Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/114 E. 2018/1077 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/114 Esas
KARAR NO : 2018/1077
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/02/2011
KARAR TARİHİ : 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü’nün ———— esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında——- tarihli aracılık hizmet ve garanti sözleşmesinin yapıldığını, bu kapsamda davalıya dava dışı—– tarafından —- indirilmiş deniz yakıtı satıldığını, davalının aldığı akaryakıtın bedelini ödemediğini, bunun üzerine garantörlük sözleşmesi uyarınca bu tutarın davacı tarafından Balpet’e ödendiğini, bu nedenle davalıdan alacaklı olunduğu iddia edilerek borçlunun mal kaçırma ihtimaline istinaden mallarına tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, itirazın iptali ile takibin devamına, %40’tan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, üçüncü kişinin fiilini taahhüt kapsamında yapılan ödemelerin rücuen tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılıp dava şartları ve ilk itirazla incelenmiş, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tahkikat ile birlikte deliller toplanmış, bilirkişi incelemeleri yapılarak raporlar alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne geçilmesi gerekiyor ise de davanın yazılı yargılama usulüyle başlamış olması ve tahkikatın bu usule göre bitirilmiş olması gözetilerek davalının hukuki dinlenilme hakkı kapsamında ve hukuk güvenliği ilkesince sözlü yargılama aşamasına geçilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davacının tedbir talebi dava konusu hususların yargılamayı gerektirmesi ve alacak iddiasının yaklaşık olarak da olsa ispat edilemediği gerekçesiyle tensiben ve yinelenmesi sebebiyle———- tarihli ara karar ile reddedilmiştir.
İcra dosyası ve Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——— E sayılı dosya sureti ve dava dışı—— isimli firmaya yazılan yazı cevabı celp edilmiş, davacı tarafça dosyaya sunulan davacı ile dava dışı —–arasında imza edilen ——- tarihl———– Sözleşmesi sureti, fatura suretleri, banka dekonları ve yakıt teslim tutanakları dosya içerisine alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; takibin alacaklısının ————, borçlusunun ——— olduğu, takibin dayanağının rücuen tahsil istemi olarak gösterildiği, takibin ——–TL asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; süresi içerisinde yapılan itiraz sonrasında icra müdürlüğünce durdurma kararı verildiği ve davanın İİK.’nın 67. Maddesindeki 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— E; ——- K sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamızda itirazın iptali istemine konu alacak ile ilgili olarak öncelikle Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün ——— E sayılı başlatılan takip dosyasında davalının icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, mahkemece, taraflar arasında doğrudan hukuki ilişki bulunmadığı gerekçesiyle yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiği kararın ——– tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı ile dava dışı ——- arasında imza edilen ———0 tarihli ———- Sözleşmesi incelendiğinde, davacının hizmet veren garantör sıfatı ile ——-tarafından üçüncü kişilere yapılacak yakıt satışına aracılık ederek ve buna karşılık prim alacağı ve üçüncü kişilerce ödeme yapılmaması halinde satış bedellerinin tamamını ödemeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin süresinin 1 yıl olarak belirlendiği görülmüştür.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya Mali Müşavir ———— tevdi edilerek rapor alınmış anılan bilirkişi tarafından sunulan 10/08/2012 tarihli raporda, davacının —– yılı ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreler içerisine yapılmadığı, davacının defter ve kayıtlarında davalı ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı bildirilmiş, davacı vekilince iş bu rapora yapılan itirazlar sonrasında dosya bu kez aynı mali müşavir ile birlikte Dr———- oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış; Bilirkişi Heyetince sunulan ——— tarihli raporda davalının sözleşmenin tarafı olmadığı ve ancak haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olabileceği ancak somut olayda haksız fiile dayalı sorumluluk unsurlarının bulunmadığı, mahkemece söz konusu ihtilafın üçüncü kişinin fiilini taahhüt kapsamında olduğu değerlendirilir ise fiili taahhüt edilen davalının sözleşmede taraf olmadığı sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince davalının sözleşmeden kaynaklı herhangi bir hak kazanması veya borç altına girmesinin hiçbir şekilde söz konusu olmayacağı ve davacının alacak iddiasının sübut bulmadığı kanaati bildirilmiş, bu rapora da davacı vekilince itiraz edilmesi sebebiyle bu kez dosya Dr. ——– ile mali müşavir ——— oluşan heyet tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi heyetince sunulan ——- tarihli raporda davacının vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında davalıdan alacak talebinde bulanabileceği ancak ödemeyi yapanın davacı değil ———-isimli şahıs olduğu ve davacının defterlerinde ödeme yaptığına dair herhangi bir delil olmadığı ve defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olmadığının belirtildiği, özetlenen bilirkişi raporuna davacı vekilinin itirazları ve dava dışı ——-isimli firmaya yazılan yazı cevabı doğrultusunda dosya bilirkişi Dr.———- görevden affı talebinin kabul edilmesi ile bu kez Dr. ———- ile ——— oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve anılan bilirkişilerce sunulan ——– tarihli raporda aynı hususlar tekrar edilmiş, davacı vekilinin bu rapora heyete sektör uzmanı bilirkişinin eklenmesi ile yeni heyet oluşturularak rapor alınması yönündeki itirazları kapsamındaki talebi reddilmiş alınan rapor içerikleri HMK.m.282 hükmünce denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının dava dışı şirketten almış olduğu akaryakıt bedellerinin davacı tarafından ödenip ödenmediği, davacının dava dışı şirket ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında ödediğini iddia ettiği bedelleri davalıdan talep etme koşullarının bulunup bulunmadığı bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddiaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davalının dava dışı ——-isimli firmadan akaryakıt satın aldığı, davacının söz konusu yakıt bedelinin dava dışı —— isimli firma ile yapılan ———- kapsamında ödediğini iddia ettiği, anılan sözleşme de davalının taraf olmadığı ve sözleşme hükümleri incelendiğinde üçüncü kişi yararına ilişkin hükümler içermediği, davacının incelenen 2010 yılı ticari defterlerinin süresi içinde tasdiklerinin yapılmaması sebebiyle sahibi lehine delil vasfına haiz olmadığı, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerin defter ve kayıtlarında yer almadığı, alınan bilirkişi raporlarında davacının davalıdan takip konusu alacağı talep etmesinin yasal koşullarının bulunmadığının belirtildiği, gerçekten de davacının davalı adına yapmış olduğunu iddia ettiği ödeme sebebiyle aralarında TBK.m.128 kapsamında üçüncü kişinin fiilini taahhüt/rücu ilişkisi olduğu, yani davacının davalının borcunu ödemiş ise vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda bu ödemeyi davalıdan talep edebileceği, dolayısı ile davacının yapmış olduğu ödemeleri ispat etmesi gerektiği, sunulan banka dekontlarına göre davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerin ——— isimli şahıs tarafından yapıldığı, her ne kadar para borcunun ödenmesinde TBK m.89 hükmünce şahsen ifa zorunluluğu bulunmasa da bu kişi ile davacı arasında temsilci ve veya yetkisiz temsil ilişkisinin olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil vs sunulmadığı dolayısı ile herhangi bir ilişkilendirmenin yapılamadığı, bir an için dava dışı ——–tarafından sunulan cevabi yazı içeriğinde ödemelerin sözleşme kapsamında davacı tarafından yapıldığı belirtilmiş ise de ödemeleri yapan ———–ileride vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme iddiasıyla açacağı dava ile yine davalıdan talepte bulunabileceği dolayısı ile davacının en azından basiretli tacir gibi davranarak yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelere dair kayıtları ticari defterlerine işlemesi gerektiği ancak davacının incelenen ticari defterlerinde yukarıda değinildiği gibi davalı ile hiçbir kayıt bulunmadığı gibi dava konusu ödemelere ilişkin olarak da dava dışı ——-ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 35,90 TL’nin peşin olarak yatırılan 533,15 TL’den mahsubu ile 497,25 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa idesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/11/2018