Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/1216 E. 2022/705 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/1216 Esas
KARAR NO : 2022/705

DAVA : Tespit (Anonim Şirkette Pay Devrinin)- Ticaret Sicil Kaydının Silinmesi
DAVA TARİHİ : 01/12/2011
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülen Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirkette —– ile işe başladığını,——– ise bedelini tahsil etmek suretiyle davalı şirket hisselerini diğer davalılar .———– sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ve mahkeme kararı ile sabit olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmadığını,————— dosyasında kıdem, ihbar alacaklarının incelendiğini, mahkemenin müvekkilinin işten ayrıldığı gün itibariyle şirket ortağı ve yönetici sıfatının bulunmadığını ve alacak talebinin haklı olduğu sonucuna ulaştığını, davalı şirket ortaklarının ihmali ile hisse değişikliğinin —— bildirilmediğini beyan ederek, müvekkilinin ———–ortak olduğu kaydının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının davalı şirketteki ortaklığının hisse devri ile sona erdiğinin tespiti ile eski ortaklığının re’sen ve hükmen —— terkinine karar verilmesi istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, davalı şirketin —– tarihinde resen —– terkin edildiği anlaşılmakla, davacıya ‘şirket ihyası’ davası açmak üzere süre verilmiş,—- sayılı dosyasında verilen ihya kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Hükme esas alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının davalı—- davalı ..——— davalı ….——— kaydi olarak devrettiğinin iddia edildiği, davalı şirketin pay defterinin ibraz edilmediği, bu nedenle devrin pay defterine kaydedilip kaydedilmediğinin tespit edilemediği, davacının hisse devrinden sonraki bir dönemde ——- sıfatı ile şirketin ——- kararında imzasının bulunduğu, bu durumun davacının hisse devrinden sonra da davalı şirkette —– yöneticilik yaptığı ve o dönem yürürlükte olan TTK hükümlerine göre ortaklığının devam ettiği yönünde kanaat oluşturduğu, davacının şirket ortaklığından ayrıldığına yönelik dosya içinde ‘tesvik edici bir delil bulunmadığı’ yönünde görüş bildirdiği görülmüştür.
Uyuşmazlığın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6272 sayılı TTK’nın 416.maddesine göre; nama yazılı hisse senetleri, ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir. Bu halde devir, ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olur. Bu halde devri, ancak pay defterine kayıt edildiği takdirde şirkete karşı ileri sürülebilecektir. Davalı şirketin ana sözleşmesinde her ne kadar hisse denetlerinin nama yazılı olduğu kararlaştırılmış ise de; dosya içeriğinden şirket paylarının henüz senede bağlanıp bağlanmadığı, bunlara ilişkin—– çıkarılıp çıkarılmadığı belli değildir. Ancak her halde payların senede bağlı olması halinde devrin 622 sayılı TTK’nın 416-417.maddlerine uygun yapılmadığı; senede bağlanmadığının kabulünde ise pay defterine kaydedildiğine dair bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte —–gelen belgelere ——-devri sözleşmesine göre; —–davacının, her iki davalıya toplamda —– payını devrettiği ve halen davalı şirkette —–payının bulunduğu anlaşıldığından davanın şirket yönünden esastan reddine karar verilmiş; şirket ortağı olunmadığının tespiti davasının ancak şirkete karşı açılabileceği, ortakların taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından, davalılar ——— yönünden husumet yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacının davasının, davalılar ….————- yönünden HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE
2-Davacının davasının, davalı ————–yönünden ESASTAN REDDİNE
3-Davacı tarafça yapılan masrafların, uhdesinde bırakılmasına
4-Davalılar tarafından yapılmış herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, 18,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 62,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA
6-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.