorumluluk sigortacısı dava ihbar olunan tarafından bir kısım tazminatın davacıya rücuen ödendiği, ancak; —- eksik olarak ödenmiş olmasından, kalan kısım tutarın ödenmesinden de sorumlu olduğu, eksik tazminatın dava ihbar olunan sigortacı veya müşterek müteselsil sorumlu davalılar tarafından davacıya ödenmesi ile; taşıyıcılar sorumluluğunu sonlandırmış olacağından, davacının davalılardan rücen bakiye tazminat talep hakkı kalmayacağı, davacıya eksik ödenen kısım — tazminat için; avans faizli temerrüdün —- tarihinden başlayabileceği düşünüldüğünü tespit ederek hukuki değerlendirmenin mahkemede olduğu, ” yönünde tespit yapılmıştır.
Eldeki dava bakımından davacı sigortacının halefiyet hakkının bulunup bulunmadığı, Yargıtay bozma ilamı ve dosya kapsamlarında alınan bilirkişi raporu gereği yapılan değerlendirme sonucunda; satıcının mal bedelini teslim almadığı, mahkememizce bankaya yazılan müzekkere cevabı ——- dikkate alındığında yük bedelinin henüz satıcı tarafından tahsil edilmemiş olması sebebiyle dosyaya konu vaki hırsızlık olayında zarar gören satıcının halen mal üzerinde menfaatinin devam ettiğine mahkememizce kanaat getirilmiş,—-bozma ilamı ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak davacı—– halefiyete dayalı olarak dava açma hakkı bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya konu emtiada hırsızlık sonucu meydana gelen zararda taşıyıcılara yöneltilen rücuen tazminat talebinde CMR 27/3,7 fıkraları gereğince hesaplama yapılması gerektiği ve taşıyıcıların sınırlı sorumluluğunun bulunduğu ve bu sorumluluk miktarının aşılamayacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar dosya kapsamında daha önce alınan bilirkişi raporlarında TTK 786.maddesine göre taşıyıcıların ağır kusurları sebebiyle sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş ise de davaya konu olayda saat itibariyle şoförün parkta uykuya çekildiği ve eylemin uykuya çekildiği saatten sonra gerçekleşmesi sebebiyle işbu hususun TTK 886.maddesinde belirtilen pervasızca hareket kavramına dahil olmayacağı, bu sebeple CMR 29.madde hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Dosya kapsamında bilirkişi heyet raporu ile hesaplanan —- davacı tarafça rücuen tazmini talep edebileceği, emtianın zarara uğramış olması sebebiyle ihbar olunan sigorta şirketi tarafından — ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar ihbar olunan sigorta şirketi tarafından yapılan ödemede —gerekçe gösterilerek eksik ödeme yapılmış ise de; alınan — tarihli bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında davacının talep edebileceği rücuen tazminat miktarının —olduğu, ihbar olunan sigorta şirketi tarafından yapılan eksik ödeme sebebiyle davacının bakiye — rücuen tazminat alacağının bulunduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, — tazminat bedelinin —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalılar yönünden ret sebebinin aynı olması sebebiyle AAÜT 3/2 maddesi gereğince davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—- tazminat bedelinin —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 180,27-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.441,00-TL harcın mahsubu ile artan 1.260,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.441,00-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.060,90-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 224,08-TL sinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.639,06-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 3/2 ve 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.639,06-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili ve Davalı—–vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020