Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/107 E. 2020/132 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/107 Esas
KARAR NO : 2020/132

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Alacağına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/03/2014
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif üyeliği nedeniyle davalıya ———daire tahsis edildiğini, davalının kendine tahsis edilen dairelerden yıllardır faydalandığını, davalının 2008 yılından itibaren yapılan genel kurullarda kararlaştırılan hiçbir aidatı ödemediğini, genel kurulların tamamında borcunu ödemeyen üyelere aylık %5 faiz uygulanacağının karar altına alındığını, davalının 1 dairesi için 50.820,00 TL asıl alacak 81.836,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 104.695,00 TL borcu bulunduğunu, iki daireden kaynaklanan toplam borcun 132,656,00 TL + 104,695.00 TL = 237.351,00 TL olduğunu, iki adet daire için ödenmesi gereken 237.351,00 TL toplam aidat alacağının aylık %5 faizi ile birlikle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, öncelikle 2008 yılı aidat talepleri yönünden zaman aşımı defıinde bulunulduğunu, müvekkili ile davacı arasında Kartal —-. Noterliğinin ———- yevmice numaralı—— akdedildiğini, sözleşmenin 2. Maddesinde, kooperatifin işini yapan— sözleşme çerçevesinde yükleniciden (müvekkiliden) yapılmasını istediği İşlere karşı kooperatifin rızası ve müteselsil kefiliyeti ile ——- dairenin yükleniciye (müvekkile) yapılacak işlere karşılık olarak verilmesine, 3. Maddesinde müvekkil yüklenicinin yapacağa işlerin belirtiğini, işlerin bedelinin ——– müştereken ve birbirlerine müteselsil kefil olarak, yükleniciye ——-dahil değerinde yüklenicinin veya tayin edeceği —- keseceği faturalara karşı avans ödemesi olarak hiçbir bedel talep etmeden kooperatif daire satış sözleşmesi vc kooperatif üyeliği vermeyi, sözleşmenin imzalanması ile aşağıdaki tarihlerde yükleniciye —- yüklenici dairelerinin tapusunun devir edileceğini, kooperatif ve kooperatif işini yüklenen müteahhit firma—– Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmede ile birinci sözleşme maddelerinin çoğunun 2 sözleşmede bulunduğunu, —- dahil kooperatif daire satış sözleşmesi ve kooperatif üyeliği vermeyi, sözleşmenin İmzalanması ile aşağıdaki tarihlerde yüklenici ve 01 07/2007 de yüklenici dairelerinin tapusunun devir edileceğini, sözleşmeler ile müvekilinin kooperatife sabit ve peşin ödemeli ortak olduğunu, dairelerin anahtar teslim şeklinde verileceği ve herhangi bir fark ödenmeyeceğinin, noterden düzenlenme şeklinde sözleşme ile karar altına alındığını, Kartal —-. Noterliğinin ——– yevmiye numaralı —-Sözleşmesi ile müvekkilinin fazla iş yapmasından dolayı o tarih itibariyle kooperatiften yaklaşık —-alacağı bulunduğunu, bu alacağa karşılık kooperatifin müvekkiline ayrıca iki daire daha vermeyi taahhüt ettiğini, ancak taahhüt edilen dairelerin boş olmadığı, birçok dairenin davalık olduğu, müsait olunca verileceği ve nihayetinde olmazsa kalan paranın müvekkile ödeneceğinin belirtilerek müvekkilin sürekli oyalandığını, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekaalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Her ne kadar tensip tutanağında sehven yazılı yargılama usulünün uygulanacağı belirtilmiş ve yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış ise de davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda davanın niteliği gereği basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından, basit yargılama usulleri doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davaya konu bölümlere ilişkin tapu kaydı, davacı kooperatife ait ticaret ——- kayıtları ile ilgili yerlere müzekkere yazılarak mahkememiz dosyasına celbi sağlanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan kooperatif konusunda uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişiye davacı kooperatif defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapma yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 15/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle,” açılmış olan davanın bir aidat alacağı davası olduğu, davacının kooperatifin ortağı olduğu konusunda taraflar arasında çekişme olmadığı davacı tarafından,davalının kooperatifte iki aidat dairenin tahsis hakkı olduğunu ve 2008 yılından İtibaren aidat ödemediğini ve bu tarihten sonra işleyen aidatların tahsilini talep ettiği, davalının ise kooperatif ortaklığını kabul etmekle birlikte aidatların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu savunduğunu ancak kooperatif ortaklığının sürekli devam eden bir ilişki olduğundan kooperatif ile ortağı arasındaki aidat ilişkilerinde zamanaşımı süreleri işlemeyeceğini, davalı tarafın bunun yanında kendisinin sabit fiyatlı ortak olduğunu iddia ettiğini ancak davalı tarafın sabit fiyat üyeliğine kabul edilmiş bir ortak olmayıp genel kurulca kabul edilen aidatları ödemek mecburiyetinde olduğu, bu aidat ödeme borcunun ise nakden yerine getirilmesi gereken borç olup,hiçbir ortağın başka sebeplerle kooperatiften alacaklı olduğunu iddia ederek aidat ödeme yükümlülüğünden kurtulamayacağını, ancak herhangi bir şekilde kesinleşmiş bir mahkeme hükmüne bağlanmış ve kesinleşmiş olan bir borcun mahsubunun talep edilebileceği, somut olayda da davalının bu şekilde kesinleşmiş bir alacağı mevcut olmadığından,aidat borçları ile takas ve mahsup edilebilecek kesinleşmiş bir alacak mevcut olmadığından davalı genel kurul kararlarına uygun olarak aidat ödemek durumunda olduğu, genel kurul kararları gereğince davalının ödeme miktarları belirlendiğinde sonuç olarak; davalının kooperatife iki adet daire tahsisi ile ilgili olarak ortak olduğu ve aidat ödemekle yükümlü olduğu,her iki ortaklık için davacı kooperatifin toplam 93.640 TL (Taleple bağlı kalınarak)aidat talep etme hakkı olduğu,ödenecek aidatlara aidat ödeme tarihlerine göre aylık %1,5 gecikme faizi uygulanması gerektiği,aylık %5 aidat talebinin yerinde olmadığı ” yönünde tespit yapılmıştır.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş ve her iki taraf vekili tarafından da rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, her iki tarafın rapora ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosya hem mali müşavir hem de kooperatif alanında uzmanlığı bulunan bilirkişi ——- tevdi edilerek, bilirkişiden 24/12/2019 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporu davanın niteliği ve talep ile tarafların itirazlarının karşılıklı değerlendirilmesi göz önünde bulundurularak bir kısım maddi hataların dışında usul ve esas yönünden mahkememiz denetimine uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 24/12/2019 tarihli raporda özetle, ”kooperatife ait defterler üzerinde devam eden başka davaların olması sebebi ile yeniden inceleme yapılamadığı ve incelemenin dosya üzerindeki mevcut belgelere göre yapıldığı ayrıca inceleme yapılması için başkaca bir bilgi ve belgeye de ihtiyaç duyulmadığı, davalının ödemek zorunda olduğu aidat miktarları genel kurul kararlarına göre yeniden incelenerek talep tarihi itibariyle her aidatın aylık % 1,5 üzerinden ( her ne kadar genel kurul toplantılarında gecikme faizi aylık %5 olarak belirlenmiş ise de sözleşme faizi yasal faizin(Yıllık %9) iki katını geçemiyeceğinden genel kurulda kararlaştırılan aidatlara dava tarihine kadar olmak üzere yıllık %18, aylık %1,5 olarak hesaplanması gerektiğinden ) hesaplama yapıldığında sonuç olarak ——– olduğu, davalı vekilinin mevcut bilirkişi raporuna ve davanın esasına ilişkin itirazlarının incelenmesinde ise davacı—– ile taşeronu olan davalı … arasında düzenlenen Kartal —–. Noterliğinin——– yevmiye no ile iki adet—- Vaadi Sözleşmesi ile bir tarafta müvekkil diğer tarafta kooperatif ve yüklenici birbirlerine müteselsil sorumlu olarak müvekkilin kooperatifin işini yapması karşılığında başkaca hiçbir ödeme yapılmaksızın daire verilmesi konusunda anlaşmış olmalarının Kooperatifçe başka ödeme yapmaksızın daire verilmesi konusunda anlaşmalarının kooperatif açısından bağlayıcı olmayacağı zira kooperatif yönetim kurulunun sabit fiyatla daire verme taahhüdünde bulunmasının gerek Kooperatifler Kanunu gerekse kooperatif ana sözleşmesi ve Yargıtay kararları karşısında mümkün olmadığı,böyle bir taahhüdün geçersiz olduğu ,——-fiyatlı ortaklık —– ilkelerine aykırı olmakla birlikte, Yargıtay içtihatlarında;genel kurulda karar alınması halinde ancak mümkün olabileceği ,Yargıtay kararlarına göre sabit fiyatlı üyeliğin peşinödeme ve sabit fiyatlı ortak kayıt etme konusunda genel kurulda gerekçe gösterilerek açıkça karar alınıp yönetim kuruluna yetki verilmesi ve peşin ödemeli ortaklık kaydında bu ortağın hangi ödemeleri yapacağı,başka bir deyişle hangi ödemeleri yapmayacağı açık bir şekilde belirtilmiş olması şartlarının birlikte geçerli olması şartıyla mümkün olabildiği, Nitekim —–olmadıkça sabit fiyatla konut tahsisi yapılamaz denildiği, dolayısıyla dosyada mevcut Genel kurul toplantı tutanaklarının incelenmesi sonucunda; davalı … hakkında sabit(peşin) fiyatlı ortak kaydedileceğine dair herhangi bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından sabit fiyatlı ortak olmadığı, davalının bilirkişi raporuna bu yönde yaptığı itirazın yerinde olmadığı ve genel kurulda karara bağlanan aidatları ödemesi gerektiği, Kooperatif ana sözleşmesinin 23.maddesine göre ortakların genel kurulca ortaklardan alınması geren aidatları ödemek zorunda oldukları ve ortağa daire verilip verilmemesi bu zorunluluğu ortadan kaldırmayacağı, zira kendisine daire tahsis edilemeyen ortağın kooperatiften tazminat isteme hakkı bulunduğu bu nedenlerle davalı tarafın bilirkişi raporuna yapılan bu itirazın da yerinde olmadığı , davalının zaman aşımı itirazına ilişkin olarak ise somut olayda taraflardan birisinin kooperatif diğerinin ise kooperatif ortağı olduğu, kooperatif ortaklığı sürekli devam eden bir ilişki olduğundan kooperatif ile ortağı arasındaki aidat ilişkilerinde zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği, bu bakımdan itirazın yerinde olmadığı, davalı —— sabit fiyatlı olarak kendisine 2 daire verileceğini iddia ettiğine göre kendisinin kooperatife nakdi ödeme yapmadığı anlaşıldığından eşit işlem İlkesi gereği yapılan itirazların da yerinde olmadığı, kooperatifin —- tarihli genel kurulunda alınan kararda,yüklenici firmaya nakit ve peşin ödemeli 99.900 TL den birer daire verilmesi kararlaştırılmış olduğunun anlaşıldığı, kararın yüklenici firma ile ilgili olup Davalı ———- açısından geçerli bulunmadığın, davalının sabit fiyatlı ortak olabilmesi için bu konuda alınmış genel kurul kararının mevcut olması gerektiğini, iddia edildiği gibi ———– arasında düzenlenen—- sabit fiyatla kooperatif ortaklığı verileceğinin kararlaştırılmış olmasının Kooperatif açısından geçerli olmadığı, Kooperatif yönetim kurulunun da Genel kurul kararı olmaksızın böyle bir sözleşme imzalayarak kooperatifi sabit fiyatla ortak kaydetme yükümlülüğüne sokmaya yetkisinin olmadığı, bu nedenle de davalı —- sabit fiyatlı ortak olmadığı ve bilirkişi raporuna bu yönüyle de yapılan itirazların yerinde olmadığı, yapılan incelemelerde;davacı kooperatifin aidat alacağına esas teşkil eden genel kurul toplantılarında alınan karaların, ana sözleşmenin bu maddesinde öngörülen toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak alınmış geçerli kararlar olduğu, bu nedenle de bilirkişi raporuna bu açıdan yapılan itirazların yerinde olmadığı, davalı ile yapılan sözleşmelerin yönetim kurulu faaliyet raporlarında genel kurula sunularak genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmiş olmasının davalı ———- sabit fiyatlı ortaklık hakkı vermeyeceği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna yaptığı tüm itirazların yerinde olmadığı mevcut bilirkişi raporunda yer alan tespit ve değerlendirmelere katılındığı, ” yönünde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş , davacı vekili tarafından rapora ilişkin beyan yahut itiraz dilekçesi sunulmamış olup, davalı vekili tarafından 07.01.2020 tarihli dilekçe ile önceki itirazları tekrarlanmakla birlikte kooperatif defterlerinin incelenmesi gerektiği yönünde itirazlarda bulunulmuş ise de daha önceki bilirkişi raporunda kooperatif defter ve kayıtlarının incelendiği mahkememizce de yeniden aldırılan bilirkişi raporu ile tarafların mevcut rapora vaki itirazları ile varsa bir aidat alacağının davacının talebi gibi dava tarihine kadar belirlenmesinin istenildiği bilirkişi tarafından da mevcut belgelerin yeterli olduğu kanaatinin raporda belirtildiği, davanın üye aidat alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından mahkememizce de dosya kapsamında daha önceden tespit edilen ve dosya kapsamında bulunan belgelerin yeterli olduğu anlaşıldığından yeniden kooperatife ait defter ve kayıtların incelenmesine gerek görülmemiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, denetlenebilir bilirkişi raporu içeriği, davacı tarafın iddiaları ile davalı tarafın tüm itirazlarının incelenmesi hususları değerlendirildiğinde, davalının davacı kooperatife üye olup bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut Genel kurul toplantı tutanaklarının incelenmesi sonucunda davalı itirazlarının tek tek değerlendirilmesi bakımından öncelikle, davalı … hakkında iddiası gibi sabit(peşin) fiyatlı ortak kaydedileceğine dair herhangi bir kararın bulunmadığı, sabit(peşin) fiyatlı ortak kaydı için genel kurulda karar alınması gerektiği,bu nedenle davalının sabit fiyatlı ortak olmadığı, nitekim Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu (Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin —–karar) anlaşılmaktadır. Davalıya daire tapusunun verilmediği bu nedenle aidat istenemeyeceği itirazına ilişkin olarak yapılan incelemede ise kendisine daire tahsis edilemeyen ortağın kooperatiften tazminat isteme hakkı bulunmakla birlikte bu durumun aidat alacağının kooperatif tarafından istenmesine engel teşkil etmeyeceği nitekim Yargıtay kararlarında da —— kendisine daire tahsis edilmeyen ortağa ödenecek tazminatın nasıl hesaplanacağı açıkça belirtildiği, dolayısıyla davalının varsa böyle bir iddiasına yönelik dava açma hakkının bulunduğu ancak bu hususa yönelik itirazın bizim davamızın konusunu teşkil etmediği görülmekle davalı vekilinin bu itirazı da yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından davalının dairelere karşılık yaptığı peşin ödeme miktarı ve zamanı dikkate alındığında diğer üyelerin müvekkilin yaptığı kadar ödeme yapmadığı iddiasında bulunulmuş ise de bilirkişi raporunda da tespiti yapıldığı üzere davalı taraf sabit fiyatlı olarak kendisine 2 daire verileceğinini iddia ettiğinden ve kooperatife nakdi ödeme yapmadığı anlaşıldığından itirazının yerinde olmamaktadır. Zaman aşımı bakımından yapılan değerlendirmede ise somut olayda taraflardan birisi kooperatif diğeri ise kooperatif ortağı olup kooperatif ortaklığının niteliği gereği sürekli devam eden bir ilişki olduğundan kooperatif ile ortağı arasındaki aidat ilişkilerinde zamanaşımı süreleri işlemeyeceği dolayısıyla davacı kooperatifin işlemiş aidat alacaklarını her zaman talep edebileceği ve davalının zaman aşımı definin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Yine her ne kadar davalı vekili tarafından —- genel kurulunda alınan karar ile yüklenici firmaya nakit ve peşin ödemeli 99.900 TL den birer daire verilmesi kararlaştırılmış olduğu ve bu karar ile davalının da yüklenicinin işlerini kooperatife yapmak konusunda sözleşme yapıldığı ve yüklenici için alınan kararın davalıya sirayet edeceği yönünde itiraz da bulunulmuş ise de davalı vekilinin de belirttiği gibi alınan karar yüklenici firma ile ilgili olup davalı —–açısından geçerli bulunmadığı ve davalının sabit fiyatlı ortak olabilmesi için bu konuda alınmış genel kurul kararının mevcut olması gerekmekte olup bu konuda da alınmış genel kurul kararı mevcut olmadığından davalının bu hususa ilişkin rapora itirazının da yerinde olmadığı ve yine davalı tarafın iddiası gibi sözleşmelerin yönetim kurulu faaliyet raporlarında genel kurula sunularak genel kurulda yönetim kurulunun ibra edilmiş olmasının sabit fiyatlı ortaklık hakkı doğurmayacağı sabittir. Davalı tarafın 3/4 çoğunluk sağlanmadan karar alındığına ilişkin itirazının ise davacı kooperatifin yapı kooperatifi olup yapı kooperatiflerin harcamalar için ortaklardan talep edecekleri paralar için alınacak genel kurul kararları ile ilgili toplantı ve karar yeter sayıları —— Ana Sözleşmesinin 33. Maddesinde de belirtildiği üzere ortakların en az 1/4′ nün hazır olması şartıyla mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alındığı dolayısı ile tüm ortakların 3/4’nün rızasına gerek bulunmadığı ve bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ödeme kararlarının ana sözleşmenin 33. Maddesindeki nisaba uygun olarak alınmış geçerli kararlar olduğu görülmektedir. Aidat miktarları yönünden ise birinci daire için talep edilebilecek asıl alacak raporda hesaplanıldığı gibi —– olmakla birlikte dava tarihine kadar işlemiş faiz miktarında bilirkişi tarafından toplama hatası yapılmış olmakla işlemiş faiz 20.047,00-TL olmaktadır. İkinci daire yönünden ise bilirkişi her ne kadar 44.720,00-TL asıl alacak ve 22.163,00-TL işlemiş faiz hesaplamış ise de taleple bağlılık ilkesi gereği davacının talebi ikinci daire için 42.820,00-TL olduğundan, mahkememizce ikinci daire için 42.820,00-TLasıl alacak kabul edilmiş ve bu toplam alacak miktarına aylık %1,5 oranında her bir alacak miktarı için resen faiz hesaplaması yapılarak toplam 20.723,00-TL işlemiş faiz bulunmuştur. Açıklanan hukuki gerekçeler ve yapılan hesaplamalar neticesinde davacının davasının kısmen kabulüne ,1. Daire için 50.220,00-TL asıl alacak ( her ne kadar kısa kararda sehven 50.820,00-TL olarak yazılmış ise de mahkememizce açıkça maddi hata olarak kabul edildiğinden gerekçeli kararda bu husus düzeltilerek hüküm kurulmuştur) ve —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —— alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen —- alacağa dava tarihinden tahsil tarihine aylık %1,5 oranında faiz uygulanmasına, hükmedilen—- asıl alacağın dava tarihinden tahsil tarihine kadar aylık %1,5 oranında faiz uygulanmasına, davacı vekilinin fazlaya ilişkin istemlerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine,
A)Davacının ———- asıl alacak ve —–asıl alacak (taleple bağlı kalınarak) ve 20.723,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Hükmedilen 1. Daire için 50.820,00-TL asıl alacağı dava tarihinden tahsil tarihine aylık %1,5 oranında faiz uygulanmasına,
C)Hükmedilen 2. Daire için 42.820,00-TL asıl alacağın dava tarihinden tahsil tarihine kadar aylık %1,5 oranında faiz uygulanmasına,
D)Davacı vekilinin birinci daire için fazlaya ilişkin 600,00-TL asıl alacak ve 54.739,00-TL faiz isteminin reddine,
E) Davacı vekilinin ikinci daire için fazlaya ilişkin 41.152,00-TL faiz isteminin reddine,
2-Karar harcı 9.618,73-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.053,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.565,33-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.053,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 238,60-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.467,60-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.463,92-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 32,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 13,02-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde geçerli ————— esaslara göre belirlenen 17.326,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 13.121,40-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.