Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/403 E. 2018/1273 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/3 Esas
KARAR NO : 2018/1270

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/01/2016
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 03.01.2014 tarihinde, ———— mevkiinde ————. tarafından, yapılan kazı çalışmaları sırasında, davacı şirketin üzerinden kamu hizmeti niteliğindeki haberleşme hizmeti verdiği altyapının, bahsi geçen mahaldeki ve ekli kroki, tutanak ve fotoğraflarla belgelenen kısmına hasar verildiğini, davacı şirket altyapısına davalı tarafından verilen bu hasarın giderilmesi için davacı tarafça yine davacı tarafın çözüm ortağı ——- firmasının görevlendirildiğini ve bedeli mukabilinde hasarın giderildiğini, söz konusu hasarın giderilmesine ilişkin davacı tarafından sarfedilmek zorunda kalınan tutarın davalıya yapılan bildirime rağmen, bugüne kadar tahsil olunamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydı ile şimdilik 17.116,87TL’nin hasar tarihlerinden itibaren, ——- Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davacının davasının mahkeme esasına kayıt tarihinin 04/01/2016 olduğunu, zarara konu olaya ilişkin tutulan tutanağın tarihinin ise 03/01/2014 olduğunu, olayda uygulanacak olan zamanaşımının haksız fiil zamanaşımı olduğunu ve haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yılın geçmesi ile sürenin dolduğunu, 03/01/2016 tarihinde zamanaşımına uğramış olan davanın süresinde olmayıp reddi gerektiğini, davacının faiz talebinin de haksız olduğunu, haksız fiilin işlendiği tarihten değil de dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilecekken davacının faizi olay tarihinden itibaren istemesinin hukuki temelinin olmadığını, davalı şirketin fiilin gerçekleştiği esnada ————— Belediyesi adına hizmet görmekte olduğunu, dolayısıyla husumetin —- Belediyesi’ne yöneltilmesi gerekirken davalıya yöneltilmesinin de davanın husumet yönünde reddedilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu, olayın gerçekleşmesinde davalı şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, haksız fiil sorumluluğunun bir kusur sorumluluğunu ve kusurun olmadığı yerde sorumluluktan bahsetmenin hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, davalının yerleşim yerinin de ——— olduğunu, yetkili mahkemenin ———mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden de reddi gerektiğini ileri sürererek davanın, öncelikle yetki ve zamanaşımı yönünden, aksi olması halinde ise esastan reddine karara verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının yer altında döşediği, haberleşme, internet alt yapısına davalının verdiği zarardan kaynaklı haksız fiil temelli maddi tazminat istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Davalının mahkemenin yetkisine yönelik itirazı ve zamanaşımı itirazın yerinde bulunmayarak reddedilmiştir.
Davacı kendisine ait alt yapıya 03/01/2014 tarihinde davalının hasar verdiğini iddia ederek bu hasarın giderilmesi karşılığında yapılan bedel karşılığını talep etmiş, davalı husumet iddiasında bulunarak haksız fiilin meydana geldiği tarihte —- adına hizmet gördüğünü ancak yaptıkları araştırma neticesinde davacının belirlediği hasarın kendileri tarafından verilmediğini, söz konusu yerde çalışma yapmadıklarını savunmuşlardır. —— ilgili cevabında davalı ile bir altyapı çalışması yaptırılmadığını,——tarafından şebeke inşaat işi yaptırıldığı, bununla ilgili de imalat güzergahlarını gösteren krokiyi göndermişlerdir. Keza —— 25/10/2017 tarihli yazısında davalının alt yüklenici olarak ta hizmet vermediğini belirtmiştir. Davanın çözüme kavuşturulması çerçevesinde davacının iddiasına göre tutulan tutanakta davalı çalışanı olarak gözüken görevlinin tutanak tutulduğu tarihte yine davalı ——- çalışanı olmadığı da anlaşılmıştır. Bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde her ne kadar davacı haksız fiilin davalı tarafından meydana getirildiğini iddia etmiş ise de hasarın meydana geldiği yerde davalı firmanın bir iş sözleşmesi ve çalışmasının olmadığı tespit edilmiş, yine tutanağı tutan kişinin davalı çalışanı olmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karara vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 35,90 TL’nin peşin olarak yatırılan 292,32 TL’den mahsubu ile 256,42 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.