Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/1074 E. 2018/446 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/1074 Esas
KARAR NO : 2018/446

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/09/2012

KARAR TARİHİ : 02/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin, davalı şirketten alacağının faturası kesinleşmiş nitelikte alacak olup davacının fatura bedeli kadar muhtelif kalıp ve parça üreterek fatura ve irsaliyeler karşılığında davalıya teslim ettiğini, faturaların muhatabakat sonucu kesinleştiğini, davalının yeri siparişler verdiğini, fatura bedellerinin bir bölümünün ödendiğini, takibe konu edilen bölümünün ödenmediğini, davalı tarafın bedeli ödemeyeceklerini bildirdiğini, davalı borçlunun gönderdiği faturada yer alan taleplerinin hiçbirinin doğru ve hukuki olmadığını, sipariş sırasında malın fiyatının belirlendiğini, davalının tek taraflı indirim yapmasının mümkün olmadığını, davalının malları iade etmediği için iade bedeli de talep edemeyeceğini, itirazın haklı olmadığını bildirmiş, davalının itirazının iptaline takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takibinde Pendik İcra Müdürlüğünün yetkili olmayıp müvekkili şirketin adresi itibarıyla Manisa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, yine aynı nedenle yetkili mahkemenin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir şekil ve surette borcu bulunmadığını, müvekkili şirket davacı şirket ve bir Amerikan şirketinin kendi bölümleri ile ilgili parçalar ürettiğini ve bunları müvekkili şirketin adresinde toplandığını, üç şirketin imal ettiği parçaların İngiltere’deki ürün mühendisinden onay alındıktan sonra prototipin imal edilebildiğini, davacı şirketin davaya konu malları istenen nizam ve evsafa uygun yapmadığını, bu durumu davacı şirkete bildirdiklerini, ürünlerin mühendisten onay görmediğini, ayıpların gizli ayıp niteliğinde bulunduğunu, bu durumu davacının da bildiğini, davacının faturaların kesinleştiğine dair açıklamalarının hukuki değerinin bulunmadığını, davalı şirketin faturasına haksız olarak itiraz ettiğini, icra takibi yapmada suiniyetli davrandığını bildirmiş, davanın usul ve esas yönünden reddine ve davacı tarafın kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davaya ve icra takibine konu faturalarda gösterilen ticari ürünün davacı tarafından üretilerek davalı tarafa teslim edildiğine dair bir uyuşmazlık yoktur.
Davacı üretilip teslim edilen ticari ürünlerden takibe konu edilen bölümünün teslime ve sözleşmeye rağmen ödenmediği iddiasındadır. Davalı taraf ise davacı tarafın ürettiği malların gizli ayıplı olup, ürün mühendisinden onay almadığı, buna bağlı olarak bedelinin ödenmemesi gerektiği iddiasındadır.
Uyuşmazlık, davacı tarafça üretilerek fatura ve irsaliyelere dayalı olarak teslim edilen ticari ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, davalı tarafın ayıpla ilgili bildirim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini, ayıbın niteliği itibarıyla davalı tarafın kısmen ya da tamamen ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak davalı tarafın itirazının kısmen ya da tamamen iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğünün —- Sayılı icra dosyasında davacı şirket, davalı şirket hakkında fatura ve sevk irsaliyelerine dayalı olarak işlemiş faiz ile birlikte toplam 385.160,38 TL’lik alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin tebliğinden sonra davalı vekili yasal süre içinde sunduğu itiraz dilekçesinde icra takibinin yetkisi ile birlikte davalı şirketin davacı şirkete borçlu olmadığını bildirerek borca ve ferilerine itiraz etmiş, bu nedenle takip durmuştur.
Davalı tarafça icra dairesi ile mahkemenin yetkisine ilişkin yaptığı itiraz taraflar arasındaki sözleşmenin istisna akdi sözleşmesi olduğu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin HMK’nun 10. Maddesi uyarınca akdin icra edileceği yer olup, davaya konu ticari ürünün Pendik’te üretilerek burada davalı tarafa teslim edildiği, bu nedenle sözleşmenin icra edildiği yerin Pendik olduğu göz önünde tutularak her iki itiraz yönünden de haklı görülmemiştir.
Taraflarca bildirilen ve sunulan tüm deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulunun 25/03/2014 tarihli raporu ile davacı taraf defterlerine göre davacının davalıdan 400.507,26 TL davalı defterlerine göre alacağın 16.467,45 TL olduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası, ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerçekli ve denetime elverişli nitelikteki rapor ve ek raporlar özellikle ticari defterlerdeki alacak miktarı yönünden hükme esas alınan 25/03/2014 tarihli rapor ile ayıplı mal iddiası yönünden hükme esas alınan 22/04/2016 ve 15/11/2017 tarihli raporlar dikkate alınarak; davalı tarafça davaya konu ürünlerde bulunduğu iddia edilen gizli nitelikteki ayıpların gizli ayıp olmayıp açık ve anlaşılabilir ayıplar olabileceği, davalı tarafın iddia ettiği ayıpların varlığını kanıtlayacak dosyaya hiçbir delil ve belge sunmadığı, davalı tarafın davaya ve takibe konu ürünleri davacıya iade etmeyip kullandığı, buna göre ürünlerin ayıplı olduğunun kabul edilemeyeceği, davalı tarafın davacı tarafa ayıplı mal nedeniyle keserek gönderdiği ve davalı tarafça itiraz edilerek kabul edilmeyen 384.039,83 TL’lik faturayı doğrulayacak ve kanıtlayacak hiçbir delilin davalı tarafça dosyaya sunulmadığı, ticari defter ve kayıtlara göre davacı tarafın davalıdan 400.507,36 TL alacaklı görüldüğü, bu miktar ve kayıtlara göre icra takibine konu edilen asıl alacağın kayıtlı alacak miktarından daha düşük olması nedeniyle davacının davalıdan takip konusu yaptığı alacağı talep edebileceği, taraflar arasında ödeme gününün sözleşme ile belirlenmemiş olması ve davacı tarafın icra takibinden önce davalı tarafı temerrüte düşürmemiş olması nedeniyle davacı tarafın işlemiş faiz talebinin haklı olmadığı, icra dosyasında talep edilen işlemiş faizin yasal norma uygun olmaması nedeniyle davacı tarafın işleyecek faiz yönünden yıllık %17,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla, itirazın asıl alacak ile işleyecek faiz üzerinden iptali ile takibin devamına davacı tarafın fazlaya ilişkin işlemiş faiz isteminin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davalı tarafın haksız itirazına bağlı olarak asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de asıl alacağın tümüyle kabulüne karar verilmesi, davalı ve davacı tarafın kötü niyetli olmadığı dikkati alınarak davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ve davalının davaya konu İstanbul Anadolu—-İcra Müdürlüğünün —- Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile;
Takibin 384.039,83 TL asıl alacak ile işleyecek faiz yönünden %17,75 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin 1.120,55 TL işlemiş faiz isteminin reddine,
2-384.039,83 TL asıl alacağın %20 oranındaki 76.807,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Harçlar yasasası uyarınca alınması gereken 26.233,76 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 5.704,80 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 20.528,96 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça peşin yatırılan 5.704,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına AÜTT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 28.992,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen bölümü için davalı yararına AÜTT’nin 13(1-2) maddesi uyarınca takdir edilen 1.120,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 560,05 TL yirmi dört adet tebligat gideri ve 4.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.531,20 TL yargılama giderinden 349/350’nın karşılığı olan 5.515,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1/350’nın karşığlı olan 15.80 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davanın kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle davalı tarafça yapılan 37,00 TL dört adet tebligat gideri ve 6.600,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 6.637,00 TL yargılama giderinden 1/350’nin karşılığı olan 18.96 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 349/350’nin karşığlı olan 6.618,04 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/05/2018