Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/114 E. 2020/782 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2012/114 Esas
KARAR NO: 2020/782
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/01/2012
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile ——arasında ————– imzalanmış ve söz konusu kredi sözleşmesini davalılar da müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, borçluların imzalamış oldukları kredi sözleşmelerine aykırı davranarak davacı bankadan kullandıkları kredi borcunu geri ödememeleri nedeniyle ————– yevmiye sayılı ihtarına keşide edilerek, ihtarnamedeki yazılı tutarların ödenmesi ve depo edilmesi talep edildiği, söz konusu ihtarnamelere rağmen borçluların davacı bankaya olan borçlarını ödemeleri üzerine ————- sayılı dosyasından esas takibe geçildiği, davalılar itiraz dilekçelerinde davacı banka ile dava dışı borçlu firma arasında yapılan protokollere istinaden ödemeler yapıldığını ve bu nedenle icra takibinde talep edilen faiz miktarının fazla olduğunu iddia etmişlerse de söz konusu iddiaları tamamen asılsız olduğu, zira davacı banka ile dava dışı borçlu firma arasında imzalandığı bulunan protokol gereği birkaç ödeme yapıldığı, akabinde ödemelerde sıklıkla yaşanan aksamalar nedeniyle protokol ihlal edildiği ve meriyetini yitirmiş ve sonrasında davacı banka yapılan ödemeler borçtan mahsup edilerek davalılar hakkında icra takibine geçildiği, davalıların iddia ettiği gibi davacı tarafından talep edilmiş bir faiz alacağı bulunmadığı, davalılar söz konusu takipte ayrıca faize ve faiz oranına da itiraz etmişlerse de bu itirazlarının da herhangi bir yasal dayanağı bulunmayıp, sadece takibi uzatma amaçlı olduğu, davalıların itiraz ettiği faiz oranı ve faiz sözleşmeyle belirlendiği, —- tarihinde bizzat davalılardan … imzasına tebliğ edildiği, bu nedenle kat ihtarnamesinin usulsüzlüğüne ilişkin itirazın reddi gerektiği, davalı borçlunun ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik talebi de ————–sayılı dosyasından reddedildiği, davalı borçlular icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçelerinde takip alacaklısına böyle bir borcu bulunmamakta olup, takip alacaklısı olup takip alacaklısı kredi ilişkisi içinde girmediği, bu nedenle borcun tamamına tüm ferileri ile birlikte işlemiş ve işleyecek faiz oranı dahil tamamına itiraz ettiği, soyut bir itirazda bulunmuş olup, itiraz dilekçeleri öncelikle borcun neden mevcut olmadığı yönünde bir açıklama içermediği, itiraz edilen faiz oranına karşılık, hangi faiz oranının kabul edildiği belirtilmediği, davalı tarafça borcun tüm ferilene itiraz edildiği, borçlular imzalanan genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmelerinin 18 ve 29/c maddelerinde de faizin gider vergisinin borçlular tarafından ödeneceği düzenlenmiş olup, bu nedenle davalının bu yöndeki itirazlının da reddi gerektiği, açıklanan nedenlerle borçlu hakkında ———— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazlının iptali ile takibin devamına, davalıların %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Mahkememizce birleşen yine mahkememize ait —— sayılı dosyasında davacı————– vekilinin göndermiş olduğu dava dilekçesinde; davalı bankanın müvekkili hakkında ————-Sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, oysa takibe konu olan genel kredi sözleşmesini müvekkilinin imzalamadığını, sözleşmedeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davacı müvekkilinin iş bu davaya konu icra takibinde borçlu olarak yer alan —– eski ortağı olduğunu, davacının — ——tarihinde bu şirketten ayrıldığını ve bu tarihten sonra davalı banka ve şubeleri nezdinde şirketi temsilen hiçbir imza atmadığını, hiçbir borç ilişkisi içerisine girmediğini belirterek davalının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı icra takibinde müvekkilinin aleyhine takip nedeniyle davalıya —– borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle müvekkili lehine %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar —– mahkememize —– tarihinde gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı banka kredi geri ödemeleri zamanında yapılmadığından davalı noter marifeti ile ihtarname gönderdiği, davalıların ihtarnameye müteakip davacı banka ile görüşmeler yapmış ve yeniden yapılandırma yapılarak, protokol kapsamında ödemelere başladığı, davacı bankaya protokol gereğince tam — ay ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin içinde protokol yapan diğer firmalarda dahil olmak üzere toplam —– yapıldığı, yapılan ödemelerin birkaç küçük ödeme diye gösterilmesi davanın saptırılması anlamı taşıdığı, bu itibarla davacı kötü niyetli olduğu, bunun sonucunda davacı yapılan bu ödemelerin borçtan mahsup edilerek icra takibine geçirildiğini beyan etse de bir kısmı olan ——- ödemenin hangi kredi borcundan ne kadar düşürüldüğü davacı bankadan talep edilmiş ancak bu talebine yanıt verilmediği, ayrıca davacı banka ile yapılan —tarih protokolün 2. Ve 3.maddelerinde görüldüğü gibi gayri nakdi çek kredisi riski —- tarihi itibari ile —- tutarında gayri nakdi çek kredisi riski bulunduğu belirtildiği, davalıların—— tarihleri arasında ———-adet çeki davacı bankaya tutanak ve imza karşılığında teslim ve iade ettiği, bu itibarla protokolde borca dahil edilen bu miktarın icra dosyasında istenilen asıl alacaktan düşülüp düşülmediğinin bildirilmesini davacıdan talep ettiği, — tarihinde yapılan protokole göre ——– gayri nakdi çek kredisi riskinin asıl alacağa dahil edildiği görüldüğü ancak çeklerin iadesi ile birlikte bu kredi alacağının borçtan düşürülmesi gerektiği, dava dilekçesinde tarafından borcun ne kadarına itiraz ettikleri net olarak anlaşılır olmadığından icra ve iflas kanunun 62/3 maddesinde yer alan borcun bir kısmına itiraz olduğunda o kısmın cihet ve miktarı açıkça gösterilmezse itiraz yapılmamış sayılacağı şeklinde bir beyanda gösterilmezse itiraz yapılmamış şeklinde bir beyanda bulunduğu, yapılan —–tarihli itiraz dilekçesinde hiçbir surette ana borca itiraz edilmemiş olup itiraz sadece %80 temerrüt faizi oranı ile birlikte faiz alacağına itiraz edildiği, bu nedenle davacının bu iddiasının yersiz ve geçersiz olduğu, davacının usulüne uygun olarak temerrüt faizi talep edilmesi için usulüne uygun olarak hesap kat ihtarnamesi tebliği etmesi gerektiği, usulüne uygun olmayarak tebliğ edilmiş olan kat ihtarnamesine dayanarak faiz talep edilmesine itiraz ettiği, davacı haciz işlemlerini genel kredi sözleşmesinden yaptığı, davalıların bu sözleşme tarihinden sonra bir çok kredi kullanmış bir çok krediyi de ödediği, davacının dava dilekçesinde davalıların %40 inkar tazminatı talep ettiği, talebin yersiz kaldığı, hukuka ve yasaya aykırı olduğundan mümkün olmadığı, açıklanan dilekçedeki tüm nedenlerle davanın reddine, asıl borç miktarı belli olmayan bir alacağın asıl borç miktarının belirlenmesini ve alacağa işletilen %80 oranındaki temerrüt faizinin, resmi gazetede yayınlanan merkez bankası tebliği oranı çerçevesinde yeniden hesaplanmasını, başlatılan haciz ve satış işlemlerinin durdurulmasını, itirazlarının kabulü ile davacının %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar ———– mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; aleyhine ikame edilen dava konusu borç davalılara ait olmadığı, davalılar davacıdan alacaklı bankadan kredi kullanmadığı, kredi sözleşmelerindeki imzalar davalılara ait olmadığı, borçlu —-hissedarı ve yetkilileri olan ve huzurdaki davada da davalı bulunan ————– şirketleri lehine kredi talebinde bulunurlarken fiilen ortaklıktan ayrılan ancak o dönem itibarı ile halen —— kayıtta ortak görünen davalıların bilgisi ve onayı olmadan irtibatlandırılmış olabileceği, davalıların anılan kredi ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını bildiği, davalıların aleyhine —– tarafından da kefalete dayalı olarak aynı huzurdaki davada olduğu gibi kredi sözleşmesine istinaden icra takibi başlatıldığı ve itiraz edilerek ———- sayılı dosyadan yapılan yargılama neticesinde kredi sözleşmelerindeki imzaların davalılara ait olmadığı ve davalıların borçlu bulunmadığına karar verilmiş ve karar yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, görüldüğü üzere davalıların imzaları kullanılarak çeşitli bankalarda kredi talebinde bulunulduğu, takibe konu borcun ferilerine işletilen faize ve oranına ilişkin yapılan itiraz da haklı ve yerinde olduğu, açıklanan nedenlerle davanın ————— sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mümkün görülmemesi halinde anılan dosyanın bekletici mesele olarak kabul edildiği, huzurdaki davanın reddine, davalıların herbiri lehine ve davacı aleyhine %40 dan az olmamak üzere vaki kötü ziyeti nedeniyle inkar tazminatına, davalıların her biri lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —– olduğu; takibin — asıl alacak, — İşlemiş faiz ———- İhtiyati haciz masrafı ve —– İhtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam —-asıl alacak, ——- işlemiş faiz — olmak üzere — ile birlikte toplam—– tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; borçlu——– tarafından —— tarihli dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Temlik alan davacı vekilinin — tarihli beyan dilekçesinde davaya konu alacağın davacı —- devralındığını beyan ederek ilgili belgeleri dosyaya sunduğu anlaşılmıştır.
Davalılar ——davaya konu genel kredi sözleşmesine istinaden——– Sayılı takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine yönelik olarak ———– esas sayılı davaları açmış olup yapılan yargılamada usul ekonomisi gereği davaların birleştirilmesi yoluna gidilmiş ve gerek alınan —-günlü raporu ve gerekse —— günlü raporları ile —- bedelli sözleşmedeki imzaların davacıların eli ürünü olmadığı, —– bedelli kredi sözleşmelerinde davacı —–izafeten atılan imzaların ise bu davacının eli ürünü olduğu anlaşılmakla; davacı—– tarafından davalı banka alacaklı aleyhine açılmış olan menfi tespit davasının kabulüne, davacı——– takip dosyası ile ilgili davacı —- davalıya borçlu olmadığının tespitine, ve Birleşen davanın davacısı ———–tarihli sözleşmedeki imzanın davacı —- eli mahsulü olmadığından — bedelli sözleşme ile ilgili olarak —- sayılı takiple ilgili borçlu olmadığının tespitine,—- tarihli — bedelli sözleşme ile —-tarihli ——- bedelli sözleşmelerdeki imzaların davacı — eli mahsulü olduğu anlaşılmakla; bu 2 sözleşme ile ilgili davalı —– tarafından açılmış olan menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine —–sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, iş bu dosyanın ——– dosyasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalılar ———– icra dosyasına konu edilen borç bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından —– tarihinde gönderilen raporda özetle; yapılan 1. ve 2. protokoller sonucunda her iki tarafında mutabık olduklarını bildirdikleri itfa planı gereği ödenmiş tutar toplamı olan —- tüm borç tutarı olarak protokol gereği karşılıklı anlaşmış bulundukları borç toplamı olan — düşüldüğünde kalan borç miktarının — olduğu görüleceği, davalıların———sayıü dosyada alınmış kararları gereğince, İİK/nın 179/b maddesine göre iflasın ertelenmesi kararı gereği ve bu kararında dosyanın yargıtaydan dönüşünün beklenmesi kararı gereğince de takip dosyasından takibinin yapıldığı kadarı ile de ne zaman sonuçlandığı veya sonuçlanacağıda bilinemediği, bu hususlar davacı——- tarafından da iyi kritik edilmeli diye bakıldığında protokol’den geriye başa dönülmesinin ne denli mantıklı olacağı da göz ardı edilmemelidir diye düşünülebilir bir husus olarak hatıra getirilmesi icap eder diye düşüldüğü, —– Bankaca konulduğu, bu oranın Bankaca belirlenmesi, ”TTK’nın madde 8 gereği. Ticari İslerde Faiz oram serbestçe belirlenir.” kanun maddesine dayanılarak ve Taraflarca anlaşmaya vardan——– yazılı Bankanın serbestçe alacağı karar doğrultusunda hareket edebileceğinin kabulü yatmaktadır sa da; dikkati nazardan kaçmaması gereken ticari karlılıkta hiç de bu denli —– gibi bir oranda kazanç elde edilemediği hususu herkesçe bilindiğinin, işlemiş faiz—– asıl borç olan:——- bölünmesi sonucunda —-yani iki misli bir oranla karşılaşıldığı, bu hususun hakkaniyet ölçüsünde alınması icap eder düşüncesinden hareketle —–bu hususda belirlemiş olduğu uzlaştırıcı yaklaşımlı olan ve dosyamızdaki protokol tarihlerini kapsayan tarihleri içeren sürelere tekabül eden ve genel kredi sözleşmesinde ise kanun gereği faiz oranları net olarak boşluklar doldurulmaksızın belirtilmemiş olması gereğince ve belirtildiği bch şeklinde bir kredi olmayışı ve taksit ödemeli ticari kredi borcundan kaynaklaman cihetiylede ticari işlerde faizin %9 ve temerrüt faiz oranının da ise, —–olarak hesap edilmesi uygun görülmüş olup, hesaplamanın ise davanın devam ediliyor olması nedeni ile davanın hitamı itibariyle bu oranlar göz önüne alınarak hesaplamanın yapılması uygun görüldüğü, kanun gereği şirketin üzerine kayıtlı olmayan ve fakat, 3. şahıs olanların şirket ortaklarından olsalar bile, şahsi malları olarak görülen taşınmazları üzerine alacaklı tarafınca icra yürütülebilir ve ipotek altına alınmasına hüküm çıkarılabileceğine ilişkin rapor sunulmuş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından —– tarihinde uyap üzerinden rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçe ile dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce yapılan —- tarihli duruşmanın iki nolu ara kararı gereği dosyanın önceki bilirkişiden farklı bir bankacı bilirkişiye tevdine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya önceki heyetten farklı bir Bankacı Bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından —- tarihinde mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan iki ayrı ——— lehine Muhtelif tarihlerde nakdî ve gayrinakdi kredi kullandırıldığı, davalı borçlulardan —-arasında imzalanan —- müşterek borçlu müteselsil kefaletlerinden dolayı sorumlu olduğu, diğer davalılardan —– kefalet sorumluluğunun —- olduğu, davalılardan ———- hesap kat ihtarının usulsüne uygun tebliğ edildiği ve davalıların —– tarihinde temerrüde düştükleri, davalıların kendilerine usulsüne uygun olarak İhtarname tebliğ edümediğine ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, diğer davalılar —- hesap kat ihtarının tebliğ edilemediğinden her iki davalının da takip — tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalılar ———– takipteki asıl alacağa yönelik itirazlarının olmadığı, bu davalılar yönünden takipte asıl alacağın kesinleştiği, davacı —- Temerrüt faiz oranına ve işlemiş faiz tutan ve ferilerine yönelik itirazlarının da raporun ilgili bölümlerinde yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde yerinde olmadığı, diğer davalıların —–takibe yönelik; asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri ile, hesap Kat tarihi ile takip arası uygulanan %80 temerrüt faiz oranına yönelik itirazlarının yerinde olduğu, bu davalılar için raporun ilgili bölümlerinde yapılan hesaplamalardan fazla taleplerin yerinde olmadığı, davacı bankanın, davalılardan takip tarihinden sonra %80 temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu, tarafların diğer taleplerinin mahkeme takdirinde olduğunda dair kanaate varıldığına dair rapora tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunmaları, alınan bilirkişi raporları,———sayılı icra dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan iki ayrı———— göre, ——- lehine Muhtelif tarihlerde nakdî ve gayrinakdi kredi kullandırıldığı, davalı borçlulardan—-taraflar arasında imzalanan —- Sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefaletlerinden dolayı sorumlu olduğu, davalılar —–kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edildiği ve davalıların —– tarihinde temerrüde düştükleri, davalıların kendilerine usulsüne uygun olarak ihtarname tebliğ edilmediğine ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davalılar —– takipteki asıl alacağa yönelik itirazlarının olmadığı, bu davalılar yönünden takipte asıl alacağın kesinleştiği, davacı —- faiz oranına ve işlemiş faiz tutan ve ferilerine yönelik itirazlarının ise mahkememizce alınan—- bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin mahkememizce de dosya kapsamına ve mevzuata uygun olduğu kanaatiyle davalıların faiz, faiz oranı ve ferilerine yönelik itirazlarının ise tarafların aynı olduğu ——-sayılı ilamının————— sayılı ilamında da belirtildiği şekilde itirazın iptali davasına konu edilen alacaklar ticari nitelikteki kredi sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, TTK’nın 8. maddesi uyarınca tacirler arasında faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden davalıların itirazlarının yerinde olmadığı, bu anlamda davacının davalılardan takip tarihinden sonra %80 temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalılar—- aleyhine açılan davanın kabulü ile———– dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davacının alacağı likit olduğundan asıl alacağın %40 tutarı inkar tazminatının davalılar —- tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Diğer davalılardan ————— sayılı dosyasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalılar bakımından ———-sayılı icra dosyasına konu edilen borç bakımından sözleşmedeki imzaların davalıların eli ürünü olmadığından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, ayrıca davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin davacının takibi kötüniyetle başlattığına dair dosyada delil olmadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalılar —— yönünden davanın REDDİNE,
-Davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
2-Davalılar —— aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE;
————sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
-Davacının alacağı likit olduğundan asıl alacağın %40 tutarı inkar tazminatının ———– tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 14.380,94-TL harçtan peşin alınan 2.073,70-TL harcın mahsubu ile kalan 12.307,24-TL harcın davalılar —– alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan 2.073,70-TL peşin harcın davalılar——- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 297,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.240,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.558,65-TL yargılama giderinin davalılar——– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar —– tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar —— tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 23.186,73-TL vekalet ücretinin davalılar —–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Davalı —kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 23.186,73-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —-verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı—– yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..24/11/2020