Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/105 E. 2022/24 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2009/105 Esas
KARAR NO: 2022/24 Karar
DAVA TARİHİ: 04/12/2009
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkili —– arasında imzalanan—- istinaden—- —-tarihinde bir adet pos cihazının teslim edildiğini, ——— cihazından,—–tarihinde, —- numaralı sahte kredi kartıyla bir adette — yine aynı bankaya ait—-numaralı sahte —- — toplam— usulsüz işlemlerin gerçekleştirilmesi sonucunda müvekkili bankanın toplam — tutarında zarara uğratıldığını, —- tarihinde üye işyerinin müvekkili — numaralı hesabına —tutarındaki komisyon kesildikten sonra toplam — alacak kaydedildiğini, ——- yerince tahsil edildiğini, ancak—tarihinde üye işyeri firmaca yapılan işlemlerin usulsüz ve sahte kredi kartlarıyla gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşılması üzerine, üye işyeri —– numaralı hesabında bulunan —bakiyenin, üye işyeri firması tarafından imzalanan —–müvekkili banka alacağına mahsup edildiğini, bakiye alacak olan —-denmemesi üzerine —- sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ——- yapılan işlemlerin —- tarafından yapıldığının müvekkili banka tarafından —- yapılan şikayet üzerine tespit edildiğini ve — dosyası ile ceza davası açıldığını ve davanın devam etmekte olduğunu, söz konusu davanın —- tarihli duruşmasında — sahte kimliğini kullandığını kabul ettiğini, bunun üzerine müvekkili banka tarafından, bakiye alacak için,—Aleyhine,—–dosyasıyla icra takibine başlandığını, borçlunun —— tarihinde tüm borca itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, davalının icra takibine itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu iddia ederek, davalının, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalının haksız eylemleri sebebiyle davacı bankanın uğramış olduğu zararın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalının usulsüz işlemlerin sebebiyle davacı bankanın zarara uğradığını, oluşan zararın tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- Karar sayılı dosyası— üzerinden celp edilmiş, —– sayılı dosyası aslı gibidir örneği dosya arasına alınmış, — tarihli bilirkişi raporu, ——tarihli bilirkişi ek raporu, —tarihli bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; —-Davacı tarafından iddia edilen, davalının sahte kimlik kullanarak, adına —yaptığı üye işyeri— hesabından, — tarihinde yapıldığı belirtilen —- tarihinde de ——–nolu hesabına geçtiği belirtilen tutarların, dosyaya sunulan—— uyumluluk tespit edilemediği dava dilekçesinde, davalının; — dosyası ile görülmekte olan davanın — tarihli duruşmasında davalı — tarafından, —- kimlmiğini kullandığını kabul ettiği belirtmesine karşın, dosya içerisinde bu hususa ilişkin başkaca bir belge bulunmadığından davacı taleplerinin yerindeliği hususunda kanaate varılmamıştır—– yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; —Davalının sahte kimlik kullanarak, adnıa —-yaptığı — —- hesabından,—- tarihinde yapılan ve —tarihinde de —–bankadaki —- geçilen tutarlar nedeniyle; davacı bankanın davalıdan —- alacaklı olduğu icra takibinde talep edilen işlemiş faiz alacağının —- bakımından yerinde olduğu —olduğu, Davalının; —-dosyası ile görülmekte olan davanın —- tarihli duruşmasında davalı —-tarafından,—- sahte kimliğini kullandığını kabul etmesine karışın, raporumuzun —–Sayfasında belirtilen davalı vekilinin —- yargılamasındaki “bankalara yapılan başvuruların kabul edilmediği” belirtildiğinden, ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesi….” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle,—- davalı —–takip tarihi itibariyle, —- işyeri firmaca kopyalanmış kredi kartları yapılan usulsüz işlemlerin gelen chargeback talepleri sebebiyle, —- maddeleri uyarınca, —- asıl alacak ve —-avans faizi olmak üzere —– toplam alacağının olduğu, Davacının, “takip tarihi itibariyle” hesaplanan alacağı Davacının icra ödeme emrinde yazılı alacak talebinin ise, — asıl alacak —–faiz olmak üzere toplam —- olduğu, Davacının “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebi Davacının hesaplanan alacağının —- kapsamına uygun olduğu ve—– kayıtlarının incelenmesi suretiyle tespit edildiği, Davacının tarafımca hesaplanan — faiz alacağı ile davacının icra ödeme emrinde yazılı— faiz talebi arasındaki —-aleyhte farkın; icra takibinde avans faizi talep edilmiş ise; yapılacak hesaplamalarda, —— maddesine göre, dönemler itibariyle değişen avans faizi oranlarının aynen uygulanmasının gerektiği, bu oranların, piyasa koşullarına göre, dönemler itibariyle, alacaklı lehine yükselebileceği gibi borçlu lehine düşebileceği, aynı zamanda davacı tarafından talep edilen—– faiz oranının, taraflar arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi ile sabitlenmesinin de mümkün olmadığı, Davalının,—- Soruşturma sayılı dosyasından yapılan soruşturmasında; bu davaya konusu suçlarının tek tek tespit edildiği, hakkında açılan ceza davasında,——- kararında bu suçlardan suçlu bulunduğu, ancak zamanaşımı sebebiyle hakkında açılan kamu davasının düşürüldüğü, Davalı hakkında açılan ceza davasının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesinin, davacının, “davalının usulsüz eylemleri sebebiyle oluşan zararını” davalıdan talep etmesine bir engel teşkil etmediği, Tahsilde tekerrür oluşturmamak ve —- uyarınca; takip tarihinden sonra yapılabilecek kısmi tahsilatların öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsubu sağlanmak kaydıyla,— asıl alacak tutarına, takip tarihinden asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, —– göre, dönemler itibariyle değişen avans faiz oranları üzerinden temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği;—– yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran—— taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda, davacı banka tarafından davalının gerçekleştirmiş olduğu usulsüz işlemler sebebiyle davacı bankanın zarara uğradığı iddia edildiğinden, davacı bankanın zararı ve oluşan zarara davalının sebebiyet verdiğini yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafından davacı tarafça iddia edilen — kullanmadığı beyan edilmiş ise de; — kısmen onama kararı ile kesinleşen kararları , —— tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında davalının dava konusu posları aldığı ve kullandığı, davalı bankayı zarara uğrattığı, davacı bankanın uğramış olduğu zarardan davalının sorumlu olduğunu yöntemince ispat ettiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir. Ayrıca davalı eylemlerinin haksız fiil niteliğinde olması sebebiyle davacı tarafından olayın gerçekleştiği tarihten itibaren faiz talebinin yerinde olduğu, ancak —- tarihli bilirkişi raporu gereğince davacının avans faizi talep edebileceği değerledirilmiş, fazlaya ilişkin davacı taleplerine itibar edilememiştir. HMK 94/3 maddesi gereği davalının — tarihli bilirkişi raporuna itirazı olmadığı da nazara alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının—— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile,—–alacak, ——- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/2 maddesine göre dönemler itibariyle değişen avans faiz oranları üzerinden işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı sadece dava dışı —- kimliğini aldığını, ancak —cihazı verilmediği ve kullanmaması sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de; ——- tarihli bilirkişi raporu, davalının vermiş olduğu savunma ve davacı banka kayıtları dikkate alındığında dava konusu —– davalıya teslim edildiği ve davalının bunları kullanarak davacı bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiği anlaşılmış bu yöndeki davalı savunma ve beyanlarına itibar edilmemiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ——–Dosyaya konu alacağının likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği —– tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği —- tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkar tazminatı asgari %20 olarak uygulanması gerektiğinden, takip tarihi ve davacının talebi dikkate alınarak icra inkar tazminatının % 40 üzerinden uygulanmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —–esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile,—— asıl alacak, —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/2 maddesine göre dönemler itibariyle değişen avans faiz oranları üzerinden işleyecek temerrüt faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %40’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.977,17- TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 477,40 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.499,77-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 477,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 15,60-TL başvuru harcı, 11,00 -TL vekalet harcı, 110,00 – TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.586,6-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.298,79-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2022