Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/125 E. 2019/319 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/125 Esas
KARAR NO : 2019/319
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/01/2013
KARAR TARİHİ: 19/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile anlaşmaya uygun olarak bir kısım inşaat işleri yapıldığını, davalı tarafından ———– tarihli, ————- TL tutarlı hak edişin tüm girişimlere rağmen tahsil edemeyen alacaklar kapsamında müvekkilinin davalı şirketten ——— TL alacaklı olduğunu, iş bu alacağa istinaden Üsküdar 4.İcra Müdürlüğüne ait ———–E. Sayılı dosyası ile davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının icra takibinde müvkkil şirkete borçlu olmadığı iddiası ile borca faize ve tüm ferilerine ilişkin itirazlarını bildirerek takibin durdurulduğunu, davalının itirazı icra takibini geciktirme amacına yönelik olduğunu, tamamen haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, dilekçeler teatisi aşamasında davasını ıslah etmiş ve 71.026,84 TL’nin takip başlangıç tarihinden itibaren davalıdan ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde Üsküdar 4.İcra Müdürlüğü’nün ———– E. Sayılı dosyasından bahsettiğini, ancak konunun daha öncesininde mevcut olduğunu, Üsküdar 4.İcra Müdürlüğü’nün ———— E. Sayılı dosyasının açıklama kısmında yer alan Üsküdar 4.İcra Müdürlüğü’nün———– E. Sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla denildiğini, bu dosyada da müvekkili şirketekarşı yine hak ediş üzerine takip açıldığını, taraflarınca itiraz edildiğini ancak itirazın iptaline ilişkin 1 yıllık süreyi geçirdiklerinden bu alacak tekrar icraya konularak bu sefer huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını, davacı tarafın ilk başlattığı takibin Üsküdar 4.İcra Müdürlüğü’nün ——- E. Sayılı dosyası üzerinden 157.046,84 TL’lik hak ediş tutarı olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle beraber her iki hak ediş raporunun da çelişkilerle dolu olduğunu, birincisi 2008 tarihli ilk icra takibine konu olan 2008 tarihli hak edişteki ”yevmiye işçilik tutarı” 13.580,00 TL olduğunu, bu miktarın bu davaya konu 2012 tarihli icra takibine konu olan 2007 tarihli hak edişteki 58.660,0 TL’den yukarı bir miktar olması gerektiğinden bahisle davanın reddine, %20 icra inkar tazminatından aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinden doğan alacağın davalıdan tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konuları tespit edilmiş ve deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış; yargılamanın tüm aşamalarında re’sen dikkate alınması gereken dava şartlarından mahkememizin görevi öncelikle incelenmiştir.
İcra dosyası, ———- kayıtları, davacının faaliyetinin VUK 177. maddesindeki hadleri aşmadığı hususundaki ———- kayıtları ve İstanbul Ticaret odası kayıtları ve ——– tarih ve ————— yevmiye sayılı vekaletname ve imza sirküleri vs belgeler celp edilmiş ve incelenmiş sonrasında bilirkişi raporu alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının teknik inceleme gerektirmesi sebebiyle dosya mali müşavir ve inşaat mühendisinden oluşan heyete tevdi edilmiş; bilirkişiler mali müşavir————– tarafından hazırlanan tarihsiz heyet raporunda; davacının ticari işletme kaydının bulunmadığı ve vergi kaydının da olmadığının tespit edildiği bu nedenle ticari defterlerinin incelenemediği belirtilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve 2014/14664 esas 2015/9298 karar ile 06/02/2016 tarih 2015/9854 esas ve 2016/1152 karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali veya alacak davaları TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Bunun yanında ———– kayıtlarında davacı adına kayda rastlanmadığı; ———– Müdürlüğü’nün ———tarih ve ————- sayılı cevabi yazısında da davacının yalnızca potansiyel vergi numarasının bulunduğu bildirilmiştir. Davacı vekili de 23/03/2018 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin tacir olmadığı gibi vergi kaydının da bulunmadığını beyan etmiştir.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından (nisbi) ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından (mutlak) ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2. maddesi gereğince genel mahkeme niteliğinde olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, TTK. m. 4. hükmü kapsamında somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK’nın 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 4.5/3. ve HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/03/2019