Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/96 E. 2023/1003 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/96
KARAR NO : 2023/1003

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/02/2023
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının, —– nolu tesisata konu 19.09.2018 ve 12.12.2018 tarihinde —– adresinde kaçak elektrik kullanımı sebebiyle19.09.2018 tarihli —– nolu kaçak elektrik tutanağının tutulduğunu, “Kesilen enerjiyi açıp kullandığından tutanak tutuldu.” açıklamasının yazıldığı, 12.12.2018 tarihli —– nolu kaçak elektrik tutanağının tutulduğunu, “Kesilen elektriği açıp kullandığından tutanak tutuldu.” açıklamasının yazıldığı, işbu kaçak tükettiği enerjilere konu 16.121,38 TL kaçak elektrik tahakkuk bedelleri hesaplandığını, davalının işbu bedele konu faturaları ödemediğini, Davalının, 30.05.2018 tarihli ilgili yönetmeliğin m.42/1-ç bendi gözetilerek işbu kaçak tutanağının tutulduğunu ve tahakkuk bedelinin hesaplandığını, kaçak tutanağına tahakkuk edilen bedelin takip tarihine kadar 1.117,13 TL gecikme faizi ve işbu faizin KDV’si olan 201,19 TL yansıtılarak toplamda 17.440,30 TL hesap edildiğini, işbu bedelin takibi için —- İcra Müdürlüğü’ nün —– Sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, Davalının tüm borca ve ferilerine itirazda bulunduğunu iddia ederek; davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafından iddia edilen kaçak elektrik kullanımına ilişkin işyerinin ve bu kullanıma ilişkin evrakların müvekkili ile alakasının olmadığını, gerekli belgelerin incelenmesinde müvekkilinin adının geçmediğinin görüleceğini, ilgili yazı cevabında da dava konusu işyerine ilişkin gelen abonelik bilgilerinde farklı şahıs isiminin yazdığını, davanın ilgili kişilere açılmasının gerektiğini, müvekkilinin olayda husumetinin bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden itirazda bulunduklarını, kaçak tespit tutanakları incelendiğinde sözleşmesiz elektrik kullanıldığının iddia edildiğini, fakat icra takibinde sözleşme numarası üzerinden takıp yapıldığını, davacının kötü niyetli olarak davalı müvekkil adına durmadan tutanaklar düzenlediğini, davacı tarafça müvekkili aleyhine başlatılan haksız icra takibi nedeniyle davacılar aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, alacağın likit olmadığını, likit olmayan ve kesin olmayan iddialar nedeniyle icra inkar tazminatın hükmedilemeyeceğini savunarak; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, davanın esastan reddini, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—-Vergi Dairesi Müdürlüğü,—– İl Müdürlüğü’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 06/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”6.1) İddia edilen kaçak kullanımın hangi tarihlerde gerçekleştiği:
İddia edilen kaçak kullanımın 11.07.2018 – 19.09.2018 ve 20.09.2018 – 12.12.2018 tarihleri arasında gerçekleştiği,
6.2) Kaçak kullanım sırasında adresin kim tarafından kullanıldığı (davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı):Vergi Dairesinin vermiş olduğu müzekkere cevabında kaçak tutanaklarının tutulduğu 2018 yılı içerisinde Davalı ticarethanenin aktif vergi mükellefi olması ve —- ile —– aboneliklerinde de işbu ticarethaneye atıfta bulunarak abonelik almalarından dolayı işbu Kaçak Elektriğin Davalı tarafından kullanıldığı,
6.3) Kaçak kullanım bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa bedeli hususlarının tespiti:
6.3.1) Davalının dava konusu adreste her iki kaçak tutanağında belirtildiği gibi “Kesilen elektriği açıp kullandığından tutanak tutuldu. ” ifadesiyle ilgili yönetmeliğin m.42/1ç bendinde de belirtildiği üzere kaçak enerji kullandığı,
6.3.2) Davacının her iki tahakkuk hesabının yerinde olduğu,
19.09.2018 tarihli —– nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağına konu 5.945 kwh elektrik tüketime konu elektrik bedelinin 2.875,77 TL olduğu, Kaçak Ceza Bedelinin 2.875,77 TL olduğu, vergi ve fonlar dahil toplamda 6.979,47 TL Kaçak Elektrik Kullanım bedeli hesap edildiği, 12.12.2018 tarihli —– nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağına konu 6.585 kwh elektrik tüketime konu elektrik bedelinin 3.759,89 TL olduğu, Kaçak Ceza Bedelinin 3.759,89 TL olduğu, vergi ve fonlar dahil toplamda 9.143,61 TL Kaçak Elektrik Kullanım bedeli hesap edildiği,
6.3.3) Kaçak Tutanaklarına konu bedellerin son ödeme tarihinden(Kaçak Tutanak tarihinden sonraki 2 haftayı ihtiva eder) icra takip tarihine kadar geçen sürede dava konusu kaçak elektrik kullanım bedellerinin gecikme faiz bedeli ve faiz KDV bedelleri dahil olmak üzere toplamda 21.881,19 TL hesap edildiği,Davacının icra takibinde 17.440,30 TL talep etmesiyle, sınırlılık ilkesi gereği Davacının dava değeri kadar 17.440,30 TL talep etmesinin yerinde olduğu,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalının perakende satış sözleşmesi olmaksızın —— adresinde elektrik enerjisi tüketmesi (kaçak elektrik tüketimi) iddiasına dayalı haksız fiilden kaynaklı tazminat alacağına dair başlatılan—– İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir (Yargıtay —–HD—- Esas—— Karar nolu, 01/07/2020 tarihli, —- Esas—— Karar nolu 24/06/2020 tarihli,—– Esas—– Karar nolu 16/01/2020 tarihli ilamı).
06/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda “İddia edilen kaçak kullanımın 11.07.2018 – 19.09.2018 ve 20.09.2018 – 12.12.2018 tarihleri arasında gerçekleştiği, Vergi Dairesinin vermiş olduğu müzekkere cevabında kaçak tutanaklarının tutulduğu 2018 yılı içerisinde Davalı ticarethanenin aktif vergi mükellefi olması ve —- ile —– aboneliklerinde de işbu ticarethaneye atıfta bulunarak abonelik almalarından dolayı işbu Kaçak Elektriğin Davalı tarafından kullanıldığı, Davalının dava konusu adreste her iki kaçak tutanağında belirtildiği gibi “Kesilen elektriği açıp kullandığından tutanak tutuldu. ” ifadesiyle ilgili yönetmeliğin m.42/1ç bendinde de belirtildiği üzere kaçak enerji kullandığı, Davacının her iki tahakkuk hesabının yerinde olduğu, 19.09.2018 tarihli —–nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağına konu 5.945 kwh elektrik tüketime konu elektrik bedelinin 2.875,77 TL olduğu, Kaçak Ceza Bedelinin 2.875,77 TL olduğu, vergi ve fonlar dahil toplamda 6.979,47 TL Kaçak Elektrik Kullanım bedeli hesap edildiği, 12.12.2018 tarihli —– nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağına konu 6.585 kwh elektrik tüketime konu elektrik bedelinin 3.759,89 TL olduğu, Kaçak Ceza Bedelinin 3.759,89 TL olduğu, vergi ve fonlar dahil toplamda 9.143,61 TL Kaçak Elektrik Kullanım bedeli hesap edildiği, Kaçak Tutanaklarına konu bedellerin son ödeme tarihinden(Kaçak Tutanak tarihinden sonraki 2 haftayı ihtiva eder) icra takip tarihine kadar geçen sürede dava konusu kaçak elektrik kullanım bedellerinin gecikme faiz bedeli ve faiz KDV bedelleri dahil olmak üzere toplamda 21.881,19 TL hesap edildiği, Davacının icra takibinde 17.440,30 TL talep etmesiyle, sınırlılık ilkesi gereği Davacının dava değeri kadar 17.440,30 TL talep etmesinin yerinde olduğu,” hususları tespit edilmiştir.
Dava konusu alacağın iddiaya göre 11.07.2018 – 19.09.2018 ve 20.09.2018 – 12.12.2018 tarihleri arasındaki kaçak elektrik kullanımından (haksız fiilden) kaynaklandığı, alacağın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesi uyarınca zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, yine tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağı, fiilin aynı zamanda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 maddesi uyarınca 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektiren bir suç olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi uyarınca beş yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımının sekiz yıl olarak öngörüldüğü, bu sebeple alacağın sekiz yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımının TBK 154/1-b.2 uyarınca 16/06/2020 tarihinde —-İcra Dairesi’nin —– Esas sayıbı takibinin yapılması ile kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı, yine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca zamanaşımının 25/01/2023 ilâ 06/02/2023 tarihleri arasındaki arabuluculuk sürecinde durduğu, 08/02/2023 tarihinde davanın açılmasıyla TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının yeniden kesildiği, bu sebeplerle dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davalının zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.Mahkememize yapılan değerlendirmede, davanındavalının perakende satış sözleşmesi olmaksızın —– adresinde elektrik enerjisi tüketmesi (kaçak elektrik tüketimi) iddiasına dayalı haksız fiilden kaynaklı tazminat alacağına dair başlatılan —- İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, kaçak elektrik tüketiminin hukuki niteliğinin haksız fiil olduğu, bu sebeple davacının davalı tarafın hukuka aykırı fiilini, kusurunu, kendisinin zarara uğramış olduğunu ve zarar ile hukuka aykırı fiil arasındaki nedensellik bağını ispatlamakla mükellef olduğu, bu doğrultuda davacının kaçak elektrik tespit tutanaklarına dayandığı, bu tutanakların yukarıda da açıklandığı gibi düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespit içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerden olduğu, davalının süresi içerisinde kaçak tespit tutanağına itiraz etmediği, yine bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiği üzere kaçak tüketim tarihinde tesisatın davalının tasarrufunda olduğu, taraflar arasında elektrik kullanımına ilişkin perakende satış sözleşmesi de bulunmadığı, bu sebeple davacının davalının hukuka aykırı fiilini ve kusurunu ispatladığı, dosyada mevcut deliller ve bilirkişi raporu da dikkate alındığında davacının talep edebileceği kaçak kullanım bedelinin toplam 21.881,19 TL olduğu, davacının zararını da ispatladığı, zararla fiil arasında nedensellik bağının doğal olarak bulunduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince takipte ve davada talep edilen alacağa hükmedilebileceği, tüm bu sebeplerle itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, alacağın miktarının yargılamayı gerektirmesi ve itiraz tarihinde belirlenebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun—- İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (17.369,32 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.186,49 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 210,99 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 975,50 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 416,49 TL dava açma masrafı ve 3.195,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.611,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (17.369,32 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 17.369,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.