Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/445 E. 2020/462 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/445 Esas
KARAR NO : 2020/462
DAVA : Alacak, Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 16/02/2011
BİRLEŞEN——— SAYILI DOSYASI
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 15/02/2017
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı şirketlerden ————–teknik bakım sözleşmesi adı altında bir sözleşme yaptığını, sözleşme gereği———– bakımının yapılacağı ve —– çalışmasının sağlanacağı, bu çalışma karşılığı alması gereken alacak davalı firma tarafından ödenmeyince kesilen faturanın müvekkilce——– dosyası ile takibe konulduğu, takibe itiraz edilmesi üzerine ——– dosyası ile itirazın iptali davası açılıp, kısmen müvekkil lehine sonuçlandığını, müvekkilinin hizmet yaptığı——- tarihine kadar davalı——-üzerinde kayıtlı iken bu tarihte —– alelacele devrettiğini, —– takibi başlatıldığı dönemde —-yönetici ve imza yetkilisi olduğunu, —– yönetici olan——- yetkili müdür olarak görev yaptığını, ———– şeklinde olduğunu, —- için ödenen meblağın ne kadar olduğunun ve nasıl ödeme yapıldığının belirli olmadığını, davalı firmaların mal kaçırmak amacı ile muvazalı bir sözleşme ile —– devrini gerçekleştirdiğinin bariz şekilde ortada olduğunu, alacağın tahsili İçin ————–İlamsız İcra takibinin başlatıldığı, davalının ödeme emrine itiraz ettiği, ———— dosyasıyla görülen itirazın İptali davasında kısmen davacı alacaklı lehine karar verildiği ve takibe devam edildiğini, borçlu şirketin borcu karşılamaya yetecek başkaca mal varlığının mevcut olmadığını, bu nedenlerle, İİK’nun 283/1. maddesi uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın —— haczinin ve satışının istenebilmesl yönünden hüküm kurulmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde —- —- üzerinde kanuni ipotek hakkı tesisine, oluşabilecek zararlar göz önüne alınarak ———— üzerine teminat istenmeksizin ya da mahkemenin uygun bir teminat karşılığında tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen—— davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketlerden —— altında bir sözleşme yaptıklarını sözleşme gereği——- teknik bakımını yapacak ve —- çalışmasını sağlanacağını, bu çalışma karşılığı alması gereken alacağın davalı firma tarafından ödenmeyince kesilen fatura tarafından ——- dosyası ile takibe konulduğunu, takibe itiraz edilmesi üçerine————sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve davanın kısmen davacının lehine sonuçlandığını, verilen karar üzerine icra takibene devam edildiğini, icra dosyasından yapılan araştırmada başkaca bir mal varlığınında olmadığın anlaşıldığını, bunun üzerine tasarrufun iptali davası açıldığını, halen ——– dosyası ile devam ettiğini, davalılardan —————– kayıtlarına göre firma ile ilgili takdiyat bulunmadığını notunun bulunduğunu ve firma hakkında iflas erteleme kararı bulunduğunu, diğer davalı ———- iptal davası açmaya hazırlanırken yapılan araştırmaya göre ——– olarak değiştirildiğini, firmalar arasında —– varlığının ortaya çıktığını belirterek davalıların dava konusu malı sürekli el değiştirmesinin önüne geçilebilmesi ve müvekkilinin mağduriyetinin engellenmesi için ——– ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, teminata hükmedilmemesine, davalılar arasında mal kaçırmak amacıyla yapılan tasarrufların iptaline,——–sayılı dosyasındaki alacakları oranında haciz yetkisi verilmesine, dosyanın———– sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Asıl davada Davalı———havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, öncelikle esasa girmeksizin görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın diğer davalı ——– var olduğunu iddia ettiği alacağın ise her iki şirket arasındaki cari hesap ilişkisine dayanmakta olduğunu, huzurdaki ihtilafta ———- tesisinin hukuken bulunmadığını, deniz aracının kaydi malikinin müvekkili şirket olması karşısında iş bu hakkın müvekkili şirkete karşı ileri sürülebilme olanağı bulunmadığını, TTK. Madde 1235 vd. maddeleri uyarınca——– kullanılabilmesi için öncelikle ortada TTK uyarınca —-sayılabilecek bir deniz aracının olması gerektiğini, ancak——– TTK uyarınca —- vaslında olmadığını, diğer davalı ———— çalışmış olduğunu, bu işten kaynaklı olarak müvekkili şirkete hali hazırda muaccel hale gelmiş ————— borcu bulunduğunu, üstelik bu borcun diğer davalının davacıya karşı iddia olunan borcundan da önce doğmuş olduğunu, iş bu borcun müteaddit taleplere rağmen ödenmemesi üzerine taraflar bir araya gelerek borcun tasfiyesi yolunda protokol akdetmiş olduklarını, iş bu protokol tahtında borcun bir kısmına mahsuben ———-müvekkil şirkete devir edilmiş olduğunu, diğer davalının bakiye borcunu müvekkil şirkete ödeyeceğini taahhüt etmiş olduğunu, dolayısı ile ortada muvazaalı bir satış olduğu iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, tasarrutun iptali davası için davalı adına alınmış muvakkat veya kati aciz belgesini ön şan olarak öngördüğünü, davacı tarafın bu yönde bir belge sunamamış olması karşısında huzurdaki davayı açma hakkı bulunmadığını, yukarıda arz ve izah ettikleri sebeplerle; öncelikle sayın mahkemenin görevsizliğine, davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Asıl dava davalısı——dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen —– sayılı davada davalı—– cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki ve buna bağlı cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, bu ilişkiden davalılardan ——-olduğunun ticari kayıtlarla anlaşıldığını, söz konusu satım bedelinin —–olarak rayiç değerin üzerinde seyretmesi sebebiyle bu satım bedelinin gerçekte ödenmiş olup olmadığını, müvekkili şirketin ticari kayıtlarında —– bedelle bu deniz aracının satım bedelinin gösterildiği ve buna göre müvekkilin bu nispette —– karşı olan alacak hakkının da sona ermiş olacağı değerlendirilmekle İİK’nun m.280 yönünden bir iptal sebebinden de söz edilemeyeceğinin bilirkişi raporunda görüldüğünü, asıl dava yönünden müvekkili şirketin dava konusu aracı devretmesi sebebiyle bir tasarrufun iptali talebiyle hakkında hüküm kurulmasının mümkün olamayacağını, birleşen dava yönünden ise davacı, aracın devrinin akabinde davasını müvekkil şirket aleyhine tazminat davası olarak değil diğer devralanlar da dahil edilerek tasarrufun iptali yönünde devam ettirdiğinden ve tasarrufun iptalinin de dava konusunu mülkiyetinde ve zilyetliğinde bulundurana karşı ileri sürülebileceğinden her iki davanın müvekkil yönünden reddi gerektiğini bildirmiş, müvekkil yönünden haksız ve hukuka aykırı olan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen————- davada davalı —————cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu iptal davasını açabilmesi aciz belgesini ibraz etmediğini, haliyle aciz vesikası bulunmadan açılan tasarrufun iptali davasının reddi gerektiğini, hatta —- da bu yönde olduğunu, açılan dava kapsamında alacaklı ——– tarafından borçlu/borçlular aleyhine alınmış herhangi bir aciz vesikasının da bulunmadığını, davacı tarafın, borçlu aleyhine başlattıkları icra takibinde yer alan haciz tutanağının, bu dava kapsamında aciz vesikası niteliğinde olduğunu belirtmişse de bu haciz tutanağının aciz vesikası olarak sayılabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerektiğini, davacı yanın alacaklılardan mal kaçırma kastıyla dava konusu dubayı devrettiği yönündeki beyanına ilişkin olarak müvekkilinin bahse konu dubayı devraldığı sırada iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu ve ne davacı ile borçlusu arasındaki durumu ne de borçlunun malvarlığı kaçırmak gibi bir kastı olduğunu bilecek durumda bulunamayacağını, ne var ki davacı tarafça müvekkilinin bu husustaki kötü niyetinin varlığının da ispatlanamadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi davalılardan oluşan yönetim kurulu üye ve başkanlarının aynı soyadına sahip olmadıklarını ve aralarında akrabalık ilişkisinin bulunmadığını, müvekkil şirketin dava konusu dubayı devir aldığı sırada —— üzerinde herhangi bir haciz veyahut tedbirin söz konusu olmadığını, devir işlemlerinin yapılan ödemeler karşılığında usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, nihayetinde tasarrufun iptali davasının önkoşulu olan aciz vesikası sunulamamış, borçlunun mal kaçırma kastının varlığını ispatlar bir somut delil sunulamamış, müvekkilinin de aralarında bulunduğu 3.şahısların devirde iyiniyetli olmadıklarının ispatlanamamış olması nedeni ile haksız açılan davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava davalıları————— dava dilekçesi tebliğ edilmiş, her iki davalı da davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, hukuki niteliği itibariyle İİK’nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında tasarrufun iptali davasıdır.
Davanın safahatı incelendiğinde, asıl davanın ilk olarak mahkememizin ———– sayılı dosyası ile açıldığı, mahkememizce yapılan değerlendirmede davanın 6762 sayılı T.T.K. 4. kitap 6. fasılda sayılan ve yasanın 1235. maddesinde açıklanan —– hakkına dair alacak – 1236. maddede açıklanan kanuni rehin hakkı tanınması davası olmakla; bu nevi davalara bakma görevi ——- ait bulunduğundan görevsizlik kararı verildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiği, usulüne uygun yapılan gönderme talebine istinaden davanın ————- sayılı dosya numarasını aldığı ve anılan mahkemece davanın, tasarrufun iptali ile reddi halinde kanuni rehin hakkı tesisi talebi ile açıldığı, davada terditli talebin bulunmadığı, iki ayrı talebin olduğu, dolayısıyla kanuni rehin hakkı tesisi talebi ile açılan davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin davada tefrikine ve tasarrufun iptali talebine ilişkin olarak görevli mahkemenin görevsizlik karar veren mahkeme olduğu belirtilerek karşı görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığı hususunun çözümlenmesi için ——— gönderilmesine karar verildiği,——- sayılı ilamında ise; tasarrufun iptali istemine ilişkin davayı görmeye görevli mahkemenin ——- olduğu belirtilerek mahkememiz yargı yeri mahkemesi olarak belirlendiği görülmüştür.
Dava, hukuki niteliği itibariyle basit yargılama usulüne tabi olup teati aşamaları tamamlandıktan sonra usulüne uygun olarak itilaf noktaları belirlenerek deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, taraf şirketlerinin ——————– sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan dava konusu dubaya ait satış faturası suretleri ve diğer delillerle birlikte incelenmiştir.
Davacı yanın ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan değerlendirmede asıl ve birleşen dava içerikleri birlikte değerlendirilerek talebin kabulü ile; —— dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davalı ——– deniz aracına ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, karar verildiği, iş bu karara yapılan itiraz üzerine yapılan değerlendirme de ise; mahkememizce verilen haciz kararnın ihtiyati haciz kararı niteliğinde olmasına karşın takip dosyasında ihtiyati haczin konulmasından sonra davacı vekilinin —– tarihinde deniz aracının bağlanması için müzekkere yazılmasını talep ettiği ve yapılan yazışmalar üzerine————- deniz aracının seferden mennine karar verildiği, bu rağmen davacı alacaklının geminin satışını talep ettiği, ancak icra müdürlüğünce usul ve yasaya uygun bir kararla satış talep edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle talebin reddine karar verildiği göz önünde tutulduğunda mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının davacı tarafça kötü niyetli olarak infaz edilmeye çalışıldığı, davacı tarafın icra müdürlüğünün hatalı kararları ile de geminin seferden men edilmesini usul ve yasaya aykırı olarak sağladığını, bununla da yetinmeyerek henüz mahkememizce yargılama yapılıp bir karar verilmeden ve karar kesinleşmeden geminin satışını talep etmesinin TMK’nun 2. Maddesine aykırılık oluşturduğu değerlendirilerek davalı ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, iş bu ara kararın istinaf edilmesi üzerine —— ilamı ile; kararın tedbir mahiyetinde ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin olduğu ve söz konusu değerlendirmenin İİK’ nın 265. maddesine göre yapılması gerektiği, oysa davalı ———— ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçelerinde dayandığı sebeplerden sadece teminata itirazları İİK’nın 265.maddesi kapsamında kaldığı, dolayısıyla verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönündeki kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iş bu kararın kaldırıldığı görülmüştür.
Celp edilen——- sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısı —– borçlusunun ise ———- olduğu, takibin bir kısım fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle — asıl alacak ve—— işlemiş faiz olmak üzeri toplam —– alacağın davalıdan tahsiline ilişkin ilamsız icra takibi olduğu, borçluya gönderilen ödeme emrine suresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
————sayılı dosya içeriği incelendiğinde ise; davanın——— sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama neticesinde —– tarihinde davanın kısmen kabulü ile; icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile; ——– icra takip talebinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı yasanın 2.2 maddesine göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin reddine, kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan alacağın %40’ı oranında belirlenen ———– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın Temyiz edilmesi üzerine ———— ilamı ile icra inkar tazminatına ilişkin kısmın karardan çıkartılarak verilen kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve taraflarca karar düzeltilmesi talebinde bulunulmadığından düzeltilerek onanma kararı ile hükmün —— tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
——- yazı yazılmak suretiyle asıl ve birleşen davalar davalılarının sicil kayıtları, ortak ve yönetim kurulu üyeleri ile ilgili bilgiler celp edilerek incelenmiştir.
——- yazılara verilen cevaplarda davaya konu —– aracının asıl ve birleşen dava davalıları arasında yapılan satış ve devir işlemleri neticesinde; önce —–tarihinde davalı —– bedelle,—— tarihinde ise davalı—- birleşen dava davalısı —– bedelle satıldığı, son olarak —- tarihinde —-bedelle davalı ———–adına satışının yapıldığı ve halen bu davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Belirlenen hukuki itilaf noktalarında incelenmesi teknik değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle dosya taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar şekilde rapor tanzimi için mali müşavir———— oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan tarihsiz bilirkişi raporunda özetle; ——– esas sayılı dosyasında tutulan tutanakta borçlu şirkete ait hacze kabil mal bulunamadığı ifadesi ve yapılan diğer kaydi haciz işlemlerinde borçluya ait mal varlığının ulaşılamamış olması yönündeki tutanakların aciz vesikası mahiyetinde olduğu, iptale konu edilen deniz aracının davalı ——- nolu —-bedelli ——– ilişkin fatura ve tarafların ticari defter ve kayıtlarında söz konusu satışa ilişkin kayıtların yer aldığı, aracın —- yılında değerinin ——- aralığında olması gerektiği, değerinden çok fazla bir bedele satılmış olmasının İİK’nun 278/3-B2 maddesi uyarınca iptal sebebi olmayacağı, davalıların farklı sektörlerde bulunuyor olmaları ve her iki şirket arasında organik bağı haklı kılacak bir verinin de bulunmaması sebebiyle rayiç bedelinden çok yüksekte bir bedel ile satılmış deniz aracının davalılardan ————- karşı alacak hakkının sona erdiği değerlendirmekle; İİK’nun 280 maddesi yönünden de bir iptal sebebi oluşturmayacağı kanaatinin bildirildiği görülmüştü, iş bu raporda davacı vekilinin itirazları ve resen yapılan değerlendirmeler kapsamında; bilirkişi kurulunun cari hesapta davalı borçlunun ———-alan davalıya cari hesap borcu bulunduğu, bunun ödenmesi için —–bedelinin cari hesaptan düşüldüğünü belirttiği, ancak, cari hesap ilişkisini denetlenebilir bir şekilde rapora yansıtmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin taşeronluk ilişkisi olduğu, davalı takip borçlusunun taşeron sıfatıyla, diğer davalıya ne suretle borçlu olduğu açılanmadığı ve borcun hangi somut ilişkiden doğduğu ortaya konulmadığı gibi davalı şirketler arasında organik bağ, ortaklık yapısı açısından bağlantı bulunmadığı raporda belirtilmiş ise de, dosyaya celp edilen her iki davalı şirketin ortaklık ve yönetim yapıları raporda tartışılmadığı ve tasarrufa konu —— kesildiği belirtilen iki ayrı faturanın kayıtlarda yer alıp almadığı değerlendirilmediği, bilirkişi kurulu raporu bu anlamda hüküm vermeye elverişli görülmediğinden; dosya bu kez bilirkişiler ———- oluşan üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan tarihsiz bilirkişi raporunda özetle; icra dosyasında tutulan —— tarihli haciz tutanağının İİK’nun m.105/1 ve 143. Maddeleri uyarınca aciz vesikası niteliğinde olduğu, ———– kararına konu; icra takibine dayanak faturaların dava konusu tasarrufun yapıldığı tarih olarak —– tarihinden önce doğduğu, bu halde tasarrufun borcun doğumundan yapılmış olması şartının gerçekleştiği, davalı —— bedel ile sattığı ve satışın ticari defterlere kaydedildiği, davalıların ticari defterleri incelendiğinde iş bu satış tarihinin ——tutarında alacağının bulunduğu, —– fazlası —- ola muhtelif banka ödemelerinin yapıldığı, dolayısıyla satışın yapıldığı tarihe göre ilgili bilançoda—– alacaklı iken hesaplar arası virman açıklamasıyla—— tutarında borç kaydı yapıldığı, bu borç kaydının ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığı, dolayısıyla——-nakit bir ödeme almadığı kanaatinin edinildiği, ancak bu kanaat ile birlikte satış tarihinde olmasa bile süre gelen cari hesap ilişkisi nedeniyle fatura bedelinin vadeli olarak ödendiği hususunun söylenebileceği, böyle olunca olayda ivazlar arasında satıca aleyhine aşırı bir farkın olduğundan ve dolayısıyla İİK’nun 278/3-2 anlamında iptal sebebinden bahsetmenin mümkün olmayacağı, dosyaya sunulan beyanlar ve davalı —– cevap dilekçesindeki savunmaları kapsamında davalı —– diğer davalı —— borçlarını ödemeyecek durumda olduğunu bildiği ve yapılan devir işlemi ile —— para alacağının büyük bir kısmın —– ile kapatmayı hedeflediği, yerleşik İçtihatlar uyarınca bu hususun İİK’nun 279/1-2 maddesi kapsamında iptale tabi bir işlem olduğunun gösterdiği, yine davalılar ayrı sektörde faaliyet göstermedikleri doğru ise de aralarında yoğun bir cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve hatta davalı —— cari hesap ilişkisinden doğan ve muaccel olan borcu diğer davalı ——- ödemediği için dava konusu gemiyi alacağına mahsuben devir almak zorunda kaldığını ifade ettiği, bu halde davalı alacı —-diğer davalının mali güçlük durumu içinde olduğunu bildiği gibi dava dışı—-her iki şirketin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda davalı ———— olduğu, ayrıca —— davalı —–olduğu hususunun —- ile açık olduğu, bu verilerin davalılar arasında organik ilişkin bulunduğunu ortaya koyduğu gibi davalı —– içinde bulunduğu mali güçlük durumunu ileri süremeyeceğini ve tasarruf işleminin alacaklara zarar verme kastı ile yapıldığını bilmediği veya bilmesi gerekmediğini de savunamayacağını, kaldı ki satış bedeli rayici —– civarında olan bir geminin neredeyse iki katı tutarında satın alınmış olmasınında hayatın olağan akışına uymadığı, bu sebeplerinde İİK’nun 280 maddesi uyarınca tasarrufun iptali sebebi olduğu, bunun yanında davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar kapsamında dava konusu deniz aracının —-devredilmiş ise davacının davalı —– yönelttiği davasını İİK’nun 283/2 maddesi uyarınca tazminat davasına dönüştüreceği yoksa——-iptal davası açacağı hususunda meyanda bulunması gerektiği yönündeki kanaatin bildirildiği görülmüş, davalı vekilinin rapora itiraz etmesi üzerine aynı heyetten ek rapor alınmış, sunulan ——– tarihli ek raporda kök raporun tekrar edildiği belirtilmiştir.
Bu aşamada dava konusu dubanın asıl davada taraf olarak gösterilmeyen——-satılmış olması sebebiyle davacı vekiline söz konusu şirketi davalı gösterip göstermeyeceği veya asıl davanın taraflarına karşı davayı tazminat davası olarak devam edip ettirmeyeceği yönünde beyanda bulunması için verilen süre içerisinde davacı vekili tarafından asıl dava davalıları da taraf gösterilmek suretiyle davalılar—– şirketleri taraf gösterilmek suretiyle ———- sayılı dosyası ile asıl davadaki hususlar tekrar edilmek suretiyle ek dava niteliğinde dava açıldığı ve açılan davanın anılan mahkemece mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
——— sayılı dosyasından karar tarihi itibari ile alınan kapak hesabında davacı alacağının ——- olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Birleşen davada teati aşaması tamamlandıktan sonra birleşen davada sunulan iddia ve savunmalar ile sunulan ikinci heyet kök ve ek rapor içerikleri kapsamında davalıların dava konusu deniz aracını edinim tarihleri itibari ile rayiç değerleri ve bu davada davalıların edinimlerinin iptali şartlarının oluşup yönünden tarafların ticari defter ve kayıtları ile sunulan diğer deliller incelenmek suretiyle yeniden rapor alınması için dosya bilirkişiler——-tevdi edilerek rapor alınmış anılan bilirkişiler tarafından sunulan —– tarihli raporda ise özetle, davalı şirketlerin tamamında eski ve yeni ortak ve yönetim kurulu üyelerinin soy ismi ——- olan aile fertlerinden oluştuğu,—– şirketlerin faaliyet alanlarının aynı olduğu, kök raporda belirtilen hususlara ilaveten dava konusu deniz aracının davalı—- satışının yapıldığı — tarihinde rayiç değerinin——–Davalı ——– tarihi itibari ile ise ———- emsallere bakıldığında satış rakamlarının rayiç değerlere uygun olduğu değerlendirildiği belirtildiği görülmüş, bilirkişiler —— —- alınan kök ve ek rapor içeriklerinin ilgili kısımları denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık; davacı tarafın borçlu —-hakkında —————dosyası ile yaptığı takipte alacağını tahsil edemediği iddiası ile mahkememizin asıl ve birleşen dava dosyalarında davalılar arasında yapılan işlemlerine konu tasarrufun iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktaların toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporu kapsamında, davacı tarafından bir kısım fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle davalı————- aleyhine başlattığı takibe yapılan itiraz üzerine açılan davada davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın kesinleştiği, yapılan icrai işlemler neticesinde anılan davalı tarafından mülkiyetinde olan——— aracının davalı——— yapılan satışın davacıdan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı gerçekleştiği iddia edilerek tasarrufun iptalinin istendiği, celp edilen sicil kayıtlarında dava konusu deniz aracının davalı———— satış ve devrinin gerçekleştirildiği daha sonra isminin —- olarak değiştirildiği sonrasında ise anılan davalı tarafından ise davalı —- satış ve devrinin yapıldığı ve halen bu davalı adına kayıtlı olduğu, icra dosyasında tutulan —–tarihli haciz tutanağının İİK’nun m.105/1 ve 143. Maddeleri uyarınca aciz vesikası niteliğinde olduğu, ———— sayılı kararına konu icra takibine dayanak faturaların dava konusu tasarrufun yapıldığı tarih olan—— tarihinden önce doğduğu, bu halde tasarrufun borcun doğumundan yapılmış olması şartının da var olduğu, davalı ———– dava konusu———— bedel ile sattığı ve satışın ticari defterlere kaydedildiği, anılan davalıların ticari defterleri incelendiğinde —— tutarında borç kaydının var olduğu, borç kaydının ne şekilde oluştuğunun tespit edilemediği, dolayısıyla ———– nakit bir ödeme almadığı kanaatinin edinildiği keza birleşen dava yönünden alınan —– ekin eki niteliğindeki raporda birleşen dava davalıları arasında yapılan satış bedellerinin de rayiç değerlere uygun olduğu dolayısı ile ivazlar arasında satıcı aleyhine aşırı bir farkın olduğundan ve dolayısıyla İİK’nun 278/f.3 b.2 anlamında iptal sebebinden bahsetmenin mümkün olmayacağı ancak asıl ve birleşen davada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde,
davalı şirketlere ait celp edilen ——– diğer tüm davalıların faaliyet alanlarının aynı olduğu ve davalıların tümünde ——- ailesi fertlerinden oluştuğu, dosyaya sunulan beyanlar ve davalı —— cevap dilekçesindeki savunmaları kapsamında asıl davada davalı —– borçlarını ödemeyecek durumda olduğunu bildiği ve yapılan devir işlemi ile——- para alacağının büyük bir kısmın deniz aracının devri ile kapatmayı hedeflediği, yerleşik içtihatlar uyarınca bu hususun İİK’nun 279/f.1b.2 maddesi kapsamında tasarrufun iptaline tabi bir işlem olduğunu gösterdiği, davalılar arasında yoğun bir cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve hatta davalı —- bu cari hesap ilişkisinden doğan ve muaccel olan borcu diğer davalı —- ödemediği için dava konusu ——— alacağına mahsuben devir almak zorunda kaldığını ifade ettiği, bu halde davalı alıcı —— davalının mali güçlük durumu içinde olduğunu bildiği tüm bu verilerin davalılar arasında organik ilişki bulunduğunu ortaya koyduğu gibi asıl davada davalı —– ve dolayısı ile birleşen davada diğer davalıların ———– içinde bulunduğu mali güçlük durumunu bilmediklerini ileri süremeyeceği ve tasarruf işleminin alacaklara zarar verme kastı ile yapıldığını bilmediği veya bilmesi gerekmediğini de savunamayacakları, kaldı ki ilk satış bedelinin rayicin neredeyse iki katı tutarında satın alınmış olmasınında hayatın olağan akışına uymadığı bu açıdan da İİK’nun 280 maddesi kapsamında tüm davalılar yönünden tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak, asıl davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen —– sayılı dosyasında davalılar——-aleyhine açılan davaların kabulü ile, ————— davalılardan —— davalı————- tarihli satış işlemlerine ilişkin tasarrufların———- takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılayacak miktarla sınırlı olmak üzere iptallerine, davacı alacaklıya, bu sınırlar içerisinde asıl dava davalıları ile birleşen dosya davalılarından——— yönünden cebri icra yetkisi tanınmasına, mahkememiz dosyası ile birleşen ——–sayılı dosyasında davalılar ——— Aleyhine açılan davanın, söz konusu davalıların asıl davada taraf olmaları sebebiyle anılan davalılar yönünden birleşen davanın HMK.m.114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen —– sayılı dosyasında davalılar ——aleyhine açılan davaların kabulü ile,—— davalılardan ——- davalı —– davalı———– tarihli satış işlemlerine ilişkin tasarrufların————— sayılı icra takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılayacak miktarla sınırlı olmak üzere iptallerine,
Davacı alacaklıya, bu sınırlar içerisinde asıl dava davalıları ile birleşen dosya davalılarından ———–yönünden cebri icra yetkisi tanınmasına,
2-Mahkememiz dosyası ile birleşen ——- dosyasında davalılar ————————-davalı ———————Aleyhine açılan davanın, söz konusu davalıların asıl davada taraf olmaları sebebiyle anılan davalılar yönünden birleşen davanın HMK.m.114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
3-a) Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 24.657,00 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 5.360,85 TL peşin harcın indirilmesi ile geriye kalan 19.300,00 TL harcın davalılar ——— tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)Davacı yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 33.720,00 TL vekalet ücretinin davalılar ———– müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvurma harcı, 5.360,85 TL peşin harç, 1.570,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.499,25 -TL yargılama giderinin davalılar davalılar———— tahsili ile davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN —————– DOSYASI YÖNÜNDEN
4-a)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 11.121,30 TL karar ve ilam harçtan, peşin yatırılan 2.780,33 TL harcın mahsubu ile, bakiye 8.341,00 TL harcın————-tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davacı yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 19.416,57 TL vekalet ücretinin davalılar—————müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 2.780,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.811,75-TL yargılama giderinin davalılar ———– müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı ——–birleşen davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin ilgili maddesi gereği takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2020